Böyle Olsun İstemedim (iddia)...

By blacklove2022

523K 6K 177

Ortaya atılan bir iddia ve kırılan kalplerin hikayesi.... Alev Aslan'ın tek istediği birazcık sevgi ve ilgiyd... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 3
Bölüm 4
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36

Bölüm 2

18.6K 744 11
By blacklove2022

Keyifli Okumalar..

Genç kız aldığı cevaptan hoşnut bir halde gülümsedi. Bu adamın hem sert hem de bu kadar sevimli olayı nasıl becerebildiğini merak ediyordu. Nihayet içindeki kurtları dökme zamanı gelmişti. Zümrüt yeşili gözlerini kısarak bakmaya başladı genç adama. Onun vereceği tepkiyi kaçırmak istemiyordu.

"Aslında sana çok kızgınım" diye söylenirken burnunu dikleştirmeyi ihmal etmedi. Kerim'in tek kaşı yukarıya kalktı.

"Nedenmiş o?" Arkadaşındaki ani gelişen bu ruh değişimine şaşırmıştı.

"Neden olacak Zehra ile sevgili oluğunuzu öğrendim." Genç adam huzursuzca yerinde kıpırdandı.

"Evet bu doğru, o çok hoş bir kız. Onunla zaman geçirmek hoşuma gidiyor." Güzel dudaklarının hüzünle kıvrılmasına engel olmadı Alev.

"Sana inanamıyorum Kerim. Koskoca İstanbul da sevgili olmak için, bula bula benim üvey kardeşimi mi buldun?" Sakin görünmeye çalıştı ama şu an için bu oldukça zordu onun için. Bunu öğrendiğine yaşadığı hayal kırıklığını hatırlayınca içi ürperdi yine.

"Onda ne bulduğunu anlamıyorum sen çok daha iyilerine layıksın. Allah aşkına Zehra kendini beğenmiş, şımarığın teki. O sana göre biri değil ki Kerim.'

"Ben öyle olduğunu düşünmüyorum." Sesinde hafif bir terslik vardı.

"Zehra iyi biri değil Kerim. Senin kalbini kırabilir. Belki de bana inat olsun diye sana yakınlaşmış bile olabilir. İnan bana ondan her şey beklerim." Yanaklarını şişirerek bıkkın bir şekilde nefes verdi genç adam.

"Abartıyorsun Alev. Beni düşünmen hoşuma gitti ama merak etme kendimi koruyabilirim" dedi ve masanın üzerinde duran birkaç dosyayı eline alarak arkadaşına döndü.

"Sözleşmeyi imzalayalım mı?" diyerek ustalıkla konuyu değiştirmiş oldu. Özel hayatını Alev ile tartışmak isteyeceği en son şeydi. Onun bu abartılı sözlerine anlam yüklemeyi yersiz buluyordu. Her zaman ki deli dolu Alev'di işte. Genç kız heyecanla başını salladı. Ayağa kalkıp elbisesinin etek kısmını düzeltti ve Kerim'in yanına geldi. Sözleşmeyi imzalayıp el sıkıştılar.

"Hayırlı olsun bakalım." Alev içten bir şekilde tebessüm etti. Adeta bulutların üzerinde uçuyor gibiydi. Diğer yandan attığı bu imzanın hayatını değiştireceğini hissediyordu.

"Teşekkür ederim."

"Cuma akşamı yola çıkacağız, muhtemelen dönüşümüz Pazar akşamı olur. Kendini ona göre ayarlarsın. Buradan otobüs kalkacak. Hep birlikte yolculuk yapacağız."

"Sende geliyorsun değil mi?"

"Elbette. Çekimler boyunca Bursa'da yanında olacağım."

"Bu güzel bir haber, yanımda olman bana cesaret verir. İşe başlamak için sabırsızlanıyorum. Çok heyecanlıyım Kerim. Sence bunu gerçekten başarabilecek miyim?" diyerek samimi bir itirafta bulundu. Kerim arkadaşının yüzüne ve sesine yansıyan heyecanı görebiliyordu. Cesaret vermek için narin eli avuçları arasına aldı ve gözlerinin derinliklerine baktı.

"Endişelenme sakın. Ben senin her şeyin üstesinden gelebilecek biri olduğunu biliyorum. Sen güçlü ve becerikli bir kızsın." Genç adamın bakışlarındaki sıcaklık ona daha iyi hissettirdi.

