SON İNSAN: AFTER CRYSTAL

By gurhanozturk

212 36 43

Son İnsan evreninde Firavun'un en sadık askeri olarak karşımıza çıkan Athena, "Crystal" adını kullanıyordu ve... More

Geçmiş
4. Kitap 1. Gün
4. Kitap 2. Gün
4. Kitap 3. Gün
4. Kitap 4. Gün
4. Kitap 5. Gün
4. Kitap 6. Gün
4. Kitap 7. Gün
SON (5. Kitap & Sürpriz Bölüm)

3. Kitap 7. Gün

27 4 5
By gurhanozturk

Başlangıç Notu: Kristal, Son İnsan evrenine gerçek anlamda 3. kitabın 7. gününde giriş yapmıştır. Bu kısımda Anka Takımı'nın Kristal ile Firavun'un dünyasında ilk karşılaştıkları zamanı görüyoruz.

(Firavun'un dünyasında)

...

"En sadık olan askerimi en sona sakladım," diye belirtti Firavun ve keyifle bahsettiği kişinin piramitten çıkmasını bekledi.

Manuel dışında herkes için yabancı biri daha piramitten çıkmıştı. Yanında durduğu erkeklerin yanında kısa kalıyordu, yine de kendisine güvenen bir duruşu vardı en azından. Üzerindeki siyah, vücuduna yapışan kıyafetin, beline bağlı mavi renkli kuyruğu vardı ve rüzgârda dalgalanıyordu, göğüslerinin olduğu kısım da derin bir şekilde dekolteliydi ve omuzlarını uzun kolları olan yine aynı mavi renkten kısa bir ceket kapatmıştı. Elinde kalın, mat metalden yapılmış bir tüfek tutuyordu. Yüzü Manuel'in hatırladığı gibiydi, kızılımsı kahverengi buklelerin altına saklanmış açık kahverengi gözler, sıradan büyüklükte bir burun ve ağız hatta yüzündeki çil benzeri birkaç leke bile. Yine de yüzündeki soğuk ifade dikkat çekiciydi, tıpkı bu ileri teknoloji kıyafet ile uyumsuz gözüken ve kulaklarından sarkan altın renkli Nil'in Anahtarı olarak bilinen Ankh küpeler gibi.

Manuel onu gördüğü anda sevincini saklayamamıştı, istemsizce: "Sen gerçekmişsin," diye tepki gösterdi. Firavun'un sadık askeri olan kadın, Manuel'i görünce hiçbir şey dememişti. Firavun ordusunu komuta eden Starfell'in yanına ilerlemişti. O yürüdükçe soğuk bir sis etrafına yayılıyordu.

...

"Dünyanın kendisi gerçek olmayabilir, ama burada somut olarak bulunuyorsun. Öldüğünde bedenin burada kalır ve gerçek dünyaya bir daha dönemezsin. İstersen ispatlayalım," dedi Firavun ve Manuel için özel bir anlamı olduğu anlaşılan kıza döndü: "Kristal! Buzdan Kalkan!"

Firavun ona emir verirken Kristal'in gözleri Manuel'in üzerindeydi. Bu yüzden Firavun'un emri bir kere daha hatırlatması gerekmişti: "Buzdan Kalkan dedim!"

Birden Starfell'in etrafında dairesel olarak bir buz tabakası oluşmaya başlamıştı ve bu soğuk hapishaneden Starfell fiziksel güç kullanarak kaçamıyordu. Oluşan buzlar yumrukla alt edilemeyecek kadar sertti.

...

Tekrardan asasını yere çarptığında her şey düzelmişti. Sakinleşmiş bir ses tonu kullanarak: "Neyse ki hepsi böyle embesil değil. Bazıları ondan benim için daha özel," diye itiraf etti Firavun, Kristal'e bakarken. Onun için de artık içinde bulunduğu dünya daha anlamlı geliyor olmalıydı. Bazı şeyleri o da fark etmişti. Buradan kaçıp gitmek istiyor olması bile muhtemeldi. Daha bir süre öncesine kadar buradaki Starfell onun sevgilisiydi, ama şimdi hiçbir şey anlam ifade etmiyordu. Gerçek olduğu söylenen halleri karşılarındaydı. En önemlisi Manuel geri dönmüştü, bir türlü ona ne olduğu anlatılmazdı. En sonunda öğrenmişti ona özür dilemesinden sonra nereye gittiğini, kendi dünyasına geri dönmüştü. Gerçek dünyada Firavun yoksa orada kölelik de olmayabilirdi. Gerçek anlamda özgür olabilirdi.

