again ☆ lismin ✓

By btsline_

29.6K 2.9K 1.9K

ACEMİ YAZILMIŞTIR, MANTIK HATASI BULUNUR VE FİNALİ EKSİKTİR. DÜZENLENMEYECEKTİR. lismin, rosékook Çocuklu ve... More

b i r
i k i
ü ç
d ö r t
b e ş
a l t ı
y e d i
s e k i z
d o k u z
o n
o n b i r
o n i k i
o n ü ç
o n d ö r t
o n a l t ı
o n y e d i
o n s e k i z
o n d o k u z
y i r m i
y i r m i b i r
y i r m i i k i
y i r m i ü ç
y i r m i d ö r t
y i r m i b e ş
y i r m i a l t ı

o n b e ş

951 106 57
By btsline_

Duyduğu soru kulaklarını çınlattığında karşısında duran on kişiye hayretle baktı. Jimin ne demek istiyordu ve dahası fazlasıyla karışık olan ortamda bunu nasıl dillendirebilirdi?

"Yah! Lanet olası özelimizi herkesin içinde açman ne kadar absürt farkında mısın?!" diyerek sonunda konuşmayı başarabildiğinde kaçamak bakışlarını Jimin'in arkasında duran arkadaşlarına çevirdi.

"Tanrı aşkına, bilinen bir şeyi saklamanın ne gereği var!" alelade bir gerçeklikle seviştiklerini bu cümlesiyle ima eden genç adam Lisa'ya bakmaya devam ederken arkasında sıraya dizilmiş dokuz kişi kafalarını salladı.

"Lütfen..." dedi Lisa, "Yalnız konuşabilir miyiz?" Jimin'in gözlerinin içine bakarak tane tane anlattığında Yoongi, "Kalabalık yapmayın." diyerek çocukları uyarmış ve hepsi birden salona geri dönerken Jimin, "Dinliyorum." cevabını vermişti.

Lisa o gece başından geçenleri arkadaşlarına anlatmıştı evet ama Jimin'in kendi arkadaşlarına da söyleyebileceği hiç aklına gelmemişti. Hamile misin, sorusunu duyarken anca kafasına dank edebildiğinde birkaç saniye şekilden şekile girip kızaran yanaklarıyla öylece kalakalmıştı ama sonra hiçbirinden şaşırdığına dair çıt çıkmayınca patlayıvermişti.

"Artık ne olduğunu anlatacak mısın Lisa?!" sesinin tonunu yükselten Jimin gözlerini sıkıca kapatıp içeriye kısa bir bakış attı ve bu sefer kısık sesle sordu, "Ne olduğunu anlatır mısın?"

Lisa dudağını ısırıp Jimin dışında her yere bakmaya başladı. Doğum kontrol hapı kullandığını söylese gururunu incitir miydi?

Peki neden incinecekti ki? Boşanan iki insanken bir hataya düşüp birlikte olmuşlardı ve hatanın doğuracağı sonuçlara elbette ki göz yummayıp doğum kontrol hapı kullanması normaldi. Yine de içindeki sese mani olamıyor, onu üzmekten korkuyordu.

Şu ana kadar en çok üzülen tarafı tarttığında kendisinin mi yoksa Jimin'in mi daha çok üzüldüğünü kestiremiyordu. O kadar fazla olay yaşamışlardı ki...

"Şey.." diye eveleyip geveledi önce ve ona sabırsızlıkla bakmaya devam eden Jimin'e döndürdü en sonunda bakışlarını. "Doğum kontrol hapı kullandım, tamam mı? Hamile olmam imkansız..."

Jimin duyduklarına tepki olarak yavaşça başını sallayıp gözlerini kaçırdığında bir müddet konuşamadı. Ne olsun istiyordu? İçinde ki bu savaş neydi? Her şey olması gerektiği gibiydi işte.

"Anladım." demeyi başarabildiğinde, "Sen iyi misin peki?" diye de ekledi. Lisa gözünün önüne düşen saçını kulağının arkasına sıkıştırdı. İki gündür hiç olmadığı kadar halsizdi fakat bunu Jimin'e elbette ki söylemeyecekti. "Bu aralar çok streslendim. O yüzden oldu sanırım."

