ASAF-I AZZE TUTKUSU

By ruyeatn

10.9M 393K 48.6K

Mafya kitabı More

1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm
36.bölüm
37.bölüm
38.bölüm
39.bölüm
40.bölüm
41.bölüm
42.bölüm
43.bölüm
44.bölüm
46.bölüm
45.bölüm
47.bölüm
48.bölüm
49. bölüm
50.bölüm
51.bölüm
52. bölüm
53. bölüm
DUYURU
54.bölüm
55. bölüm
56.bölüm
57.bölüm
58.bölüm
Toprak ve Hale
59.bölüm
60. bölüm
DUYURU
61. bölüm
62.bölüm
63. bölüm
64. bölüm
65. bölüm
66. bölüm
67. bölüm
68. bölüm
69. bölüm
70.bölüm
71. bölüm
72.bölüm
73.bölüm
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77.bölüm
78.bölüm
79.bölüm
DUYURU
80.bölüm
81. bölüm
82.bölüm
83.bölüm
84.bölüm
Duyuru
85.bölüm
86.bölüm
87.bölüm
88.bölüm
89. bölüm 1.kısım
89. 2. kısım
90. bölüm FİNAL PART 1
91.bölüm FİNAL
Ayla ve Behzat. Özel bölüm
KİTABIM ÇALINDI

Ayla ve Behzat

63.8K 2.6K 426
By ruyeatn


   Ayla ve Behzat ikisi de ekonomi bölümü okumuştu. Farklı ülkelerde en iyi Üniversitede okuyup iş dünyasını atılmışlardı .
Ayla'nın zaten işi hazırdı, mezun olduğu gibi işlerin başına gelmişti.
Babaannesi ve kardeşi Asaf'ın yardımları ile.
Ayla, beyaz tenli, ela gözlü ve ince hatları ile tam bir hanımefendi gibiydi. Hareketleri, davranışları ve konuşması ile her zaman ilgi odağı olmayı başarmıştı.
Çoğu kişi hayranlıkla izlerdi onu.
Bir prenses gibiydi.
Naif sesi ve güzel gülüşü ile gerçekten çok güzel bir kadındı.
Behzat, uzun boylu, buğday tenli, yapılı bir adamdı . Kahve gözleri, kulak hizasına kadar uzun siyah saçları vardı . Sert bir mizacı vardı ve karizmatik bir adamdı. Değişik bir aurası vardı. Kadınları kendine çekebilen biriydi. Belki de şeytan tüyü vardı onda, Ayla'nın dediği gibi.
Ama Behzat, tam tersine kadın düşkünü bir adam değildi. Hep sadık bir sevgili olmuştu. Ayla'yı kandırana kadar. Tek hatası da buydu zaten.
Hiç bir zaman affetmedi kendini.
Ne kendini nede ailesini.
Onun sevdiği tek kadın Ayla'ydı.
Prensesim derdi hep ona, çünkü Ayla hareketleri ve davranışları ile tam bir prensesdi.



İlk karşılaşmaları  ilahe için düzenlenen bir toplantıda  olmuştu. İlk görüşte çarpılmıştı Ayla'nın güzelliğine Behzat. İnsanlarla olan iletişimi ve etrafına attığı sıcacık gülümsemeleri ile o zaman çalmıştı aslında Behzat'ın kalbini.
Ayla da fark etmişti Behzat'ın ne kadar yakışıklı ve çekici bir adam olduğunu.
Önce gözleri ile dokundular birbirlerinin kalbine.
Sonra ufak gülümsemeler ile buseler bıraktılar birbirlerinin ruhuna.
O an aynı kelimeleri fısıldadı kalpleri onlara. Onu tanımak istiyorum dedi iki kalp. İki genç kalplerini dinledi.
O toplantıdan sonra tekrar görüşmek üzere ayrıldılar ordan.
İlk randevuları güzel bir akşam yemeği ile bitmişti.
İkinci randevu da ise Behzat dayanamayıp Ayla'ya çıkma teklifi etmişti. Ayla kabul edincede ordan iki sevgili olarak çıkmışlardı.
Belki biraz hızlı davranmışlardı ama Behzat, duyguları içinde boğulurdu artık. Ayla'yı yanında istiyordu hep, güzel gülüşünü görmek, ona huzur veren kokusunu hep almak istiyordu.
Behzat, aslında bu kadar hızlı karar veren bir adam değildi ama Ayla, ona bütün ezberlerini unutturmuştu.
Korkutmak istemiyordu sevdiği kadını, bir beklentisi yoktu o kendini hazır hissedene kadar. Ayla'nın yanında oluşu bile yetiyordu ona. Bir erkek olarak onu öpmek onunla olmak istiyordu tabi ama bunu o kadar hızlı yapmayacaktı.
Ayla da bunu fark etmişti tabi, karşısında ki adamın onu ne kadar sevdiğini ve değer verdiğini görmüştü. Bunun için bir kez daha aşık olmuştu Behzat'a.
Ayla, babaannesi ve Asaf'a anlatmamıştı bu durumu, hayatımda biri var demişti ama iş bitince tanıştırmaya getireceğini kim olduğunu o zaman görmelerini istemişti.



