NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)

By selin-visne

1.8M 105K 38.6K

Kiraz Mahallesinin yaralı abisi Halit ve masum kızımız Nazenin'in hikayesi... Başlama Tarihi : 2017 More

TANITIM
TANITIM II
TANITIM III
1. Yeni Bir Hayat
2. Göğe Bakma Durağı
3. Çiçek Kız
4.Muhallebi Çocuğu!
5. Dedikodu
6.Pamuk Şeker
7. Umutları Elinde Kalır
8. İmtihan Bu Ya..
9. Biçare
10. Bak Aşk Diyorum
11. Uzaktan Sevmek
12. Çıkmaz Sokak
13. Çok Eskiden Karşılaşacaktık
14.Kendini Bulmak Senin Elinde
15. Hüzün Sessizliğin Olmuş
16. Rüzgarım Olan Adam
17. Seni Zamana Bıraktım
18. Sensiz Olmaz
19. Senden Öğrendim
20. Bu Şehirde Sen Varsın
21. Mavi Hareler
22. Bitmesin
23. İlkler
24. Bir Çıra Meselesi
25. Bir Sen, Bir Ben, Bir De Bebek
26. Küçük Osman (Osman&Yeliz)
27. Kaynanam Baldan Tatlı!
28. Naz Evi !
29. Beklenmeyen Misafir
30. Dönüm Noktası
31. Meftun Bir Adam
32. Anne Kız
33. Ay Şahit
34. Meydanlar Bizim!
35. İstemeyle Topyekün Mücadele
36. O Kurnadan Bu Kurnaya !
37. Sevda Kervanı
38. Anılar
39. Bir Pazar Kahvaltısı
40. Bir Olmak -1-
41. Bir Olmak -2-
42. Hazırlıklar Başlasın
43. Son Dokunuşlar
44.Kınayı Getir Aney!
45. Hayat
46.Bir Şarkısın Sen
47. Oy Oy Güzelim
48.Sevince
50.
Minicik Bir Duyuru
51. Hızla Geçen Günler
52. Bölüm (Final)

49.

18K 1.2K 442
By selin-visne


~~

"Halit içim şişti. Daha gitmeden pazarlığa başladın."

Nazenin bezgince kocasına bakıp konuşuyordu. Gülistan annesigilden çıktıktan sonra tatlıcıya uğramışlar Alihan ağabeyinin siparişlerini almışlardı. Bu esnada da sevgili kocası şimdi olduğu gibi aynı cümleleri başa sarıp tekrarlıyordu.

"Bak bir saat oturup kalkıyoruz."

Nazenin kocasına söylemedi ama Alihan ağabeyinin bir saat oturmayla bırakacağına ölse inanmazdı. Hayır bu adam hiç mi tanımamıştı Alihan ağabeyini? Tanımadıysa bile en yakın arkadaşı olan Yılmaz'a, yaptıklarını da mı görmemişti ? Ya da bir ihtimal görmek istememiş sallamamışta olabilirdi. Yine de bu düşüncelerini kocasıyla paylaşmak yerine gözlerini devirdi.

"He canım bir saat oturur kalkarız hiç merak etme."

"Evet güzelim bir saat. Fazlası yok"

Anlaşılan alayla söylediği cümle kocası tarafından fark edilmemişti. Artık adam kendini nasıl sonuç odaklı hazırladıysa işin sonuyla ilgileniyordu. Alihan ağabeyilerde yaşanacakları şimdiden tahmin edebiliyordu. Bu yüzden olacaklara kendisi hazırdı içinden kocasının da hazır olmasını umuyordu. Yoksa gecenin sonunda keyiften dört köşe Alihan ağabeyi, sinirden patlamış kocası ve kocasını yatıştırmaya çalışan Nazenin sahalarda sizlerle.

Bu gece için kendilerine hayırlı başarılar dileyerek  zile bastı.

Kapıyı solgun yüzüyle gülümsemeye çalışan Duygu açmıştı. "Hoşgeldiniz."

