Innocent Whore

By Boipoi

943K 65.1K 21.6K

- More

Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
20. Bölüm(İkinci yükleme)
21. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm (M)
28. Bölüm - Final
ÖZEL BÖLÜM

22. Bölüm (M)

35.3K 1.8K 617
By Boipoi

 “Üzerime su sıçratma!” Chanyeol küvete yaramazca bakan Baekhyun’u önceden uyardı.

“Nasılsa üzerini çıkaracaksın, ıslansan ne olacak ki?” dolu küvete elini uzatıp Chanyeol’e su attı.

“Çıkarmayacağım Baekhyun.”

“Nasıl yani? O zaman nasıl yıkanacağız?”

“Yıkanmayacağız Baek. Sen yıkanacaksın.” Chanyeol küveti köpürtürken konuştu.

“Hayır! Birlikte yıkanacağız!” Baekhyun sesini yükselterek itiraz etti. “Böyle anlaşmamıştık!”

“Beni yıka demiştin ve yıkayacağım.”

“Birlikte yıkanalım!” Baekhyun ısrarcı tavrından vazgeçerek çekici olduğunu düşündüğü bir gülümsemeyle Chanyeol’e yaklaştı. “İkimiz..." Nefesini uzun olanın boynuna verdi. Birlikte.” Alt dudağını ısırarak Chanyeol’ün gömleğine yöneldi.

“Ben değil sen soyunacaksın.” Chanyeol ona yenilmeyerek küçük elleri düğmelerinin üzerinden ayırdı ve Baekhyun’un tişörtünün eteklerini kaldırdı.

“Yapma!” Baekhyun onu açığa çıkarmaya çalışan elleri panikle ittirdi. “Birlikte soyunacağız ve birlikte yıkanacağız!” Tane tane konuştuğunda Chanyeol Baekhyun’u daha önce hiç böyle kararlı görmemişti. Ve bu kadar yoğun ve içten bir şekilde baktığını. “Lütfen...” kararlı ses tonu acizce fısıltıya dönüşürken kalbinin sızladığını hissetti Chanyeol. Onun için her şeyi yapabilirdi. Bunun bir sınırı yoktu. Baekhyun’a cevabı, bağlı kalan düğmelerini çözmeye başlamak oldu. Baekhyun sanki büyülenmiş gibi onu izlerken aynı zamanda sanki istemsizce yapıyormuş gibi tişörtünü çıkarmaya başladı. Yavaşça ve sakince...

Açıkta kalan gövdelerini umursamadan alta yöneldiler. Aynı anda bacaklarından kumaşı sıyırırken de yine birbirlerine bakmaya devam ediyorlardı. İkisi de çıplak kaldıklarında banyonun açık tondaki fayansları üzerinde yankılanan tek ses ikisinin alıp verdiği soluklardı.

İkiside birbirlerinin gözlerinin içine bakmaktan başka bir şey yapmıyordu. Vücutlarını incelemek akıllarından geçen en son şeydi. Şu an kalpleri gibi birbirlerine vücutlarını da açmışlardı sadece. Uzun süreli hareketsizliği bozan Baekhyun olmuştu. Derin bakışlardan gözlerini ayırmadan kendini ılık suya bıraktı. Vücuduna temas eden rahatlatıcı sıcaklıkla gözlerini kapatıp başını geriye yasladı.

“Eğer hemen yanıma gelmezsen kendimden nefret edeceğim.” Baekhyun’un kapalı göz kapaklarının altından bir kaç damla yaş süzülmüştü. Chanyeol'ün önünde bunları yapmak, ondan bunları istemek onun için oldukça zordu, onu oldukça zorlayan ve utandıran şeylerdi.

Chanyeol’ün güçlü görünen vücudu tuhaf bir şekilde sarsılmıştı. Ağladığını ise görüşü bozulunca fark etmişti. Baekhyun ona ne yapmıştı ya da ne yapıyordu? Onun söylediği her şey nasıl kalbine böylesine işleye biliyordu? Onun utandığını görmek, onun üzüldüğünü, acı çektiğini bilmek ona daha fazla acı veriyordu. Şu andan itibaren hiçbir şeyin geri dönüşü yoktu. Artık tamamen Baekhyun’a ait olmuştu. Uzun zamandır dökmediği göz yaşlarıyla birlikte...

