Blackened|Simsiyah

Oleh TurkishWriterss

2.6M 132K 32.3K

. Lebih Banyak

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6. Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12.Bölüm
DUYURU
14.bölüm
15. Bölüm
16.Bölüm
ÖZEL BÖLÜM
17. Bölüm
18.Bölüm
19. Bölüm
20.Bölüm
Duyuru
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29.Bölüm
30. Bölüm
31.Bölüm
32. Bölüm
Duyuru
33. Bölüm
34.Bölüm
DUYURU
35.Bölüm

13.Bölüm

58.7K 3.7K 559
Oleh TurkishWriterss

Selam arkadaşlar! Son zamanlarda hikayemize gösterdiğiniz ilgiden dolayı hepinize kucak dolusu sevgilerimizi yolluyoruz^^ Tabi bazi arkadaşlarımız hikayemizi pek beğenmişe benzemiyor. Ama, hani derler ya 'Renkler ve zevkler tartışılmaz' diye. Aynen öyle, kim neyi isterse sever, sevmez. O kısım ona kalmış. Onlara da teşekkür ediyorum ve fazla uzatmamaya çalışarak bölüme geçiyorum^^
~~

"Doğa'nın kiminle öpüştüğünü biliyor musun ?" Bilmiyordum. Ama, Kutay nereden biliyordu? Aslında bu pek önemli değildi. Beni benden daha iyi bilen biri, bu küçük ayrıntıyı da bilirdi herhalde.

Hem zaten Doğa bana yarın söylerdi. Değil mi?

"Doğa'nın kiminle öpüştüğü beni ilgilendirmez. Hem, isterse kendisi söyler."

Mesajımı gönderdikten sonra ayağa kalkıp gerindim. Derin bir nefes aldıktan sonra penceremi açarak yıldızların güzelliğini izlemeye başladım. Yıldızları her zaman sevmişimdir. Sonsuz sayıda ve inanılmaz bir güzelliğe sahipler.

Birkez daha dışarı baktıktan sonra cebimden telefonumu çıkartıp gelmiş mesaja baktım.

"Sen nasıl istersen. Artık uyumalısın. İyi geceler."

"İyi geceler." Mesajı gönderdikten sonra telefonu yatağımın üzerine fırlattım. Biraz önce yaptığım gibi pencerenin önüne geldim.

Gözlerimi yukarı, yıldızlara diktim. Gördüğüm şeyle yüzümde engelleyemediğim ufak bir gülümseme belirdi.

Yıldız kaymıştı. Bir yıldız daha eksilmişti gökyüzünden. Ölmüştü. Küçükken yıldızları izlerken yan komşumuz balkona çıkıp beni görmüştü. Onunla beraber yıldızları izlerken bir yıldız kaymıştı ve bana asla unutamayacağım bir şey demişti.

'O gördüğün yıldız bir melek. Ve o ölmek üzere. Şimdi bir dilek tut ve o küçük melekten gerçekleştirmesini iste. Bu, onun ölmeden önce seve seve yapacağı bir şeydir. Bu arada sakın unutma Gece; o meleğin ruhu dileğin gerçekleşene kadar senin yanında olup, sana yardımcı olacaktır."

Daha fazla gülümseyerek o zaman dilediğim şeyin hala gerçek olmadığını hatırladım. O melek hala benim yanımdaydı. Büyümüştü artık. Küçük melek değil de yaşam desteğim mi deseydim acaba?

Gökyüzüne bakarak fısıldadım.

"Lütfen küçük melek. Duy beni. Ben... Ben"

Derin bir nefes aldıp gözlerimi kapattım.

"Ben sadece mutlu olmak istiyorum. Küçük biran bile olsa, sonunda acılarım sonsuza da katlansa razıyım. Sadece gerçek mutluluğu tatmak istiyorum. Sonra ölsem de olur. Ama lütfen, mutluluğu tam anlamıyla yaşadıktan sonra öleyim... Lütfen."

Gözlerimi açıp gökyüzüne baktım. Yüzümü sinsi bir gülümseme kapladı.

"Bu dileğim gerçek olmayacağına göre, artık sonsuza dek benimlesin küçük melek."

Pencereyi kapatıp üzerimi değiştirmek için dolabımdan geceliklerimi aldım. Gecelik kelimesini seviyordum. Benim için yapılmış kıyafetler gibiydi. 'Gece'lik. Olduğum yerde salak saçma gülümseyip giyindim.

