destiny ಇ taekook ✔️

By sdafighting

53.8K 5.7K 5.8K

|TAMAMLANDI| Orta çağ Avrupasında yaşayan bir falcının oğlu, kırmızı ginseng ticareti yapan ama uzun süredir... More

Minik bir rica
⍣1⍣
⍣2⍣
⍣3⍣
⍣4⍣
⍣5⍣
⍣6⍣
⍣7⍣
⍣8⍣
⍣9⍣
⍣10⍣
⍣11⍣
⍣12⍣
⍣14⍣
⍣15⍣
⍣16⍣
⍣17⍣
⍣18⍣
⍣19⍣
⍣20⍣
⍣21⍣
⍣22⍣
⍣23⍣
⍣24⍣
⍣25⍣
⍣26⍣
⍣27⍣
⍣28⍣
⍣29⍣
⍣30⍣
FİNAL

⍣13⍣

1.5K 195 278
By sdafighting

Medya:Buray reisten ↬"Sevdalar Sevdalar"

YN:Ufak bir açıklama yapayım önceki bölümle ilgili. İçim rahat etmedi 😂
Tae ve Jungkook eğlencenin olduğu gün birbirlerine hayatlarından bahsettiler ve sonra arkadaş oldular. Kafilede kendileriyle yaşıt kimse olmayınca uzun süre beraber vakit geçirdiler. Yaklaşık bir ay gibi bir süre bu. Bu süreçte bizim deli oğlan ticareti öğrenmeye başladı ve Tae'de Arundati'ye eğitim verdi. Yani bir anda birbirlerini özleyecek seviyeye gelmediler. Bu bir süreçti. Umarım açıklayıcı olmuştur.

Medyadaki şarkıyı çok seviyorum ve Jungkook'un Tae'ye olan duygularını ifade edeceğini düşündüm. Bölümle alakalı yani. Şarkıyla okumaktan rahatsız olmazsanız, dinleyebilirsiniz.

꧁꧂

Jungkook

"Seviyor... sevmiyor... seviyor... sevmiyor..."

"LANET OLSUN YİNE SEVMİYOR ÇIKTI!" diye bağırdım oturduğum yerde tepinirken. Elimdeki yaprakları koparılmış papatya çöpünü yanımdaki papatya yığınına attım. Kollarımı önümde birleştirdim ve bağırdım yeniden.

"APTAL PAPATYALAR, APTALSINIZ! HEPİNİZ APTALSINIZ! KÜSTÜM İŞTE" dolan gözlerimi elimin tersiyle hızla sildim ve yerimden kalktım.

Ne oluyor diyorsunuz değil mi? Ben de ne oluyor diyorum ama cevabı buldum sanırım. Ben çok fena tutuldum. Böyle tutulmak gibi de değil çarpılmak gibi daha çok. Çarptılar oğlunu anneeeeee!

Ben, yani işte tanıdınız artık, ben Jeon Jungkook bu hallere düşecek yakışıklı mıydım? Şu aptal sarışın var ya hani... işte ben... ona... aşık oldum galiba. Uff biliyorum aptal filan değil ama kendime aşık olmayı yediremiyorum işte, anlayın.

Her şey iyi gidiyordu. Tae Arundati'ye komutları öğrettikten sonra yola çıktık. Büyük şehirlerde konaklıyor, alım satım yapıyorduk. Ben işi iyice çözmüştüm. Hatta ne oldu tahmin edemezsiniz. Ji-mong bana "Aferin bıldırcın yumurtası, beni şaşırtmayı başardın. Belki beynin böceklerden birazcık daha büyük olabilir" dedi. O kadar mutlu oldum ki. Yani pek bir iltifat gibi gözükmüyor biliyorum ama buna da şükür.

Tae ile arkadaşlığımız çok iyi gidiyordu. Şu an bu arkadaşlık kelimesi çok ağrıma gidiyor ama o zaman öyle değildi tabi. Konakladığımız şehirlerde beraber çarşıların altını üstüne getiriyorduk. Sonra ben onun gülüşüne bir iki saniye daha uzun bakmaya başladım. Her şey de öyle başladı işte.

O kadar güzeldi ki kapılmamak elde değildi. Ben ilk başta kabul etmek istemedim. Bilmiyorum bir erkeğe aşık olmak çok gurur kırıcı gelmişti. Benim gibi bir kendini beğenmiş için aşık olmak genel olarak gurur kırıcı zaten, neyse.

Daha önce aşık olmamıştım. Beğendiğim kızlar olurdu ama bu çok farklı bir şey. Büyü gibi... Ömür boyu gülüşünü izlesen sıkılmayacaksın gibi.

Ben yine de inat ettim. Kendimi uzaklaştırmaya çalıştım. Kötü davrandım ona, çok kalbini kırdım. Off köpek gibi pişmanım.

Sonra bir akşam hava almak için dışarı çıkmıştım. Sessiz bir ağlama duydum. Sese doğru gittiğimde kollarını dizlerine sarmış, bir ağaca yaslanmış ağlayan onu gördüm.

