ASAF-I AZZE TUTKUSU

By ruyeatn

10.9M 394K 48.6K

Mafya kitabı More

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm
36.bölüm
37.bölüm
38.bölüm
39.bölüm
40.bölüm
41.bölüm
42.bölüm
43.bölüm
44.bölüm
46.bölüm
45.bölüm
47.bölüm
48.bölüm
49. bölüm
50.bölüm
51.bölüm
52. bölüm
53. bölüm
DUYURU
54.bölüm
55. bölüm
56.bölüm
57.bölüm
58.bölüm
Toprak ve Hale
59.bölüm
60. bölüm
DUYURU
61. bölüm
62.bölüm
63. bölüm
64. bölüm
65. bölüm
66. bölüm
67. bölüm
68. bölüm
69. bölüm
Ayla ve Behzat
70.bölüm
71. bölüm
72.bölüm
73.bölüm
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77.bölüm
78.bölüm
79.bölüm
DUYURU
80.bölüm
81. bölüm
82.bölüm
83.bölüm
84.bölüm
Duyuru
85.bölüm
86.bölüm
87.bölüm
88.bölüm
89. bölüm 1.kısım
89. 2. kısım
90. bölüm FİNAL PART 1
91.bölüm FİNAL
KİTABIM ÇALINDI

Ayla ve Behzat. Özel bölüm

51.2K 1.5K 290
By ruyeatn

  
Ben geldimmm 😍😍😍

Ayla ve Behzat için kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir bölüm yazmıştım buda onun devamı.❤️

Evet görelim bakalım bu ikiliyi sevenleri. 😍😍

   Hergün yaptığı gibi camdan dışarıyı izledi adam. Biraz halsizdi ama umursamadı. Aldığı ilaçlar ağırdı. Yine de unutturamıyordu ona sevdiğini zaten unutmak istemiyordu. Nefes alıyorsa da onun içindi. Kaç mevsim geçmişti Ayla'sız. Oysa ne güzel hayalleri vardı ikisinin. Her mevsim için ayrı hayaller kurmuşlardı. İçini çekerek camın yanından ayrılıp yatağına oturdu. Bu hastane odası onun evi olmuştu artık. Ne kadar çıkmak istese de tedavi olması şarttı. Kapı hafif bir şekilde çalındıktan sonra odaya hemşire geldi. Burada olduğu sürece onunla ilgilenen hemşireler arasında biriydi minyon yapılı kız. Bu adamı her gürdüğünde aşık olduğu kadını kıskanırdı güzel hemşire.
" Kendiniz nasıl hissediyorsunuz Behzat bey."
Behzat, ona ilgiyle bakan hemşireye bakıp sırtını yatak başlığa yasladı.
" İyiyim. Sizden istediğim şeyi yaptınız mı.?"
" Evet efendim, arkadaşınızı aradık. Yarın burada olacağını söyledi."
" Peki, teşekkür ederim."
Hemşire boğazını temizleyerek gözlerini kaçırdı. Biliyordu bunu söyleyince adam yine öfkelenecekti ama elinden bir şey gelmiyordu.
" Şey, efendim anneniz sizi görmek istiyor."  Adamın sert bakışları ile karşılaşınca yutkunarak bir adım geri gitti hemşire. Biliyordu çünkü adam kriz geçirince gözü hiçbir şeyi görmüyordu.
" Kimseyle görüşmek istemiyorum. Özellikle annem babam olduğunu söyleyen kişilerle. Şimdi beni yalnız bırakın ve doktora onu beklidiğimi söyleyin."
Hemşire korkuyla başını sallayıp odadan çıktı. Önce doktora haber verdi sonra da annesine durumu bildirdi. Gözleri dolarak çıktı kadın hastaneden. Biliyordu hak etmişti ama anne yüreği işte oğlunu görmeden de yapamıyordu.

