SESSİZLİK (TAMAMLANDI)

By cey_yazar

2M 96.8K 19.1K

"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dı... More

Bölüm1:Kaza
Bölüm 2:Sağır
Bölüm 3:Nikah/Mahkeme
Bölüm 4:Düğün Hazırlıkları
Bölüm 5:Düğün ve İlk Gece
Bölüm 6:Doğum Günü
Bölüm 7:Tesadüfler
Bölüm 8: Umut
Bölüm 9: Yüzleşme
Bölüm 10: Hastane
Bölüm 11: Birlikte Uyumak
Bölüm 12: Aşılan Sınırlar
Bölüm 13: Kutu
Bölüm 14: Nokta
Bölüm 15: Davet
Bölüm 16: Öpücük
Bölüm 17: Kahvaltı
Bölüm 18: İlk Tatil
Bölüm 19:Denemek
Bölüm 20: Endişe
BÖLÜM 21: İYİ Kİ VARSIN
Bölüm 22: İlk İş Günü
Bölüm 23: Çiftlik ❤
Bölüm 24: Gerginlik
Bölüm 25: Çatlaklar
Bölüm 26: Murat'ın Geçmişi
Bölüm 27: Kopma
Bölüm 28: ...
Bölüm 30: Patlama
Bölüm 31: Mektup
Bölüm 32: Geri Dönüş/Ameliyat
Bölüm 33: Bekleyiş
Bölüm 34: Duyuyorum!
Bölüm 35: Kavga
Bölüm 36: Şarkılar
Bölüm 37: Ateş
Bölüm 38: Muna
Bölüm 39: Davet 2
Bölüm 40: Korku
Bölüm 41: Fantezi Gecelik
Bölüm 42: Aile
Bölüm 43: Teklif Hazırlığı
Bölüm 44: Evlilik Teklifi
Bölüm 45: Bütün Olmak
Bölüm 46: Sorunlu İlişkiler
Bölüm 47
Bölüm 48: Kız İsteme
Bölüm 49: Kına Gecesi/Arkadaş Gibi
Bölüm 50: Düğün / Ayrılık
Klip
Bölüm 51: Çok Güzeliz
Yeni ve Ortak Kitap 'YANİ'
Bölüm 52: Final

Bölüm 29:Hüzün

27.7K 1.6K 79
By cey_yazar


NOT: HERKESE MERHABA. İKİ BÖLÜM BİRDEN GELİYOR :) İKİNCİ BÖLÜMÜN SONUNU RESMEN GÖZÜM KAPALI YAZDIM. UMARIM HERHANGİ BİR HATA YOKTUR. HERKESE İYİ OKUMALAR :):):)

VE MEDYA DA RANA'NIN HAZIRLADIĞI ODA VAR 🙈🙈🙈


Bir insanın en zayıf, en aciz anı duyguları ile hareket ettiği zamandır. Mantığını bir kenara bırakır ve tüm zayıflığını ortaya serer.

Murat da şu an öyle yapıyordu. Rana ile olan ilişkileri için hep çabalamıştı, hep tek taraflı savaşmıştı, uğraşmıştı, emek vermişti. Tam her şey artık yoluna girdi diye düşünürken en ummadığı zaman en ummadığı şey ile karşılaşmıştı. Rana'ya aramız da olan şeylerden biri de Tarık demişti. Ne yalandı ama... Bunu söylerken gerçekliğine hiç inanmamıştı. Tek istediği Rana'nın Tarık'ı gördüğü zaman daha sert tepki vermesiydi. Murat'ın hislerini önemsemesiydi. Çok kızgındı, çok öfkeliydi ve acı çekiyordu. Başka biri olsa evet canı yanardı ama gururunu da alarak aradan çekilirdi belki. Ama Tarık için bunu yapmayacaktı. Etraflarında dolaşıp duran adama izin vermeyecekti. Rana'nın kendisinden boşanıp Tarık ile evlenmesine müsaade etmeyecekti. Bu yüzden yurt dışına çıkacaktı. Ve Rana kendisinden boşanamayacaktı en azından bir süre. Ve Murat, Tarık'ı azıcık tanıdıysa; o adam sabretmeyecek Rana'dan ayrılacaktı. Rana da Tarık'ın gerçek yüzünü tekrar görecekti.