"Ooo kimler gelmiş kimler. Canım kardeşim Nazenin ve taze damat hoşgeldiniz" Alihan gülerek karısının yanında yerini almıştı.

"Hoşbulduk" diyerek yeni evli çift içeri girmişlerdi. Nazenin Duyguyla sarılırken Alihan Halit'e elini uzatmıştı.

"Öp oğlum elimi. Gelenek görenek bunlar kızın ağabeyinin eli öpülür." Ciddiyetle elini uzatmış Halit'e gösteriyordu.

Halit gülerek kafasını iki yana salladı. "Yok daha neler. Alihan bak yarın bir gün oğlun olur sevdiği kızın ağabeyi de ona böyle yaparsa ne olur ?"

Alihan Halit'in söyledikleriyle kafası karışmış gibi bakıyordu. Ardından bakışlarını Duygu'ya çevirdi. "Sence olur mu ?"

Duygu Nazenin'e göz kırpıp kocasına döndü. "Eee olur mu olur hayatım. Ne demişler eden bulur."

Alihan elini hızlıca indirip gözlerini kısıp baktı Halit'e. "Öpme lan elimi istemiyorum. Geç içeriye. Hem hani tatlı ?"

"Al, afiyet olsun" Alihan hızlıca tatlı poşetini alıp içine baktı.

"Ooo aferin lan istediklerimin yanında bir tatlı daha almışsın. Üstelik paraya kıyıp iyi yerden almışsın."

"Ne sandın oğlum" Nazenin ikilinin arasında uzayıp gidecek diyaloğu bozup Alihan ağabeyine de sarıldı. Hep birlikte içeri geçtiklerinde tüm arkadaşlarının da orada olduğunu gördüler.

Ahsen&Yılmaz, Yeliz&Osman, Levent&Meltem Hüsamettin, Demir&İpek bütün herkes vardı.

"Hoşgeldiniz yeni evli çift" kendilerine söylenen sözlerle Halit'le Nazenin arkadaşlarıyla görüştüler. Yan yana boş olan yere oturunca "nasılsınız" muhabbetleri dönmeye başlamıştı.

Duygunun ayaklanması ile diğer kızlar da peşinden kalktılar yardım amaçlı! En sonunda Nazenin gelince yanlarına Yeliz mutfağın kapısını kapatmıştı.

Nazenin kendine merakla ve imalı bakan arkadaşlarının yüzüne bakıp kahkaha attı. "Ya siz nasıl meraklısınız öyle."

"Böyle güldüğüne göre sorun yok kızlar" diyerek konuştu Ahsen.

"Kapıyı açtığımda böyle bir farklı geldi Nazenin. Evlilik yaramış" diyerek güldü Duygu da.

"Hep mutlu ol canım ablam" İpek Nazenin ablasını öpüp beline sarıldı. Omzuna dolanan kollar ile başını yasladı.

Nazenin biraz utanarak azıcık da çekinerek baktı arkadaşlarına. "İyiyim hem de çok iyiyim. Mutluyum da."

"O zaman gerisini salla canım. Mutluysan sıkıntı yok demektir." dedi Meltem.

"Artık darısı bekarların başına diyelim" derken gözlerini Meltem'in Yeliz'in üstünde gezdirdi Nazenin.

"Bizimde az kaldı sanırım. Hazırlıklara başladık gibi. Ama Levent'in yükselme sınavları var onlara göre hareket edeceğiz" dedi Meltem.

"Yani Levent düğün hevesiyle o sınavları çok iyi derece ile geçer benden demesi" Levent'i üniversite zamanlarından beri tanıyan Ahsen emindi arkadaşının iyi yerlere geleceğinden özellikle ucunda sevdası varsa tutamazlardı.

"O sınavın sonunda sana kavuşmak var Meltem. Ahsen'e katılıyorum. Levent işinde yükselir sonra üstüne seni de alır."