   Behzat, sakinleşmek için derin nefesler almaya başladı. Anne babası onun hayatını almışlardı. Kendisi daha Ayla'nın acısını yaşarken anne ve babası onu yeni bir kızla tanıştırmaya kalkışmışlar hiç bir şey olmamış gibi başka kızlarla ilişki yaşamasını teklif etmişlerdi Behzat'a.
O gün Behzat için son noktaydı. Ailesiyle tüm ilişkisini kesmişti. Artık onları evlerine bile almıyordu. Eğer pişman olsalardı affederdi ama ailesinin umursamadığı görünce daha çok yıkılmıştı. Hiç görmüyorlardı onun çektiği acıyı. En son Ayla'nın yanında gördüğü adamla intihar etmişti. Can dostum dediği arkadaşı son anda hastaneye yetiştirmişti Behzat'ı ve toparlanması için başka şehirde onun için özel bir klinik bulmuştu. Oysa Ayla'nın yanında olan sadece iş arkadaşıydı. Şimdi bir yılı dolmuştu. Artık buradan çıkmak istiyordu. Kapı açıldığında doktorun odayı geldiğini görüp yerinden kalktı.
" Yarın buradan çıkmak istiyorum. Gerekli işlemleri yapın."
" Eğer çıkmak istiyorsan çıkış işlemlerini yaparım. Kendi isteğinle geldin buraya artık iyisin."
Behzat, başını sallayıp yine pencerenin önünde olan koltuğa oturup dışarıyı izlemeye başladı. Doktoru olan kadın aşkla baktı  sevdiği adama. Hemşiler ona ilgi duyuyordu belki yakışıklı olduğu için ama doktor Sıla ona aşıktı. Buradan çıkmasına hem seviniyor hem de üzülüyordu. Bir daha adamı göremeyecek olmak onu üzüyordu. Gözlerini adamın heybetli bedeninde dolaştırıp odadan çıktı.

  Akşam yatma vakti gelince yine nefes almadığını hissetti adam. Her yatağa girdiğinde onun kokusunu almak istiyordu. Baş ucunda ki ışığı yakıp çekmeceden kitabını aldı. Sayfaları açıp içinden Ayla'nın resmini çıkardı. Nasıl da güzel gülümsüyordu sevdiği kadın. Resmi öpüp kalbine bastırdı.
" Çok özledim seni sevgilim. Bir kere sarılmak için ömrümü veririm."
Parmağıyla okşadı adam sevdiği kadının yüzünü. Fotoğrafa bir damla göz yaşı düşünce hızla sildi onu. Resmin ıslanıp buruşmasını istemiyordu oysa yüzlerce resmi vardı Ayla'nın onun yanında. Saatlerce onu ne kadar sevdiğini fısıldadı geceye göz yaşları içinde. Yalnız olduğunu düşünsede kapı arkasında ağlayarak onu dinleyen Sıla'dan habersiz. Behzat'a bakan hemşirelerden duymuştu sevdiği kadın için bazı geceler ağladığını önce inanmasada sonra kendi tanık olmuştu.
Sabah eşyalarını toplayıp küçük valizine ekledi Behzat. Arkadaşı Kadir gelmişti. Kendi elleri ile getirdiği arkadaşını yine kendisi almaya gelmişti. Çıkış işlemleri yapıldıktan sonra Behzat, teşekkür ederek veda etmişti onunla ilgilenen hemşire ve doktorlara. Sıla, tokalaşmak için elini uzatacağı zaman Behzat, çantası alıp diğer eliyle de bir yıldır kullanmadığı telefonunu aldı. Başka kadınlara dokunmak istemiyordu. Önceden de çapkın biri değildi. Ayla'dan sonra kendini tamamen kapatmıştı kadınlara. Sıla, buruk bir gülümseme ile elini cebine koyup gerçeği anladı. Bu adam sadece aşık değildi. Sevdiği kadına tapıyordu.
"İlaçlarını aksatma, eğer bir sorun olursa beni her zaman arayabilirsin."
Behzat, başını sallayıp Sıla'yı onayladı. Ne kadar onun psikoloğu olsa da Sıla onu bir arkadaş olarak gördüğünü hep dile getirmişti. Öyle ki ona ilgi duyduğunu bile biliyordu ama anlamamazlıktan geliyordu Behzat. Hastaneden çıkıp direk hava alanına gitmişlerdi. Behzat, buradan giderek temiz bir sayfa açacaktı.