Kaşlarını çattı genç adam. Neden stres altındaydı ki? Sebebini sormak istesede daha fazla Lisa'yı sıkmak istemediğinden anladım dercesine başını salladı ve, "İçeriye gidelim mi?" diye sordu. Genç kadın tebessüm ederek Jimin'in önünden geçerken derin bir nefes aldı ve göğsündeki ağrıyı yok saymaya çalıştı. Onunla göz göze geldiği her an heyecanlanırken yalan söylemesi ne kadar da zordu...

Lisa önde Jimin ise arkadayken salona ulaştıklarında onları bekleyen on kişi başlarını sesin geldiği yöne çevirdiler. "Kuzum iyi misin?" telaşla ayağa kalkıp soran Jisoo ile beraber Lisa sorun yok gibisinden elini salladı ve yanıtladı, "İyiyim, gerçekten.." diyerek. Koltuğa oturduklarında dakikalar sonra sohbet devam etmiş fakat Jimin'in aklı hâlâ yanında oturan kadında kalmıştı.

Gözlerini bir türlü Lisa'nın üstünden çekemezken tavırlarını izlemeye koyuldu. Sarı saçları sırtında süzülüp yumuşak hareketlerle sallanırken, elleri yüzünü kaşırken, dolgun dudaklarıyla gülümseyip bembeyaz dişlerini ortaya sererken her yaptığını en ince detayına kadar kazıdı aklına.

Ne güzelsin sen... Diye geçirdi içinden, kızımın annesi...

"Bugün ki olan toplantıyı perşembeye çekelim. Yarın Paris'e uçuş olduğu için bugüne sıkıştıramayız."

Jimin koridorda yürürken yanındaki asistanına talimatlarını sıralıyordu. Haftasonunun bitmesi ile beraber iş başına tekrar geçilmişti. Pazartesi günü oldukça yoğundu. Aylar önce inşaat firmasıyla yapılan anlaşmalar, atılan imzalar gereği yarından itibaren iki gün boyunca Paris'te kalmaları ve inşa edilecek otelin iç mekanını düzenlemeleri gerekiyordu.

"Bugüne kadar yaptığımız sunumların en iyisini yapmamız lazım. Yarın için hazırlıklı olun. Benimle kim geliyordu?"

Asistanı Jimin'in peşinden adım adım ilerlerken patronunun sorusuna sakinlikle karşılık verdi. "Sunum direktörümüz Lisa hanım, Bay Park. Sizinle o gelecek." Jimin duyduğu isimle bir an yerinde kaldığında tabii ya dedi kendine.

Unutan aklıma söveyim...

Şirkette kendisi kadar yetkili olan bir diğer kişi de Lisa'ydı ve yanında tabiiki de o gelecekti, nasıl unuturdu?

Birkaç metre ilerisinde görüş açısına giren Lisa'yı izlemeye başladığında çalışıyor olduğunu fark etti. Oldukça sıkı çalışan bu kadın, ayrıntılara bile özeniyor ve hiçbir eksik yapmıyordu. İş hayatındaki başarılarını hep takdir etmişti zaten Jimin. Keşke aşk hayatında da ileri adımlar atabilseydi kendisine.

"Neyse..." diye mırıldandı. "Başka bir arzunuz var mı efendim?" asistanının kendisine yönelttiği soruya soruyla karşılık verdi, "Çizimlerimizi Lydia hanım yapıyor değil mi?"

"Evet efendim."

"Üç kişi gideceğiz, kendisine haber verirsin." konuşmayı sonlandırıp terasa çıkmak için asansöre yönlendirdi adımlarını. Bu sırada yine Lisa'yı göz hapsine almaktan geri duramamış bir şekilde onu izlemeye devam ederken ellerini cebine soktu ve yüzünde farkında olmadan bir gülümseme yeşerdi.

Çalışırken onu izlemekten keyif alıyordu. O ciddi duruşu ile, çalışanlarına yardım edişi ve tehlikeli gülümsemesi ile alev gibiydi.