Hergün biraz daha alıştılar birbirlerine, daha çok sevdiler, aşkları daha da büyüdü. Birbirleri olmadan yapamıyorlardı artık, bunun için aynı evde kalmaya başladılar.
Ayla, artık her şeyi ile Behzat'a ait olmuştu. Birlikte evlilik hayallerini, çocuklarını bile düşünmüşlerdi.
Kız yada erkek fark etmiyordu onlar için ne olursa olsun adı Umut olacaktı ilk çocuklarının ismi. Hergün Ayla'dan önce uyanırdı Behzat, sevdiği kadını uyanana kadar izlerdi.
Bu onun için alışkanlık olmuştu artık.
Behzat, kıskanç bir adamdı hemde fazlasıyla ama bu Ayla'nın hoşuna gidiyordu. Ayla, Behzat'ın kolları arasında kendini hep güvende hissederdi. Bunun için her fırsatta sarılırdı sevdiği adama, onun kokusunu almak onun sıcaklığını hissetmeyi seviyordu.
Behzat'ın çalıştığı geceler bile bazen gidip adamın kucağında oturup başını boynuna gömerek uyurdu.
Behzat, bundan hiç şikayetçi değildi. Sevdiği kadın uyuyunca kucağı alıp yatağına taşırdı onu ve onunla birlikte en güzel rüyalara dalardı.
Aylar sonra ihale gerçekleşeceki.
Behzat'ın aile şirketi bu ihaleye bağlıydı, aksi taktirde her şeylerini kaybedeceklerdi.
Karşılarında bir Demirkan olduğu için kazanmak mümkün değildi onlar için bunu bilen Behzat'ın babası oğluyla konuşmuş, ihaleyi kazanmak için Ayla'nın dosyasına ve ihale için tüm bilgileri bilmeleri gerektiğini belirtmişti.
Behzat, ne kadar buna karşı çıksa da babası son şansları olduğunu yoksa biteceklerini belirtmişti, tabi araya annesi de girince Behzat kabul etmek zorunda kalmıştı. Anne ve babası haklarını helal etmemekle tehdit etmişlerdi onu. Sadece buda değil, eğer bunu yapmasa annesini bile boşayacağını söylemişti babası.
Behzat, için bu zor olmadı, bir gece dosyayı ve diğer tüm bilgileri alıp babasına gönderdi.
Belki dedi içinden anlatırsam anlar beni sevdiğim, nasıl bir durumda kaldığımı anlar.