Tabii bunlar Murat'ın gördükleri gerçek olsa olabilirdi. Öfke, acı, korku, en çokta çaresizlik insana neler yaptırıyor, neler düşündürüyordu.

Murat telefonunu kapatarak Efe'nin evinden çıktığı gibi Rana ile olan evlerine gitmişti. Kapıdan girdiği gibi hızla pasaportunu alıp evden çıkmıştı. Eğer yatak odasına bile bir adım atmış olsaydı gitmekten vaz geçecekti ama bilmiyordu işte. Düşünmüyordu. Rana ile konuşmak, sormak aklının ucundan bile geçmiyordu şu olanları. Oysaki Rana ile konuşup öyle de kaçabilirdi yurt dışına. Evet kaçıyordu. Rana'nın ondan boşanmasını engellemek için kaçıyordu. Hızla havaalanına gelmişti. Gidebileceği ilk ülkeye bilet alıp gidecekti. Neresi olduğu önemli değildi.

Rana geldikleri gibi Gamze ve Efe'yi beklemeden arabadan inip eve koşmuştu. Işıklar yanmıyordu ama yine de evde olmasına dair içinde bir umut vardı. Alt katta bulamayınca hızla üst kata çıkıp yatak odasına girmişti. Burada da yoktu. Hissediyordu, Murat Rana'dan gitmişti. Yavaş adımlarla merdivenlere yürüyüp aşağı indi. Gamze ve Efe de beklenti ile ona döndüler.

"Rana evde de yok değil mi? Nerede bu?" dedi Efe gergin şekilde.

"İyi misin Rana?" dediğinde Gamze, Rana'nın gözleri doldu.

"Evde değil." Dedi içini kaplayan korku ile. Herkes gibi o da mı gitmişti?

"Şu adamı bir bulayım!" dedi Efe. Ama Rana bakmıyordu artık onlara ne konuştuklarını görmüyordu. Efe ve Gamze aralarında konuşurken sözlerini kesti.

"Gider misiniz? Yalnız kalmak istiyorum." Dediğin de Gamze hızla yanına geldi.

"Rana yalnız kalma. Seninle kalayım ben. Efe sen git."

"Hayır Gamze. Yalnız kalmak istiyorum." Dedi. Şu an aklı bomboştu şaşkındı. Yalnız kalıp düşünebilmek istiyordu. Şu an olan şey çok saçmaydı çünkü.

"Bak Murat neden yok bilmiyoruz ama belli ki acele bir karar vermiş."

"Nasıl bir karar verdiği umurumda değil." Diye bağırdı Rana. Gözlerinden yaşlar hızla akıyordu ve içinden şu an çıkıp gelmesi için dua ediyordu. Kapıdan gülerek girmesini, mahcup şekilde özür dileyip saçma sapan bir gerekçe sunmasını istiyordu. "Lütfen yalnız kalabilir miyim?" dedi ve hızla gidip kapıyı açtı.

Efe ve Gamze gittikten sonra yavaşça gidip Murat'ın son bir haftadır uyuduğu koltuğa oturdu. Şaşkındı. Gözlerinden yaşlar ara ara akıyordu ama ağlamıyordu aslında. Tarık ile gördüğü için gittiğini düşünüyordu ama bu sebep de o kadar saçmaydı ki. Geçip karşısına konuşabilirdi, kızabilirdi. Gitmesi çok mantıksızdı. Belki de onu sevdiğini söyleyeceğini hissetmişti. Allah aşkına bileğine 'Rana & Murat' yazan bileklik almıştı. Resmen onu sevdiğini göstermişti. Belli ki onun için gitmişti. Rana'dan, sevgisinden mi kaçmıştı? Neden etrafında ki herkes bu kadar aynıydı?