Lisa üstünde gezinen iğneliyici bakışların oldukça farkındaydı ama görmemezlikten gelmeyi tercih ederek işine devam ediyordu. Saçlarını yüzünü örtecek şekilde önüne aldığı an dudaklarına tatlı bir tebessüm kondurmayı ihmal etmsedi fakat hiç beklemediği bir anda kararan gözleri tebessümünü soldurduğunda bu sefer tutunacak yer bulamaması işini zorlaştırmış ve gözlerini bir an olsun kadının üstünden çekmeyen Jimin, Lisa'nın tavırlarındaki farklılığı sezdiği an gelen asansörü es geçip ona doğru yürümüştü.

"Lisa hanım, iyi misiniz?" çalışanın telaşlı sesini duysa da uyuşan bedeni yüzünden cevap bile veremiyordu.

O an, "Lalisa?" diyen genç adamın sesini de duydu ve sanki bu anı bekliyormuş gibi bedeni, kendisine yaklaşan genç adamın kolları arasına yığıldığında, "Lalisa!" dedi Jimin bağırarak lâkin genç kadın bu kez duymamıştı..

Kollarına düşen kadını bir hamlede kucağına alıp koltuğa doğru hızla yürüdü ve hareketsiz bedeni telaşlar içerisinde yatırdı. Etraftakiler ambulansı aramak için yönlenirken Jimin titreyen sesine hakim olamadı. "Güzelim?" ellerinin tersiyle kadının yanaklarını okşayıp durdu fakat çaresi yoktu. "Güzelim aç gözlerini hadi. Lalisa?"

Titreyen alt dudağını öfleyle dişleyip, "Sikeyim." diye mırıldandı ve ambulansın gelmesini beklemeden Lisa'nın bedenini tekrar kucağına aldığında önündeki kalabalığa bağırdı. "Açılın şuradan!"

Patronlarını hiç görülmeyen bir öfke ve telaşla gören çalışanları Jimin'in dediğini yaparak saniyesinde önünü açarlarken genç adam seri adımlarla az önce çağırdığı asansöre bindi ve sıfıra bastı.

Ellerinin arasında kayıp gitmesinden korktuğu beden vardı. Baygındı. Stres başına vurmuş bir şekilde asansörün aşağı inmesini tüm sabırsızlığıyla beklerken, "Hadi, hadi, hadi..." diye mırıldandı.

Sonunda sıfıra inen asansörün kapıları açılıp dışarı baygın bedenle birlikte çıkarken güvenliğe, "Arabamı getir çabuk!" diye bağırdı. Dakikalar içinde önünde duran arabasına yürüdü ve genç kadının bedenini arkaya güvenle yatırıp sürücü koltuğuna yerleşti.

Telaşı bedenini kasıp kavururken arabasını son sürat en yakın hastaneye sürmeye koyulduğunda bile hâlâ uyanmamıştı Lisa. Dikiz aynasından saniyede bir genç kadına dönen gözlerinden yaşlar durduramadığı bir şekilde akmaya başlayınca sinirle inleyip önündeki arabalara sertçe korna bastı.

Neden son zamanlarda iyi değildi? Durduk yere niye bayılmıştı? Yoksa... Yoksa hastalığı mı vardı? "Tanrım! Hayır, hayır..." kötümser düşüncelerini susturmaya çalıştı. "Sikeyim sizi, çıksanıza önümden lan!"

Hakim olamadığı siniri ve sonuna kadar bastığı gaz ile geldiği hastanenin önünde durabildiğinde anahtarı almayı es geçip sertçe açtığı kapıdan dışarı çıktı ve arka koltuğun kapısını açarak bir çırpıda çıkardığı beden yeniden kucağındayken acile doğru ilerledi.

"Doktor!" diyerek bağırdığında sese doğru yönelen acil çalışanları sedye getirdi ve gecikmeden Jimin kucağındaki kadını sedyeye bıraktığında yüzünü avuçları arasına alarak olduğu yere çöktü.

Kendini sıkmayı bıraktığı an ağlamaya başlayarak bekledi içerideki kadının gelmesini...