İhale sabahı farklı bakıyor Behzat, Ayla, bunu fark ederek sormuştu. Adamın verdiği cevap ise seni çok seviyorum demek olmuştu.
İhale belli olduğunda Ayla, şaşkınlıkla önündeki projeye bakmıştı. Ve onlardan daha yüksek bir mevla yatırmıştı, Behzat'ın şirketi.
O an anladı kadın, sevdiği adam tarafından kandırıldığını. Bunun bir kabus olmasını istedi, gözleri dolarak sevdiğimi adama baktı, Behzat'ın gözleri dolmuştu, anlamıştı çünkü Ayla'yı kaybettiğini.
Ayla, hızla ordan çıkınca Behzat, hemen peşinden koşmuştu.
Ne kadar konuşmak istesede Ayla'nın attığı tokat ile gözünden bir damla yaş düşmüştü.
Behzat,"  Gidersen ölürüm lütfen gitme, dinle beni prensesim."
Ayla," Sen beni şuan öldürdün Behzat, eğer dosyaya ihtiyacın olduğunu söyleseydin verirdim, bunun için duygularım ile oynama gerek yoktu."
Behzat, ne kadar anlatsa da Ayla, bu durumu kabul edemiyordu. Hızla ordan ayrılmıştı. Behzat, ne kadar arasada cevap vermemişti. Eve bile uğramadan havaalanına gitmiş ordan da yurt dışına çıkmıştı.
Behzat, hızla eve gittiğinde bütün eşyaların yerinde olduğunu görünce bir umut dedi içinden gelecek dedi.
Behzat, bekledi bir gün iki gün derken hala Ayla'yı bekliyordu.
Durmadan bunu nasıl yaptım diye söyleniyordu kendi kendine.
Ailesi ondan haber alamayınca eve geldiklerinde ölüden bir farkı olmayan oğullarını gördüklerinde hemen ambulansı aradılar.
Ayla, yanına hiç bir şey almamıştı ama bilmiyordu aslında Behzat'ın bir parçası onun içindeydi.
Ayla, yurt dışına gittiğinde ailesine burda kalacağını işlerini burdan devam edeceğini söylemişti.
Asaf ve Seda Hanım bu duruma onay vermişlerdi. Ayla'nın ilk işini kaybettiği için orada biraz zaman geçirmesine izin vermişlerdi.
Ayla, hamile olduğunu anladığında bütün gün Behzat'ın resimlerine bakarak ağlamıştı.
Onu hayata döndüren bebeği olmuştu çünkü. Karnı çıkmadan ailesini ziyaret etmiş daha sonra ise işlerinden dolayı zamanı olmadığını söyleyerek hep oyalamıştı ailesini ama Asaf, için bunu öğrenmek o kadar da zor olmamıştı.
Ne kadar ısrar etsede Ayla, Behzat'ın adını vermemişti. Öldü deyip kapatmıştı konuyu. Asaf, ablasının çok kötü bir durumda olduğunu görünce daha fazla üzerine gitmemişti sıkıca sarılmıştı ablasına.
Ayla, bütün gün Asaf'ın omzunda ağlamıştı. Ayla, onun için herşey demekti onu böyle üzeni bulup öldürmek istiyordu ama karnı burnunda ablasını ona yalvarınca kıyamamıştı ablasına. Ayla, onun için anne demekti, tek sığınağı demekti, ne kadar göstermesede Asaf, ablasını çok seviyordu.




Behzat, hastaneden çıktıktan sonra bir daha ailesi ile hiç konuşmadı.
O günden sonra şirkete adım bile atmadı. Ne kadar Ayla'yı arasada kadın cevap vermemişti. En son attığı milyonlarca mesajdan sonra Ayla, artık herşeyin bittiğini bir daha onu aramamasını istediğini belirten bir mesaj atmıştı. Zaten daha sonra da kartını değiştirmişti.
Behzat, hiç bir yere sığamıyordu, durmadan sinir krizleri geçiyordu.
Gittiği her yerde Ayla  vardı onun için onun anıları, onun gülüşü vardı.
Behzat, bir yıl boyunca hastanede yattı. O adam gitmiş yerine başka biri gelmişti. Babası ve annesi ne kadar pişman olduklarını söyleselerde Behzat, tek kelime bile konuşmamıştı onlarla. Hep kendini suçladı çünkü biliyordu suçlu olduğunu.
Annesi çok pişman olmuştu, eşini ve şirketi kaybetmemişti ama oğlunu kaybetmişti.
Behzat, hastaneden çıkınca hiç beklemeden yurt dışına çıktı.
Her şeye sıfırdan başladı.
Ayla'nın kazandığı başarıları gülünce daha çok gurur duydu onunla.
Behzat yavaş yavaş büyümeye başladı, yıllarca yurt dışında kaldı. Başarılı ve zeki bir adamdı. Ayla, bilmese bile Asaf ile çok iş yapmıştı Behzat. Hayatında başka bir kadın olmadı, Ayla'nın izleri silinmesin dedi üzerimden, ondan başka dokunmasın hiç bir kadın bana.
Behzat, hala ilaç kullanıyordu çünkü kızınca başka bir adama dönüşüyordu. Başkalarına ve kendine zarar vermemek için her gün alıyordu ilaçları. Behzat,  artık güçlü bir adamdı iş dünyasında herkes tarafından tanınıyordu. Hep uzaktan izledi sevdiği kadını, bir kez sarılıp kokusunu almak için canını bile verirdi.  Yıllar sonra şirketler arası bir yemekte karşılaştılar.
Ayla, sevdiği adama baktı, çok değişmişti Behzat, kimse görmüyordu belki ama o sevdiği adamın gözlerinden anlıyordu herşeyi. Bir şey daha fark etti, Behzat hiç gülmüyordu, hep dalıyordu bir ölüden farksızdı karşısında ki adam.
Behzat, sevdiği kadını baktı çok değişmişti, daha da güzel olmuştu, saçları uzamıştı. Sıktı adam o saçları okşamak isteyen parmakları.
Bir şey söylemediler birbirlerine tek kelime bile etmediler, ikiside sessiz kaldı. Sadece gözleri konuştu iki aşığın, kalpleri buluşmak için hızla çarpıyordu ama aklı dur diyordu hep.
Ayla, karşısında ki adamın güçlü olduğunu bildiği için ondan bir parça olan oğlunu Umut'u hep saklamıştı. Umut'u bilen üç kişi vardı, Asaf, Azze ve Ali. Babaannesine söylememişti çünkü biliyordu babasını bulmak için her şeyi yapardı Seda hanım, bunun için sessiz kaldı Ayla, oğlunu hep saklanarak sevdi.
Seda hanım eski topraktı buna izin vermezdi bunun için Ayla oğlunu hiç Bursa'ya getirmedi.



