BELKİ BİR GÜN... KİM BİLİ...

By gizemyeniklerr

178K 1.2K 181

BU BİR TUTKULU AŞK HİKAYESİ.UNUTMA HAYATTA KAVUŞAMAMAK DA VAR, İMKANSIZ ARZULAR VE AŞKLAR DA More

SANAL AŞK
GERÇEK GÖRÜNENLERİN DIŞINDADIR
HAYAT DEVAM EDİYOR
ONUNLA TANIŞABİLECEK MİYİM?
BİR GÜN
ŞİİRLER HAYATA ANLAM KATAR
ARKADAŞLARIM
DANİEL HAKKINDA (+18)
HAYAT İŞTE
UNUT ONU
Sanal aşk gerçeğe dönüşebilir mi?
Zekanın çekiciliği, seksiliği de başka
ŞOK
İLK BULUŞMA (+18) bölüm erotiktir
UYARI
AMAN DİKKAT
MUTLU SON

SIKINTILI GÜN

3K 45 9
By gizemyeniklerr

Berk,  ile olan  cinsel yaşantımdan keyif  alsam da,  pek  memnun  değildim. Beklentilerimi  karşılayamadı.  Yani  normal,  sıradan,  anlık,  bir  hazdı,  zevkti  o  kadar.  Ön sevişme  yoktu. Ya beklentilerim  fazlaydı, ya da aklımda  başka biri  vardı  ki, Daniel'ı,  düşünmeden, onu  özlemeden duramıyordum. Birde  Berk, benim  normal  arkadaşımdı.  Belki  de  bundan  kaynaklı bir  durumdu, bilmiyorum. Aradığım tutkulu  aşkı  Daniel'da,  bulup,  bulmayacağım  da meçhuldü, ancak  onunla  ilgili  hayallerimde fazlasıyla zevk alıyordum.Bir tür orgazm  gibi. Ne zaman onu düşünsem adeta  kendimden geçiyordum.

Sahi  neydi  bu  ulaşılmayana  duyulan, özlem, ve de tutku? niçin  böyle  olmak zorundaydı?

Niçin imkansızı istiyorduk? neden  imkansız  olanı  gerçek  hayatta  elde  ettiklerimizden  bile daha  fazla arzulayıp,  istiyorduk? bu  herkes için  geçerli olmayabilirdi, ama,  benim  için  öyleydi. Ve  bu  sorunun  yanıtını  kendim açısından  öğrenmek, bilmek  istiyordum. Fakat bir türlü  yanıt veremiyordum. Hayatta galiba yanıtını veremediğimiz  bazı  sorular  vardı, sadece  soru  olmaları yeterliydi,ve yanıtını  asla  öğrenemeyeceğimiz  sorulardı,  bunlar.

Ve  arkadaşlarımla  buluştuk.  Alsancak'da,  bardaydık.

"E  haydi  dans edelim,  buraya oturmaya  mı geldin?" diyerek beni ellerimden tutarak kaldırdı, Sevinç.  Bende  ona  eşlik  ettim,  karşılıklı  dans  ederek, eğlenmeye  başladık.  Barda 90lardan pop  şarkıları  çalıyordu. Eskiler  başkaydı,  be  güzeldi,  dedim içimden.

Karşıdan  bir  iki  erkek  beni  kesiyordu.

"Hey  bak  şu  ortadaki  çocuk seni fena kesiyor.  Tanışsana " dedi  Yasemin.

"Hiç  işim  olmaz"  diyerek  karşılık verdim arkadaşıma.

"Niye?  belki  evlenirsin".

"Evlenmek  istemiyorum  Yasemin".

"Aman  sende 30  yaşındasın,  bekarsın,  çocuğun  da  yok  üzülmüyor  musun".

"Üzülmüyorum, çünkü istemiyorum" dedim.

"Tuhafsın  kızım. Bu  yaşta  bekarsın  ve çevre  seni basit  bir  kadın olarak  görebilir. Yani  bu yaşa  kadar evlenmemiş  lezbiyen  olabilir  mi?  deseler  arkandan  sıkılmaz  mısın?  ya  da kaşar  filan?".

"Yasemin , şu  başka  insanlar  ne  der?diye  düşünmekten  ne  zaman  vazgeçeceksin?".

"Galiba  hiç  bir  zaman  dedi" Yasemin.

"Hem  burası   bar  unutma.  Genelde  burada  takılan  erkekler kısa süreli  ilişki  peşindeler  unutma".

"Aslında haklısın,  ya  kusura bakma. Sakın  o  tarafa  bakma, ve o  çocuğu  unut aman"  diyerek  meyve suyundan bir yudum  aldı  arkadaşım. Bara geliyordu,ama,  içmiyordu. Ortamda  olup  tek  içmeyen  oydu.