  Ayla, Behzat'a göre daha şanslıydı. Bebeğini kucağına aldığında hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. Oysa ne çok isterdi Behzat'ın burada olmasını. Birlikte karar verdikleri gibi Umut olmuştu oğlunun adı. Ne kadar yaralı da olsa bu isimden vazgeçmemişti. Umut, Ayla'nın acılarını hafifletiyordu. Azze ve Ali sık sık gidip geliyorlardı. Umut, bir yaşına girince artık Ayla, oğlunuda ülkeye getiriyordu. Behzat'ın şirkette çalışmadığını öğrenmişti o olaydan sonra. Bir iki ay sonra artık haberini almamıştı. Ne kadar kırgın olsa da Behzat'ın yaşadığını bilmek bile Ayla'ya iyi geliyordu. Bir yıl sonra adamın yurt dışına gittiğini öğrendi ne kadar inkar etse de rahat bir nefes almıştı. En çok merak ettiği şeyse Behzat'ın hayatında kadın olup olmamasıydı. Behzat, her kadının istediği türden bir erkekti. Önce beni ilgilendirmiyor desede aslında Behzat'ın bekar olması onu içten içe mutlu ediyordu. Behzat, Kadir ile küçük bir şirket kurmuştu. Birkaç yılda işleri büyütüp herkes tarafından bilinen büyük bir şirket haline gelmişti. Asaf'la iş yaptıklarında Ayla'yı tekrar görebileceğini düşünmüştü ama Ayla toplantıya katılmamıştı. Umut, hasta olduğu için gelmemişti. Ama ikinci toplantıya ikisi de katılmıştı. Ayla, sevdiği adamın ne kadar yıprandığı görünce büyük bir şaşkınlık geçirmişti. Gözleri parlayarak bakan Behzat'ın gözlerinde artık ışık yoktu. Gölgelerle sarmalanmıştı aşık gözleri. Hiç gülmüyordu, ara sıra dalıyordu. İçinden bir şeylerin koptuğunu hissetti Ayla, Behzat'ı böyle görmeyi hiç beklemiyordu. Birkaç defa göz göze geldiler. Adam aşkla baktı aşık olduğu kadına ne kadar özlemişti. Şuan sarılsa kokusunu içine çekse dünya onun olurdu ama yapamazdı. Ne yapsa da Ayla, onu affetmemişti.
Toplantı bitince Ayla'nın yanına gitti. Uzaktan da olsa kokusunu almak istiyordu. " Biraz konuşalım mı.?"
Ayla, yerinden kalkıp hala deli gibi aşık olduğu adamın gözlerine baktı.
" Aradan yıllar geçti. Yine mi özür dileyeceksin." Aslında öfkesi Behzat'a değil kendisineydi. O kadar zaman geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi aşıktı bu adama.
Behzat, pişmanlıkla baktı sevdiği kadının gözlerine. Yorgun bir şekilde başını sallayıp derin bir nefes aldı.
" Biliyor musun prenses, sen beni affetsen bile ben kendimi asla affetmeyeceğim. Seni her gördüğümde bunu dile getireceğim.
Özür dilerim."
Behzat, odadan çıkınca Ayla, düşecek gibi oldu. Masaya tutunup göz yaşlarını engellemeye çalıştı ama çoktan akmaya başlamışlardı.
Behzat'ın dolan gözleri onu parçalamıştı. Gözlerinde ki pes ediş ve kaybolmuşluk Ayla'nın nefessiz kalmasını sağlamıştı.
Behzat, o gün yine kriz geçirmişti. Sevdiği kadın hala kırgındı ona. Neden yaşıyordu ki sanki. Her şeyi dağıttıktan sonra arabasına binip hızla sürmeye başladı. Ne kadar ölmek istese de yapmadı. Eve gittiğinde sabaha kadar içmişti. Kadir, kendine bir şey yapar korkusuyla bütün gece arkadaşının yanında kaldı.