Umut, tıpkı Behzat gibiydi babasının kopyası gibi. Ayla oğlu sayesinde toparlanmıştı ama aynı şey Behzat için geçerli değildi.
Seda Hanımın ölümü ile gelmişti Behzat, mezarlıkta ağlayan sevdiğini görünce dayanamadı. Ona sarılıp acısını almak istiyordu. Tam adım atmışken arkadaşının kolunu tutması ile durmuştu.
Umut, babasının adını biliyordu çok akıllı bir çocuktu tıpkı babası gibi.
Artık kendi ülkelerine dönmüşlerdi. Herkes tarafından tanınıyorlardı bunun için Ayla korkuyordu Behzat'ın ondan oğlunu almasından bunun için daha dikkatli davranıyordu.
Bilmiyordu aslında Ayla, Behzat'ın nasıl zor bir durumda olduğunu kendini insanlara nasıl kapattığını.
Adamın tek yaşama sebebi Ayla'ydı.
Kaç defa ölmek istedi ama yapamadı. Ölürsem bir daha görmemem dedi prensesimi. Onun için nefes almaya başladı. Ne kadar ısrar etsede Ayla onu kabul etmedi. Kalbi kırılmıştı kadının ihanete uğramıştı.
Görevlendirdiği adamlar ona Ayla'nın fotoğraflarını verince dikkatini çeken başka bir şey olmuştu. Ayla'nın yanında bir çocuk vardı.
Hemen adamlarını arayıp sorduğunda çocuğun Ayla'nın olduğunu öğrenmek zor olmamıştı Behzat için.
Adam yıkıldı orda. Başka biri var dedi hayatında çocuğu bile olmuş. Kendine başka bir  hayat kurmuş dedi. Adam Ayla'nın ve çocuğun gülen yüzüne bakınca delirdi. İçip içip bütün evi dağıttı.
Nefes alamadığını fark edince kendini dışarı attı. Bunu kabul etmek istemiyordu. Başkasının ona dokunması Bezat'ı öldürürdü. Evli değildi biliyordu peki çocuk.
Adam çocuğun ondan olma ihtimalini hiç düşünmedi. Benden nefret eden bir kadın neden çocuğumu doğrusun dedi. Behzat, gecenin bir yarısında şirketine gitti. Sevdiği kadının fotoğrafına bakıp ağlamaya başladı.
Sahi kaç defa ağlamıştı Ayla için.
Adam yere oturup doğan güneşi izledi. İlaçlarını almadığı için doğru düzgün düşünemiyordu.
Ayla, bir başkasına ait ise artık yaşamanın bir anlamı yoktu. Hiç bir zaman ona dönmeyecek bir kadını bekliyordu. Artık çocuğu var deyip duruyordu kendi kendine.
Şirket yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Sekreterine kimsenin onu rahatsız etmemesini söyleyip odasında bulunan kasadan silahını çıkardı. 
Telefonunu da eline alıp Ayla'ya mesaj yazmaya başladı. Bu bir veda mesajıydı.
Ayla mesajı okuduğunda elindeki telefon yere düşmüştü.
Ona veda etmişti. Kendini öldürecekti. Titreyerek yerinden kalkıp hemen şirketten çıktı.
Bir kaç kişiyi arayıp Behzat'ın ev adresini bulup oraya sürmeye başladı hızla arabayı.
Adam evde değil şirketteydi aslında.
Ayla'nın gözlerinden hızla akmaya başladı yaşlar.
Onunla değildi belki ama Behzat'ın yaşaması bile onun için yeterliydi.
Adam yere oturup sevdiği kadının resmine baktı tekrar telefonundan.
Ayla onu ne kadar arasada cevap vermemişti. Aklı bulanmıştı, istediği tek şey ölmekti şuan.
Sevdiği kadına bakarken bir damla yaş düştü gözünden.
Son göz yaşım dedi adam. Artık kalbim acımayacak, ruhum üşümeyecek dedi.
Silahı eline alıp hiç düşünmeden alnına doğru tuttu.
Tam tetiğe basacakken kapının açıldığı fark etti.
Arkadaşı can dostu dediği adamın bir çocuğun elini tutarak odaya geldiğini gördü. Behzat, kaşlarını çatarak baktı odasına giren bu ikiliye.
Bu çocuk Ayla'nındı. Arkadaşı konuşmaya başlayınca ona baktı Behzat.
"  Aradığın adam bu mu ufaklık. "
Umut," Evet efendim bu. "
Umut, hızla gelip kollarını Behzat'ın boynuna doladı. Daha küçücüktü oysa minicik kolları ne kadar da sıkıyordu Behzat'ı. Silahı fark eden arkadaşı hemen ilerleyip çocuğa fark ettirmeden silahı alıp beline taktı.