Banu,  bize eşlik  etmemişti.  Hayatında  bara gitmemişti.  Ve  bu  tip ortamların ona  ters  olduğunu  söylüyordu.Ona  saygı  duyuyordum. Ben herkesin hayatına  saygı duyuyordum,  hatta  benim  hayatıma  saygı  duymayanların  bile.

Tam  bardan  çıkmak üzereydim  ki,  karşıda  uzun  süredir beni  kesen çocuğun bana seslendiğini  duydum.

"Hey  nasılsın?".

Ona bakıp,  kafamı  çevirdim.  Yanıt  vermek  istemiyordum.  Bir  an  önce evime  gidip, duş  aldıktan  sonra  yatağıma gömülüp uyumak  istiyordum.

"Erkeklere hep bu  şekilde  mi davranırsın?".

"Anlamadım".

"Sana  nasılsın?  diye  sordum. Oysa  sen beni   duydun, ve kafanı  çevirdin.  Bana  cevap  vermedin".

"Evet  yanıt  vermedim çünkü  seni  henüz  tanımıyorum".

"Bende  tanışmak için merhaba  dedim,  zaten.  Neyse  huysuz  kızlardan  hoşlanmıyorum".

Kafamı  çevirdim. Hesabı  ödedim.

"Gene  de  sana  bir şans  daha  vereceğim"  diyerek  gene yanıma  geldi.  Bana çatmıştı. Serseri,  ya  da bir  tür  abazaydı. Şu  anda  barı flört  etmek  için  kullanan bir  sürü  genç  kız  vardı,  bula-bula  beni bulmuştu, buda.  İşte  diyorum  ya  hatta  bazen  de  yazıyorum,  bende  şans  yok  diye. Gerçekten  de şansızdım. Yani  aksi taktirde  bunun  başka bir açıklaması  olamazdı.

"Ne  şansı?".

"Tanışma  şansı".

"Arkadaş  mı  olmak  istiyorsun?".

"Sen  ne  istersen.  İstersen takılırız  da".  Karşımdaki şişman, kumral, gözlüklü  bir genç  adamdı.

"Sevgilim  var "diyerek  karşılık  verdim.

"Yalan  söylüyorsun,  hayır  yok".

" Sen  bela  mısın  ya?git  başımdan. Beni  taciz  ediyorsun.  Benimle  konuşmanı  istemiyorum".

"Tamam  şöyle  yapalım.  Bana  yalan  söylediğini,  sevgilinin  olmadığını  söyle  bende  seni  rahat  bırakıp,  gideyim.  Bende  sapık  değilim  zaten,  beni  istemeyen  bir  kadına  yalvaracak değilim,  bunu  ancak  salaklar  yapar.  Peşimde  çok  kız  var.  Nasıl  der?  gibi  baktığını  görmekteyim,  evet, yakışıklı  değilim,ama,çok  zenginim. İnan  ya  da  inanma  bu gerçek".

"Sana  bol şans".  Asla  parası için  bir  erkekle  çıkmadım, ve  asla  da  çıkmayacaktım. Bu  orospuluğa  girerdi.

"Yanıt vermedin.  Vermezsen  benden  kurtulamazsın".

"Sevgilim  var. İster  inan  ister  inanma".

"Barda  bu  saatte  tek  başına  takılan bir  kadın eğer  sevgilim  var , diyorsa,  yalan  söylüyordur".

"Sevgilim  bana  karışmıyor".

"O  halde seni  sevmiyor.  İnsan  sevdiğine  karışır,  kıskanır".

"Bu  bizim için  geçerli  değil".

"O  halde serbest  ilişki  yaşıyorsun".

"Bu  seni  ilgilendirmez".

"Hangi  Türk  erkeği  sana  katlanır  bilmiyorum".

"Sevgilim  İngiliz" diyerek  yanıt  verdim, ona. Bu  adam  gittikçe sinirlerimi  bozuyordu.

"Gay  mi  yoksa?  İngilizlerin gay olmayanına  henüz rastlamadım  da".  Resmen  benle  alay  ediyordu.

"Hey  epeydir  seni  arıyorum,  ne yapıyorsun?"diye  sordu, Sevinç.

"şu  adam  beni  taciz  ediyor,  kurtulmaya  çalışıyorum" diyerek  arkadaşıma  karşılık  verdim.

"Sen  ne  hakla arkadaşımı  rahatsız  edersin? git,  yoksa polis  çağırırım. Ciddiyim  bunu  yaparım".