Beklemişti Rana, tüm gece gözüne uyku girmeden Murat'ın gelmesini beklemişti. Her şeyi düşünmüştü. Aklıma gelmeyen şey kalmamıştı ve başına bir şey gelmemesi için dua ediyordum. Başını tutamayacağını hissettiğin de koltuğa uzandı. Murat'ın kokusunun en taze olduğu yerdi. Koku içine dolarken, yaşlar gözlerine, anılar zihnine dolmuştu. Aklına tam bu koltukta yaşadıkları o öpüşme geldi. İstemsizce tebessüm etti. Birlikte olmalarından nasıl korkmuştu. Oysaki kendisini tam da bu gece hazırlamıştı o anı yaşamaya. Gözlerini kapattığında hızla iki damla süzüldü. Bu koltukta kaç defa uyuya kalmışlardı. Sinirle ayağa kalktı. Nasıl tüm yaşadıklarını yok sayıp Rana'yı bırakıp giderdi? Geldiğin de tüm hepsinin hesabını soracaktı. Odada bir süre tur atıp durdu ve sonra geri koltuğa oturdu. Kalbi öyle sıkışıyordu, nefesi öyle daralıyordu ki... Birine ulaşmak isteyip ulaşamamak ne kadar kötüydü. Eğer duyabiliyor olsaydı sürekli Murat'ı arayıp dururdu. Gelsin istiyordu artık. Kavga da edecek olsalar gelsin.

Bekledi, bekledi ve bekledi... Saatlerce kıpırdamadan koltukta oturmuştu. Telefonu her titrediğinde büyük bir heyecanla telefona bakıyordu ama istisnasız her mesaj Gamze'dendi.

Rana'nın ailesi yine hiç şaşırtmamış arayıp sormamıştı. Kimsesiz mi kalmıştı yani? Tıpkı Murat ile evlenmekten korktuğu zaman gibi Gamze mi kalmıştı yanında sadece?

Tek başına kalmıştı. Murat yoktu, ailesi yoktu. Gözlerini kapattı. Gözünün önüne Murat'ın yüzünün gelmesini engelleyemiyordu. Tam da onu sevdiğini söyleyeceği gün, onunla olacağı gün gitmişti. Şansı bu kadar mıydı? Kaderin de mutlu olmak yok muydu? Evleneceği gün araba çarpmıştı, sağır kalmıştı. Tam Murat ile olacakken terk edilmişti.

Öğlene doğru Rana hala koltukta öyle oturuyordu. Dün geceden beri aynı şekilde oturuyordu. Odada yanan kırmızı ışığı görünce hızla ayağa kalkıp kapıya yürüdü. Murat olmasını o kadar çok istiyordu ki. Heyecanlı bir şekilde kapıyı açtığın da karşısında Gamze'yi gördü.

"Telefonuna bakmıyorsun. Ben de buraya geldim." Dedi ve birden korkuyla baktı. "Rana sen iyi misin? Uyumadın mı? Üzerini değiştirmemişsin. Kendine baktın mı hiç?" dediğin de Rana öfkeyle Gamze'ye baktı. Sözleri gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.

"Sence Gamze iyi miyim? Sorduğun soruya bak! Nasıl uyumamı beklersin? Murat gitti." Dedi. İzinsiz akıp duran yaşlar sinirini bozmuştu.

"Özür dilerim." Dedi Gamze sakin bir şekilde. Rana'nın bu kadar etkileneceğini düşünememişti. Bilmiyordu ki Murat ile nasıl bir ilişkileri vardı. Daha doğrusu hiç düşünmemişti. Rana'nın hayatında yanında olan tek kişiydi Murat, kendisi son aylarda çok fazla okula, işe odaklanmıştı. Rana'yı ihmal etmişti ve Murat bu işi fazlasıyla üstlenmişti. "Gel bir duş al en iyisi sen. Rahatlarsın biraz kendine gelirsin. Ben de kahvaltı hazırlayayım sana." Dedi Gamze. Rana kafasını iki yana salladı. Ağlamamak için alt dudağını ısırarak geçip koltuğa oturdu. Bu koltuktan kalkmak istemiyordu.

"Hadi Rana." Dediğinde Rana ağlamaklı bir şekilde Gamze'ye döndü.

"Sence nereye gitti?"

"Bilmiyorum. Öğreneceğiz ama merak etme herkes onu araştırıyor." Dediğin de Rana eğilip Gamze'nin dizine yattı.