Behzat, hala şaşkındı. Neden burdaydı bu çocuk ve neden birden kendini iyi hissetti. Bu çocuğun kokusu ona ilaç gibi gelmişti.
Umut," Merhaba baba."
Baba dediği an yutkundu Behzat.
Kendine gülümseyerek bakan çocuğa baktı adam. Umut, yerdeki telefondan annesinin resmini görünce eğilip minicik elleri ile telefonu aldı.
Umut," Anneme mi bakıyorsun, biliyormusun oda hep senin resimlerine bakıyor, onun için buldum seni, resmini gördüm. "
Behzat," Se_n sen nerden çıktın."
Küçük dudaklarını bükerek baktı babasına Umut. 
Behzat, karşısında duran dünyalar tatlısı çocuğun dolan gözlerini fark etti. Ne yapacağını bilemez bir halde arkadaşına baktı. Arkadaşı omuz silkince tekrar çocuğa baktı.
Umut," Beni istemiyormusun baba."
Umut, küçük elleriyle babasının yüzüne dokunup okşamaya başladı.
Behzat,  bir an irkildi. Neden bu çocuk ona baba diyordu.
Behzat," Ben senin baban değilim, nasıl geldin buraya, neden bana baba diyorsun. "
Umut," Beni çok sevdiğim biri getirdi buraya, şuan dışarda. Sen benim babamsın adın Behzat Edhem değil mi. "
Umut, tam olarak doğru söyleyememişti adını ve soyadını ama anlamıştı yine de Behzat.
Adam kafasını sallayınca küçük çocuk mutlulukla alkış çalıp hevesle babasına baktı.
Umut," İşte bende senin oğlun Umut'um. Lütfen babacım beni sev herkesin babası var benim ki yok. Hiç yaramazlıkta yapmıyorum, istersen anneme sorabilirsin. Ben hep uslu oldum senin için, yaramazlık yaparsam gelmezsin diye hep uslu oldu baba. "
Behzat, şaşkındı ne yapacağını bilmiyordu böyle bir şey mümkünmüydü. Aklına gelen şeyle kalbi sıkıştı bir an. Adı Umut'tu , bu onların seçtiği isimdi.
Behzat, gözlerinden akan yaşlarla yüzünü okşayan küçük çocuğa baktı.
Behzat, " Umut.. "
Fısıltı olarak çıkmıştı sesi. Bu doğru olabilirmiydi.
Umut," Evet baba benim Umut, seni öpebilirmiyim. "
Behzat, başını sallayınca Umut, babasını öpücüklere bozmuştu.
Adam kollarını küçük bedene sarıp başını mis gibi kokan boynuna gömüp koklamaya başladı.
Evet dedi kalbi bu senin oğlun. Kalbi ona hiç yalan söylemezdi.
Ayla,  ağzından kaçan hıçkırığa engel olamamış orda olduğunu fark ettirmişti. Eve gittiğinde savaş alanına dönen bir ev görünce korkuyla her odaya bakmıştı. Bir oda onun resimleri ve yıllar önce bıraktığı eşyaları ile doluydu.
Behzat'ı göremeyince hemen şirkete gitti bu sefer. Her şeyi beklerdi ama bu manzarayı asla tahmin edemezdi.
Oğlu hem ağlıyor hemde gülüyordu.
Behzat'ın ise gözleri dolmuştu.
Ayla, Umut'un babasını bu kadar sevdiği bilmiyordu. Ona mümkün olduğu kadar hissettirmemeye çalışıyordu ama belli ki bunu yapamamıştı. Akıllı oğlu her şeyi görmüş ve duymuştu. Bunun için en çok sevdiği kişiye onu babasına getirmesi için dil döküp ağlamıştı. Ve sonuç şuan babasının kucağındaydı.
Ayla, diğer adamın belindeki silahı fark edince bir an ruhu çekildi sandı. Behzat, gerçekten intihar edecekti. Ya ölseydi o zaman Ayla da ölürdü.
Soru dolu bakışlarla kendisine bakan aşık olduğu tek adama baktı. Başını olumlu anlamda sallayınca Behzat, gözlerini yumup daha çok sarıldı oğluna. Gözünden akan yaşı Ayla'da görmüştü.
Behzat, "Baban seni çok seviyor oğlum, işlerim vardı gelemedim ama bundan sonra hep yanında olacağım."



