B E K L E N M E Y E N (TAMAML...

By eesmerr12389

2.7M 69.1K 10.1K

Hayatının bütün döneminde sonbaharı yaşamış, ordan oraya savrulmuş bir yaprak. Kökünden kurtulamamış, ama kur... More

TANITIM
1. Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
24. Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
FİNAL

23.Bölüm

42.3K 1.3K 162
By eesmerr12389

Şaşkın bakışlarım elindeki silaha takılı kalmıştı. Ne yapmaya çalışıyordu? Amacı gerçekten kardeşini vurmak mıydı?

"Ulan sen kimsin de ona küfür edersin!"

Azad elindeki silaha aldırmadan yeniden üzerine çullanınca koşar adım onu ayırmaya çalıştım. "Azad zarar verecek!" Onu çekiştirmeye çalışırken ona birsey olacak diye deli gibi korkuyordum.

"Azad çekil lütfen!"

Azad elindeki silahı almaya çalışırken hala onu kurtarmak için uğraşıyordum. Ona birsey olmasına izin veremezdim.

"Ne bu gürültü?!"

Tandığım sesin kulaklarıma dolmasıyla tüylerim diken diken oldu. Bakışlarımı ona çevirdiğimde umursayıp bana bakmadı bile. Babamin sesini duyan Beşir kendini zorla da olsa Azad dan ayırmıştı.

"Elif nerede? "

Etrafıma bakındım. Elif neredeydi gerçekten? Nereye gitmişti? Azad ayağa kalktı ve yanıma geldiğinde yüzündeki yaraları fark etmem uzun sürmemişti.

"Şimdi buralardaydı," diyerek üzerini düzeltmeye çalıştı Beşir.

"Sana Elifi al gel dedim. Tanımadığın insanlarla ne diye kavga ediyorsun?"

"Ama dede-"

"Kes," diyerek susturdu onu babam.

"Elif sizinle gelmeyecek," diye mırıldandım. Karşımda olmasi beni tedirgin ediyordu. Gerçi hiç yanımda olmamıştı ki onu hep karşımda görmüştüm ben.

"Sana sormadım. Torunumu almaya geldim. Senin gibilerle işim yok. "

Senin gibilerle.

"Git içeriye bak."

Beşir hemen kafasını sallayarak odaları kontrol etmeye başladı. Nereye gitmişti olabilirdi? Şuan burada olmaması beni tedirgin ediyordu. Ya başına bir iş gelirse o zaman ne yapacaktım. Ablamın emanetiydi o bana.

"Burada yok."

Arkasını döndü babam ve çıkışa ilerledi. "Yürü gidiyoruz. Elbet bulacağız onu."

Kapıyı çarparak evden ayrıldıklarında bakışlarımı Azad'a çevirdim. Yüzü gözü kan içindeydi. "Çok acıyor mu?" Yüzünde gezdirdiğim elimi kavradı ve öptü. "İyiyim ben."

Onu odaya götürdüm ve kan olmuş tişörtünü üzerinden çıkardım. "Şimdi yaralarını temizleyecegim," diyerek odadan çıktım.

Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorlardı? Gencecik bir kızın hayatını karartmaya ne hakları vardı? Bu işin peşini bırakmayacaklarını biliyordum. Onu burdan götürmek için elinden geleni yapacaklardı.

Ben ilk yardım çantasını ararken içeriye Batı ve Elif girdi. Ağladığı her halinden belliydi. Hemen koşarak ona sarıldım. "Nereye gittin sen?"

"Saklandık," diye mırıldandı boğuk bir sesle. Saçlarını okşamaya devam ediyordum. Korkmuştu.

"Ben gidiyorum bu kadar aksiyon yeter," diyerek kapıdan çıkıp gitti Batı. Teşekkür etmeme bile izin vermemişti. Onu saklamasa belki de şuan burada olmayacaktı.

"Azad abim nasıl? "

Basımı salladım. "İyi sayılır. Ben onun yarasına bakayım." Diyerek odaya ilerledim. Herşey koca bir kargaşaya dönüşmüştü.

İçeriye girdiğimde Azad sırt üstü uzanmış tavanı seyrediyordu. Yanına ilerledim ve yatağa oturdum. "Yaralarına bakayım," diye mırıldandığımda yataktan doğruldu ve yaralarını sarmama izin verdi.