  Behzat, önünde ki resimlere baktığında kafasından vurulmuş gibi hissetti. Ayla'nın bir oğlu vardı. Demek ki ondan sonra başka bir adamla olmuştu. Bunun için mi affetmiyordu. Bu sondu artık. Madem sevdiği başkasının olmuştu artık yaşamasına gerek yoktu. Oysa ümit etmişti. Ne olursa olsun kendini affettirecekti. Ama araya çocuk girince yapılacak bir şey kalmıyordu. Evi alt üst ettikten sonra şirkete gitti. Kasadan silahı çıkarıp Ayla'ya veda mesajı attı. Onu ne kadar çok sevdiğini ve her şey için tekrar özür dilediğini söylemişti.
Ayla, mesajı okuyunca rengi atmıştı. Hızla arabasına atlayıp Behzat'ın evine sürmeye başladı. Ne kadar arasada telefona cevap vermemişti Behzat. Umut, iyi ki yanında değildi. Bugün onu Azze'ye bırakmıştı.
Azze, Umut'un durgun halini görünce onu kucağına alıp yüzünü avuçlarına almıştı. Gözleri dolan çocuğu görünce hemen kollarını sarmıştı Umut'a.
" Ne oldu bebeğim, neden ağlıyorsun."
Umut, omuzları sarsılarak ağlama başlayınca Azze, ne yapacağına şaşırmıştı. Onun da gözleri dolmuştu hemen çocuklar ağlayınca dayanamıyordu.
" Umut'um ne oldu hadi anlat bana. Hani biz arkadaştık. Eğer sorun neyse birlikte çözeriz bebeğim yeterki ağlama." Umut, burnunu çekip başını Azze'nin göğsünde kaldırdı.
" Arkadaşlarım babamın olmadığını söyleyince bende onun resmini annemin dolabından alıp arkadaşlarıma gösterdim. Ama benimle alay ettiler. Baban varsa niye gelmiyor dediler. Bana piç dediler. Ben piç miyim Azze teyze."
Öyle masum bir şekilde sormuştu ki Azze'nin içi parçalanmıştı.
" Değilsin, babanın kim olduğu belli."
Umut, hevesle Azze'nin gözlerine baktı." Sen güçlüsün biliyorum. Annem hep Azze çok güçlü diyor. Benim için babamı bulur musun. Söz veriyorum en sevdiğim oyuncağımı sana veririm Azze teyze."
Ne yapacaktı şimdi nasıl hayır derdi kendisine umutla bakan çocuğa.
" Annenle konuştun mu bu konuyu."
" Annem sadece onu anlatıyor. Ben akıllı olursam beni babama götürür diye bekliyorum. Geçen doğum günümde babamı diledim. Bu sene de onu diledim. Her gece dua ediyorum baban gelsin diye. Biliyor musun çocuklar dua edince kabul oluyormuş öyle duydum. Ama benimki kabul olmuyor yanlış mı yapıyorum acaba yada çok yaramazlık mı yapıyorum."
Acıyla gülümsedi genç kadın. Oda çocukken çok dua etmişti annesi için ama onun annesi gelemezdi.
" Sen çok akıllı bir çocuksun."
Umut, Azze'nin kucağından inip dolaptan kumbarasını çıkartıp içindeki paraları yatağa döktü. Küçük elleriyle paraları toplayıp Azze'ye gösterdi. " Bu paralar babamı bulman için yeterli mi. Sadece bu kadar biriktirdim büyüyünce babamı bulmak için. Biliyor musun şeker paramı bile buraya atıyorum param çok olsun diye. Hadi al Azze teyze."
Gözlerinde yaşı silerek Umut'un yanına oturdu.
" Peki küçük adam senin için önce Ali dayını arayalım. Sen paralarını sakla ve şeker paralarınla artık şeker al."
Küçük çocuk minik kollarını genç kadının beline sarıp başını göğsüne yasladı. Telefonu çıkarıp Ali'yi aradığında bir saat sonra adam gelmişti. Ali, Umut'un ağladığını görünce hemen kolları arasına almıştı. Azze durumu anlatınca içi burkulmuştu. Çünkü babasız nasıl bir duyguydu biliyordu.
" Onu babasına götür Ali. Ayla'ya ben açıklama yaparım. Daha fazla ağlamasın miniğim." Genç kadın çocuğun alnına küçük şefkatli bir öpücük bıraktı.
" Teşekkür ederim Azze teyze, seni çok seviyorum. Benim meleğim oldun artık."  Azze, gülümseyip çocuğa öpücük attı. Oda Ali de Behzat'ın şirketini biliyordu.
Ali, Umut'u alıp doğruca Behzat'ın şirketine doğru yola çıktı.

