Baş Belam

By curlygirl_22

686K 29.2K 4.7K

"Eğer bir dilek hakkım olsaydı, ne dilerdim biliyor musun?" Kafasını salladı. "Tüm acılarının yarısını almak... More

Tanıtım
(1.Sezon,1)/"İzmir Demir Üniversitesi"
(1.Sezon,2)/"Mesela Numaranı Verebilirsin."
(1.Sezon,3)/"SEN!"
(1.Sezon,4)/ "Ben Ölmeden Siz Daha Çok Çekersiniz."
(1.Sezon,5)/ "Sanki Evi Baştan Sona Temizledin."
(1.Sezon,6)/"Adamlığı Buraya Kadardı."
(1.Sezon,7)/ "Kamp Gezisi!"
(1.Sezon,8)/ "Testereli Katil!"
(1.Sezon,9)/ "Bir Gün Beni Kalpten Götüreceksin."
(1.Sezon,10)/"Özür Dilerim."
(1.Sezon,11)/"Hoşlanıyorum!"
(1.Sezon,12)/"Belki Beni Sevmiyordur..."
(1.Sezon,13)/ "Affet Artık Be..."
(1.Sezon,14)/ "O Benim Sevgilim Değil."
(1.Sezon,15)/ "Hanzo."
(1.Sezon,16)/ "Pamir,neredesin?"
(1.Sezon,17)/"Demek Beni Eve Atacaksın,Ha?"
(1.Sezon,18)/ "İnsan Sevmediği Kişiyi Düşünmezmiş."
(1.Sezon,19)/"Canı Acımıştı, Canım Acımıştı..."
(1.Sezon,20)/ "Seni Seviyorum."
(1.Sezon,21)/"Kafa Nereye, Biz Oraya."
(1.Sezon,22)/ "Gülüşünden Öptüğüm"
(1.Sezon,23)/ "Kalbini Çok Seviyorum."
(1.Sezon,24)/"Senin Vurduğun Yerde Gül Biter Sevgülüm."
(1.Sezon,25)/ "Mira Artık Yengen Olur."
(1.Sezon,26)/ "Sevdiğim Adam Tarafından Kırıldım."
(1.Sezon,27)/"Sinir Kontrol Tedavisi"
(1.Sezon,28)/"Hade Iglamur İçag Yeğen."
(1.Sezon,29)/"Senin İçin Ölürüm Kızım."
(1.Sezon,30)/"Emin Değilim, Mirayım."
(1.Sezon,31)/"Evet, başlıyoruz."
(1.Sezon,32)/ "Affettim."
(1.Sezon,33)/ "Oyarım Seni."
(1.Sezon,34)/"Yav Benim Gelinim Hâlâ Nerdedir?"
(1.Sezon,35)/ "Ben Teşekkür Ederim, Beni Sevdiğin İçin."
(1.Sezon,36)/ "Gülerken Gülüşünde Kayboluyordum."
(1.Sezon,37)/ "Birisi Gülüşüne Aşık Olabilir."
(1.Sezon,38)/ "Senin Dudaklarının Deydiği Yerden Yemek İstiyorum."
(1.Sezon,39)/ "Murat, Koyayımda Tur At!"
(1.Sezon,40)/ "Helalim."
!!100K!!
(1.Sezon,41)/ "Mardin'e."
(1.Sezon,42)/"Annem Seninle Tanışmak İstiyor."
(1.Sezon,43)/ "Seven Adam Kıskanır."
(1.Sezon,43)/"İşte O Sensin."
(1.Sezon,44)/ "Benim İçin."
(1.Sezon,45)/ "Aile Var Burada!"
(1.Sezon,46)/ "Herşeyimdi Benim..."
(1.Sezon,47)/"Buse?"
(1.Sezon,48)/ "Zıkkım Ye."
(1.Sezon,49)/ "Çok Seviyordum Onu!"
!DUYURU!
~Sezon Arası 1~
~Sezon Arası 2~
~Sezon Arası 3~
(2.Sezon,1)/ "Görüşeceğiz, bebeğim."
(2.Sezon,2)/"Kim Işıkları Kapattı?"
(2.Sezon,3)/"Sonunda!"
(2.Sezon,4)/"At Gibi Koştun, Haa."
(2.Sezon,5)/"Bırak Da Şu Anın Tadını Çıkarayım."
(2.Sezon,6)/"Onu Her Şeyden Çok Seviyordum."
(2.Sezon,7)/"Güzelim Deme Bana!"
(2.Sezon,8)/"Seni Çok Özledim"
(2.Sezon,9)/"Biraz Daha Dayan"
(2.Sezon,10)/"Yalvarırım Onu Seç!"
(2.Sezon,11)/"Ya Öldüyse?"
(2.Sezon,12)/"Kaçışım Yoktu."
(2.Sezon,13)/"Nasıl Bir Belasın?"
(2.Sezon,14)/"Seni İliklerime Kadar Özledim."
(2.Sezon,15)/"Oyun Bitti."
(2.Sezon,17)/"Ben Hiç Beklemiyordum Sizi."
!!!Önemli!!!