"Ne biçim vurmuş it," sargi bezini kaşına bastırdım. Kendimi suçlu hissediyordum. Benim yüzümden bu hale gelmişti. Acıyla dudakları büzüldüğünde acısını azaltmak amaciyla dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Geri çekildiğimde gülümseyerek beni izliyordu. Diğer yaralarina da yara bandı yapıştırdığımda beni kendine çekti. Ellerim çıplak göğsüne deyince içim titremişti. Ona her dokundugumda farklı tepkiler veriyordum.

Onun yatağa uzanmasını sağladım ve göbeğinin üzerine oturdum. Bazen ipleri kendi elime almak beni iyi hissettiriyordu. Üzerimdeki tişörtten bir çırpıda kurtuldum ve rastgele fırlattım. Üzerimde sutyen olmaması onu bozguna uğratmış olmalı ki sesli bir şekilde yutkundu.

Üzerine yüz üstü uzandım ve bakışlarımı ona kilitledim. Bakışları gittikçe koyulaşırken sürünerek dudaklarını ağzımın içine aldım.

Tenimin tenine değmesi onu daha da tahrik ederken dudaklarını benden ayirmadan ayagimdaki tayttan kurtuldu ve bacaklarını beline sarıp doğruldu.

"Yaramazlık istiyorsun," diyerek gözlerini kırptı ve boynuma yöneldi. Tir tir titrerken bacaklarımı ona daha çok sarmaya çalışıyordum. Beni yatağa yatırıp vucudumun her yerini öpüp yalarken kendimden geçmiş bir şekilde inliyordum.

"Daha fazla," diye mırıldandım inlemelerimin arasında. "Ne istiyosun söyle bana," boynumu emmeye çalışırken elleri vücudumu keşfe çıkmıştı. "Seni," diyerek inledim. "Seni istiyorum Azad."

Yorgun bedenlerimiz yatakla kavuşurken kendimi ona çevirdim. Onunla mutluydum. Herseyimle onun olmayi seviyordum. Beni onemsemesini, bana değer vermesi çok hoşuma gidiyordu.

Bugün Beşir'e karşı beni korumuştu. İlk kez biri korkmak yerine koruduğunu hissettirmişti. Nasıl da kızmıştı ama ona. Kaltak lafını hak etmediğim için pek umursamamıştım. Kimseye birsey açıklamak zorunda değildim sonuçta.

Ama babamın sözleri yine delip geçmişti beni. Senin gibilerle. Tam olarak nasıl oluyordu benim gibiler? Onu koruyup kollayan adamla yaşadığı icin orospu damgası yiyen ve istedikleri kişiyle evlenmediği için evlatlıktan reddedilen mi?

"Sinanı ailen biliyor muydu?"

Kafamdaki düşünceleri atmaya çalıştım. Bu soru da nerden çıkmıştı böyle? Bakışlarımı ona çevirdim. Yan dönmüş beni izliyordu. Başımı salladım.

"Sinanın karısı," diye mırıldandım. "Benim kuzenim."

Anlatırken bile kendimi kötü hissediyordum. "Ama sinanla olan ilişkimi o bilmiyor. Sırf onlar bizden daha zenginndiye ailesi onu istedi. Sinan da sesini çıkarmadı arada ben harcandım," Güldüm. "Ailem sinanla olan ilişkimizin öğrenince deliye döndü. Kimse öğrenmeden beni yaşlı bir adamla evlendirmek istedikler. Asıl mesele bundan ibaret."

"Şimdi peki?"

Güldüm. Sorusunu anlamamak için salak olmak gerekirdi. "Şuan seninle bu yatakta yatıyorsam," yaklaştım ve dudağına bir öpücük kondurdum. "Sorunun cevabı belli değil mi?"

-

Ertesi gün Azad işinin olduğunu söyleyip gitmişti. Elif'le beraber kahvaltı yaptıktan sonra tıpkı eski günlerdeki gibi kahve yapıp televizyonun başına geçmiştik.

"Eskiden de böyle yapardık, " diye mırıldandı. "Evet en çok da sizde kalmayı severdim," Eniştem beni çok severdi. Kızı gibi davranır babamdan beni korurdu. O yüzden ablamlarda kalmayi çok severdim.

