BEN GELDİM | Texting ✔

bbhikayeleri

6.2M 337K 134K

@yeis: yüksek müsaadenizle bayım, @yeis: sizi sevmeye geldim. *Kısa Hikaye #1 (10.02.2020) *Genel Kurgu #1 (2... Еще

açılış
bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz beş
otuz altı
otuz yedi
otuz sekiz
kırk
kırk bir
kırk iki
kırk üç
kırk dört
kırk beş
kırk altı
kırk yedi
kırk sekiz
kırk dokuz
elli
elli bir
elli iki
elli üç
elli dört
elli beş
elli altı
elli yedi
elli sekiz
elli dokuz
altmış
altmış bir
altmış iki
altmış üç
altmış dört
altmış beş
altmış altı
altmış yedi
altmış sekiz
altmış dokuz
yetmiş
yetmiş bir
yetmiş iki
yetmiş üç
yetmiş dört
yetmiş beş
yetmiş altı
yetmiş yedi
yetmiş sekiz
yetmiş dokuz
seksen
seksen bir
kapanış
Geçmiş | Özel Bölüm

otuz dokuz

75.9K 4K 2.7K
bbhikayeleri

Medya: Yalın

Bölüm ithafı: hazanduman

*

Vücuduma çarpan soğuk suyu hissettiğimde yattığım yerden hızla doğruldum. "Siktir!" Uykudan bir çırpıda çıkan gözlerimi sonuna kadar açtım. "Noluyor amına koyayım?!"

Başımda zebellah gibi dikilen Yalın elinde tuttuğu boş sürahiyi salondaki sehpanın üstüne koyup ters ters bana baktı. "O ağzını ben kırmadan önce toparla, konuşacaklarımız var."

"Lan konuşmak için uyanmamı bekleyemedin mi?!" Koltuktan kalktım. "Bari insan gibi uyandırsaydın anasını satayım. Bu soğukta o buz gibi suyu içmiyorsun herhalde," dedim ıslanan tişörtümü sirkelerken. "Nereden buldun sen onu?"

"Senin için özel olarak buzlukta beklettim kardeşim."

Kardeşini...

Neyse.

Sinirli ve uykulu olduğum için sarsak adımlarla odama doğru ilerledim. Kısa bir duş alıp üzerimi giyindikten sonra salona döndüm yeniden. Yalın bıraktığım yerde duruyordu hala. Bakışlarında hiçbir yumuşama yoktu, her an beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Sonunda istemediğimiz o yüzleşme gerçekleşecekti anlaşılan. Asude'yle ilgili sorguya çekilecektim.

"Benim elimden bir kaza çıkmadan çabuk otur şuraya." İşaret ettiği koltuğa oturup tekli koltuktan bana bakan ona döndüm. "Anlat. Ne demek oluyor tüm bunlar? Asude'den nefret ederken bir anda ne oldu da yeniden kızla sevgili oldun?"

"Neydi şu söz?" diye sordum onu tiye alarak. "Hah! Buldum. En büyük aşklar nefretle başlar. Benimki de o hesap."

"Esat yemin ederim elimde kalırsın. Ne Umut ne bir başkası kurtaramaz seni elimden."

Sahi ben en son Umut'un dizinde uyuyordum, ne ara bu dangozla baş başa kalır oldum? Eve nasıl geldim?

Kaşlarımı çattım. "Umut demişken... ben en son dışardaydım. Nasıl geldim eve?"

"Umut aradı. Seni tek başına getiremeyeceğinden yardım istedi benden. Beraber getirdik seni buraya. Uyurken sana dalmamak için zor tuttum kendimi. Dua et Umut için bu kadar sakin kalıyorum."

"Bu mu sakin kalmış halin?" diye sordum her an üstüme atlayacakmış gibi duran bedenini işaret ederken. "Bunun şerefine bırak duayı ben şükür namazı kılarım kardeşim, sağ ol."

"Lan o alaylı ağzını siktirtme bana!" Hızla yerinden atılıp yakalarımı tuttu. "Tek bir şey lan, tek bir şey istedim senden! Onu üzme dedim!" Her cümlesinde bedenimi sarsıyordu ama zarar vermiyordu. Bana zarar veremeyecek kadar bitkin bakıyordu gözleri. Kızgın, kırgın. "Onu üzersen karşında beni bulursun dedim! Sen ne yaptın?" Yakamı tutan elleri sıklaştı. "Onun o güzel kalbini paramparça ettin. O kız, sevgisine bir türlü inanmadığın o kız, içindeki tüm kırgınlıkları bir kenara bırakarak geldi bugün yanına. Neden? Beyimizin üstüne birazcık gelindi diye üzgündü öyle değil mi?"

