BİR GÜN

5.6K 65 7
                                    

Gerçek hayatta görüştüğüm yakın diyebileceğim  3 tane kız arkadaşım  var. Birinin  adı Yasemin. Diğerlerinin  ise Banu,  ve Sevinç.  Arkadaşlarımı  seviyorum. Aynı şekilde  onlarda beni  seviyorlar.   Benim  hep  yabancı  erkeklere  düşkün olduğumu söylüyorlar. Oysa  bu  doğru  değil.  6 erkek  içinden  sadece  biri Portekizli , idi.  Diğerleri ise   hep  Türk,idi. Bir  tanesi  de  kızdı. Kızla  olan kaçamağımı hiçbiri bilmiyor. Onlara  anlatırsam hem beni  anlamazlar,hem  de tek  gecelik  bir  olayı  anlatmak istememiştim. Ben  ne lezbiyen idim,ne  de  biseksüel. O  dönem  sadece meraktan  bir kıza  kendimi bırakmıştım, o  kadar. Zevk  de  almıştım. Olay  aslında  bu kadar  basitti.Geçmişteki  tek  gecelik  ilişkilerimi  onlara  anlatmak istememiştim. Onlara  sadece Portekizli, kısa  süreli  yaz  aşkımla,  eski  sevgilim  Efe'yi , anlatmıştım.  Efe'den,  bahsetmem  normaldi,çünkü  ona  sırılsıklam aşıktım.Onu çok  seviyordum.  Ve  şimdiki  sanal  ilişkim. Onlara bundan  asla  bahsetmeyecektim.  Çünkü  30  yaşındaydım.  Arkadaşlarım  da öyle.  Ve  bu  yaşta  bir  kadının  sanal  alemde  birisiyle  takılmasını  asla  anlamazlardı.  Ben  bile  kendimi  anlamıyorken  onların  anlamasını  nasıl  bekleyebilirdim  ki?

Hem burada  söz  konusu  olan  evli, çocuklu, İngiliz  bir adamdı.  Bu  arada  arkadaşlarımın  henüz  sevgilisi  olmadı.30  yaşındalar.  Ve  evlenmeden  birlikteliğe  karşılar. Türkiye'de  30  yaşında  bakire  bir  kadın  olmak çok  normal. Arada  rastlarsın. Oysa  Avrupa'da, Asya'da,  Güney  Amerika'da 20  yaşında  bakire  bir  kıza rastlaman  imkansızdı.  Azda  olsa  varsa  da  onlarla alay  ediliyor,  bir  an  önce  doktora  görülmeleri,  tedavi  olmaları  gerektikleri söyleniyordu.  Oralarda  cinselliğe  başlama  yaşı  12  idi.  Oysa  bizde halen  daha  33  yaşında  bakire  kadına  rastlardın. Çünkü  toplum olarak kadınlar özgür  olamıyorlardı.  Nedeni  ise  kadın bir  erkekle  evlenmeden  yatsın  hemen orospu damgası  yiyordu.  Her  erkek  değil,ama,çoğu için  diyelim.  Arap  coğrafyası  böyleydi.  O  yüzden  yaşayanlar  bunu  gizli  olarak yaşamak zorundaydılar.  Ve  yaşayanlarda  iş  lafa  geldiği  zaman bunu  kötülemeliydiler.  Sanal alemdeki  yorumlara  bakarsan  ne  demek istediğimi anlarsın.

İşin  ilginç  yanı  erken  yaşta  evleniyorlardı.  Ve  hepsinde  de , en  az  5  çocuk  vardı.  Evlenince yaşamak onlara göre  çok  normaldi.  Ve  muhafazakarların  aslında  bekarlara göre çok  daha  iyi  cinsel  yaşamları  vardı.  Bunu dünyada  çocuk  sayısına  bakarak  rahatlıkla  anlayabilirdin.

Kaybettim onu
kalbimi...
o...
benim
kalbimdi.... Bu şiiri  bugün  Daniel'a,  yazdım. Ona kalbimden  geçerek yazdığım diğer şiir ise şuydu.