"Herşey Sinan'dan sonra mahvoldu," hoşnutsuzca kahvesinden bir yudum aldı. "Senden çok uzakta kaldık. Aile hayatımız bozuldu resmen."

Omuz silktim. "Yaptığım hataydı ama hata hatayla örtülmez," gulumsedim "Asla İzmire geldiğim için pişman olmadım. "

Kendi hayatımı kurmak için bir başlangıç olmuştu İzmir. Kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrenmiştim. İnsanların gerçek yüzünü bile anında çözebiliyordum artık.

"Sinan hiç mi aklına gelmiyor?"

Basımı olumsuz anlamda salladım. "Resmen beni taciz etmişti. O günden sonra ondan nefret ettim. Burda da bi kere karşılaştık ama pek umurumda değil."

"Buraya mi geldi?!" Şaşkın gözlerine baktım. Niye bu kadar şaşırmıştı ki? "Evet hatta Meltem'le."

"Bebekleri var," diye mırıldandı. Gözlerini benden kaçırmaya çalışıyordu. Ama umurumda değildi ki. "Azad hayatımda olduğundan bu yana eski hayatımla pek ilgilenmiyorum Elif. Eğer sende geçmişi geride bırakmak istiyorsan önüne bak."

Başını salladı. "Haklısın,"

-

Akşama kadar dizi keyfi yapmıştık. Eskilerden konuşmuş geçmişi yad etmiştik. Onu çok özlediğimi yeni fark ediyordum. Belki de o yanımda değilken Eylemi onun yerine koymaya çalışmıştım ve bu yüzden herseye katlanmıştım. Ama eylem bunu ne kadar hak ediyor, orası tartışılırdı.

O günden sonra onu görmemiştim. Azadın söylediğine göre Murat'la barışmışlardı. O günkü tavrından sonra açıkçası bu beni pek ilgilendirmiyordu. Kendi ipini kendi kesmişti.

"Berçem bunu giyebilir miyim?" Bana doğru uzattığı kazağa bakıp göz devirdim. "Sorman hata."

Aksam Maya mekana davet etmişti bizi. Her ne kadar o pis yerde bulunmak istemesem de Mayanın orada olmasi beni rahatlatıyordu. Üzerime geçirdiğim montun önünü kapattım.

Telefona gelen mesajı baktığımda Azadın geldiğini öğrenmiştim. İşi bitmiş olmalı diye düşünerek arabaya doğru ilerledik. "İşin erken bitmiş galiba," Başını olumlu anlamda salladı ve dikkatini yola verdi.

Mekana geldiğimizde Elife korkmamasını söylemiştim. Etraftaki karanlık ortam onun çekinmesine neden oluyordu. Masalardan birine oturduk. Elif karşımıza oturmuştu. "Oo gençler," diyerek yanımıza geldi Batı. "Sabahki aksiyondan sonra buraya gelmiş olmaniz tuhaf,"

"Niye?" Diye sordum. Sorumu umursamadı, bakışlarını Elife çevirdi.

"Küçük kızını niye getirdin Berçem?" Sırıttı, "o herseye ağlıyor,"

"Hiçte bile," diyerek tersledi Elif onu. "Sabah omzumda ağlarken hiç öyle demiyordun," diyerek güldü Batı.

"Uğraşma lan kızla, kalk bize içecek birseyler getir." Azada bakarak asker selamı verdi. "Emredersiniz Komutanım. Kızınıza süt mu istersiniz?" Alayla sordu.

Elifin içten içe sinirlendiğini görebiliyordum. Batının derdi neydi niye uğraşıyordu benim yeğenimle? Batı Azad'ın ona fırlattığı küllüğü havada yakalayıp ayaklandı.

"Sen ona bakma," diye mırıldandım, Azad beni onayladı. "İşi gücü goygoy boşver," Omuz silkti. "Umurumda değil. "

Maya gülümseyerek masaya geldiğinde konuyu kapatıp başka muhabbetlere geçtik.

Continue Reading

You'll Also Like

72.1K 5.2K 14
❝Yaraları önce kanatırlar sonra öpücükler iyileştirir. ❞ Otuz üç yaşında basit bir terzi olan ama zorunluluktan bir fabrikada çalışan Gülendam, yaşad...
22.2M 901K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
1.9M 84.9K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
421K 3.5K 23
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.