Lisa ağrıyan kemiklerinin etkisiyle yüzünü buruşturup burnuna dolan serum kokusuna karşı gözlerini yavaşça açtığında etrafına attığı bakışların ilk durağı başının üstünde bekleyen doktordu. Elinde kendisinin hiç bilmediği kağıtlara göz atıp kalemle bir şeyler karalıyorken, "Neden buradayım?" sorusunu yönelttiğinde doktorun dikkatini çekmeyi başardı.

"Ufak bir baygınlık geçirdiniz." dedi kadın doktor. Lisa kaşlarını çatıp kendini hatırlamaya zorladığında, aklına gelen tek şey Jimin oldu.

"Jimin nerede?" telaşla yattığı yerden kalkmaya çalıştığında ağrıları baş gösterdiği için tekrar yatmak zorunda kaldı. "Sizi buraya getiren beyefendiden mi bahsediyorsunuz? Oldukça telaşlıydı doğrusu. Eşiniz mi?"

Doktorun sorularına cevap vermedi çünkü şu an özel hayatıyla konuşacak bir durumda değildi. "Çağırmamı ister misiniz? Çünkü bu konu eşinizi de ilgilendiriyor." evli olduklarını söylememesine rağmen hâlâ Jimin'den kocası olarak bahsetmesine neredeyse göz devirecekti ama kadının söylediği sözde takılı kalınca vazgeçti.

"Anlamadım, ikimizi ilgilendiren şey ne?"

"Bakın, eşinize de birkaç soru sordum. Son zamanlarda baş dönmesi, mide bulantısı ve şimdi de bayılma gibi sorunların gerçekleştiğini söylediği için sizden kan alarak bir test yaptırdık."

Doktor konuşmayı kestiği an Lisa öfke barındıran sesiyle, "Sadede gelir misiniz lütfen?" deyince kadın başını sallayarak devam etti. "Yani bu sebepler kan tahlilleriyle de örtüştüğünde emin olduk Lisa hanım. Tebrikler, hamilesiniz..."

Tebrikler, hamilesiniz.

Dünyasını başına yıkan o son iki kelimenin ağırlığı altında can çekişen bedenini ve çınlayan kulaklarında tekrar eden sözcüğü durduramadı Lalisa...

Yavaşça doğrulduğunda şaşkın bakışları sonabaharın yağmurlarıyla doluyor, önü bulanıklaşırken titreyen dudaklarını aralayıp konuşuyordu, "N-nasıl?"

Bu soruyu kendine defalarca sordu. Nefesleri sıklaşırken serumlu elini kalbine götürüp sıktı ve titreyen dudağını dişlerinin arasına kıstırıp Jimin'i düşündü.

"Ben... B-ben doğum kontrol hapı.." hıçkırırken kesilen sözünü tamamlamak için dudaklarını tekrar araladığında özgürlüğüne kavuşan göz yaşları yanaklarını suladı. "Doğum kontrol hapı kullandım ama.."

"Bu gibi durumlarda doğum kontrol hapını ilk 24 saat içerisinde kullanmanız gerekir Lisa hanım. Geciktirmiş olabilirsiniz."

Hıçkırıklarıyla sarsılan bedeni ve nefes alamadığı için sıkışan kalbini kontrol altına alamadığında yatağa iyice uzandı ve iç çekişlerini kulak verdi.

İşte şimdi her şey bitmişti.

Hatasının kurbanı olan bir bebeği karnında taşıyordu, Jimin'in daha haberi yoktu.

Söylemeye de niyeti yoktu.

Bu bebeği dünyaya getirmeye niyeti yoktu.

Ne Jimin'e ne kendisine ne de bebeğine eziyet çektirmeye niyeti yoktu.

Bir hata yapmışlardı ve hatasının bedelini ödemesi gerekiyordu...



Continue Reading

You'll Also Like

153K 11.9K 103
Karanlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.
186K 18.3K 21
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
43.8K 4.9K 53
New York'un yeraltı dünyasının karanlık sularında Jimin'in kardeşinin, Jeon Jungkook ile evlenmesine karar verilmiştir. Bu adam bir mafya, bir patron...
1.6M 145K 38
jungkook: şey senden bir şey rica edebilir miyim beni pek sevmedikleri için sınıf grubuna almıyorlar da böyle önemli bir gelişme olunca bana haber ve...