  Şirkete geldiklerinde Kadir ile karşılaştılar." Behzat'ı neden görmek istiyorsunuz. " Umut, duyduğu isimle gülümseyip öne atıldı hemen.
" Behzat Edhem benim babam."
Kadir şaşkınlıkla çocuğa baktıktan sonra başını kaldırıp Ali'ye baktı. Ali, başını olumlu sallayınca Behzat'ın odasına doğru ilerlediler. Kapıyı çalıp odaya girdiklerinde Kadir, sevimli çocuğa baktı.  Behzat, tam tetiğe basacakken açılan kapıyla silahı arkasına sakladı. Gelen çocuğa şaşkın bir şekilde baktı.
"Aradığın adam bu ufaklık."
"Evet efendim."
Umut, babasını resimlerden gördüğü için tanımıştı. Hızla koşup kollarına babasının boynuna doladı. Silahı fark eden Kadir, atik bir şekilde silahı alıp beline taktı. Ayla, şirkete geldiğinde hızla Behzat'ın odasına çıktı. Koridorda Ali'yi görünce soru soran gözlerle ona baktı. Genç adam omuz silkip odayı gösterdi. Ayla, titreyen adımlarla kapıya gittiğinde şok içinde karşındaki mazraya baktı. Hışkırdığında Behzat onu fark etmişti. Soru sorar gibi gözlerine baktığında başını olumlu anlamda salladı. Behzat, aldığı yanıtla kollarını oğluna dolayıp onu kucağına çekti. Ayla, Kadir'in belinde silahı fark edince Behzat'ın gerçekten intihar edeceğini anladı. Kadir, Ayla'nın yanına gelerek başıyla koridoru gösterdi. Ayla, tekrar baba oğula bakıp Kadir'in yanına gittiğinde Ali de Ayla'nın kireç gibi yüzünü fark edince hemen yanına geldi. " Ne oldu Ayla, yüzün kireç gibi. Bir şey mi oldu."
Ayla, titreyen elleriyle yüzünü kapatıp ağlamaya başlayınca Ali, onu göğsüne çekip sıkıca sarıldı.
" Beni bırakacaktı. İntihar edecekti."
Ali, duydukları ile önce şaşırsa da buna ihtimal vermediği için başını olumsuz anlamda salladı.
" Yapmaz öyle bir şey korkma."
Kadir, sıkıntıyla iç çekim karşısında ağlayan kadına baktı.
" Behzat, ilk defa intihara teşebbüs etmedi. Bak Ayla, biliyorum affetmiyorsun ama çok acı çekti Behzat. Senden sonra intihar ettiğinde onu ben hastaneye yetiştirdim. Eğer o gün oraya gitmeseydim şuan Behzat, hayatta olmazdı. Bir yıl kadar özel bir klinik de tedavi gördü. Senden sonra Behzat, çok değişti. Yıllardır tanıdığım dostum gitti yerine başkası geldi sanki. İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz acı çektirmeyin artık kendinize. Herkes hata yapar kimse kusursuz değildir. Bir şans daha verin birbirinize üstelik bir oğlunuz bile varken."
Ayla, yıkılmıştı duydukları ile. Kadir, cebinden bir kart çıkarıp Ayla'ya uzattı. " Bu Behzat'ın kaldığı klinik eğer inanmıyorsan ara."
Nefes almıyordu Ayla, duydukları şeyler boğazına oturmuştu sanki. Ali, telaşla Ayla'yı sağındaki koltuğa oturttu. " Ayla, nefes al, sakin ol. Hadi nefes al." Ayla, derin bir nefes aldığında aynı anda hıçkırmıştı.
Behzat, Umut'u kucağını alıp odadan çıktığında küçük çocuk annesini görünce mutlulukla şakıdı.
" Anne, bak babamı buldum. Artık benim de babam var."
Umut, kollarını babasının boynuna dolayıp tekrar yanağını öptü. Behzat, hala şaşkındı bu duruma yine de bir oğlu olduğunu bilmek onun kalbini yeniden yeşertmişti.