"Taehyung ne oldu?" dedim yanına hızla giderken. Ben yanına oturunca bana arkasını döndü.

"Git Jungkook" dedi fısıltıyla. Kalbim sıkışıyordu, canım yanıyordu o ağladıkça.

"Neyin var söyle?" dedim kolundan sertçe tutup kendime çevirirken.

(YN:Odunsun Jungkook)

"Bana niye böyle davranıyorsun?!?!" diye bağırdı.

"Sürekli benden kaçıyorsun, konuşmaya çalıştığımda tersliyorsun. Akşamları bir şeyler içeriz diye çadırına geldiğimde yatakta arkana dönüyorsun. Uyumadığını biliyorum aptal. Ben çok yalnızım burada. Tek arkadaşım sensin ama bizi arkadaş olarak gören sadece benim, sen beni umursamıyorsun bile. Hiç kimseyim senin için" dedi gözyaşlarını sertçe silerken. Ama yüzü asla kurumuyor sildiği yaşların yerine yenisinin gelmesi uzun sürmüyordu.

Hızla kendime çektim bedenini. Sıkıca sarıldım.

"Özür dilerim... özür dilerim... özür dilerim..." onun ağlaması geçene kadar binlerce kez özür diledim. Sonrada bir karar aldım. Kaçmanın bir manası yok, hislerimi saklamayacağım. Kalbim onu istiyor belki onun kalbi de bir gün beni ister, bu yüzden savaşacağım.

Ben o günden sonra hislerimi hiç gizlemedim ama bu zeka küpü sarışın bir türlü anlamadı duygularımı. Aptal deyince kızıyorsunuz ama öyle işte.

"Tae, gözlerinde bozukluk mu var?"

"Bu da nerden çıktı Jungkook?"

"Yakını göremiyorsun da ondan dedim. Hani şöyle bir etrafına baksan diyorum"

"Eee baktım ne var? "

"Bir şey yok Tae, bir şey yok. Beklemeye devam et aptal kaderini"

"Aptal diyemezsin benim kaderime velet"

İşte günlük rutinimiz böyle. Bence bu geri zekalının kaderi benim. Ama anlamak istemiyor. Hem ben değilsem bile fil benim değil mi arkadaş, benim filim olmasaydı yani ben olmasaydım rüyasında görürdü o kaderini. Bana ne yaa, ya benim olacak ya benim olacak. Yolarım o hayalini kurup durduğu kızın saçlarını. Biz bu pazuları boşuna büyütmedik. Valla çıngar çıkarırım.

Günlük olarak Taehyung dozu almam gerekiyor, ben de sapık gibi peşinde dolanıyorum işte. Bazen o da bana bakıyor uzun uzun. Bakarken yakalıyorum. Ama sonra kafasını iki yana sallayıp kendi kendine konuşuyor.

"Hayır Tae hayır. Beklemek zorundasın. Gelecek yakında."

İşte bende durumlar böyle. Onda nasıl bilmiyorum. Öğrenirseniz bana da söylersiniz değil mi? Söylersiniz, söylersiniz. Bakın çok tatlıyım

Hadi ama yapmayın. Bana karşı koyamazsınız. Koyabileceğinizi mi düşünüyorsunuz, o zaman sizi şöyle alalım

Evet, herkes düştüyse devam edelim. Fire vermek yok ha ona göre! Düştük değil mi kızlar?

Sürekli saçma sapan şeyler geliyor aklıma. Mesela beraber yaşlansak nasıl olur? Sabah uyanınca nasıl gözüküyor? Dudaklarının tadı nasıl? Vesaire vesaire...

Bugün de uyurken nasıl gözüktüğünü merak ediyorum. Papatyaları haşat ettikten sonra uyuyuşunu izlemek için akşamı beklemeye başladım. Bir de ben iyice duygusal bir şey oldum. Zaten sulugözün tekiydim biliyorum ama şu anki halim çok daha beter. Gidip ağaçlara ağlıyorum burnunun üstündeki ben çok güzel değil mi diye. Cidden iyi durumda değilim. Sevsene beni yaa, bak ağlarım. Cidden ağlarım. Ağlıyorum bak Tae, sev artık beni.

Büyük bir sabırsızlıkla akşamı bekledikten sonra bir yılan misali sinsice Tae'nin çadırının yanına sokuldum. Boylu boyunca yere uzandım. Çadırın yapıldığı kalın bezi kaldırdım yavaşça, görmeyi beklediğim görüntü şöyle bir şeydi işte, fazlasında valla gözüm yoktu.

Ama gördüğüm... Bir dakika, nefes nasıl alınıyordu?

Üstündeki gömleğin düğmelerini açarken büyülenmiş gibi izledim onu, daha da izleyecektim ki... Niye benim planlarım hiç istediğim gibi gitmiyor ya, cidden!

Mongsuk mu ne haltsa artık ayağımdan tutmuş çekiştirmeye başlamıştı. Zaten tanışmamız da pek hoş olmamıştı hatırlarsanız.