"Sağ ol Kerim. Hiç bir zaman desteğini benden esirgemedin, her şey için çok sağ ol." Yanı başında duran adama sarıldığında bu defa başını onun sert göğsüne dayadı. Kerim ise her zaman ki gibi ne yapacağını bilemeden öylece beklemekle yetindi.

"Arkadaşlar bunun için var. Yalnız bu reklam için annen ve babanın onayını nasıl aldın merak ediyorum?"

Alev gözlerini iri iri açarak alt dudağını ısırdı. Suçlu bir çocuk edasıyla başını kaldırıp baktı arkadaşına. Bu hareketi üzerine Kerim ona kaşlarını çatarak baktı. Bir adım gerileyerek ondan uzaklaştı.

"Bu yaptığına inanamıyorum Alev. Hangi akla hizmet onların onayını almadan böyle bir işe kalkışırsın? Ya izin vermezlerse ne olacak?" Omuz silken kız kararlı görünüyordu.

"İzni alacağım Kerim. Bu işi bana bırak. Sana söz veriyorum cuma akşamı burada olacağım." Genç adam onun o güzel aklından neler geçtiğini merak ediyordu.

"Onları kızdırmaktan zevk alıyorsun değil mi?"

Ne diyebilirdi ki, arkadaşı onu iyi tanıyordu. Yaramaz bir gülücük attı. Baş ve işaret parmaklarını birbirine yaklaştırarak "belki biraz" dedi.

Kerim etrafta huzursuz bir şekilde dolanmaya başladığında Alev olduğu yerde sessizce onu izledi. Anne ve babasından izin alamazsa onun yerine bir başkasını bulacaklardı. En kötüsü de arkadaşını zor durumda bırakacak olmasıydı. Hayatta en son isteyeceği şey Kerim'in üzülmesiydi.

"Ah Alev. Sen hiç büyümeyecek misin?" diye söylendi ona ters bir bakış atmayı ihmal etmeyen adam.

Alev suçlu hissederek dudak büktü. Üstelik söylediği sözde gücüne gitmişti ne demek istiyordu şimdi bu adam? Yoksa onu hala küçük bir çocuk olarak mı görüyordu. Bu düşünceyle çıkışmadan edemedi.

"Sence küçük bir çocuğa mı benziyorum?" Kerim'in bakışlarının bütün vücudunda gezmesini beklemediği için yanaklarının kırmızılara boyanmasına engel olamadı. Tamam çocukluk arkadaşıydı ama sonuçta etkileyici biri olduğu su götürmez bir gerçekti.

"Elbette çocuk değilsin ama bazen çocukça davranıyorsun." Alev bunun uzamasını istemediği için alttan almaya karar verdi.

"Söz eve gider gitmez önce annemle konuşacağım. Sonra da babamı arar onu ikna ederim. İkna kabiliyetim çok yüksektir bilirsin. Ne de olsa avukatlık okuyorum." Göğsü kabararak söylemişti son sözlerini. Oysa Kerim pek ikna olmuş gibi görünmüyordu. Genç adam işaret parmağını kaldırıp kıza doğru salladı.

"Bu işi sorun çıkarmadan hallet lütfen. Nedim amca ve Meral teyzeyle tartışmanı istemiyorum."

"Emredersiniz Kerim Bey." Dedikten sonra reverans yaptı. Yine yapmıştı yapacağını ve Kerim'i yumuşatıp gülümsetmeyi başarmıştı. Kızamıyor ve kıyamıyordu bir türlü ona. Şeytan tüyü vardı sanki Alev'de. Çok geçmeden gitmek için müsaade istedi. Delikanlı ona asansöre kadar eşlik ederek kibarlık yapınca bu hareketi hoşuna gitti. Bu adam kesinlikle onun ruh ikizi olmalıydı. Asansörün kapısı açıldığında asansörden inen Şamil ile karşılaştılar. Genç adam o sırada telefonla konuşuyordu. Kerim ise hala Alev'e nasihat vermekle meşguldü. Şamil'in dalgın bir halde yanından geçtiğini fark edince koluna dokundu.

"Vaktin var mı patron?"

"Elbette dostum." Alev'in asansöre doğru ilerlediğini görünce ardından seslendi.

"Alev bir dakika..." Genç kız bütün vücuduyla onlara döndü ve birkaç adımda yanlarına geldi.

"Seni şirketin sahibi ve aynı zamanda kuzenim olan Şamil Vural ile tanıştırmak istiyorum. Ve bu bayan da..." Tam o esnada Şamil araya girdi.

"Alev Hanım değil mi? Alev Aslan" diyerek ona elini uzattı. Alev şaşkınlık içinde başını evet anlamında sallayıp uzatılan eli sıktı.