Alaylı sorusunu duymazdın geldim. İçinde Emir'in olduğu bir konu benim için 'birazcık' olamazdı. Olmadı da.

"'Ben üzgün olmuşum siktir et önemli olan onun üzgün olmaması' dedi bana bugün. Benim küçüğüm bugün ilk defa bana küfürlü bir cümle kurdu. Neden biliyor musun geri zekalı? Çünkü seninle konuştukça sana benziyor. Madem onu sevmeyeceksin, bu saatten sonra konuşmayacaksın onunla!" Sertçe sarstı bu kez bedenimi. "Duydun mu beni? Konuşmayacaksın!"

"Eh yeter be!" Ellerini iterek kalktım oturduğum koltuktan. Boşluğundan yararlanıp kurtulmuştum elinden. İstese ağzıma sıçacak güçteydi. Üstüme gelmesi kolaydı çünkü onların gözünde suçlu olan hep bendim. Ama öyle değildi işte. "Ben mi istedim beni sevmesini? Ben mi dedim gel konuşalım da ağzına sıçayım diye? Ha? Söylesene bunlar benim isteğim doğrultusunda mı gerçekleşti de tüm suçu bana atıyorsun?" Cevap vermedi. "Uyardım onu defalarca. Sevme dedim, canın yanar dedim, uzak dur benden dedim. Dinlemedi. Ben nasıl seni dinlemediysem o da beni dinlemedi. Takmadı beni. Umursamadı. Senden gelecek her şeye razıyım ben dedi çıktı işin içinden." Acıyla buruştu yüzüm. "İnanıyorum anasını satayım. Seviyorum seni dediği her gün inanıyorum ona. İyileştireceğim diyor, çekip kurtaracağım seni diyor, mutlu olacaksın diyor. Her gün buraya..." derken göğsümü yumrukladım. "...umut tohumları ekiyor."

Sinirle kaşlarımı çatarken elimin tersiyle omzuna vurdum. Bir adım geriledi. Söylediklerim onu şaşırtmışa benziyordu. "Söylesene kim beni böyle sevdi? Söyle kim bu kadar değer verdi bana?" Bir kez daha vurdum hırsla. "Söyle kim yanımda değilken yanı başımdaymış gibi hissettirdi bana bugüne kadar?"

"Asude mi?" diye sordu sinirle gülerken. "Madem böyle düşünüyorsun niye üzüyorsun Umut'u? Dengesiz misin olum sen? Söylediklerinle yaptıkların neden birbirini tutmuyor? Asude'yle sevgili olmak aptallığının kaçıncı seviyesi acaba?!"

Sakince kalktığım yere oturup söylediklerimin pişmanlığını yaşadım kısa bir süre. Kendi kendime bile söylemediğim şeyleri ne diye Yalın'a söylediysem?

Dilimin ayarını silkeyim.

"Aptallık falan yok," diye söylendim ciddiyete dönerek. "Asude'yi seviyorum. Onu affettim ve barıştık bu kadar."

O da benim gibi sakince kalktığı koltuğa oturdu. Dikkatle bana bakıyordu. Bense huzursuzlanarak bakışlarımı halıya düşürmüştüm. Oldukça sıradışı olan desenini inceledim. İnceli kalınlı bir sürü çizgisi vardı. Adeta bir sanat eseriydi.

Ne saçmalıyorum lan ben?

Dümdüz siyah bir halı işte.

"Bu sözlerle herkesi kandırabilirsin," diye konuşmaya başlayan Yalın'a döndüm. "Ama beni kandıramazsın Esat. Ben senin ciğerini biliyorum. O küçük aklında kurduğun planları anlayacak kadar iyi tanıyorum seni. Sinirle fark etmemiştim ama şimdi sakince düşününce... Sen Asude'yi sevmiyorsun, affetmenin yakınından bile geçmiyorsun." Şüpheyle gözlerini kıstı. "Aklımda bir şeyler var derken bunu mu kastediyordun? Oyun mu oynuyorsun?"

"Ne saçmalıyorsun sen?" Öfkeyle soludum. "Oyun falan yok."

"Var. Ne yapıyorsun bilmiyorum ama kesinlikle bu işin içinde bir oyun var. Ne o aklınca intikam mı alacaksın? Ne yapacaksın Esat? Kaç kez daha yakacaksın canımdan öte sevdiğimin canını?"