(2.Sezon,16)/"Yanındayım."

2K 97 27
By curlygirl_22

 
Bölüm sınırı:45 oy 25 yorum

Uzun bir aradan sonra yeniden karşınızdayım. Bölümü umarım beğenirsiniz♥️
Ama yorum ve voteler oldukça az ve bu beni yazmak için motive etmiyor. Tam tersine emeğimin karşılığını alamadığım için bölüm konusu bile düşünemiyorum. Umarım beni anlayışla karşılarsınız. Sizi seviyorummmm♥️

MİRA TEKİN:

"Seni görmem gerekiyor." Telefonu açtığımda duyduğum bu sözlerin sesiyle gülümsedim. Benim de onu görmem gerekiyordu. Kendimi iyi hissedebilmem için ona sarılmam gerekiyordu. "Geliyorum." deyip kapattım telefonu. Okuldan hızlı adımlarla ayrıldım ve evlerine doğru giden yola girdim.

Bu aralar kendimi yeni yeni toparlıyordum. Okula gidip kafa dağıtıyor, evde ise derslerimle, ailemle, arkadaşlarımla eski ve kötü olayları düşünmemi engelliyordum. Kayra'yı bir süredir görmüyordum. Aslında biraz kendi hâline bırakmak istemiştim, düşüncelerini toparlaması için, yalnız kalmayı sevdiğini bildiğim için yanına hiç uğramadım.

Kulağımda kulaklıkla ilerlerken burnuma gelen çiçek kokularıyla sol tarafıma baktım. Gördüğüm çiçeklerle gülümserken aklıma bir fikir gelmişti. Çiçek alıp ona götürecektim. "Kolay gelsin amca." Oturduğu taburesinden gülümseyerek kalktı. "Sağol kızım hoşgeldin." Kenarda gözüme çarpan papatyaları gösterdim. "Amca o buketi alabilir miyim?"

Amca gülümseyerek buketi eline aldı. "Tabi evladım." Ücreti ödeyip buketi elime aldığımda papatyaları ilk olarak kokladım. Eminim ki çok hoşuna gidecekti. Saf saf gülümseyerek yürümeye devam ettim. Bir süre sonra evlerinin önüne geldiğimde zile bastım. Gördüğüm anda boynuna sarılacaktım. Kapı açıldığında içeri girip kollarımı boynuna doladım. Elleri anında belime giderken ayaklarım yerden kesildi. Beni yavaş yavaş içeri götürürken boynunu öptüm. "Çok özledim seni."

"Ya ben? Dudaklarını kıpırdatış şeklinden, kirpiklerini havayı itişine kadar seni çok özledim." Dudaklarımı boynundan çekip dudağının kenarına götürdüm ve küçük bir buse kondurdum. Beni yavaşça yere bıraktığında gülümseyerek elimi yanağına koydum. Baş parmağımı göz altında gezdirdim. Gözle görülür bir şekilde torbalanmıştı.

Daha da içten gülümseyerek hâlâ elimde tutuyor olduğum papatyaları ona gösterdim. Gülümsemeye başladığında konuştum. "Nasıllar? Senin için aldım." Dudaklarını kıvırdı. "Düştüm."

Kahkaha atmaya başladığımda yanağımdan öptü. "Ama hiçbir çiçek senin kadar güzel değil."

"Off, çok fena düştüm." İkimizde gülerek odasına doğru gitmeye başladık. "Bugün çok centilmensin Mira, n'oldu?"

"Arada oluyorum böyle. Konuşacağına tadını çıkarsan iyi edersin." Eliyle dudağına fermuar çeker gibi yaptı. Odasına geldiğimizde papatyaları yatağının üzerine koyduğunda elimi tutarak balkona çıkardı. Geniş salıncağa oturduğumuz da ikimizde ayaklarımızı uzatmıştık. "Sanırım bu salıncakla evlenebilirim."

"Öyle bir şey olursa süngerlerini bıçaklarım." Başını göğsümün üzerine koyduğunda elim otomatikman saçlarına gitti. Yumuşak saçlarını sevmeye başladığımda tekrar konuştu. "Ha illa evleneceğim diyorsan bu salıncak değil ben olmalıyım."