Telefonumu alıp odamdan dışarı çıktım. Annemin odasına girip yatağında uzanan annemin yanına sokuldum. Mis gibi kokusunu içime çektim.

"Nasıl oldun anne?" Güzel gülümsemesiyle bana baktı.

"Ben çok iyiyim Gece. Güzel kızım." diyip bana biraz daha sarıldı. Kollarımı annemin boynuna doladım. Hemen sonrasında telefonumun mesaj sesini duydum. Ama bakamayacak kadar huzurluydum. Zaten birkaç dakika sonunda annemin sıcak kolları arasında uyuya kaldım.

~~

Gözlerimi açtığımda heryerin fazlasıyla aydınlık olmadığını görüp kapatmak istedim. Ama birden telefonuma mesaj geldiğini hatırladım. Elimi yatakta rastgele sallarken annemin olmadığının farkına vardım. Gözlerimi daha fazla açarak yatakta doğruldum. Hızla ayağa kalkarak kapıya koşmak istedim ama gözlerimin kararması buna engel olmuştu. Birkaç saniye sonra düzeldiğinde kapıya koştum.

"Anne!" Hızla nefes alıp veriyordum. Annemin başına bir şey gelmesinden korkuyordum belki de. Tamam, sadece trafik kazası geçirmiş olabilirdi ama hala tam olarak sağlıklı değildi ki.

Merdivenlerden aşağı koşarken ayağım, ayağıma takılmıştı. Yere düşmeden hemen önce bir çığlık attım. Ve sonrasında çenemde müthiş bir ağrı.

"Aman Allahım! Gece!" Annemin bütün evi saran sesi ve adım sesleri.

"Gece!" Ardından Doğa'nın bağırması.

"Gece iyi misin?" Biraz düşünüp sırtüstü döndüm.

"İyiyim, ama sizin bağırmalarınız yüzünden duyma yetimi kaybedebilirim." Annem elini kalbine koyup derin bir 'oh' çekti.

Aslında canım çok acıyordu. Hatta çenemin yerinden çıkacağını düşünüyordum. Ama annem daha yeni hastaneden çıkmıştı. Güçlü gözükmeliydim.

Dolmuş gözlerimi birkaç kez daha kırpıştırdım ve gözyaşlarımı başka bir zamana sakladım. Bundan daha gerekli anlar olacaktı. Hani şu ağlamak isteyip de ağlayamadığımız zamanlar için.

"Gece iyi misin?" Doğa'ya gülümsedim. Her gün bana yaptığı gibi.

"İyiyim ben. Hayırdır? Sabah sabah ne oldu?" Gözlerini devirdi.

"Ne yani en yakın arkadaşımın evine gelemez miyim?" Elimi ona uzattım. Yavaşca elimi tuttu ve ayağa kalkmama yardım etti. Annem de büyük ihtimal kahvaltı hazırlıyordu.

"Gelebilirsin de daha erken değilmi?" Telefonunu bana gösterdi.

"Saat dokuza geliyor uykucu hanım. Birazdan dersimiz var." Gözlerimi pörtleterek odama koşmaya başladım.

"Yavaş Gece! Orada düşersen kaldırmam." Kahkaha atıp koşmaya devam ettim. Odamın içine bodoslama daldım ve yerde olan kıyafetlerimi toplamaya başladım. Annemin her işime koşturmasından sıkılmıştım. Elimdeki kıyafetleri banyodaki kirli sepetine attıktan sonra dolabımın onunde durup bakınmaya başladım.

En sonunda kırmızı üzerine siyah çizgili bir kazak ve siyah pantolonumu giydim. Siyah converselerimi de ayağıma geçirdikten sonra annemlerin yanına indim.

"Anne biz çıkıyoruz." Annem mutfaktan çıkıp yanıma geldi. Doğa'da annemin peşinden.

"Kızlar kahvaltı etseydiniz?" Gidip anneme sarıldım.

"Yok annem biz okulda atıştırırız." Pek ikna olmuşa benzemiyordu.

"Eh, iyi bakalım." Gülümseyip yanağından öptüm.