Sakin adımlarla Ayla'nın yanına gelip sevgiyle oğluna baktı.
" Bak baba bu benim Ali dayım buraya o getirdi beni. Bide Azze teyzem var onu da çok seviyorum. Seni çok özlediğimi söyleyince beni sana gönderdi. Biliyor musun ben büyüyünce Azze aşkımla evleneceğim Asaf dayım kızıyor ama bana ne."
Behzat, oğlunun bıcır bıcır konuşmasıyla mest olmuştu. Oğlunun yanağını öpüp Ali'ye baktı.
" Sen biraz Ali dayınla kal biz annenle konuşalım biraz."
Umut, biraz tereddüt etsede Ali'nin kollarına gitmişti.
" Beni bırakmayacaksın değil mi baba."  Behzat, oğlunun gözlerindeki ifadeyi görünce içi acıyla doldu.
" Asla bırakmam seni."
İki kırgın aşık odaya gittiğinde Behzat, yıkıp yakmamak için zor tutuyordu kendini. Hırsla ellerini saçlarında geçirip Ayla'nın karşısına geçti.
" Nasıl yaparsın bunu. Oğlumu nasıl çalarsın benden Ayla. O kadar mı nefret ettin benden. Bir çocuğu babasından ayıracak kadar mı kin besledin bana."
Ayla, ne diyeceğini bilmiyordu. Onun tek korkusu Behzat'ın ondan Umut'u almasaydı. " Ben korktum onu benden alırsın diye korktum sadece."
Behzat, duvara yumruk atarak öfkesini yok etmeye çalıştı.
" Bu kadar  şerefsiz bir adam mıyım gözünde. Hiç mi tanımadın beni. Yaptığım lanet olası hatanın bedelini veremedim mi daha. Ne yapmamı istiyorsun. Ne yaparsam affedersin beni. Eğer ölümüm içini rahatlacaksa ölürüm de. Ama senin yaptığın başka. Sen babanı kaybetmiş biri olarak bu duyguyu en iyi bilensin. Neden oğluna yaşattın bunu. Neden bize bunu yaptın."

Ayla, göz yaşları içinde taşıyamadığı bedenini koltuğa bıraktı. Yüzüne vurulan gerçekle kanı çekilmiş gibi hissetti. Aynı duyguları oğluna yaşatmaştı. İyi bir anne değil miydi. Oysa oğlu için canını verirdi.
Behzat, göz yaşları içinde boğulan sevdiği kadına bakıp sarsak adımlarla yanına gidip yerde oturup gözlerinin içine baktı.
" Çok mu nefret ediyorsun benden prensesim, oysa ben seni hala çok seviyorum."
Ayla, Behzat'ın dolan gözlerine bakıp titreyen ellerini uzatıp avuç içine sevdiği adamın yüzüne yasladı. Behzat, sanki bunu bekliyormuş gibi gözlerini kapatıp yüzünü sıcak avuca yasladı." Kendini öldürecektin. Beni bırakacaktın. Eğer Umut, gelmeseydi."
Devamı getiremedi Ayla, boğazı düğüm düğümdü. Behzat, başını sevdiğinin dizlerine yaslayıp yıllar sonra ilk defa rahat bir nefes aldı.
" Gittiğin günden beri ölüyüm zaten. Bedenimde ölürse çok mu.?"
İkisi de sessiz kaldı. Ayla, ne yapacağını bilmiyordu. Gerçekten Behzat, kliniğe yatmış mıydı. Bunu öğrenmeliydi. Aslında onu çoktan affetmişti ama adım atacak cesareti yoktu. Umut, o gece babasıyla kalacağını söylediğinde Ayla, oğlunun mutluluğunu bozmak istememişti. Behzat, oğlunu alıp eve gittiğinde dağıttığı bütün evin toparlanmış olduğu gördü. Ayla, Ali'yle birlikte eve gittiğinde Azze'yide aramıştı. Azze artık Asaf'ında her şeyi bilmesini düşündüğü için ona da haber vermişti. Zaten Asaf'tan başka kimse onu bu durumdan çıkarmazdı. Ayla, olanları anlattığında Azze arkadaşlarına haber vermişti bile küçük bir araştırma yapmaları için.
" Asaf, sence ben kötü bir anne miyim. Babasız büyümeme rağmen aynı şeyi oğluma yaşattım. Oysa onun babası yaşıyordu."
Asaf, duydukları ile öfkeden deliye dönsede Azze'nin konuşmasıyla sakinleşmişti. Umut'un babasını öldü biliyordu Asaf, böyle bir şey yaptığı için ablasına güzel bir nutuk çekmişti ama dayanamayıp kolları arasına almıştı ablasını. Azze, aldığı haberleri gözleri dolarak anlatmıştı. Behzat, gerçekten klinikte yatmıştı. Ayla, için her gece ağladığını söylediğinde Ayla, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Başına gelen her şeyi öğrenmişlerdi. Azze, Ayla'nın elini tutup ayağa kaldırdı. " Hadi gidelim. Yarım kalan aşkın acısını bitirelim artık."
Azze, Ayla'yı çekiştirdiğinde Asaf, sert bir şekilde konuşup ikisininde durmasını sağladı.
" Önce gelip özür dilesin o adam."
Azze, gözlerini devirip arabanın anahtarını aldı. " Sonra gelip diler. Sen söylemesen bile Behzat, utancından gelir sana. Şimdi sakin ol burada beni bekle tamam mı kocacım. Sakın olay çıkarma."
Asaf, Azze'nin hafif tehdit dolu uyarısı ile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Ondan korkmayan tek kişi deli gibi aşık olduğu karısıydı.
" Azze, böyle birden gitmek olur mu. Hem ne diyeceğim. "
Azze, kadını çekiştirip arabaya bindirdi. Zaman kaybetmeden arabayı çalıştırıp yola koyuldu.
" Karşısına çıkıp onu hala deli gibi sevdiğini söyleyeceksin. Şimdi adresi söyle güzellik. Ay çok heyecan yaptım şimdi. İki deli aşık mı kavuşacak bu gece."