"Hafızana hayranım kuzen" dedi Kerim.

Adamın duruşu öyle dik ve kendinden emindi ki, hiçbir kadın buna kayıtsız kalamaz diye düşündü Alev. Hele ki zeka pırıltılarıyla dolu, koyu mavi gözleri etkileyici ve güven dolu bakıyordu. Rahat ama son derece otoriter görünüyordu Şamil Vural. Alev'in yanakları al al olurken;

"Çok memnun oldum Alev Hanım' dedi Şamil.

"Alev ile sözleşmeyi imzalayıp, karşılıklı anlaştık" diyerek müjdeyi verdi Kerim.

"Bu harika bir haber. Çok iyi bir iş çıkaracağınızdan eminim." derken yandan çapkın bir gülücük attı kıza.

Karşısında duran kızı tarif edecek bütün kelimeler anlamını yitirmişti o anda. Fotoğraftaki gördüğü o harika melek tam karşısında duruyordu Şamil'in. Hem de fotoğraftakinden çok daha alımlı ve çok daha güzeldi. Kumral dalgalı saçlar, beyaz pürüzsüz bir cilt ve ona saflıkla bakan iri yeşil gözlerin birleşimiyle oluşan mükemmel bir sanat eseri gibi duruyordu karşısında. Nefesi kesilmişçesine ve büyülenmişçesine baktı Alev'e. Genç kız elinin hala Şamil'in elinin içinde olduğunu fark edince yavaşça çekip aldı. Hala tek kelime etmediğini fark edince, en etkileyici gülümsemesini takınmaya çalışarak durumu kurtarmaya çalıştı.

"Teşekkür ederim Şamil Bey. Sizinle çalışmak için sabırsızlanıyorum."

Üzerindeki şık gri takım elbise, beyaz gömlek ve siyah kravatıyla şık ve çekiciydi Şamil. Çekici olduğu kadar da, kendinden emin ve kendiyle barışık bir duruşu vardı. Hafif uzamış sakalları ona olgun ve karizmatik bir hava katıyordu. Deniz mavisi gözleri beyaz yüzünde ön plana çıkmış, erkeksi yüz hatlarını siyah saçları çerçevelemişti. Yirmi altı yedi ki bu genç adamın görüntüsünden fazlasıyla etkilenmişti Alev. Adamında ona beğeniyle baktığını fark edemeyecek kadar heyecanlıydı. Fakat Kerim bu bakışları görmüştü. Zira Şamil'i çok iyi tanıyordu ve biliyordu ki bu kız onun aklını başından almıştı. Bakışlarını ikisinin üzerinde gezdirirken şahit olduğu şey, birbirlerinin gözlerinde hapsolmuş olmalarıydı. Şamil Vural söz konusu olunca hangi kız ondan etkilenmezdi ki? Yanlarında beliren esmer kadın araya girdi.

"Şamil bey toplantının başlamasına iki dakika var efendim."

Şamil sıkıntıyla ensesini kaşıdı. Gözlerini bir an olsun Alev'den ayırmadan konuştu.

"Size bir şeyler ikram etmek isterdim. Ama ne yazık ki gitmeliyim erteleyemeyeceğim bir toplantım var. Umarım bunu başka bir zaman telafi edebiliriz."

Elini uzattı. Alev hiç tereddüt etmeden elini o sıcacık iri elin içine bıraktı.

"Size iyi günler Alev Hanım"

"Size de iyi günler Şamil Bey."

Uzaklaşan adamın ardından baktığında, etrafına güç ve enerji yaydığını gördü. Nasıl bir adamdı bu böyle. Ondan bu kadar kolay etkilendiği için kızdı kendine. Resmen dili tutulmuştu ve konuşamamıştı karşısında. Ne kadar komik görünmüştü kim bilir. Bu yaşına kadar ilk defa bir erkekten böylesine etkileniyordu. Kendini toparlamaya çalışarak, çekingen bir şekilde sessiz kalan Kerim'e döndü. Genç adamın bakışları şüpheciydi. Umursamıyormuş gibi görünmeyi seçti Alev. Elini havaya kaldırdı. Parmaklarını oynatarak ona el salladı.

"Cuma akşamı görüşürüz."

Eve gittiğinde ilk işi annesiyle konuşmak için etrafta onu aramak oldu. Mutfakta masada oturmuş pirinç ayıklarken buldu. Kadın yakın gözlüklerini takmış büyük bir dikkatle kendini işine vermişti. Küt kestirdiği kumral saçlarını küçük bir lastik tokayla arkasında toplamış birkaç asi tutamın kenarlardan çıkmasına engel olamamıştı. Her zaman bakımlı görünmeyi iyi biliyordu bu kadın. Bu güzel parlak saçları kimden aldığı anlaşılıyordu Alev'in.