"Ay inşallah dediğiniz gibi olur" Meltem mutlu gözlerle Ahsenle Nazenin'e bakıyordu. Uzun yıllardır arkadaşı olan kızlar böyle söylüyorsa vardık bildikleri dedi.

"O zaman benim için büyük insanlık için de büyük olacak bir haberi veriyorum size. Genç Osmanımla bende düğünümüzün hazırlıklarına başlıyoruz." Yeliz yerinde duramayarak heyecanını belli ediyordu.

"Allah'ım sonunda Yeliz abla evleniyor"dedi İpek. Herkesin duygularına tercüman olmuştu söyledikleriyle.

"Siz sormadan ben hemen detaylara geçiyorum. Nazenin'in düğününden birkaç gün önce annemle babam, ağabeyinle Ahsen de gelsin Osman'ı yemeğe çağıralım dediler. Aldı beni bir telaş yarim yemeğe gelecek. Gösterdim tüm marifetlerimi çorbasından tatlısına kadar eksiksiz yaptım. Aysel sultanı bile sokmadım kızlar mutfağa kadın şaştı kaldı tabi." Sözlerinden sonra kahkaha attı Yeliz.

"Neyse genç Osmanım geldi biz yemek yedik, çay içiyorken babam "çocuklar nişanlanalı neredeyse 1,5 sene oldu. Yeliz'in okulu da bu sene bitiyor. Hayırlı işi yeterinden fazla beklettik sizde isterseniz Yeliz'in okulu biter bitmez yapalım düğününüzü" demesin mi. Ay ben şok oldum resmen mutluluktan dilim tutulmuş da annemin çimdiklemesi ve Ahsen'in dürtüklemesi ile geldim kendime."

Kızlar Yeliz'in o halini gözlerinde canlandırmış olacak ki gülmeye başladılar. "Osman ne yaptı peki" dedi Nazenin.

"Osman'la göz göze geldik bana öyle bir bakışı vardı ki hasret, sevgi, kavuşma hepsi harmanlanmış huzurla bakıyordu. Ölsem o bakışını unutmam. Sevdiğimin gözleri dolu dolu oldu. Sen nasıl uygun görüyorsan öyle olsun baba dedi. Beni bıraksalar göbek atacamda Ahsen tuttu."

"Yeliz çok sevindik"

"Gelsin Yeliz'in düğünü."

"Ooo eğlence var desenize."

"Tabi o sırada benim canım kocamı görmeniz lazımdı" diyerek bu sefer Ahsen devam etti.

"Ömrü boyunca Yeliz'in nişanlı kalacağına inanıyordu sanırım hem şaşırdı hem Osman'a kötü kötü bakmaya başladı. Benim deli görümcemde göbek atmayı düşünüyor o sırada. Kaosun ortasında halay başı Yeliz."

Yeliz gülerek Ahsen'in omzuna sarıldı. "Ağabeyimle sen ilgilenirsin gelinlerin en güzeli. Göster kız yeteneklerini" deyip güldü.

Ardından bakışlar bu sefer Duygu da toplandı.

"Sen anlat bakalım gelin n'aptınız" ellerini beline koymuş görümce edasıyla konuştu Ahsen.

Duygu elini karnına koyup yüzündeki yorgun tebessümü ile arkadaşlarına baktı.

"Bir aya yakındır halsizliğim, yorgunluğum giderek artmaya başlamıştı. Biliyorsunuz bende kansızlık sorunu da var kesin ondandır dedim. En sonunda iş yerinde bayılma evresine gelince doktora gitmeye karar verdim. Alihan'a söylemedim pireyi deve yapacağı için. Anneme söyledim beraber hastaneye gittik. Kan tahlili yaptırdım." Eliyle karnını göstererek "ve sonuç" dedi.

"Ailemize birisi daha katılıyor giderek büyüyoruz" Nazenin Duygu'nun karnına elini koyup dokundu.

"Bugünde doktora gittik. 1.5 aylık şuan. Bir sürü ek vitamin yazdı. Bünyemin zayıf olduğunu söyledi. Mide bulantılarım da var."