"Buradan gitmek istiyorum," dedi Kristal.

"Duyamadım, bir şey mi dedin?" diye alay ederek sordu Firavun.

"Beni ait olduğum yere götür, lütfen," dedi Kristal, sözleri doğrudan Manuel'e söylüyordu: "Lütfen..."

Manuel... sadece bir adım atabilmişti...

En yakın bulduğu binanın duvarına yanaştı ve yerden aldığı bir taş yardımıyla duvarın üzerini çizmeye başladı. Çizimini yaparken hızlı olmaya gayret gösterse de bir daha aynı hatayı yapmayacaktı ve herkesin çiziminde olmasına dikkat edecekti. Ne de olsa Kristal'i de bir defa çizmişti, o yüzden onu da ilave ederken sıkıntı yaşamamıştı.

"Bizi buradan götüreceğim ve seni sonsuza kadar yenmek için hazırlıklı olarak geri döneceğiz," diye konuştu Manuel, duvara yaptığı çizim sona ermek üzereydi.

...

(05.03.2016, Delhi, Hindistan – 7. Gün)

Şehrin ortasında koca bir daire oluşmuş gibiydi, sadece boş toprak tabakası duruyordu....

Dairenin dışına doğru yürümeye başladılar. Dairenin içerisine girişler engellenmiş gibi görünüyordu. Manuel sessiz kalmayı tercih etmişti, çizimi sayesinde yanında getirdiği kıza yürürken destek oluyordu. Firavun'un Kristal ismini kullandığı kızın ne kadar güvenilir biri olduğunu kimse bilemiyordu, ama bu konuda Manuel'e biri bir şey demeye cesaret edemezdi. Manuel kıza hemen bağlanmış gibiydi. Zaten çok az yürümüşlerdi ki tanıdık bir jetin onlara doğru iniş yaptığını gördüler. Jetten inen kişi General'di.

"O felaketi kendi gözlerimle görmesem ne olduğuna kimse inandıramazdı beni," diye anlatıyordu korkuyla.

...

"Bu genç bayan arkadaşımız kim, tanıyamadım, kusura bakmayın," diye sordu utanarak General. Avrupa Takımı'nda böyle birisi olup olmadığını hatırlayamamıştı, o nedenle kendisine kızmıştı.

Manuel, tam isminin Kristal olacağını söyleyecekti ki kız ondan önce davrandı ve General'e elini uzattı: "Benim adım Athena."

General, Athena ismini daha önceden duymadığına emindi. Bu kız kimse Avrupa Takımı'ndan birisi değildi. Ne olduğuna anlam verememişti.

...

"Sizi özlemiştik, General." diye takıldı Eleanor.

"Ben de sizi özledim," diye imalı bir şekilde karşılık verdi General ve ikisi birbirlerine bakarak güldüler bir süre. Eleanor da onlarla birlikte gelen Manuel'in yanında duran gizemli kıza şüpheyle bakmıştı.

Kristal, jete bindikten sonra General'in ona ayarladığı normal kıyafetlerden giymişti, Firavun'un askeri olarak giydiklerini çıkartmıştı. Zaten yeri yurdunun belli olmaması nedeniyle oldukça merak uyandırıcı bir hali vardı, bir de üstüne gelecekten gelmiş gibi duran kıyafetlerine gerek yoktu. General çok fazla bir şey bulamamıştı. Sade buz mavisi bir penye ve beyaz kot pantolon ile idare etmesi gerekmişti, Kristal özellikle pantolonundan hoşlanmamışa benziyordu. Kıyafetlerini değiştirmesinin ardından Firavun'un hediyesi olan küpeleri de çıkartmış ve sinirle yere atmıştı. Bu davranışı artık Firavun'un etkisinden tamamen kurtulduğunu gösteriyordu.

