Berk, ile olan cinsel yaşantımdan keyif alsam da, pek memnun değildim. Beklentilerimi karşılayamadı. Yani normal, sıradan, anlık, bir hazdı, zevkti o kadar. Ön sevişme yoktu. Ya beklentilerim fazlaydı, ya da aklımda başka biri vardı ki, Daniel'ı, düşünmeden, onu özlemeden duramıyordum. Birde Berk, benim normal arkadaşımdı. Belki de bundan kaynaklı bir durumdu, bilmiyorum. Aradığım tutkulu aşkı Daniel'da, bulup, bulmayacağım da meçhuldü, ancak onunla ilgili hayallerimde fazlasıyla zevk alıyordum.Bir tür orgazm gibi. Ne zaman onu düşünsem adeta kendimden geçiyordum.
Sahi neydi bu ulaşılmayana duyulan, özlem, ve de tutku? niçin böyle olmak zorundaydı?
Niçin imkansızı istiyorduk? neden imkansız olanı gerçek hayatta elde ettiklerimizden bile daha fazla arzulayıp, istiyorduk? bu herkes için geçerli olmayabilirdi, ama, benim için öyleydi. Ve bu sorunun yanıtını kendim açısından öğrenmek, bilmek istiyordum. Fakat bir türlü yanıt veremiyordum. Hayatta galiba yanıtını veremediğimiz bazı sorular vardı, sadece soru olmaları yeterliydi,ve yanıtını asla öğrenemeyeceğimiz sorulardı, bunlar.
Ve arkadaşlarımla buluştuk. Alsancak'da, bardaydık.
"E haydi dans edelim, buraya oturmaya mı geldin?" diyerek beni ellerimden tutarak kaldırdı, Sevinç. Bende ona eşlik ettim, karşılıklı dans ederek, eğlenmeye başladık. Barda 90lardan pop şarkıları çalıyordu. Eskiler başkaydı, be güzeldi, dedim içimden.
Karşıdan bir iki erkek beni kesiyordu.
"Hey bak şu ortadaki çocuk seni fena kesiyor. Tanışsana " dedi Yasemin.
"Hiç işim olmaz" diyerek karşılık verdim arkadaşıma.
"Niye? belki evlenirsin".
"Evlenmek istemiyorum Yasemin".
"Aman sende 30 yaşındasın, bekarsın, çocuğun da yok üzülmüyor musun".
"Üzülmüyorum, çünkü istemiyorum" dedim.
"Tuhafsın kızım. Bu yaşta bekarsın ve çevre seni basit bir kadın olarak görebilir. Yani bu yaşa kadar evlenmemiş lezbiyen olabilir mi? deseler arkandan sıkılmaz mısın? ya da kaşar filan?".
"Yasemin , şu başka insanlar ne der?diye düşünmekten ne zaman vazgeçeceksin?".
"Galiba hiç bir zaman dedi" Yasemin.
"Hem burası bar unutma. Genelde burada takılan erkekler kısa süreli ilişki peşindeler unutma".
"Aslında haklısın, ya kusura bakma. Sakın o tarafa bakma, ve o çocuğu unut aman" diyerek meyve suyundan bir yudum aldı arkadaşım. Bara geliyordu,ama, içmiyordu. Ortamda olup tek içmeyen oydu.
Banu, bize eşlik etmemişti. Hayatında bara gitmemişti. Ve bu tip ortamların ona ters olduğunu söylüyordu.Ona saygı duyuyordum. Ben herkesin hayatına saygı duyuyordum, hatta benim hayatıma saygı duymayanların bile.
Tam bardan çıkmak üzereydim ki, karşıda uzun süredir beni kesen çocuğun bana seslendiğini duydum.
"Hey nasılsın?".
Ona bakıp, kafamı çevirdim. Yanıt vermek istemiyordum. Bir an önce evime gidip, duş aldıktan sonra yatağıma gömülüp uyumak istiyordum.
"Erkeklere hep bu şekilde mi davranırsın?".
"Anlamadım".
"Sana nasılsın? diye sordum. Oysa sen beni duydun, ve kafanı çevirdin. Bana cevap vermedin".
"Evet yanıt vermedim çünkü seni henüz tanımıyorum".
"Bende tanışmak için merhaba dedim, zaten. Neyse huysuz kızlardan hoşlanmıyorum".
Kafamı çevirdim. Hesabı ödedim.
"Gene de sana bir şans daha vereceğim" diyerek gene yanıma geldi. Bana çatmıştı. Serseri, ya da bir tür abazaydı. Şu anda barı flört etmek için kullanan bir sürü genç kız vardı, bula-bula beni bulmuştu, buda. İşte diyorum ya hatta bazen de yazıyorum, bende şans yok diye. Gerçekten de şansızdım. Yani aksi taktirde bunun başka bir açıklaması olamazdı.
"Ne şansı?".
"Tanışma şansı".
"Arkadaş mı olmak istiyorsun?".
"Sen ne istersen. İstersen takılırız da". Karşımdaki şişman, kumral, gözlüklü bir genç adamdı.
"Sevgilim var "diyerek karşılık verdim.
"Yalan söylüyorsun, hayır yok".
" Sen bela mısın ya?git başımdan. Beni taciz ediyorsun. Benimle konuşmanı istemiyorum".