Duygu'nun bünyem zayıfmış dediğinde gözlerindeki korkuyu hepsi görmüştü. Ve anneliği yeni tatmaya başlayan Duygu için arkadaşları sırayla konuştu.

"Ağabeyim seni ballarla, kaymaklarla, meyvelerle, vitaminlerle besler. Öğününü atlatmaz bile."

"Sen yorulma diye Alihan ağabey kucağında taşır."

"Duygu yorma kendini temizlik yapacağında bize söyle. Yardıma geliriz."

"Kız Duygu hamileliği sonuna kadar kullan bacım."

Kızların söyledikleriyle Duygu'nun yüzü gülmüştü. İyi ki vardı kız arkadaşları düşünmeleri bile yeterliydi.

Kızlar çay yapma bahanesi ile bir saate yakın mutfakta görüşmedikleri zamanın, bu zaman bir gün olsa bile sonuçta ayrı kalmışlardı. Durum değerlendirmesini yapmışlardı hemencecik. Çaylar hazır olunca kimisi tatlıları servis etti kimisi çayları dağıttı. Şimdi salonda hep birlikte çay içiyorlardı.

Nazenin koluna değen el ile kocasına baktı. Kaşıyla gözüyle işaretler yapıyordu. Derdini anlamıştı ama daha yeni çay içiyorlardı bir anda bize müsaade artık nasıl diyebilirdi ?

Sessiz olmaya çalışarak "çay içiyorum" dedi kocasından cevap gecikmemişti. "Çabuk iç."

"Bu arada tekrar hayırlı olsun. Allah sağ salim kucağınıza almayı nasip etsin." Hüsamettin Alihan ile Duyguya bakıp konuştu.

Duygu teşekkür ederken Alihan takılmadan geçmedi. "Sağolasın Hüsocum darısı başına."

"Hüso ağabeyden önce biz varız. Yaza düğünümüz var." Yanında oturan Osman'a bakıp iç çekerek konuştu Yeliz.

"Harbi mi lan ? Genç Osman ?"

"Öyle ağabey kısmetse yaza doğru düğünümüz var. Biz hazırlıklara başlayacağız, tarihi kesinleşince haber veririz zaten." Yüzündeki neşeyle konuştu.

Osman sözlerinden sonra Alihan gözlerini Yılmaz'a çevirdi. Yerinde kıpırdanıp somurtan Yılmaz'a gülmeye başladı.

"Seni de pek bi mutlu gördüm Yılmazcım. Adeta havalara uçuyorsun." Ortamdaki herkes Yılmaz'a dönerek bıyık altı gülüyorlardı.

"Ağabey" Ahsen uyarı amaçlı ağabeyine bakıp konuştu. Alihan hala gülerken bu sefer Duygu susturmuştu.

Yeliz ağabeyinin ifadesiz yüzünü görmek istemiyordu. Sanırım ağabeyi Ahsen'in dediği gibi hep nişanlı kalacağını sanmıştı. Şimdi de bu durum biraz farklı geliyordu ama el birliği ile alıştırırlardı. Osman'ı sevdiğini ona güvendiğini de adı gibi biliyordu. Yoksa mümkünatı yok aralarındaki ilişkiyi onaylamazdı bile.

Yeliz yerinden kalkıp ağabeyinin yan tarafına ilişip yanağından öptü. "Oy canım ağabeyim benim. Valla çok şanslı kızım. Babam, ağabeyim, nişanlım hepsi bal. Hayatımın üç adamları."

Osman sevdiğine hayran hayran bakarken Yılmaz güldü kardeşine kolunun altına alıp saçlarını öptü. "Cadı."

Bu sırada Halit hala Nazenin'i eve gitmek için sıkıştırıyordu. Nazenin çayını mı içsin yoksa kendisine bir şeyler soran İpek'e mi cevap yetiştirsin yoksa kocasının ısrarıyla mı uğraşsın bilemedi. Bu durumun içine, ortalarına oturmaya çalışan Alihan ağabeyi gelmişti.