Evden çıkıp okula doğru yürümeye başladık. Bu sırada aklıma dün Kutay'ın attığı ama benim bakmayı unuttuğum mesaj geldi. Hemen telefonumu çıkarıp tuş kilidini açtım. Doğa'ya baktığımda kendi kendine gülümsüyordu. Ne olduğunu anlamamıştım ama daha çok zamanımız vardı. Yürürken aynı anda mesaja bakmaya çalışıyordum.
"Uyu artık." Gözlerimi devirip telefonumu cebime koydum. Bunun için mi meraklanmıştım? Ama hoşuma da gitmişti.

"Gece?" Kafamı yanımda yürüyen Doğa'ya çevirdim.

"Efendim?"

"Ben sana bir şey anlatacağım."

"Anlat." Derin bir nefes aldı ve hızla konuşmaya başladı.

"Bak ben beş-altı gün önce bir çocukla tanıştım. O kadar sevimli ve kibar biri ki inanamazsın. Bana sürekli çok güzel olduğumu söylüyor. Sürekli benimle olmak istediğini ima ediyor. Yani, kötü anlamda değil. Benim yanımda olmak istediğini söylüyor. 'Senin yanında kendim olabiliyorum' dedi. Ya aslında ilk geldiğinde çok yavşak ve zengin bir tipi vardı ama o kadar hoş bir çocuk ki. Yani tamam, ilk geldiği zaman başka kızlarla sarılırken filan görmüştüm. Ama söylediği şeyler, davranışlarının çekiciliği her şeyi bir kenara attırıyor. Hem Gece biliyor musun, Haktan da İstanbul'dan gelmiş. Belki tanışıyorsunuzdur?" duyduğum şeylerle şok olmuştum.

"H-Haktan mı?" Okulun yanında olan küçük ve sıcak kafelerden birine girmiştik. Daha erken olduğu için pek fazla kişi yoktu.

"Evet. İsmi bile çok hoş." Doğa anlatırken gözleri parlıyordu.

Ama belki de bu Haktan, o Haktan değildir? Dünyada sadece bir tane mi Haktan varmış?

"Baksana Gece! Bu tarafa geliyor." Hemen Doğa'nın baktığı yöne kafamı çevirdim. Dünyada başka Haktanlar olabilirdi. Ama bu kesinlikle benim tanıdığım, İstanbul'daki eski sevgilim olan Haktandı.

Doğa ayağa kalkıp Haktan'a sarıldığında o da kollarını Doğa'nın beline doladı. Ben ise şok içinde kalmış onlara bakıyordum.

"Haktan, bu Gece. Gece bu da sana bahsettiğim Haktan." Doğa o kadar mutlu görünüyordu ki hiçbirşey söyleyememiştim. Haktan ise o sinsi ve iğrenç sırıtmasıyla bana elini uzattı. Biran için elini sıkıp sıkmamakta kararsız kalmıştım. Ama bunun Doğa için ne kadar önemli olduğunu kendime hatırlatarak zor da olsa yüzüme bir gülümseme yerleştirip elini sıktım.

"Memnun oldum Gece." Yutkunup Haktan'a baktım. Hangi akılla bu şeyle çıkmıştım ben?

"Ben de." kısık ve iğrendiğimi belli eden bir sesle konuşmutum.

O sırada telefonumun mesaj sesi duyuldu. Hemen telefonumu açıp gelen mesaja baktım. Kutay'dan gelmişti.

"Uzaklaş oradan Gece." İlk önce kaşlarımı çatıp kalmak istesemde masada Haktan'ın olduğu aklıma gelince ayağa kalktım.

"Doğa, benim derse birazcık erken gitmem gerekli görüşürüz." Doğa itiraz edecek gibi oldu ama Haktan onu durdurdu. Doğa da gülümseyerek mırıldandı.

"Sen nasıl istersen. Görüşürüz."

Masadan kalkıp kafenin çıkış kapısına doğru yürüdüm.

Düşünüyordum. Ne işi vardı bunun burda? Kafenin dışına çıkınca tam yürümeye başlayacakken kulağımın dibinde bir nefes hissettim.

Haktan'ın sesini duymamla olduğum yerde donup kalmıştım.

"Senden bu kadar kolay vazgeçeğimi düşünmemiştin değil mi?"

'...'

-Rabia.

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

2M 87.6K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
86.3K 1.9K 40
bir gün ansızın babam yanında onlarca siyah takım elbiseli adamlarla gelmişti ben okulu bitirmeyi planlarken o benimle evlilik planları kuruyordu ond...
830K 16.4K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
2.1M 100K 43
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki? ○●□■ Siz : Seni bir arkadaş bir dos...