“Neden mükemmelsin? Neden mükemmel bir şekilde kalbime uyuyorsun?” Baekhyun’a eşlik ettiğinde söyleyebildiği tek şey buydu. Baekhyun sevdiği adamın titreyen sesiyle gözlerini açtığında içi tarif edemediği bir duyguyla dolmuştu. Chanyeol’ü ağlarken görmek onu korkutmuştu.

“N-neden ağlıyorsun?” Islanmış ellerini Chanyeol’ün yanaklarına götürerek kendine çekti.

“Çünkü sen ağlıyorsun aptal.” Aynı hareketi Chanyeol de tekrarladığında gülümseyerek birbirlerinin yüzlerine bakıyorlardı. Baş parmakları aynı anda aşağı doğru yuvarlanan yaşları tuttu ve parmaklarının altına gizledi.

“Ben her ağladığımda ağlarsan aldığın bütün maaşı peçeteye yatırırız aptal. Ağlama.” Burnunu çekerek konuşması Chanyeol’ün gördüğü ve duyduğu en güzel şeydi.

“Sorun değil, burnunu koluma silebilirsin. Gözyaşların içinse göğsüm yeterli olur.” Chanyeol anlayışlı bir gülümseme sunup Baekhyun’un kızarmış burnunu öptü.

“Kıyafetlerini ben yıkıyorum.”

“Sana yeni bir çamaşır makinesi almama ne dersin?”

“Romantik olmasan da seviyorum seni.” Baekhyun kıkırdamamak için dudağını ısırdı.

“Romantik olamayan beni sevdiğin için seviyorum seni.” Baekhyun’un ısırmasıyla renk değiştiren dudaklara yaklaşıp minik bir öpücük bıraktı. Geri ayrıldığında köpük dolu suyun açıkta bıraktığı omuzları ve sıcağın ya da yaptıkları konuşmanın etkisinden midir bilinmez, kızaran yüze baktı. Baekhyun'u kazanmak hayatında yaptığı ve yapabileceği en iyi şeydi.

“Yıkanacağımızı düşünmüştüm beni mi izleyeceksin sadece?” Baekhyun üzerindeki bakışlardan rahatsız olarak kendini küvetin içinde biraz daha aşağı kaydırdı. Aslında... Chanyeol’ün amacı tam olarak da buydu.

“İyi fikir. Hazır önümde soyunmuşken.”

“Daha önce de beni çıplak gördün.” Chanyeol hafızasını yoklamak için bakışlarını tavana çevirdi. “Ben yıkanırken!” Baekhyun hatırlatmak için vurguladı.

“Ah... O gün... Kalçaların nefisti.” Banyoda yankılanan bir kahkaha dökülmüştü uzun olandan.

“Hey!” Baekhyun elini Chanyeol’ün omzuna doğru savurdu. “Zayıf olduğumu söylemiştin!”

“Aksine kalçaların dolgundu!” Chanyeol omzuna ikinci vuruşu yediğinde karşılık vermek amacıyla Baekhyun’un zayıf boynunu tutup başını suyun içine soktu ve kısa bir süre bekledikten sonra geri çıkardı. O zevkle kahkaha atarken Baekhyun öksürmekle meşguldü.

“Ölebilirdim seni aptal!” Öksürüklerinin arasında konuşup ellerini hızla ve bilinçsizce Chanyeol’e savurdu. Chanyeol de aynısını yapıp Baekhyun’a küvetin içindeki köpüklerden fırlatmaya başladı. İkisinin birbirine sataşması kıkırdamalarla ve banyo fayanslarına taşan suyla devam ederken Baekhyun'un çığlığı buna ara vermişti. “Gözüme kaçtı seni aptal!” Baekhyun Chanyeol’e sataşmayı keserek acıyan gözünü ovuşturdu. “Acıyor.” Şu an tam olarak küçük bir çocuk gibi mız mızlanıyordu.

“Bir şey olmaz.” Chanyeol şakacı bir şekilde Baekhyun’un gözünü daha iyi görebilmek için yaklaştı.