"İkinizde helalimsiniz." Kollarını daha da sıkılaştırdı.

"Onu o zaman düşünürüz." Ne kadar görmeyeceğini bilsem de gülümsedim. Onu ne kadar güldürürsem o kadar iyiydi. Moreli düzelmeliydi artık. Bir süre karşımızda ki manzarayı seyrettik ikimizde. Deniz karşımızdaydı ve tatlı bir esinti vardı, sağ tarafımız zaten yeşillikti ve benim kollarımın arasında sevgilim vardı. Sanki bir ressamın fırça darbeleri gibiydik. Kimsenin istese de aynısını yapamayacağı, ama görenlerin hayran kalacağı bir resim gibi.

İçinde bulunduğum anın huzuruyla saçına bir öpücük kondurdum. Hoşuna gittiğini belli eden mırıltılar çıkardığında beklemeye başladım. Konuşmasını, anlatmasını, bana içini dökmesini bekledim. Aklımdan geçen de kısa bir süre sonra oldu. İlk önce derin bir nefes aldığını duydum. Evet, içi doluydu.

"Rahatla bir tanem." diyerek saçını okşamaya başladım.

"Çok ağır gelmeye başladı." Kafasını boynuna doğru uzattı. "Ya beni kabul etmezse? Ya bunca yıl nerede olduğumu, neden onu bulamadığımı sorarsa? Ya annemizin neden öldüğünü merak ederse? Ne diyeceğim ben?" Kısa bir süre sessizlik oldu. "Ya... Ya Cenk bana anlattıklarını ona da anlattıysa? O zaman nasıl cevap vereceğim ben?"

Daha fazla kendisini harap etmesine göz yumamadım ve konuşmaya başladım. "Ortada daha hiçbir şey yok. Onunla konuşmadın, yüz yüze gelmedin. Ya doğruları öğrendiğinde ya da seni gördüğünde boynuna sarılırsa? Her zaman kötü olacak diye bir şey yok." Saçlarını okşuyorken konuşmama devam ettim.
"Ve sen daha onun senden haberinin bile olup olmadığını bilmiyorsun, bilemeyiz de. Seni anlıyorum tamam ama stresini biraz da olsa azaltmaya çalış. Hem o seni reddetmedi ya da hakkında kötü bir şey söylemedi. Biraz olumlu yönünden bak. Onu gördüğünde de her şeyi olduğu gibi anlat. Yalan söylersen ve bu yalanın ileride ortaya çıkarsa sonradan bulduğu abisine karşı güveni kırılır. Bu sefer kimse düzeltemez."

Onaylarcasına başını salladı. Yıllardır görmediği birine zaten uzak kalmıştı. Onu kırması, güvenini yerle bir etmesi her şeyi daha da berbat ederdi. Tek yapması gereken olayları tüm çıplaklığıyla kardeşine aktarmasıydı. "Neredeymiş peki, öğrenebildin mi?"

"Samsun." Şaşkınlık içerisinde kaşlarımı çattım. "Nasıl? Kiminle kalıyormuş orada?"

"Bilmiyorum. Belki yurtta ya da kim bilir bir aile almıştır onu yurttan. Eğer öyleyse ve ailesini bırakmak istemezse?"

"Tabii bu da bir ihtimal ama neden yıllardır hasretini çektiği abisinin yanına gelmesin ki? Denemekten zarar gelmez. Onunla görüşmelisin."

"Haftasonuna kadar iyice düşünmek istiyorum. İşler yolunda giderse yanına giderim." Kafasını kaldırıp bana baktı. "Ailen bir sorun çıkarmazsa sende gelir misin? Yanımda güvendiğim ve sevdiğim biri olsun istiyorum. Eğer heyecandan konuşamazsam beni sen anlatırsın." Gülümseyerek baktım ona.

"Yanındayım." Elimi ensesine attım ve kendimi çekerek dudaklarımızı birleştirdim.

Ben sadece onun yanında yaşadığımı hissediyordum.

*****

Eve gelip yemeğimi yediğimde kızlara kaş göz edip odama çıkardım. Annem ve babam aşağıda film izleyeceklerdi ve bu yüzden biz plan yaparken yanımıza gelme ihtimalleri yüzde 1'di.

"N'oldu kız?" Beren köşedeki pufa oturup ayaklarını uzattırken sorduğu soruya kendimi yatağa atarak cevap verdim.