"Tamam şöyle yapalım. Bana yalan söylediğini, sevgilinin olmadığını söyle bende seni rahat bırakıp, gideyim. Bende sapık değilim zaten, beni istemeyen bir kadına yalvaracak değilim, bunu ancak salaklar yapar. Peşimde çok kız var. Nasıl der? gibi baktığını görmekteyim, evet, yakışıklı değilim,ama,çok zenginim. İnan ya da inanma bu gerçek".
"Sana bol şans". Asla parası için bir erkekle çıkmadım, ve asla da çıkmayacaktım. Bu orospuluğa girerdi.
"Yanıt vermedin. Vermezsen benden kurtulamazsın".
"Sevgilim var. İster inan ister inanma".
"Barda bu saatte tek başına takılan bir kadın eğer sevgilim var , diyorsa, yalan söylüyordur".
"Sevgilim bana karışmıyor".
"O halde seni sevmiyor. İnsan sevdiğine karışır, kıskanır".
"Bu bizim için geçerli değil".
"O halde serbest ilişki yaşıyorsun".
"Bu seni ilgilendirmez".
"Hangi Türk erkeği sana katlanır bilmiyorum".
"Sevgilim İngiliz" diyerek yanıt verdim, ona. Bu adam gittikçe sinirlerimi bozuyordu.
"Gay mi yoksa? İngilizlerin gay olmayanına henüz rastlamadım da". Resmen benle alay ediyordu.
"Hey epeydir seni arıyorum, ne yapıyorsun?"diye sordu, Sevinç.
"şu adam beni taciz ediyor, kurtulmaya çalışıyorum" diyerek arkadaşıma karşılık verdim.
"Sen ne hakla arkadaşımı rahatsız edersin? git, yoksa polis çağırırım. Ciddiyim bunu yaparım".
"İngilizmiş, hangi İngiliz, erkek sana bakar? kendini ne sanıyorsan?çirkinsin".
"O yüzden mi dakikalardır peşimdesin?çirkin olduğum için?".
"Tabi-tabi yüz bulamayınca zaten ya çirkin oluruz, ya da kezban. Flört etsek bu sefer kaşar, oluruz. Siz erkekler pisliğin tekisiniz " diyerek bağırdı,Sevinç. Şu anda benden bile daha sinirli görünüyordu.
Canım sıkılmıştı. Bara gelmiştim. Eğlenmiştim. Her şey başta çok güzelken şu serseri tipin ortaya çıkmasıyla gün kabusa dönmüştü.
Birden telefonuma bir titreşim gelmişti. Daniel, bana mesaj atmıştı. "Seni çok seviyorum. Yakında evleneceğiz" diyordu.
daha tanışmamıştık bile, ve bana evlenme teklif ediyordu. Daniel, da ayrı tuhaftı. Erkekleri gerçekten de anlayamıyordum. Ya da beni böyleleri buluyordu, bilmiyordum.
"bas git. Sevgilim bu" diyerek serseri çocuğun gözüne-gözüne sokmuştum, telefonu.
"İnanmadığım için kusura bakma. Gerçekten çok yakışıklıymış , ancak unutma yakışıklı erkekler seni sadece kullanır".
"Peki paralı , ama, tipsiz olanlar ne yapar?hemen evlenirler mi senin gibi?" Bunu duyan adam anında gözden kaybolmuştu. Amacı sadece seks olan sıradan, bir tipti, işte. Ondan kurtulmuştum. Sağol Daniel, dedim içimden. Ve ona "önce boşan da sonra evleniriz" diyerek yanıt verdim. Sonra da Facebooktan gelen mesajı anında sildim. Arkadaşlarımın görmesini istemiyordum.
"Hey gidelim, artık" dedi Yasemin.
"Neler oldu neler?" dedi Sevinç. Oda abartmaya bayılırdı. Aslında herkesin başına gelen bir şeydi. Ortalık bu tarz erkeklerle doluydu.
Ne oldu?
"Yolda anlatırım, gel" diyerek Yasemin'in, koluna girdi, Sevinç. Sadece bir kutu bira içmiştim. Ona rağmen kendimi yorgun, halsiz, ve sarhoş gibi hissediyordum. Başım çatlayacakmışçasına ağrıyordu. Galiba bu sapık adam sinirimi bozmuştu. Sadece sinirimi bozsa gene iyi, gecemin de içine sıçmayı başarmıştı.
"Pislik, ahlaksız, namussuz, sapık herif" diyerek küfür ederken, Yasemin, bende tramvayın içinde bir an önce eve varmak için can atıyordum. Saat 11 buçuktu. Ve eve varmam saat 12 yi bulacaktı. Duş alıp, kendimi direk yatağa atacaktım. Uyuyacaktım.
Bazen derin bir uyku, tüm problemleri sana anında unutturuverirdi. Uyku güzeldi.
Eve vardım. Duşa girdim. Yatmak üzereydim. Daniel'dan,mesaj geldi.
Şöyle diyordu; "yakında boşanacağım, ve senle buluşup, evleneceğim. İnanmamaya devam et,göreceksin boşandığım evrakları yakında sana maille kanıt olarak göndereceğim".
Yanıt vermek isterdim. Ancak gözüm kapanıyordu. Uyumuşum.