“O koca kulaklarını sağır olana kadar yıkayacağım!” Baekhyun onun yaklaşmasını fırsat bilerek tiz bir sesle bağırıp Chanyeol’ün üzerine çıktı. Ani hareketle savrulan su ikisininde kahkaha atmasına neden olmuştu. Baekhyun Chanyeol'ün kafasını suya sokmakla meşgulken çocuk gibi şakalaştıklarının farkında olup olmadıklarını henüz bilmiyorlardı.

Ama bir sorun vardı. Baekhyun Chanyeol’ün tam olarak üzerindeydi. Amacı tamamen Chanyeol’ü etkisiz hale getirip şaka yapmaktı ama etkisiz hale gelen kesinlikle kendisi olmuştu. Farkında olmadan Chanyeol’ün kucağına oturmuş ve tenlerinin –kendilerine özel olan yerlerin- birbirine değmesine neden olmuştu. Nefes alışverişleri küvette durgunlaşan suya inat hızlanırken Baekhyun deli gibi kızarmaya başlamıştı. Uzaktan gören birinin suyun oldukça sıcak olduğunu düşünecek kadar...

“Amacın sadece kulaklarımı yıkamak değil sanırım?” Chanyeol Baekhyun’un bacakları arasında olmanın verdiği garipliği umursamadan ellerini az önce dolgun olduğunu söylediği kalçaların üzerine koydu.

“Ö-özür dilerim.” Baekhyun panikleyerek kendini geri çekmeye çalıştığında kalçalarındaki ıslak ve sıcak eller ona engel olmuştu.

“En sevdiğin pozisyon buydu değil mi?” Sıcak kollardaki Baekhyun bir kaç defa hızla gözlerini açıp kapattı ve sakin olmaya çalıştı. Ama nasıl olabilirdi ki? Chanyeol Baekhyun’un dudaklarını ele geçirdiğinde artık sakin olmak için içinde en ufak bir umut bile kalmamıştı.

Öpüşmenin derinliğiyle Baekyun kendini biraz daha Chanyeol’e doğru itti. Nefesleriyle birlikte hızla hareket eden göğüsleri de birbirlerine çarpıyordu artık. İlk defa böylesine derin öpüşüyorlardı. Bu kadar tutku dolu... Birbirlerini gördükleri ilk andan beri bekledikleri öpüşmeydi bu aslında. İkisinin de içinde gizli olan tutkunun esintisiydi dudaklarının üzerinde gezinen nefesler.

Baekhyun’un kalbi delicesine çarpıyordu çünkü ilk defa böylesine sahiplenildiğini hissediyordu. Chanyeol onu hiç kaybetmemek istercesine sararken aynı zamanda canını acıtmamak için de ayrı bir uğraş sarf ediyordu sanki. Onun canını nasıl acıtabilirdi ki? Dili ağzının içinde böyle şefkatle yol alırken nasıl onu üzebilirdi?

Chanyeol mutluydu. Hiç olmadığı kadar... Ona ihtiyaçla tutunan zarif beden kalbinde bilinmeyen kapıların aralamasına neden oluyordu ve bu kapılardan içeri mutluluk ve huzur doluyordu. Fazla beklentisi olmayan sıradan biriydi. Hayattan fazla beklentisi yoktu. Fazla bir şey istememişti hiç. Baekhyun’u gördüğünden beri istediği başka hiçbir şey yoktu. Doğru olan buydu. Doğru olan Baekhyun’du. Doğru olan onu hissetmekti ve onu sevmekti. O hayatına hediye gibi gelmişti. Karanlık bir gecede hayatına bir aydınlık doğmuştu. Bu yüzden her ne olursa onu kollarında tutmaya devam edecekti.

Nefes alma ihtiyacıyla ikisi de aynı anda birbirlerinden ayrıldığında duyguları gibi nefeslerini de paylaşıyorlardı. Dudakları her an yeniden birleşmek üzere birbirlerinin yakınında zayıfça titriyordu. Chanyeol kucağındaki bedenin kararlı bakışlarından cesaret alarak öpüşmeyi bir süre erteledi ve kaymamaya dikkat ederek ayağa kalktı. Baekhyun kısa sürede aldıkları yeni şekle uyum sağlayarak bacaklarını uzun bedene doladı. Chanyeol’ün ayakları güvenli bir şekilde küvetin kenarında yumuşak paspasa temas ettiğinde birleşmek için can atan dudakları yeniden birbirine kavuşturdu. Üzerlerinden damlayan suya ve köpüklere aldırmadan son günlerde Baekhyun’la güzelleşmiş olan yatağına ilerledi.