"Benim haftasonu Samsun'a gitmem gerek." dedim tavana bakarak. Elçin yanıma geldi hemen. "Niye?"

"Kayra'nın kardeşi oradaymış, yanında olmamı istiyor."

"Tamam git." diye gevşekçe bir cevap verdi Beren. "Evde annemler varken mi?" Onları unutmuş gibi bir yüz ifadesine bürünüp salakça gülümsedi.

"Doğru, nasıl halledeceğiz?"

"İşte bende sizi o yüzden çağırdım buraya. Bir plan yapın bir yardım ediverin." Ellerimi yüzüme koyup sıvazladım. Bir süre sessizlik oldu. Hepimiz düşünüyorduk ve maalesef ki aklımıza bir şey gelmiyordu.

"Acaba tatile mi göndersem?" Elçin gözlerini devirdi. "Zaten senin yanında tatilde gibiler ve ayriyeten İzmir'de de deniz var. 10 dakika sonra sahildeler." Onaylarcasına kafamı salladım ve Beren'e baktım.

"Senin aklına bir şey gelmiyor mu?" Kaşlarını hayır anlamında kaldırdı. Bu sefer Elçin konuştu. "Sanırım buldum." Hemen ona baktım.

"İstanbul'a geri dönmeleri gerek. Hem oradan yakın takipte bulunamazlar." Heyecanlandığım için dikeldim.
"Ama nasıl?" Bir süre daha bekledik sessiz bir şekilde.

"Ya bizim ailelerimiz yakın değil mi?" Hiç beklemeden cevap verdik Beren'le.
"Yakın."

"Beren'in ya da benim ailem bir şey yapsın ve Meryem teyzeleri çağırsın." Sessizce çığlık atarak Elçin'in kafasını göğsüme bastırdım. "Ulan ne varsa sende var be. Salak Beren sabahtan beri bir şey bulamadı. Sana kurban olurum ben."

"Ama ne yapacaklar işte?" Durumun gerçekliği yüzüme vurunca tekrardan yattım yatağa.

"Evinizin bahçesinde bir buluşma falan mı yapsanız? Diğer yakınlarınızı da çağırırsınız. Olmaz mı?"

"Uyar bana arayım bizimkileri." Elçin ayaklanıp odadan çıktı ve yaklaşık bir dakika sonra elinde telefonuyla tekrar odaya geldi. İlk başta böyle kendi aralarında konuşmaya başladılar. Elçin kendi okul hayatından, sınavlarından bahsediyordu. Artık uzatmaması gerektiğini belirten bir el işareti yaptığımda konuya giriş yaptı.

"Anne ben bir şey diyeceğim." Telefonu hoparlöre aldığında iyice yakınlarına gittim.
"Hani bizim evin bahçesi var ya."

"Nolmuş bahçemize?"

"O bahçede bir buluşma, konuşma, kaynaşma, özlem giderme günü mü yapsanız?" Sinsice sırıttığımda karşı tarafı dinlendim.

"Niye ki?"

"Bilmem, hem sizin içinde iyi olur. Beren ve Mira'nın aileleride gelir, diğer ortak arkadaşlarınızda. Amaç bir arada bulunmanız, özlem gidermeniz değil mi? Hem Meryem teyzeyide uzun zamandır görmüyorsun, yanınızda olurlar. Gün olarakta cumartesi iyi bence." Çok iyi gittiği için sevinçten bacağıma vuruyordum.

Dilara teyze onaylarcasına ses çıkardı. "Olabilir aslında. Babanla da bir konuşayım bu konuyu haber veririm sana."

"Tamam anneciğim, görüşürüz." Telefonu kapattığında sevinçle boyunlarına sarıldım. Bu iş neredeyse olmuştu.

*****

"Çok özleyeceğim sizi." İkisine de tekrar sarıldım. Evet annenle babamı ben göndermiş gibi olmuştum ama yinede çok özleyecektim onları. Arkalarından seslendim bu sefer. "İyi bakın kendinize."

Annem ve babamı yolcu ettikten sonra kızlarla içeri girdik. Günlerden cumaydı ve saat 5'e geliyordu. Kayra kesin karar vermişti kardeşinin yanına gitmek için bu gece yola çıkacaktı. Tabi bende olacaktım yanında. O bu durumda iken tek başına bırakamazdım. Çünkü o beni ne zaman kötü bir olay yaşasam tek başıma bırakmamıştı, yanımda destek olmuştu.

Odama çıkıp küçük bir çantanın içine iki günlük kıyafetimi ve bir kaç bakım malzememi koyup, kapının yanına koydum. Tekrardan odama çıkıp banyodan sonra giyeceklerimi ayarladım.