"Merhaba anne seninle bir şey konuşmak istiyorum" dediğinde kızını fark etti Meral. Biraz durgun gibiydi bir hali vardı. Başını kaldırmadan cevap verdi kızına.

"Dinliyorum."

Okul yüzünden hala ona kızgın ve kırgın olduğunu hemen anladı Alev. İlk olarak annesiyle yaptığı tartışmayı hatırlayınca dolgun dudakları düz bir çizgi halini aldı.

***

Annesi her zaman yaptığı gibi sorumsuz davranışlarından ötürü ona nasihatlerde bulunmuştu. Neydi bu kadının derdi, neden onunla uğraşıp duruyordu sanki. Bu evdeki varlığından bu kadar mı rahatsız oluyordu? Bardağı taşıran son damla ise her zaman ki gibi Zehra ile kıyaslanması oldu. İşte o zaman kendini kaybettiğini hatırladı ve gözlerinden ateş saçarak konuştu annesiyle. Sırf onu üzmek için okulu bırakacağını söylediğinde annesinin yüz ifadesi gözlerinin önüne geldi. Kadın yüzüne yumruk yemiş gibi afallayarak bakmıştı kızının yüzüne. Bir an annesinin bayılacağını düşünse de kadın kendini çabuk toparladı. Uzun süren sessizlikten sonra nihayet konuşacak gücü bulabilmişti.

"Bunu yapamazsın Alev." Sesi buz gibi çıkmıştı. Ne zaman sevgi dolu çıktığını hatırlamıyordu ki Alev. Genç kız gözlerini kısarak baktı annesine onu bu halde görmek nedense içini acıtmıştı, fakat kendine umursamamayı telkin etti. Çünkü onun tarafından umursanmadığını düşünüyordu.

"Boş sözler söylemeyecek kadar beni iyi tanıdığını düşünüyorum anneciğim." Meral duruşunu hiç bozmadan düz bir sesle konuştu. Duygudan tamamen yoksundu.

"Sırf beni sinirlendirmek için, hayatını mahvetmek istiyorsan hiç durma kızım, sana engel olacak değilim." Korku ve endişeyle bakan annesinin blöfünü görmekte gecikmemişti. Yine de sesinin titremesine engel olamadı. Boşanmış bir anne ve babanın çocuğu olmak üzerinde büyük bir yüktü zaten.

"Bu senin hayalindi anne, sen istediğin için (beni sevmen, benimle gurur duyman için) hukuk okuyorum. Ama buna artık dayanamayacağım. Ömrümü seni ve babamı nasıl memnun edeceğimi düşünerek geçirmekten bıktım. Yoruldum artık anlıyor musun?" Gözleri buğulandığında kendini tutmayı başardı, onun karşısında ağlamayarak ne kadar güçlü olduğunu göstermekti niyeti.

Kırk ikisine yeni girmiş annesi alaycı bir gülüş attı. Henüz on dokuzundayken Nedim ile tanışmış ve aşk denizine yelken açmışlardı. Nedim'in aceleci tavrı ve çapkınlığı yüzünden, ne yazık ki evlenmeden beraber olmuşlardı. İlk bebeğine hamile olduğunu öğrendiğinde tek bildiği henüz anne olmak istemediği ve buna hazır hissetmediğiydi. Allah aşkına üstelik evli bile değillerdi. Neyse ki Nedim sorumluluğu üstlenmiş ve hemen nikah kıyılmıştı. Zaten Meral'in annesi de aksi bir duruma asla izin vermezdi. Fazla müdahaleci bir kadındı Ferhunde Hanım.

"Ne" dedi Meral eski günleri geride bırakarak.

"Beni memnun etmek için mi hukuk okuyorsun." Ardından abartılı bir kahkaha attı.

"Oysaki senin tek derdinin beni üzmek ve huzursuz etmek olduğunu sanıyordum. Çünkü bunda oldukça başarılısın."

Alev dişlerini ve yumruklarını sıkarken kaşlarını çatarak baktı ona. Annesi nasıl bu kadar kör olabilirdi aklı almıyordu. Onca yaptığı şeyi neden görmezden geliyordu sanki. Babasının da umurunda değildi ki Alev, zaten onu da ayda yılda bir görüyordu. Annesiyle daha fazla tartışmak istemediği için, çözümü saçlarını savurup, bir şey söylemeden kapıyı hızla çarpıp odadan çıkmakta bulmuştu.