"İngilizmiş, hangi  İngiliz,  erkek  sana  bakar?  kendini  ne  sanıyorsan?çirkinsin".

"O  yüzden  mi  dakikalardır  peşimdesin?çirkin  olduğum için?".

"Tabi-tabi yüz  bulamayınca  zaten  ya  çirkin oluruz,  ya  da  kezban. Flört  etsek  bu  sefer  kaşar, oluruz. Siz  erkekler  pisliğin  tekisiniz " diyerek  bağırdı,Sevinç.  Şu  anda benden  bile  daha  sinirli  görünüyordu.

Canım sıkılmıştı.  Bara gelmiştim. Eğlenmiştim.  Her şey  başta  çok güzelken  şu  serseri  tipin  ortaya  çıkmasıyla  gün  kabusa  dönmüştü. 

Birden  telefonuma  bir  titreşim  gelmişti. Daniel,  bana  mesaj atmıştı. "Seni  çok  seviyorum.  Yakında  evleneceğiz" diyordu.

daha  tanışmamıştık bile,  ve  bana  evlenme  teklif  ediyordu. Daniel,  da  ayrı  tuhaftı.  Erkekleri gerçekten  de anlayamıyordum.  Ya  da  beni  böyleleri  buluyordu,  bilmiyordum.

"bas  git. Sevgilim  bu"  diyerek  serseri  çocuğun gözüne-gözüne  sokmuştum,  telefonu.

"İnanmadığım  için  kusura  bakma. Gerçekten çok yakışıklıymış , ancak  unutma yakışıklı erkekler  seni  sadece kullanır".

"Peki paralı , ama,  tipsiz  olanlar  ne  yapar?hemen  evlenirler  mi  senin  gibi?"  Bunu  duyan  adam   anında gözden  kaybolmuştu. Amacı  sadece  seks  olan  sıradan,  bir  tipti,  işte. Ondan kurtulmuştum.  Sağol Daniel,  dedim içimden. Ve  ona "önce boşan  da sonra  evleniriz"  diyerek  yanıt  verdim. Sonra  da  Facebooktan  gelen  mesajı  anında  sildim.  Arkadaşlarımın görmesini  istemiyordum.

"Hey gidelim,  artık" dedi Yasemin.

"Neler  oldu  neler?"  dedi Sevinç. Oda  abartmaya  bayılırdı.  Aslında  herkesin başına  gelen  bir  şeydi. Ortalık bu  tarz  erkeklerle  doluydu.

Ne  oldu?

"Yolda anlatırım,  gel" diyerek  Yasemin'in,  koluna  girdi, Sevinç. Sadece bir  kutu  bira  içmiştim.  Ona  rağmen  kendimi  yorgun,  halsiz,  ve  sarhoş  gibi  hissediyordum.  Başım  çatlayacakmışçasına  ağrıyordu. Galiba  bu  sapık  adam  sinirimi  bozmuştu. Sadece sinirimi  bozsa  gene  iyi,  gecemin  de  içine  sıçmayı  başarmıştı.

"Pislik,  ahlaksız,  namussuz, sapık  herif"  diyerek  küfür ederken, Yasemin, bende  tramvayın  içinde  bir  an  önce  eve varmak  için  can  atıyordum.  Saat  11 buçuktu.  Ve  eve varmam saat  12 yi  bulacaktı. Duş alıp,  kendimi  direk  yatağa atacaktım. Uyuyacaktım.  

Bazen derin  bir  uyku,  tüm  problemleri  sana  anında  unutturuverirdi. Uyku güzeldi.  

Eve  vardım.  Duşa girdim. Yatmak üzereydim. Daniel'dan,mesaj  geldi. 

Şöyle  diyordu;  "yakında boşanacağım,  ve  senle  buluşup,  evleneceğim. İnanmamaya  devam et,göreceksin  boşandığım  evrakları  yakında sana  maille kanıt  olarak  göndereceğim".

Yanıt  vermek  isterdim. Ancak gözüm  kapanıyordu. Uyumuşum.






Continue Reading

You'll Also Like

Alin +18 By KZ

General Fiction

530K 9.4K 31
Bu hikaye Alin Özker ve Gökan Şahin'in hikayesi. Onlar için önemsiz bir detayken aslında yaş farkları tek sorunlarıydı. "Yaş farkı, hala sorun mu?" f...
841K 12.1K 15
DÜZENLENİYOR / YENİDEN YAZILIYOR. İş görüşmesi için gittiğiniz yerde çantanızdan geceliğiniz düşse ne olurdu hiç hayal ettiniz mi? Geceliğin çantada...
1.5M 69K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
3K 215 13
"kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birinin aşkıyla savaşamazsın, brooklyn." "tekrar dene, harry."