Rahatlatıcı bir banyonun ardından siyah kalın askılı bol bir tişört ve gri eşofman altımı giydim. Paça tarafı lastikli olduğu için biraz yukarı çektim. Kenarda duran beyaz ayakkabılarımı da giyip aynadan kendime baktım. Bileğimde ki tokaylada topuz yaptım mı tamamdır bu iş.

"Evde ne var? Benim arabada ağzım durmaz can sınıntısın bir şeyler atıştırırım sürekli." Mutfağa girerken dediğim cümle sonrasında Beren geldi peşimden.

"Aç ayısın sen ayı. Ne zaman doyduğunu gördüm ki şimdi şaşırayım?" Kenardan poşet alırken kendi kendine dediği şeylere güldüm.

"Bir kere benim midem değil ağzım acıkıyor tamam mı? Yemek istediğim için yiyorum." Beni umursamadan poşetin içine bir kaç paket bisküvi ve kek koydu.

"Yolda açılıp bir yer bulamazsınız diye sandwich hazırlayalım mı? Kayra yemek yememiştir belki."

"Ayy benim güzel arkadaşımın hiç kullanılmadığı için parıl parıl parlayan beyni çalıştı. Hiç aklıma gelmedi cidden yapsan iyi olur ya, haklısın." Beline sarılırken söylediğim cümle sonrasında iteledi ve elindeki bıçağı bana sallayarak konuştu.

"Ben mi yapacağım sanki? Sen yap diye söyledim. Çok kıymetli popon hareket etsin biraz." Gözlerimi devirerek buzdolabına gittim ve gerekli malzemeleri çıkardım. Biraz daha araştırma yaptığımda canımdan bir parça olan meyveyi, kayısıyı, gördüğümde saldırırcasına aldım elime.

"Ben bunları da alıyorum."

"Motorun bozulursa görürüm ben seni." Dalga geçermiş gibi baktım suratına. "Hey yavrum hey kim var senin karşında? Kayısı kraliçesiyim ben! Bağışıklık kazandı vücudum sürekli yediğim için."

"Öyle olsun karışmıyorum ben. Alttaki bölümde yeşil elmada var alırsan al."

"Elçin'e söyleme ama en sevdiğim arkadaşım sensin Beren." Gözlerini devirerek baktı bana. "Plan bulmadım diye gömen, az önce beynimi kullanmadığımı söyleyen sen değil miydin yoksa ben hayal mi görüyorum?"

Kayısı yüzünden şişmiş yanağımla iğrenç bir gülücük bıraktım. Ve bu yaptığım şey Beren'in bana iğrenerek bakmasıyla sonuçlanmıştı.

Yaklaşık üç saati Kayra arayıp dışarı çıkmamı söyleyene kadar boş boş geçirmiştim. Son bir kontrol yapıp kızlarla vedalaştıktan sonra dışarı çıktım. Kayra arabaya yaslanmış bir şekilde duruyorken gözleri benim gözlerimle buluşunca dikleşti. Yanına ulaştığımda elini belime koyarak kendine çekti. Dudakları kulak çevremde geziniyorken tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.

"Şu görüşmediğimiz zaman aralığını kısaltmamız gerekiyor." Kesinlikle çok haklıydı.

"Daha sabah okulda yan yanaydık." Kafasını geri çekerken gözlerini devirdi. "Okulu saymıyorum bile."

Eli sırt çantama gittiğinde ona verdim. Daha sonra elimdeki poşete uzanacaktı ki geri çektim. "O olmaz içinde atıştırmalık şeyler var. Midem durmaz benim." Gülerek bagaja doğru gittiğinde kapıyı açıp yolcu koltuğuna oturdum.

Bir süre sonra o da yanıma oturduğunda konuştum. "Hazır mısın?"

"Hiç olmadığım kadar."

BÖLÜM SONU

Eveeet biliyorum bölüm çok çok çok geç geldi. Bunun için üzgünüm ama gerçekten hiç vaktim yoktu. Sürekli okul ev ve dershanem arasında mekik dokudum. Yazmayı geçtim bölüm konusu bile düşünemez oldum. Haftaya yaz okulum başlayacak. Bu sırada da boşluğum varken yazayım dedim.

Umarım beğenmişsinizdir. Daha uzun bir bölüm atmak isterdim ama sizi daha fazla bekletmek istemedim.

Kendinize iyi bakın ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

998K 58.1K 39
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...
5.7M 189K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
304K 23.1K 41
0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözl...
2.1M 128K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...