"Son bir hafta zaten hiç konuşmadık. Ya hiç geri dönmezse. Ondan nefret ediyorum. Bana tekrar bu duyguları yaşattığı için beni yalnız bıraktığı için nefret ediyorum. Bilmiyor mu zaten herkes terk etmiş beni." Dediğin de Gamze'nin de gözleri dolmuştu.

"Birlikte hesap soracağız merak etme. Pişman edeceğiz onu." Dedi. Ama Rana yüzüne bakmıyordu, görmemişti. Gamze'nin dizinde birkaç saat uyumuştu. Çalan zil ile Gamze ayaklanmış o an heyecanla Rana'nın da uyanmasına sebep olmuştu. Rana da hızla kalkıp Gamze'nin arkasından kapıya koştu. Gelen Lale Hanım, Kemal bey, Mete ve Efe'ydi.

"Ne oldu?" dedi Rana.

"Seni merak ettik kızım. Bir şey olmadı." Dedi Lale Hanım.

"Yalan söylemeyin. Yüzünüz hiç öyle söylemiyor."

"Yok canım. Murat malum ortadan kayboldu. Sana bakmaya geldik." Dedi Kemal Bey.

"Size inanmıyorum. Mete?" dedi Rana ona dönüp. Mete hiçbir şey söylememişti. Kemal bey dayanamayarak konuştu.

"Kızım, Murat dün gece hava limanına gitmiş. Arabasını oradan aldırdık. Yurt dışına çıkmış." Dediğin de Rana şaşkın bir şekilde Kemal Beye bakıyordu. Gamze endişeyle Rana'ya dokundu. Sırtını ovalıyordu. Salonun ortasında hepsi öylece ayaktaydı.

"Nereye gitmiş?" dedi Rana. Ve kulaklarında baskı arttı aynı anda. Dengesini sağlayamıyordu. Birkaç adım geriye doğru sendelemişti. Gamze anında kolundan tutmuştu. Aynı anda Mete'de koşup tek kolundan tutmuştu ve koltuğa götürmeye çalışıyorlardı. Rana hiçbirinin farkında değildi. Kulaklarında yoğun baskı, aklında ise Murat'ın yurt dışına çıkmış olması vardı. Tam koltuğa yaklaşmışlardı ki Gamze ve Mete'nin kolları arasında yere yığıldı.

Mete şok olmuş bir şekilde kollarının arasında yere yığılan Rana'ya bakıyordu. Efe aynı anda koşup Rana'nın ayaklarını biraz yükseğe kaldırdı.

"Telefon nerede ambulansı arayalım. Yada biz mi götürsek ne yapalım?" dedi Gamze. Soğukkanlı gözükse de sesi kendini ele veriyordu.

"Biz götürürüz bence." Dedi ve Mete bir anda az önce ki halinden kurtulup Rana'yı kucağına aldığı gibi kimseye bakmadan kapıya gitti. Gamze de koşup kapıyı açmıştı. Kemal bey ve Lale hanım olayın şokundaydılar.

"Ahmet beyi arıyorum. Haberleri olsun onlarında." Dedi Kemal bey ve onlar da çocukların arkasından evden çıktılar.

"Neden söyledin Murat'ın hava alanına gittiğini? Kız rahatsız biliyorsun."

"Ben yurt dışına çıksam senden gizlenmesini ister misin?" dedi Kemal bey. Lale hanım cevap verememişti.

Hastaneye geldiklerinde anında doktora haber gitmişti. Ve Rana'yı odaya alıp bir sürü test yapmışlardı yine.

Normal odaya aldıktan bir süre sonra Rana uyandı ve yine o tanıdık tavanı görünce tekrar gözlerini kapattı. Eline değen el ile gözlerini beklentiyle açtığında Gamze'yi gördü. Ve hemen arkasında Mete, Efe, koltukta oturan Lale hanım ve Kemal bey vardı.

"Canım iyi misin? Korkuttun." Dedi Gamze.

"İlk defa olmuyor Gamze. Korkmana gerek yok." dedi Rana. Aklına evde ki son dakikalar geldi ve Murat'ın hava alanına gidişi.