"Nazenin abim bu damat sana yanlış yapmıyor dimi ? Üzüyorsa varsa bir yanlışı söylemen yeterli."

Nazenin gülümseyip konuştu. "Yok ağabey gayet iyi hatta fazla üstüme düşüyor. "

Alihan Nazenin'in yaptığı imayı anlamayıp "iyi iyi aferin lan damat" derken Halit anlamıştı.

Halit çayının son yudumunu içip bardağı yerine koydu. Nazenin'inden ümidi kestiği için bu görevi kendisi devralacaktı.

"Biz kalkalım artık. Hem Duyguda yorulmasın."

Yılmaz Halite dönüp ağzını oynatarak "ooo hayırlı işler" diyip sırıtıyordu. Halit de aynı şekilde "sussana oğlum" dedi.

"Ben iyiyim."

"Gönül çiçeğim iyi hem burada ben varken kötü olmaz zaten. Hem daha erken oğlum nereye ?"

Halit bu sefer Nazenin'e artık bir şeyler söyle der gibi bakıyordu. Nazenin Alihan ağabeyine bakıp "o zaman oturalım biraz daha."

Halit hayal kırıklığıyla karısına bakıyordu. Gerçekten bu zalimliği kendisine yapmış mıydı? Yılmaz arkadaşının yüzündeki ifadeye bakıp kucağındaki oğlunun sırtına yüzünü saklayarak gülüyordu.

"Evin hanımı ne derse o Halit. Hem ben erkek erkeğe okey oynarız diye okey takımını çıkarmıştım. Oynarız dimi?"

Halit hariç tüm erkekler onaylarken Alihan okey takımını masaya koymuştu. Erkekler masaya geçerken Halit Nazenin'e imayla bakıp yerinden kalktı.

Duygu yerinden kalkıp çayları tazeleyecekken Alihan oturmasını söyleyip mutfaktaki çaydanlığı alıp geldi.

Erkekler 7 kişi olduğu için sırayla aralarında dört kişi seçip oynayacaklardı okeyi. Alihan ve Levent karşı karşıya oturduklarında Halit ve Yılmaz'da karşılıklı oturmuştu gruplarda belli olmuştu. Hüsamettin, Osman, Demir ise yanlarında çaylarını içiyor, oyunu harlamak için hazır olarak bekliyorlardı.

Yılmaz okey taşlarını dizerken göz ucuyla Halit'e bakıp sırıttı. Halit ise burnundan soluyordu. Evliliğinin ikinci günü çiçek kızını kolları arasına alıp sevecekken, erkek erkeğe okey oynamak hayalleri arasında yoktu!

Erkekler kendilerini oyuna vermişken kızlarda dip dibe oturup sohbet ediyorlardı. Uzunca bir süredir bir arada oturupta sohbet edememişlerdi.

Ahsen kucağındaki oğluna yemesi için bir dilim elma verirken kendisi de çayından içti. "Naz'ın olur biraz daha oturalım demesiyle Halit'in yüzünü gören var mı ? "

Nazenin de dahil hepsi gülüyordu. "Adam resmen gitmek için can atarken bu zalimin kızı da oturalım diyor" dedi Duygu da.

Nazenin kendisine dikkatle bakan kocasına göz kırpıp güldü. Eve gidince olacakları şimdiden görebiliyordu.

Erkekler bir el okeyi bitirince Halit'in "geç oldu kalkalım" sözüyle Alihan bir el daha oynayalım diyerek bırakmamıştı.

Yeliz düğün için hazırlıklarını anlatırken, okey oynayan erkekler ise bir el daha oynayalım derken saat gece yarısını çoktan geçmişti.

Vedalaşıp evden çıktıklarında Nazenin'in gözleri kapanmak üzereydi. Yorulduğunu yeni fark ediyordu. Omuzlarına sarılan kollarla başını Halit'in omzuna koydu. Ve ardından kulağına fısıldanan sözle gülümsedi. "Uyumak yok."