  Yarım saat sonra evin önünde durmuştu araba. Ayla, kararsız bir şekilde eve baktı. Azze, Ayla'nın elini tutup sıcak bir gülümseme ile baktı yüzüne." Hadi git bu kadar geç kalınmışlık yeter. Bu ölümlü dünya da doya doya aşkını yaşa. Kimse seni yargılamaz. Sadece yaşa. Sevdiğin adamla doya doya yaşa ve mutlu ol. Kalbin çıksın artık o parmaklıklar ardından. Özgür bırak onu. Hadi koş aşkına Ayla."
Ayla, göz yaşlarını silip arabadan çıktı." Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi küçüğüm." Azze, başını sallayıp Ayla'yı onayladığında Ayla hızla eve doğru yürüdü. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldı. Birkaç dakika sonra Behzat, kapıyı açtığında karşısında gördüğü kadınla şaşkınlıkla yerinde kaldı. Ayla, burnunu çekip aşkla baktı adama.
" Bende burada kalabilir miyim."
Behzat, önce şoka girsede hemen kendine geldi. Gözleri dolarak kollarını açtığında Ayla, hayat bulduğu sıcak göğse başını yaslayıp sıkıca sarıldı adama.
" Bende seni hala çok seviyorum."
Behzat, kollarını sıkıca sarmıştı sevdiği kadına. Yıllardır mahrum olduğu kokuyu içine çekip durmadan öptü sevdiği kadını.
O gece ikisi de birbirine sıkıca sarılıp uyudular oğulları ile birlikte. Behzat, Asaf'la konuşup yaptığı şey için tekrar özür dilemişti. Asaf, Behzat'ın nasıl mert bir adam olduğunu bildiği için ablası adına çok mutlu olmuştu. Behzat, ailesini tamamen silmişti. Onun için sadece Ayla ve oğlu vardı. Tabi Azze ve Asaf'ın geniş arkadaş çevresi onun da arkadaşları olmuştu. Özlem gidermek için bir hafta boyunca evden çıkmamışlardı. Üçü de evde zaman geçirip özlem gidermişti. Behzat, Ayla'ya evlenme teklifi ettiğinde Ayla, göz yaşları içinde kabul etmişti. Yapılan sade bir düğünle artık ikisi de edebiyete kadar birbirlerinindi. Balayına çıkan çift oğullarını Azze'ye bırakmıştı. Behzat, ne kadar ısrar etsede Umut'un gelmesi için Azze, Umut'la konuşup anne ve babasının biraz yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu söylediğinde küçük çocuk kabul etmişti. " Biz Azze'mle birçok plan yaptık baba. Siz gidin."
Bir haftalık balayı Behzat'ın kıskançlıklarıyla geçsede Ayla, mutluydu. Onu kıskanmasını seviyordu çünkü.
" Bir daha giyme bunları. Katil mi edeceksin beni kadın. Kimse bakmasın sana dayanamıyorum diyorum. "
Ayla, kocasının boynuna kollarını dolayıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.
" Huysuz bir adamsın. Sen yaşlanınca çekilmez bir adam olacaksın sevgilim." Behzat, kısa öpücükle suratını iyice asıp Ayla'yı kucağına aldı." Sen seversin her halimle beni."
" Severim."
" Şimdi artık bikini giymemen için birkaç iz bırakalım tenine."
"Sakın, Behzat bak çok kötü olacak. Aaaa, bırak beni seni kıskanç adam. Hayır orası olamaz Behzat, dur."