Adeta camdan olan vücutu ikisinin kokusuyla harmanlanmış yatağa bıraktı ve vakit kaybetmeden ona eşlik etti. Baekhyun’un vücudunu titreme almıştı. Bunun nedeni bedenin ıslak olması ya da yatağın soğuk olması değildi. İçinde bulunduğu durumdan duyduğu mutluluk ve endişenin karışımıydı bu. Mutluydu çünkü Chanyeol onu sarıyordu, kirlerinden arındırıyordu. Endişeliydi çünkü nasıl davranması gerektiğini bile bilmiyordu. Her şeyi unutmuştu adeta. Ya da her şeyi en baştan yaşıyormuş gibiydi. Hiç olmamış gibi...

“Chanyeol...” Chanyeol dudaklarını serbest bırakıp köpüğün acı tadının bile bozamadığı beyaz boyna öpücüklerini bıraktı. Dudaklarındaki özgürlüğün tadını onun adını söyleyerek çıkartı Baekhyun. “Lütfen kollarından düşmeme izin verme.” Diyebileceğinin tamamı bundan ibaretti. Bu durumda ne denilebilirdi bilmiyordu da.

“Sana yemin ederim ki seni sevmeyi hiçbir zaman bırakmayacağım.” Chanyeol bu evrendeki en güzel mırıldanmayı onun kulağına bahşetmişti adeta. Baekhyun gözlerinden çenesine doğru süzülen sıcaklığın onu rahatlattığını düşündü. Kendini ödüllendirilmiş ve hatta kutsanmış hissediyordu. Chanyeol’ün boynuna sıkıca sarılarak her saniye oluşmaya devam eden özlemini gidermeye çalışıyordu. Nasıl onu hala özleyebilir ve arzulayabilirdi ki? Zaten birliktelerdi.

Chanyeol kemikleri sayılan omuzları tadıyorken Baekhyun sadece Chanyeol’ün ona verdiği duyguyu hissediyordu. Hareket edemeyecek kadar büyülenmişti ki Chanyeol için hareket etmesine gerek yoktu. Çünkü Baekhyun’un mutluluğu için her şeyi yapabilirdi.

Kendini geri çekerek altında nefes alma ihtiyacıyla kıvranan kusursuzluğa baktı. Yüzündeki bugüne kadar oluşan en güzel gülümsemeyle güzel yüze düşen saçları itip açılan alna kısa bir öpücük bıraktı.

“Seni seviyorum.” Bunun anlamını ve sırada neyin geleceğini biliyordu Baekhyun... Baekhyun bu bakışı, bu cümleyi ve böylesine anlamlı bir öpücüğü daha önce tatmamıştı ama hissetmesi için önceden yaşamasına gerek yoktu. Gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Tanrı’ya teşekkürlerini sunarak Chanyeol’den hiç ayrılamamak üzere dilekte bulundu. Sonrası ise yeni bir kapının açılışıydı.

Chanyeol içinde yol almaya başlamıştı ve Baekhyun bunun zamanının geldiğini bilircesine ona izin vermişti. Bacaklarını daha fazla ayırıp acısına rağmen kendini ona daha fazla itti. Bu kadar nazik değildi hiçbir şey daha önceden. Ne ailesi, ne arkadaşları ne de hayat ona nazik olmuştu. Daha önceleri vücudunda oluşan, en önemlisi kalbinde oluşan acılardan sonra şu an yaşadığı acı, mutluluktan başka bir şey değildi.

Chanyeol onun acı çektiğini, acı çekeceğini biliyordu ama en doğru yolun bu olduğunu da biliyordu. İkisi de üzerlerindeki bu ağır yükten kurtulmak üzere birbirlerinin vücutlarına tutunuyordu. Baekhyun’un aslında şu an ne kadar mutlu ve huzur dolu olduğunu biliyordu. Çünkü kendisi de onun gibiydi en nihayetinde. Zayıf bacakları nazikçe okşadığını kendi de yeni fark ediyordu. Bir süredir dokunmak istediği bacaklar bütün güzelliğini sergiliyordu ve Chanyeol dayanamayarak sıcak dudaklarından çıkan öpücükleri beyazlığın üzerine bıraktı.