~~

Pijamalarını giymiş banyoda elini yüzünü yıkadıktan sonra yatağa yatmış kendisini bekleyen kocasına bakıp yatağa girdi Nazenin.

"Naber okeyci?" derken gülüyordu da.

Halit de gülüp karısını kollarına aldı. "Evliliğimizin ikinci günü karımla kısa metrajlı aşk filmi çekeceğime erkek erkeğe okey oynadık. Sence nasılım?"

Nazenin tekrar gülüp eşinin yanağından öptü. "Klişe değiliz en azından" diyip tekrar güldü.

Halit saçlarından öpüp kendine biraz daha çekti. Nazenin'in uykusu açılmıştı, eğer açılmamış olsaydı çoktan uyumuştu. Uykusunun kaçması kendisi için iyiydi. Şimdi tam vaktiydi yapacağı şey için.

"Güzelim"

"Efendim"

Halit kolları arasındaki eşinin yastığını dik konuma getirerek yatakta kendisi gibi oturmasını sağladı. Nazenin ne yapıyorsun der gibi bakıyordu. Komidinin çekmecesini açtı. Ahşap kutuyu eşine uzattı.

"Hediye mi aldın bana?"

"Senin" demekle yetindi Halit. Fazla bir şey söylemek istemiyordu.

Kutunun içini dikkatle açtı. Zarf ve müzik kutusu vardı. Nazenin zarfın ön tarafında kendi ismini görünce merakı git gide artmıştı. Kocasının hediyesi olabilirdi, zarfın üstüne de ismini muziplik olsun diye yazmış olabilirdi. Annesinin hediyesi de olabilirdi, belki babasındandı.

"Bu hediye kimden geldi ? Ve bu mektup, müzik kutusu?

"Sana ait güzelim."

Nazenin beyazdan sarı renge dönmüş zarfı dikkatlice açarak içindeki dörde katlanmış kağıdı çıkarıp açtı. Gördüğü el yazısıyla şaşkınlıkla Halit'e baktı. Nasıl olurdu bu ?

Yazılanları okumadan önce kağıttaki el yazısında parmaklarını gezdirdi gözleri kapanmıştı, sanki onu hissedebilirmiş gibi ellerini tutabilirmiş gibi yazdığı tüm harflerin üstünde tek tek gezdirdi parmaklarını. Derin bir nefes alıp, kağıdı kokladı. Kokusu mu sinmişti bu kağıda yoksa beyni oyun mu oynuyordu? Emin olamadı tekrar kokladı kağıdı. Eğer koklama duyusu onu yanıltmıyorsa aldığı koku çok özlediğinin kokusuydu.

Gözyaşları usulca yanaklarına süzülürken tekrar baktı mektuba.

"Güzelim yalnız kalmak istersen" eşinin cümlesini bitirmesine müsaade etmeden hayır anlamında başını salladı. "Yanımda kal. Sende duymak ister misin?"

"Çok isterim" eşinin gözyaşlarını silip elini öptü. Okumaya başladı Nazenin.

"Benim güzel kızım, kalbimin en tatlı çiçeği Nazenin'im.

Öncelikle sana ve eşine merhaba deyip sımsıkı sarılıyorum ikinize. Hemen aklından geçmiştir senin. Babaanne eşim olduğunu nereden biliyorsun ? Bu mektubu okuyorsan yanında eşin olduğunu hatta çok yakın bir zamanda düğününün olduğunu da bilirim.

Ölmeden önce babana, halana, annene ve torunlarıma mektup yazdım. İnsan öleceğini hisseder derdi annem. Çok haklıymış hissediyormuş. Bende bu dünyadaki zamanımın azaldığını dedeciğine kavuşmak için sayılı günlerimin kaldığı hissine kapılınca oturdum masanın başına. Hepinize mektuplarımı yazdım. Sonra da halana emanet ettim. Senin mektubunu da evlenince vermesini söyledim. İkinci düğün hediyem olsun istedim.