Canımdan öte sevdiğim?

Sikeyim aranızdaki bilmediğim ilişkiyi!

"Boş yapma!" Sinirlendiğim için fazla yüksek sesle bağırmıştım. Buna keyifle sırıttı. "İntikam falan aldığım yok kimseden."

"Bırak bu işleri Esat, çocuk gibi davranmaktan vazgeç artık."

Bir kere inansan nolurdu be? Bir kez sözüme güvensen? Bir kez benim tarafımda olsan?

Bu sorularımın hepsi yanıtsız kalacaktı çünkü bunları ona sormayacaktım. Yalnız kalacaktım. Her zamanki gibi. Etrafımdaki herkesi kendimden soğutacaktım ve yalnız kalacaktım. Bir başıma. Belki o zaman bir köşeye çekilip ölümümü bekleyebilirdim. Evet güzel fikirdi.

"Bak," diye söze başladı abim gibi gördüğüm insan. Kalkıp yanıma gelmişti. Gözlerimin içine bakarak tane tane konuştu. "Sana bir şey söyleyeceğim. Belki bu fikrini değiştirir." Sorar gözlerle ona baktığımda konuşmasını sürdürdü. "Umut buna katlanamaz. Katlanır gibi görünür, içten içe katlanmak ister ama bünyesi bu acıyı kaldıramaz. O, kan kusar 'kızılcık şerbeti içtim ben' der. Buna inanma, mesajlarda sana hiçbir şey yokmuş gibi davranmasına inanma. Beni dinle. Bu oyuna devam edersen onu kaybedersin. Ve bu öyle Asude'nin gittiği 1 senelik kayba benzemez. Onu sonsuza kadar kaybedersin Esat. Bunu göze alıyor musun?"

Şu saatten sonra söylediği şeyler umurumda değildi.

Bu yüzden söylediklerinin üstünde çok durmadım. "Bu hayatta hiçbir şey kazanmadığım gibi onu da kaybederim." Güldüm. "Merak etme, koymaz bana."

"Güzellikle söylüyorum yine anlamıyor. Yok ulan delirteceksin sen beni! Vallahi bak. En sonunda seni şöyle sağlam bir döveceğim. Belki o zaman akıllanırsın ha?" Sinirle söylenip durdu yanımda. "Seni ben dövmüyorum değil mi uzun zamandır? Tabii ondan şımardın sen. Bir artistlikler, bir oyunlar falan. Meydanı boş buldun atlı koşturuyorsun ama yok. Bundan sonra attığın adımın hesabını vereceksin ban..."

"Haklısın," diyerek böldüm konuşmasını. "Biraz büyümeliyim. Bir yetişkin gibi davranmalıyım."

Gülerek omzumu sıktı dostça. "Ha şöyle be oğlum!"

"Asude'ye evlenme teklifi edeceğim."

Şaşkınlıkla bağırdı. "Ne?!"

"Zamanı geldi," diye mırıldandım onu duymazdan gelerek. Omzumdaki eli yavaşça aşağı düştü. "Mutlu olabilirsin artık, kardeşin büyüdü."

Güldüm. "Baksana damat oluyor!"

*

Esat damat oluyor sıra da Yalın'a geliyor Esat damat oluyor sıra da Yalın'a geliyor git burdan Asu kız Esat'ın kalbini çalan hırsız hadi halaya Umut havayaajshhshajjajssinirlerimbozuldu

Merak ediyorum Esat&Asude shipleyen var mı?

Ben bu bölüm yine bol bol Esat&Yalın shipledim asjkfgsdas

Seviliyorsunuz

Продолжить чтение

Вам также понравится

Sevimsiz ^TEXTİNG^ Elif????

Художественная проза

1.2K 497 8
Ayça: Beni sinir etmek için o müziği sonuna kadar açtığının farkındayım Göktuğ! Ayça: Yarın sınavım var ve senin yüzünden çalışamıyorum! Ayça: Dur bi...
3.4K 436 34
Tesadüfen oluşan dostuklar ve aşklar bizimle. Sende daha fazla bekleme ve hemen bizim bu hikayemize katıl🌙 NOT ❗ Hesabıma girip diğer kitaplarıma da...
ŞİİRLER alibeyy

Подростковая литература

325 115 5
Hayattan kopan şiirler
SARE || Texting

Подростковая литература

575K 20.6K 51
Ev her zaman hissettiğin yerdir okyanus 25.07.2020