Artık hareketleri daha normal ve düzenli hale gelmişti. Baekhyun girdiği kısa süreli acı hali geçmişti. Chanyeol ise onun vücuduna tamamen alışmıştı. Hızları yavaş yavaş artıyordu sadece. Fazla aceleci değillerdi. Yavaşça tanıyorlardı birbirlerini. Baekhyun bu sefer Chanyeol’ü öpmek için ilk uzanan olmuştu çünkü o kırmızı dudaklara ihtiyacı vardı. Vücut sıcaklığından kurumaya başlayan saçları okşayarak dudaklarını olabildiğince yakınca öpmeye çalışıyordu.

Chanyeol ona delicesine zevk verirken şu an ne yaptığının bile farkında değildi. Onu kendine getiren şey Chanyeol’ün odanın dışına taşan inlemesiydi. Aldığı zevkle farkında olmadan ısırdığı dudağı aniden bırakarak utançla kendi dudağını ısırdı. Chanyeol’ün dudağını ne zaman öpmekten ısırmaya geçtiğini bilmiyordu ama çenesi kasılmaktan acımış gibiydi. Onun canını acıtmış olmalıydı, bu yüzden utanmıştı. Tuhaf olan şey ise kendinin inlediğinin bile yeni farkına varmış olmasıydı. Chanyeol’ün verdiği mutluluk ve zevk bir süreliğine onu çok başaka yere götürmüş gibiydi. Neresi olduğuna dair hiçbir fikri yoktu ama evrenin en harika yeri olduğu kesindi.

Hayatının en güzel anı kesinlikle buydu. Daha önce sıraladığı sevdiği adamla birlikte yaşamak, birlikte uyumak, öpüşmek bunlarla yarışamazdı bile. Chanyeol’ün vücuduna ait olmak dünyanın en güzel şeyiydi. Nasıl her şey bu kadar iyi olabilirdi?

Bir kez daha tekrarladı.

Chanyeol’e dokunmak dünyaya dokunmak gibiydi.

Hayat doluydu. Eksikliğini hissettiği bütün duyguları aynı anda hissetmek gibiydi.

İçine yayılan sıcaklıkla dünyanın en güzel anlarına yeni birisini ekledi. Sevdiği adamın sıcaklığını içinde hissetmek kesinlikle hepsinden daha iyiydi. Böyle devam ederse bu liste uzayacak gibiydi ama hiç şikayet etmedi ve kendini Chanyeol’ün ellerine verdi. Boşaldığını bile fark etmesi geç olmuştu. Şu an aldığı haz ve duyduğu zevk, cinsel birleşmeden dolayı değildi çünkü. Chanyeol’e ait olmanın verdiği zevkti bu ve hiçbir fiziksel zevk bunun önüne geçemeyecekti. 

-----

Ya ben oraya M koydum ama bu pek M olmadı aslşkdasşld

Yine kızıcaksınız ama en fazla bu kadar oluyo (pardon olmuyo aşlkdalş) 

"Bölüm atıcam ben yaaa" diyerek ders çalışmamak için bahane ürettim resmen. Eğer ilerde işsiz kalırsam bana bakarsınız artık şalskdşasld

Ayrıca zorlandığım şu dönemde çok tatlış destek oluyosunuz teşekkürler~

Öpücük öpücük öpücük :* 

Continue Reading

You'll Also Like

2.2M 114K 64
↳ ❝ [ INSANITY ] ❞ ━ yandere alastor x fem! reader ┕ 𝐈𝐧 𝐰𝐡𝐢𝐜𝐡, (y/n) dies and for some strange reason, reincarnates as a ...
17.6K 595 15
Pretending he didn't want friends was Gladion's method of protection until he realized it wasn't protecting him at all. In which Gladion discovers t...
1M 53.9K 35
It's the 2nd season of " My Heaven's Flower " The most thrilling love triangle story in which Mohammad Abdullah ( Jeon Jungkook's ) daughter Mishel...
171K 2.4K 54
Amalia is the eldest daughter of the Red Bull Racing team boss and is therefore taboo for the drivers. When she completed her studies in marketing, s...