Papatya desenli kolye sana verebileceğim benden hatıra kalan düğün hediyem. Şuan boynunda biliyorum. Küçük bir kız çocuğuyken boynuma sarılıp papatya kolyemle oynamayı çok severdin. Sonra o minik ellerinle kolyemi tutup "ben çok büyüdüğümde bana kolyeni verir misin babaanne ?" sözün hala kulaklarımda. Çiçeğim kolyemi isterde vermez miyim ? Güle güle kullan güzel kızım. Boynunda ışıldasın.

Bak aklıma çocukluğun geldi. Ah Nazenin ne tatlı bir çocuktun. Kahverengi dalgalı saçların masmavi gözlerin yaşıtlarına bakış kısa boyun ve tombul bedeninle, bilmiş bilmiş konuşmanla bayılırdım sana. Bu sözlerim eşine, Nazenin'in çocukluğu çok güzeldi evladım çocuğunuz kız olursa aklınızda bulunsun. Tamam Naz çiçeğim kızarma hemen. Yazarken kahkahalarla gülüyorum. İyi ki evde yalnızım  yoksa ne düşünürlerdi kim bilir.

Hatırlıyor musun? Lisedeyken en sevdiğin edebiyat dersinden çıkıp bana öğrendiklerini hevesle anlatırdın. Divan edebiyatı mıydı neydi oradaki şiirleri okurdun bana. Yeni aldığın kitapları hevesle gösterirdin, okuduğun kitapları yaşıyormuş gibi oradaki karakterlerle arkadaşmış gibi anlatırdın. Kitap yerim olsun istiyorum babaanne. Böyle kocaman. İnsanların içinde huzur bulacağı bir yer. Kitap kokusunun içeri girildiği anda hissedildiği sıcacık bir mekan. Böyle bir hayalin vardı. Adım kadar eminim ki bu hayalini de başardın. Kitap kokulu dünyanı açtın değil mi güzel kızım ? Ne mutlu sana. Hayallerinden hep koş Nazenin'im.

Evlendiğine göre yanındaki adam yani torunum diyorum artık. Sevdayı bulduğun kişi. Sevdiğin kadar sevildiğinde kişi aynı zamanda. Ne mutlu sana ki gönül eşini bulmuşsun.

İkinize bu sözlerim sıkı sıkı sarılın birbirinize. Kırgınlığınızı küslüğünüzü İpek mendil kuruyuncaya kadar sürdürün sonra gözlerinize  bakın ve sarılın. Yatağınıza küs girmeyin arkanızı dönmeyin hep sevin hep sayın birbirinizi.

Kutunun içinde bir de müzik kutusu var. 3-4 yaşlarındaydın bize her geldiğinde koşa koşa salona gidip dedenle birlikte müzik kutusunu çevirip yerinizden kıpırdamadan dinlerdiniz, müzik kutusunda dönen kitapları seyrederdin. Deden öldüğünde yanıma gelip babaanne dedemde bu müziği çok severdi ne zaman özlersen müzik kutusunu aç ve dinle demiştin. Hiç unutmadım sözlerini.

Şimdi de ben sana diyorum kalbimin en tatlı çiçeği Nazenin'im. Ne zaman yanında olmamı istersen, ne zaman için sıkılır dertleşmek istersen aç müzik kutusunu dinle ben oradayım kızım, senin her zaman yanıbaşındayım.

Seni çok seviyorum Naz'ım. Bende seni çok seviyorum babaanne dediğini duyuyorum. Kıskanma damadım seni de seviyorum. Seninde beni sevdiğini biliyorum. Seven sevdiğinin sevdiğini sevmez mi hiç ? İkinizi de gözlerinizden öpüyorum, kendinize çok iyi bakın.

             Sizi çok seven babaanneniz, Sezen.