Ne kadar kıskanıp kızıp bağırsa da Ayla hiç darılmadı sevdiği adama. Aynı şeyi o yapınca da Behzat, ses çıkarmadı. Çoğu kişi Behzat'ın Ayla'ya olan aşkına hep imrendi. Öyle güzel seviyordu ki hayran kalmamak mümkün değildi. Bir yıl sonra kucaklarına aldıkları kızlarıyla dünya onların olmuştu. Behzat, Umut'un bebekliğini kaçırdığı için kızının her anının tadını çıkardı. Artık ilaçları tamemen bırakmıştı. Sıla, son ziyaretten sonra evlendiğini duyduğunda içinde ne kadar bir şeyler kopsada çok sevinmişti. Çünkü Behzat'ın artık gözleri parlıyordu. Adam yeniden doğmuş gibiydi. Ayla'yı gördüğünde çok güzel bir kadın oğlunu fark edip Behzat'a hak vermişti. Behzat, oğlunun ve kızının üstünü örtüp odasına geçti. Ayla, ipek geceliğiyle o kadar güzel görünüyordu ki bir an nefes alamadı adam.
" Uyunmadı mı değil mi.?"
Behzat, üzerini çıkarıp karısını onayladı. " Hayır, hemen uyudu prensesim."
Ayla, kaşlarını çatıp yüzünü somurttu.
"Hani senin prensesin bendim."
Behzat, gülümseyip karısını kolları arasına aldı.
" Kimse sen gibi olamaz. Benim ilk prensesimsin. En çok seni seviyorum."
Ayla, aşık olduğu adamın dudaklarına dudaklarını bastırdı.
" En çok beni sev. Çocuklarımızı da sev tabi ama en çok beni."
Behzat, kıskanan karısına bakıp küçük bir kahkaha attı. Gerçekten çocuklarını kıskanıyordu.
" Benim kalbimsin, ruhumsun, istesem de senden daha çok kimseyi sevmem. Kıskanç sevgilim."

Ben sana hep üşüyordum,

Çünkü kıştım,

Nakıştım, bakıştım.

İnkar etmiyorum da bunu,

Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.

Ve lütfen inkar etme

Sana en çok ben yakıştım.
                            
                                    Özdemir Asaf

ÖZEL BÖLÜMÜ UMARIM BEĞENİRSİNİZ KEYİFLİ OKUMALAR SİZİ SEVİYORUM BALLARIM😘😘😘

DİĞER KİTAPLARIMA DA GÖZ ATIN EMİNİM ONLARIDA BEĞENİR SİNİZ      


Continue Reading

You'll Also Like

Haz By 🍀

Romance

108K 1.2K 14
"Siktir, kırmızı senin rengin." Sütyenimin açıkta bıraktığı göğüslerimi öpmeye başladı. Bir eliyle kalçalarımı sıkıyor diğeriyle de kasıklarımı okşuy...
152K 4.9K 55
Sen benimsin, aksini düşünen sonunuda düşünsün. +18 Cinsellik fazla bulunuyor bunu bilerek okuyalımm. Askeri kurgu Çocukluk aşkı Arkadaşlıktan doğan...
128K 2.7K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
3.2M 117K 64
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...