"Yeni üyeniz mi?" diye sordu Eleanor...

"Evet, Manuel takıma getirdi. Diğerleri de uygun görmüşler ve Athena takımın yeni üyesi olarak kabul edildi," diye gerçeğe uygun bir yalan uydurmaya çalıştı General. Eleanor neyse ki çok fazla sorgulamamıştı durumu.

...

(12.03.2016, Anka Adası, Pasifik Okyanusu – 1 hafta sonra)

Dünya'nın 23 farklı noktasında sebebi açıklanamayan benzer felaket gerçekleşmişti, felaketin gerçekleştiği noktalarda sadece boş toprak arazi kalmıştı. Korkudan hiçbir ülke kendi şehirlerinde bile olsa bu noktaların içerisine inceleme yapmak için giriş yapamıyordu.

Türkiye'de başkent Ankara'da bu felaket gerçekleşmişti. ABD'de de Washington'da Beyaz Saray'a yakın bir noktada aynı olay meydana gelmişti. Zaten Hindistan'da yaşanan felakete Özel Takım birebir tanık olmuştu. Bu şehirlerden başka Atina, Tokyo, Lefkoşa, Moskova gibi başka başkentlerde de bu felaket yaşanmıştı. Genelde felaketin başkentlerde gerçekleşmiş olması bu saldırının tesadüfi olmadığını gösteriyordu.

Manuel, büyük salonda televizyonda haberleri izleyen Kristal'in yanına gelmişti ve kanepede onun yanına oturmuştu. Kristal sürekli haberleri takip ediyor ve yeni dünya hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu. O beğenmediği beyaz pantolonu da bir daha giymemişti, koyu mavi renkte bir kota geçiş yapmıştı.

Kristal, Manuel'in yanına oturması üzerine ona iyice sokulmuştu. Tesiste hala onunla diğerleri pek konuşmuyordu, onu tanımak için bile çaba sarf etmiyorlardı. Sürekli ondan uzak durmaya çalışıyorlardı. Kristal'in hayatında bir tek Manuel var olmuştu.

"Bay Fend ile görüştüm demin. İzmir'deymiş. Ama yakında başka bir yere yola çıkacakmış," diye anlattı Manuel. General'in ofisi ona emanet edilmişti. Görüntülü arama olduğunda Manuel yanıt veriyordu.

Kristal, Bay Fend'i sevmişti. Takım içerisinde Manuel'den sonra iyi anlaşabileceğini düşündüğü birisiydi. Ama tesise dönmelerinin ardından bir süre buralarda bulunmak istemediğini anlatmıştı, yakın zamanda bu adada Fend'in yakın bir arkadaşını kaybettiğini öğrenmişti. Biraz eski günlerinde olduğu gibi Türkiye'de şehirden şehre göçebe bir hayat yaşamak istemişti. Takımdakiler de ona anlayış göstermişti.

"General de haber verdi, İngiltere'ye ulaşmış. Ricası üzerine Eleanor'a kaçak durumda olan Curtis'i bulmaya yardım edecekmiş. Victor'ın da hala sağ olduğunu düşünüyorlar, Curtis onun yanına gitmiş olabilirmiş," diye anlattı Manuel, ama Kristal'e çoğu kişinin hala yabancı olduğunu unutmuştu. General ve Curtis'i Firavun'un dünyasındayken gördüğünü anlatmıştı. Eleanor'u onlarla beraber geldiğinde Hindistan'dayken görmüştü, Victor'ı ise ilk kez duyuyordu.

"Bugün ne yapmak istiyorsun?" diye sordu Manuel, Kristal'in kafasını daha da karıştırmak istemiyordu. Gözlerinin içerisine dalıp gitmesi için iki saniye bile yeterliydi.

"Hiç fark etmez," diye yanıt verdi Kristal gülümseyerek.

O sırada yanlarına Starfell gelmişti. Durgundu. Bu sabah gelmişti o da. Kuzgun'u kendi isteği üzerine Ada'ya götürmüştü. Normalde İstanbul'daki bir akıl hastanesinde bir süreliğine tedavi olmaya gidecekti. Ama Nazlı Ulugül'ün siyasi başarısı olarak çıkan Ada Yasası'na göre özel insanlar normal bir hapishaneye ya da akıl hastanesine değil, sadece Ada'ya götürülebilecekti. Akıl hastanesinin de eklenmesinin sebebi özel insanın zihinsel bir sağlık sorununu bahane olarak gösterip Ada'ya atılmasını engellemeye çalışmaması içindi.

"Kuzgun iyi olacaktır," diye teselli etti Manuel.

"Daha kötüleşmişti en son, kendisini Zehra olarak görmeye başlamıştı. Beni onun sürekli bana söylediği düşen yıldızım sözleriyle öpmeye kalktığında artık kabul etti o da, başka yolu kalmamıştı," diye Kuzgun'un yaşadıklarını anlattı Starfell.

Kristal, Starfell'e üzülüyor olsa da kendi geldiği dünyada oradaki Starfell ile arasında oluşan yakın bağdan ötürü onunla çok temasa geçmek istemiyordu. Bu yüzden Manuel'in yanında sessizce duruyordu sadece.

"Kuzgun her zaman kurtulur. Siz neleri aştınız, elbette bu sıkıntılardan da kurtulacaksınız," dedi Manuel ve Starfell'in omzuna dokundu dostane bir şekilde.

"Haklısın, Manuel dostum," dedi Starfell. Kendisini biraz daha iyi hissediyordu. Gülümseyerek: "Eh, General ve Kuzgun'dan sonra yeni liderimiz sen oldun, Manuel. Emirlerini bekliyoruz," diye hatırlattı. Manuel de bu konuma nasıl geldiğine hayret ediyordu, hala alışamamıştı. Ama elden ne gelirdi ki!

Manuel hem kendi deneyimlerinden hem de Kristal'den dinlediklerinden yola çıkarak düşmanları hakkında en çok fikir sahibi olan kişiydi, bu yüzden de bu tehdide karşılık takımın lideri olması istenmişti.

Manuel, şu zamana kadar düşman hakkında edinmiş olduğu bilgilerden yola çıkarak bir tahminde bulundu: "Firavun tekrardan saldırabilir. Artık bütün dünya tehdit altında, beni elinden kaçırdığı için öfkelenmiştir. Düşmanlarını alt edemediği için de halkının önünde küçük düşürüldüğünü düşünmüş olabilir. Bu bakımdan beklenmedik bir önlem almaya kalkabilir."

O sırada yanlarına Ozan da gelmişti. Tesiste zaten fazla kişi kalmamışlardı. Klik'in de İtalyan kız arkadaşı Verde ile beraber tatile gitmesinin ardından Ozan iyice yalnız kalmıştı.

"Ne yapacağız?" diye sordu Ozan. Manuel'in son dediklerini o da duymuştu.

"Düşmanımız bir daha saldırmadan önce hazırlık yapacağız," diye yanıt verdi Manuel ve kendinden emin bir şekilde: "En baştan başlayacağız, takımımıza yeni insanlar bulacağız," dedi. Ozan bunun ne anlama geldiğini biliyordu, General ile beraber yaşadığı o uzun yolculuklar anlaşılan geri geliyordu. 

Gelecek bölümde: Athena ve Manuel!!!


Continue Reading

You'll Also Like

A0023 By ruhperver

Science Fiction

839K 70.7K 58
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke...
104K 6.3K 35
Odanın zemininde uyanık kalırsın Kapının altından gölgeler görüyorsun Kafanda dönüp duran aynı his Babacığın tekrar şehirden ayrılırken Ve tekrar...
250K 22.2K 42
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
862K 87.1K 44
[04.04.2017 Gizem/Gerilim #3] Üniversiteyi yurt dışında okumak için Kore'den ayrılıp California'ya gelen Jeon Jungkook, kimsenin dilinden düşmeyen Fr...