Nazenin mektubu alıp göğsüne sımsıkı bastırdı mektup değilde babaannesine sarılıyormuş gibi. Gözyaşları durmadan akıyordu. Halit dolan gözlerini eliyle kurulayıp, eşinin de ıslanan yanaklarını yavaşça sildi.

"Seni çok seviyor babaannen. Unutamayacağın bir hediye bıraktı sana. Bu dünyadan gitse bile hatıraları, yaşadıklarınız hep seninle güzelim."

"Aldığım en güzel hediyeydi." Mektubu öpüp zarfına koydu Nazenin. Kutunun içindeki müzik kutusunu aldı.

Ahşap müzik kutusunun ortasında sallanan ahşap küçük kitaplar vardı. Nazenin yan taraftaki yerini çevirince dönmeye başladı. Odada müzik kutusunun çıkardığı "gözleri aşka gülen" müziğinin melodisi hakimdi.

Babaannesinin mektupta anlattığı anılar gözlerinin önündeydi. Boyu yetişmediği için dedesi konsolun üstündeki müzik kutusunu sehpanın üstüne koyar ve kendisini dizine oturtup birlikte dinlerlerdi. Bazen kucağına alıp dans ederdi dedesiyle birlikte, babaannesi gülerek izlerdi.

Halit eşini kolları arasına çekip saçlarını öptü. "Çiçeğim" deyip tekrar öptü.

"Çok özlemiştim babaannemi. Benim için hazırladığı bu hediyeyle onu yanımda hissettim."

"Hep yanında hisset diye sana müzik kutusunu vermiş, babaannemiz hep yanımızda bitanem."

Müzik kutusunu yeniden çaldı Nazenin.

Halit gözyaşlarını kuruladı sevdiği kadının, masmavi gözlerinin içine baktı.

"Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın
Gel bana her gece sen, gönlüme dolmalısın
Tatlı gülüş pek yaraşır, gözleri ömre bedel"

Nazenin eşinin söylediği şarkıyla yüzünü tebessüm kapladı.

"Ah ne güzel ne güzel seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel "

Aşkla öptü sevdiği kadını Halit. Ne güzeldi çiçek kızını sevmek. Ne güzeldi sevdiği tarafından sevilmek.

~~

42. Bölümde bir okuyucum "Belki Nazenin'e de düğününde babaannesinden mektup gelir" yazmıştı. Neden olmasın dedim. Babaannesini bu kadar çok severken, ondan bahsetmesem olmazdı. Eğer hala okuyorsan, bu önerin için sana çok teşekkür ederim💕

Nasıl buldunuz yeni bölümü? Umarım severek keyifle okuduğunuz bir bölüm olmuştur 🥰yorumlarınızı okumak için bekliyorum 😍

Fark etmişsinizdir normalde bölüm ismi veririm ama bu bölüm bulamadım. Sizden ricam bu bölümün ismini sizin belirlemenizi istiyorum. Eminim ki yazdığınız bölüm isimleri çok güzeldir bende içinden birini seçip yazacağım, şimdiden çok teşekkür ederim 🙈

Diğer bölümde zaman atlaması yapıyorum, yavaştan finale gidelim artık Kiraz Mahallesi yeni sevdalar istiyor 🍒

Kendinize çok iyi bakın, diğer bölümde görüşmek üzere sevgiyle kalın 🥰❣️

Continue Reading

You'll Also Like

2.7K 1.5K 40
İki Yaralı İnsanın Çok Acı Çekip Mutlu Olması Ve Onların Aşk Meyvesinin Hayat Hikayesi
303K 19.4K 35
Bir kördüğümdü aşk. Tabancadan çıkan kör kurşundu. Hedefi tekti, istikameti belliydi. Ateş aldıktan sonrası yoktu kurşun için, hedef için kaçış yoktu...
8.1K 766 22
Şu anda duramazdı koşması gerekiyordu, eğer peşindeki adamlara yakalanmak istemiyorsa şu anda duramazdı. Koşmaktan nefes alacak hali bile kalmamıştı...
669K 25.4K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...