Sol tarafında oluşan hareketlilikten sonra Rana başını çevirdi ve her zaman ki doktoru ile karşılaştı.

"Merhaba Ranacığım." Dedi doktor tebessüm ederek. Rana da tebessüm ile karşılık vardı. "Test sonuçların gayet güzel. Hiçbir anormal bulgu yok, merak etme."

"Biliyorum. Ne zaman çıkabilirim?"

"Maalesef hemen bırakmayacağım. Kendini aç bıraktığını söyledi arkadaşın. Ve de gece boyunca uyumamışsın. Biliyorsun yorgunluk bayılmalarını tetikliyor. Kendine dikkat etmen lazım. Yorulmamalısın, stresten uzak durmalısın. Serumun bitsin sonrasına bakacağız." Dediğin de Rana sadece başını salladı. "Murat yok sanırım." Dedi gülerek. Kimse bir an ne söyleyeceğini bilemedi ve Efe cevap verdi.

"Evet İstanbul'da değil." Dedi gülerek.

"Belli. Burada olsaydı hastaneye gelene kadar kırk defa arardı. Giderken de Rana'yı kaç kişiye emanet etmiş. Baya kalabalıksınız." Dediğin de Efe'de güldü.

"Çok kıymet veriyor Rana'ya." Dediğin de Rana gözlerini kapattı. Konuşmalarını okumak istemiyordu artık. Gözlerini kapattığın da yaşlar kenarlardan süzülmüştü. Gözünün önüne Murat'ın yüzü geliyordu. Ağlamamak için kendini sıkıyordu ve doktor Rana'nın koluna dokunduğun da Rana gözlerini açtı.

"İyi misin?" dedi doktor. Rana kafasını iki yana salladı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Yutkunmaya çalışıyordu ama boğazında oluşan yumru buna engel oluyordu. Aynı şekilde konuşmasını da engelliyordu. Lale Hanım dayanamayarak odadan çıktı. Rana'yı o ruh halinde görmek çok kötü hissettirmişti. Rana'yı gördüğünden beri o da ağlamak istiyor ama kendini sıkıyordu. Rana'nın ne halde olduğunun farkındaydı. İçinin, dışarıya yansıttığından çok daha kötü bir halde olduğunu buluyordu. Sürekli doluydu gözleri, sürekli ağlamak etrafı yıkmak istiyordu Rana, biliyordu.

Doktor tansiyon aletini alıp Rana'nın tansiyonunu ölçmüştü. Peşine nabzını saymıştı. Rana o arada hızlı nefes alıp veriyordu ve ne kadar ağlamamak için kendini sıksa da gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu.

"Problem ne Rana? Psikolog ayarlamamı ister misin?" dediğinde Rana başını iki yana salladı. Az kalsın gülecekti ama kendini sıkmaktan onu bile yapamamıştı. Gamze korkuyla Rana'ya bakıyordu.

"Bir problem mi var doktor bey? Tansiyonu nasıl çıktı?" dedi Kemal bey.

"Yüksek. Nabzı da tansiyonu da yüksek çıktı. Biraz sakinleşmeye çalış. Çocuklar camı açın. Yirmi dakika sonra tekrar ölçeceğiz. Yine yüksek çıkarsa ilaç uygularız." Dediğin de Rana kendini toplayıp konuştu.

"Kulaklarım. Kulaklarımda ki baskı geçmiyor." 

Continue Reading

You'll Also Like

Kurşun By Leyla

General Fiction

2.2K 243 51
Seviyorum mümkün değil Aramızda kurşun, yasak bölge var. Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel Kanunu yapanlar ihtiyar *** --'Özür dilerim. Özür d...
10.5K 1.7K 31
Yeni sergisi için ilham arayan Almila bunu yeni insanlar tanıyarak başarabileceğini düşünür. Rastgele bir numaraya mesaj yazar. Fakat karşısındaki ad...
1.7M 76K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
953K 59.1K 27
Girdiği her ortamda ağırlığı ve duruşu hayran bırakırdı herkesi. Ankara Üniversitesi'nin Reis'i Alparslan'dı. Herkesin yardımına koşar, haklıyı haksı...