***

O tartışmanın ardından ilk defa konuşacaklardı. Kendini toparlamaya çalıştı genç kız. Annesinin karşısında kararlı görünmeliydi.

"Ben çalışmaya karar verdim. Artık okulum da olmadığına göre fazlasıyla boş vaktim olacak demektir. Çalışıp kendi paramı kazanmak istiyorum. Geçen gün bir yere başvurmuştum ve bugün beni görüşmeye çağırdılar. Sonuç olarak işe alındım." diyerek kısaca onu bilgilendirdi.

"Nedense yaptıkların artık beni şaşırtmıyor" Yüzüne hiç bakmadan konuşması kızın dikkatinden kaçmadı. Demek onu bu kadar çok kızdırmıştı. Fakat az sonra duyacağı şey yüzünden oldukça şaşıracak belki de öfkeden deliye dönecekti annesi. Alev onun henüz nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordu. Görmek için sabırsızlanıyordu doğrusu. Nedense onu sinirlendirince görünmez kimliğinden sıyrılıp farkına varacakları fikrine sahipti.

"Nerede iş bulduğumu sormayacak mısın?" dedi alaycı bir tavırla. Onun bu umursamazlığı kalbini incitmişti. Kadın gözlüklerinin üzerinden baktı kızına.

"Sormam bir şeyleri değiştirmeyeceğine göre" dedi ve tekrar işine döndü.

"Sonuçta sen yine bildiğini okuyacaksın." diye ekledi. Annesini duymazdan geldi. Bu kadar ilgisizliği hak etmediğini düşünüyordu.

"Bir inşaat firması ile anlaştım. Yaptığı villaların tanıtım reklamlarında oynatacaklar beni." Ses yok. Kadın umursamaz bir tavırla pirinç ayıklamaya devam ediyordu. Bu kez;

"Vural inşaatın reklamlarında rol alacağım" dedi üstüne basa basa. Belki bu onun ilgisini çekebilirdi.

Meral Hanım tek kaşını kaldırarak baktı karşısında duran kızına. Bingo. Nihayet annesinin dikkatini çekmişti Alev.

"Sebep"

"Sebebi basit anneciğim. Bu sektöre girmek istiyorum. Vural inşaat benim için harika bir basamak olacak. Ayrıca teklif edilen para da çok iyi..." Pek ikna olmuş görünmüyordu Meral Hanım.

"Aklında ne var, ne yapmaya çalışıyorsun Alev?" diye üsteledi. Karşısında masumca gözlerini kırpıştırdı genç kız.

"Hiçbir şey yapmaya çalışmıyorum. Tek istediğim hayatıma yön vermek o kadar." Neden sanki her yaptığı şeyde bir art niyet arıyordu bu kadın. Bu oldukça sinir bozucuydu Alev için. Annesinin bir kaşı soru sorarcasına azıcık oynadı.

"Başka bir sebebi olmadığına emin misin?" Şu an bağırmak geliyordu içinden ama tuttu kendini.

"Başka ne sebep olabilir ki ?" Kadın bakışlarını ayırmadan konuştu.

"Umarım dediğin gibidir."

Al işte yine yapacağını yapmıştı bu kadın. Sevgili biricik kızı Zehra'nın mutluluğunu tehlikeye atmaması için aklınca ona gözdağı veriyordu. Zehra'yı bu kadar düşünmesi haksızlıktan başka bir şey değildi onun gözünde. Alev uyarıyı aldı ama umurunda bile değildi. Tam tersi içinde ki öfkenin daha da büyümesine sebep olmuştu.

Continue Reading

You'll Also Like

2.5M 73.7K 31
"Bana bak Ayaz, bir daha bana herhangi bir şeyini taşıtma yemin ederim seni öldürürüm!" diyerek avaz avaz bağırdım. Başımı geriye yaslarken gözlerime...
335K 2.5K 22
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
490K 19.5K 35
" Gülüşüne aşık olduğum kız 'benim minik dünyam olur musun ?' "... Ateş&Derin Hiç bir aşk sonsuz değildir. 2.kitap "O.A.S (Hissiz ) " 3.kitap "Yasak...
401K 16.1K 32
Bak sana şöyle anlatayım.Ben eskiden sesini duyunca , konuşamazdım ya ...Yüzüne baksam heyecandan ellerim titrerdi ya...Hala gülerim buna 'Hayatım' d...