"Cici köpek, tatlı köpek bırak ayağımı... Bak çok önemli bir işim var. İşim bitsin sonra istiyorsan ayağım senin olsun. Lütfen bırak..." dedim yalvararak. Ama o inat etmiş ayağımı bırakmamıştı. Uzun süre yerde boğuştuk, toz toprak içinde kalmıştım. Sonra bir anda bıraktı beni. Arkasını döndü kuyruğunu sallaya sallaya gitti.

"Pis köpek senin yüzünden kaçırdım her şeyi" dedim sinirle. Sonra da tekrardan çadırın bezini kaldırıp içeriye baktım.

"Eee nerede bu?"

Omzumda hissettiğim elle kafamı kaldırmıştım ki biri kulağıma yapıştı.

"Aaaa, acıyor! Bırak, cidden acıyor!" dedim kulağımı kurtarmaya çalışırken.

"Seni sevimli tavşan kılıklı yakışıklı şeytan seni, beni mi dikizliyorsun sen, terbiyesiz"

"Hayır, hyung-nim! Hiç olur mu öyle şey? Ben geçerken uğrayayım demiştim. B-bir dakika! SEN BENİM SEVİMLİ VE YAKIŞIKLI OLDUĞUMU MU DÜŞÜNÜYORSUN?"

"Yoo, nerden çıkardın?"

"Duydum işte dedin. Sevimli tavşan kılıklı yakışıklı şeytan dedin. Duydum... Duydum..."

"Demedim öyle bir şey konuyu saptırma" dedi kulağımı iyice çekiştirirken.

"Acıyor, acıyor, acıyor... B-bu a-arada Tae~ b-bacakların çok güzel" dedim dilimi tutamayarak. Üstüme atlayıp saçlarıma yapıştı.

"Kurbağaya çeviririm oğlum seni! Benim babam Avrupa'nın en iyi büyücüsüydü" dedi saçlarımı yollarken.

"Aaaa! A-acıyor, bırak saçlarımı aptal sarışın. Hem senin baban falcı değil miydi, öyle demiştin" dedim çırpınıp saçlarımı kurtarmaya çalışırken.

"Yanlış hatırlıyorsun büyücüydü ve ben seni kurbağaya çevireceğim" dedi sinirle.

"Hyung-nim lütfen bırak açıklayabilirim" dedim acıyla.

"Bak valla ben uyuyor musun diye bakacaktım? Kötü bir niyetim yoktu" dedim sızlanarak.

"Yemin ederim, uyuyorsundur diye düşündüm"

Yavaşça saçlarımı bıraktı ve üstümden kalktı. Hıncını almış gözüküyordu. Ellerine şöyle bir baktı ve

"Ehe ehe Kook bunlar senin saçların mı" dedi elindeki saç tutamlarını çırparken.

"S-saçlarım... güzel saçlarım benim. Yumuşak saçlarım..." dedim şoka girmiş bir şekilde. Gözümü Tae'nin elinden yere dökülen saçlarıma dikmiş sayıklıyordum. "Bebeklerim benim, ben size az mı badem yağı sürüp defne yaprağı çayıyla yıkadım." dedim ağlamak üzere olan sesimle. "Babanız sizi koruyamadı affedin"

"Tamam Kook ödeştik işte" dedi gergince gülerken. "Hadi barışalım" dedi yanıma gelip kollarını bana sararken.

"Saçlarımı yoldun" dedim titreyen sesim ve ıslak gözlerimle.

"Sen de beni dikizledin" dedi gülümserken. "Hadi barışalım"

Ama sen bana öyle bakarsan ben nasıl olmaz derim bre vicdansız. O nasıl bakış, içim eridi burada.

"Tamam" dedim huysuzca.

"Benim tatlı dağ tavşanım" dedi saçlarımı okşarken. "Ben sürerim saçına badem yağı, zaten az bir şey yoldum"

꧁꧂

Sevdim bu bölümü :)

Şu üstünü giyinen Tae "Our Omega Leader-nim" webtoon'undan. Okumayan varsa şiddetle tavsiye ederim. Taekook webtoon'u. Bighit telif atmasın diye karakterlerin adını değiştirmiş çizen kişi ama Taekook işte jfşsndşksja

Bu profilden kookminchanbaekshi ulaşabilirsiniz webtoon'a.

Ve şimdi medya time 🎉🎉🎉

(Bunu sevdim :') çok güzel gülüyor keratalar)

(Bir de güncel moment bırakalım şöyle)

Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın 😘

Continue Reading

You'll Also Like

93.3K 4.9K 61
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
49.9K 2.1K 10
"Her hikayenin mutlu sonla bitmesi gerekmiyor Jungkook."
28.8K 3.2K 26
Dedektif Jeon Jungkook, tuhaflıklarla her zaman içli dışlı olmuştur. Sonuçta, hayatı açıklanamayan bir dizi tuhaf olaylarla dolu. Ancak yaralı bir ad...
108K 7.6K 24
"Genç delta intiharın eşiğinden kurtardığı bu gencin onun biricik vitası olduğunu yakında öğrenecekti..." UYARI⚠️ +18 İÇERİK TECAVÜZ VE TRAJİK GEÇMİŞ...