Bazen bekliyorum asla gelmeyecek olan birini

bana asla geri dönmeyecek

bunun verdiği acının tarifi yok
kimse anlayamaz ona karşı hislerimi
tek yaptıkları alay edip durmak
çünkü biliyorum ki,
kıskanıyorlar,çekemiyorlar kalbimi
cehennemden hiçbir farkı yok karşılıksız aşkın
yakar,durur yüreğini
acı çekiyorum dostum
üzülüyorum
gene de o umut var ki,
belki bir gün
ya da
kim bilir?

Yarın  arkadaşlarımla buluşacağım. Ve sizlerde onları daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız canlarım.  Bu  benim  hayatım.  

Hayatımı  seviyordum.

Her  şeye rağmen. Kendi  ayaklarım üzerinde  duruyor başımın çaresine bakabiliyordum. Sizlere  hiç  ailemden  bahsetmedim,öyle  değil  mi?

Tek çocuğum. Onlar yaz,kış  Bodrum'da,  yaşıyorlar.  Bende  İzmir'de,  yaşıyorum.  Ancak  yıllık izinlerimde  onların yanına gidebiliyor, onlarla   vakit  geçirip  aynı  zamanda  da  tatilimi  yapabiliyorum. İkisi  de  emekli. Babam emekli doktor.  Annem  ise emekli sekreter.

şimdi günlüğümü yazacağım. Sonrada biraz kitap okuyacağım. Stephen King,en  sevdiğim yazarlardan  birisi.  Onun çoğu kitabını  okudum. Yeni  çıkan kitabına  başlayacağım. Kitabın ismi Yabancı.

Stephen  King, bir sözünde şöyle  demişti; İnsan aklının alabileceği dehşetin sınırı olacağına inanmak yanlış bir düşünce olmalıdır.Tersine insanı saran karanlık arttikca harekete gecen bir mekanizma da bu siniri sonsuza dek genisletir.

Stephen King, benim  için özel  bir  yazardı.  Özel  bir yetenekti.  Daima  da  öyle  kalacaktı. Kitaplarına  bayılıyordum.  Dünya  klasiklerinden  sonra en  başarılı  bulduğum yazarlardandı.

İçimdeki özgür  ruhu  asla  kaybetmeyeceğim. Aynı şekilde içimdeki çılgın ruhu  da.

Uyumadan  önce "Sex Education" izleyeceğim. Eskiden  "Sex  and  the city" izlerdim. Cinsellik,aşk temalı  dizilerden  hoşlanıyordum. Sonra biraz   Johny  Sins  izleyerek  uykuya  dalacağım.  Uzun  zamandır  hayatımda cinsellik  yok.  Ve  porno  beni  rahatlatıyor. Ayrıca  kel  adam  işinde  oldukça  iyi. Ve  o  tam  bir  usta.

Daniel'a , gelirsek  eski  sevgilim  Efe'den , sonra  sanal  bile  olsa  hoşlandığım  tek  erkek  o. Cristiano  Ronaldo'ya, duyduğum  aşkı ve arzuyu saymazsak  ki, gençken odam  onun posterleriyle  doluydu  ki,halen  daha  haberlerine,maçlarına  arada bakarım Daniel, bana özel  hissettiren  tek  erkek  olmuştu.30  yaşındayım  yani  demek  istediğim  şimdiye  kadar. Futboldan anlamam. Hiç  de izlemem,tabi Ronaldo'nun  maçları  hariç.

O  bir  İngiliz,  bense  bir Türk kadınıyım.  Sanırım  Daniel,  ile  olayımız  tamamen zıt  kutupların birbirini  çekmesi  yani  yoksa bu  durumu  başka  türlü  açıklayamıyorum. Ortak  noktamız  yok.  Gene  de  sanal  seks  harika ve  bu  bir yıldır sürekli birbimize  yazdığımız gerçeğini  değiştirmiyor.  Ne  zaman kamerada onun  yüzünü  görsem adeta  kendimden  geçiyorum.  İçim eriyor. O çok yakışıklı  ve seksi.  Ve kamerada  böyle  hissediyorsam, bu  adamla  ileride  İngiltere'de, tanışsam ve gerçekten  yanımda  olsa  neler  olabileceğini  düşündükçe arzum  daha  da artıyordu.O  beni  delirtiyordu.



BELKİ  BİR  GÜN...  KİM  BİLİR? (+18) YETİŞKİNLER  İÇİNWhere stories live. Discover now