Adam, durmadan oğlunu öptü. Aşkla sevdiği kadına baktı. Onun parçasını ondan olan canı doğurmuştu.
Ya geç kalsaydı Umut, o zaman şimdi çoktan ölmüş olacaktı. İlaçlar dedi adam içinden onları almadığı için doğru düşünemiyordu. Ama oğlu onu kurtarmıştı hemde ilaç olmadan varlığı ve kokusu ile babasını kurtarmıştı.
Kadın bilmiyordu adamın ne kadar acılar çektiğini. Oda çekmişti ama yalnız değildi. Behzat'ı özlediğin de ondan bir parçası olan oğlu vardı. Peki Behzat, o hep yalnız olmuştu. Ayla, hayatından çıktığından beri onun için bahar yoktu. Hep kışta kalmıştı adam ve yalnızdı.
Çok acılar çekmişti, ama Ayla, bunları sonradan öğrenecekti. Ayla için en kötüsü ise Behzat'ın bir yıl boyunca hastanede kalması ve hergün onu bekleyip ağlamasıydı.
Adam yalnız olduğunu düşünsede onun ağladığını hep görmüştü ona bakan hemşiresi ve hergün ağlayıp dua eden bu adam için oda ağlamıştı.
Peki şimdi ne olacaktı.......



ARKADAŞLAR BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ OLAN BİR OKUYUCUM KARDEŞİM DEDİĞİM KİŞİ BİR KAZA GEÇİRMİŞ LÜTFEN ONUN İÇİN DUA EDİN ADI ŞÜKRAN. BENİM CANIM BAL GÖZLÜMÜN İYİ OLMASI İÇİN. ÇOK GÜZEL BİR KALBİ VAR ÇOK GÜZEL BİR İNSAN. ONU ÇOK SEVİYORUM LÜTFEN SİZDE DUALARINIZI EKSİK ETMEYİN 😞😞




UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ ÖZET OLARAK ANLATTIM AZ ÇOK KAFANIZDA BİRŞEYLER OLUŞUR ARTIK SİZİ SEVİYORUM ÖPÜLDÜNÜZ 😘 😘 😘 😘 😘 😘 😘

      

Continue Reading

You'll Also Like

1.8M 28.6K 50
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
157K 706 11
Bahar gündüzleri sıradan bir hayat yaşayan basit bir sekreterdir.Geceleri ise eskortluk yapan fantezi dünyası geniş olan bir seks bağımlısıydı.Mender...
908K 55K 46
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
498K 23.6K 51
Burak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam...