4. Kitap 5. Gün

13 3 3
                                    

(02.05.2016 – 5. Gün)

Kristal sabah güneşini selamlamak için sahilde yürüyüş yapmıştı. Buzdan duvarları da kontrol etmişti. Güneş gün boyu buzları eritiyordu, sonra ertesi günü Kristal tekrardan donduruyordu eriyen kısımları.

Klik onunla beraberdi. Starfell'i artık antrenörü olarak görmüyordu, çünkü kendisinden bile geç uyanmaya başlamıştı. O da ona sağlık konusunda rehberlik etmesi için Kristal'i seçmişti. Kristal sabah yürüyüşe çıkarken onun peşinden gelmişti, erkenden uyanmayı başarmasından etkilenen Kristal de ona eşlik etmesine izin vermişti.

"Bugün başka bir odadan çıktığını gördüm. Yoksa Manuel ile aranızda bir şey mi oldu?" diye sordu Klik. Baklayı ağzından çekinerek de olsa çıkartmıştı. Anlaşılan Klik'in erken kalkma nedeni buydu, merakına yenik düşmüş ve Kristal'in ağzını aramak istemişti.

"Dün yaşananlar biraz beni de sarstı sadece, Klik. Yalnız kalmak istedim o kadar," diyerek yanıt verdi Kristal, ama Klik'in bu yanıttan tatmin olmadığı ortadaydı.

"Manuel'e bir şeyden dolayı kızmışsın, anlaşılıyor bu," diyerek ısrar etti Klik. Kristal, Klik'e gerçeği söyleyemezdi. General ile yeni gelenlerin güvenini kazanmak için adada deprem meydana getiren mekanizmayı çalıştırmayı planladıklarını öğrendiğinden beri Manuel'e kızgındı. Elçi olarak Ankara'ya gitmeyi kabul etmesinin nedeni de biraz olsun Anka Adası'ndan uzaklaşabilmekti, hem geldiğinden beri bu dünyada hiçbir yeri de görme fırsatı olmamıştı.

"İkimiz arasında olan bir şey. Senin de Verde ile aranda olmuştur benzer şeyler," diyerek konuyu kapatmaya çalıştı Kristal. Verde'den bahsedince Klik'in üzüldüğünü görmüştü. İtalyan kız arkadaşından uzun süredir haber alamamıştı, onu merak ediyor olmalıydı.

"Merak etme, iyi olduğuna eminim," diyerek moral vermek istedi Kristal hemen.

"Evren'in kız kardeşinin gelişi hakkında ne düşünüyorsun? Manuel bize hiçbir şey anlatmadı. Eh, anlaşılan sen de pek bir şey bilmiyorsun," dedi Klik. Kristal'den hiçbir şey öğrenemeyecekti anlaşılan, boşuna sabah erkenden kalkmıştı ve Kristal'in peşinden bacaklarını yormuştu.

"Adanın etrafını gezdim, ama kızın adaya nereden geldiğini ben de anlayamadım. Herhalde bugün öğreniriz biz de," diyerek şüphelerini dile getirdi Kristal de.

"Kuzgun da odasından çıkmıyor. Belki seninle konuşur," diyerek önerdi Klik.

"Neden benimle konuşmak istesin ki?" diye sordu Kristal şaşkınlıkla. Klik'e yetişmek bazen imkânsız oluyordu, konudan konuya ne ara geçtiğini insan takip etmekte zorlanıyordu.

"Sonuçta onu Zehra belasından kurtaran sen oldun," diyerek hatırlattı Klik.

O sırada tesise geri dönmüşlerdi...

Kristal mutfakta kendisine bir şeyler hazırlamıştı. Hazırladığı yiyeceklerden bir kısmını ise bir tepsiye yerleştirdi. Onu görenler bu tepsiyi Manuel'e hazırladığını düşünecekti muhtemelen, ama o geldiğinden beri odasından çıkmayı reddeden Kuzgun'a götürüyordu tepsiyi. Klik'in önerisi üzerine Kuzgun ile konuşmayı denemeye karar vermişti. Muhtemelen insanların ona acıyan bakışlarından rahatsız olacağından dolayı odasından çıkmıyordu. Aç olduğu halde odasından çıkacak cesarete sahip değildi.

Ona kendi geldiği dünyada kötü davranan Kuzgun'u zihninden uzaklaştırmaya çalıştı. Onun bir köle ve hizmetçi olduğunu her fırsatta hatırlatmaktan zevk alırdı. Ama burada karşılaştığı Kuzgun öyle birine benzemiyordu. Hem yardıma ihtiyacı vardı, ne olursa olsun onu tek başına odasında bırakmak doğru olmazdı. Bu düşüncelerle Kuzgun'un kapısına varmış ve kapısını tıklatmıştı.

SON İNSAN: AFTER CRYSTALΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα