Y.K | Texting

By nomoneyno

1.1M 62.1K 18.8K

SERİNİN İKİNCİ KİTABIDIR!!! -TAMAMLANDI- Ela: Şşt şekerim benim! Ela: Seni kırtlarım yerim! Ela: Of of yarim... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
Soru Cevapları 🖤
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
Duyuru
Kaldırılacak
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
Biraz Bir Anlatayım
3.3
Bir Şey Sorayım Mı?
3.4
3.5
Yeter!!
3.6
3.6 (+)
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
Öneri
Mitoz Bölündük
4.3
SÜRPRİZ
4.4
4.5 + yılbaşı özel 💫
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
Yeni Kitap 🖤
5.3
5.4
KISA HİKAYEDE 1
Soru sorma challange
Özel Bölüm ( Sorular )
Özel Bölüm ( Sorular 2 )
5.6
5.7 ( Final )
SIKINTI
ÇÖZDÜM
Özel Bölüm

5.5

10.6K 759 217
By nomoneyno



" Bunu yapmak istediğimize emin miyiz? " Önümdeki iki katlı eve endişeyle bakıyordum. Kimin gazına gelip buraya gelmiştim, inanın bilmiyorum.

" Eminiz. İçimizden biri vazgeçmeden bir an önce girelim hadi. " Ada, kolumdan tutup beni içeriye soktu. Sanırım kalp krizi geçirmek üzereyim.

" Sakin ol güzelim. En fazla korkarız. " Yalın'ın beni sakinleştirme çabası işe yaramıyordu. Doğru düzgün sakinleştiremiyordu bile.

" Beş kişiyiz. " Ada görevli adamla konuşurken bizi umursamadan kendi kafasına göre karar veriyordu. Ben neden buradayım ya rabbim!

" Herhangi birinizin kalp rahatsızlığı var mı? " Adam gözünü tek tek bizim üzerimizde gezdirdiğinde hepimiz başımızı iki yana salladık. Bildiğim kadarıyla hepimiz sağlıklıydık.

'' Oyunda temas olsun mu olmasın mı? '' Ada yine ve yine kendine göre cevap verdi ve temas istediğini söyledi. İçeride sana bir temas edecekler göreceksin. Gerizekalı.

Adam bize birkaç kağıt imzalattı ve başlayacağımız yeri gösterdi. Son kez Yalın'a baktım.

'' İçeride ölürsek, seni sevdiğimi bilmeni istiyorum. '' Yalın şuh bir kahkaha attı ve yanaklarımı sıktı.

'' Altı üstü korku evine giriyoruz güzelim. Ama ben de seni seviyorum. '' Alnıma bir öpücük kondurdu ve oyuna başladık.

Bulunduğumuz oda zifiri karanlıktı. Normal ev odalarına göre oldukça genişti. Etraftan korku filmlerinin arka fonlarındaki gibi iç ürpertici sesler geliyordu. Girmeden önce iki tane el feneri vermişlerdi. Biri Yalın'ın elinde biri Ada'nın elindeydi. Kerim ve Tolga ise aptal aptal etrafa bakıyorlardı. Ben mi? Ben az sonra korkudan Yalın'ın içine gireceğim.

Ada el fenerini duvarlarda gezdirmeye başladığında duvarların üzerindeki örümcekleri görüp tiksinerek gözlerimi kapattım. Çığlık atmamak için bastırdığım dudaklarım acıyordu.

'' Kanka o kadar korkacak bir şey yok be. '' Ada feneri yüzüme tutup bunu söyledikten iki saniye saniye sonra Kerim'in küfrü doldurmuştu kulaklarımı.

'' Hay babanın düşmanlarını sikeyim. Kim elledi benim götümü? '' Tolga aniden kahkaha atmaya başladığında yüzümü buruşturdum. Korkuyordum ben burada, onlar gülüyordu.

'' Bir an önce anahtarı bulup diğer odaya geçelim bence. '' Yalın'ın teklifi üzerine karanlığa az da olsa alışmış gözlerim ile etrafı taradım. Her adımımda gıcırdayan zemin daha da gerilmeme neden oluyordu.

'' Şurada bir adam var galiba. '' Ada'nın sözü ile odanın diğer kapısının olduğu tarafa baktım. Geniş odanın sonunda duran kapının önünde gözleri parlayan bir insan bedeni duruyordu.

'' Yalın. '' Yalın'ın koluna dokunup bana dönmesini sağladığımda iki saniyeliğine yüzümü ona çevirmiştim ama geri kapıya baktığımda orada adam yoktu.

'' Ada, nereye gitti? '' Ada'nın olduğu tarafa döndüğümde çoktan Kerim'in arkasına saklanmış olduğunu görmemle ofladım.

'' Harika. Bizi buraya getiren sensin ama saklanan yine sensin. '' Bunu demem üzerine Yalın'ın elinden feneri aldım ve kapıya doğru tuttum. Ve bunu yapmamla oradaki Frankenstein tipli adamın üzerimize doğru elindeki balta ile koşması bir olmuştu.

Tolga dahil hepimiz büyük bir çığlık attığımızda karşımızdaki adam elindeki balta ile koşmaya devam ediyordu.

'' Anasını satayım ben burada ölmek istemiyorum!! '' Tolga bunu der demez koşmaya başlamıştı. Odanın içinde adamın Tolga'yı kovalamasını izlemeyi bırakıp anahtarı bulmaya çalıştım. Feneri yeniden duvarlarda gezdirdim ve o sırada diğerlerinden daha yamuk bir şekilde duvarda asılı olan tabloya gözüm çarptı. Tolga devamlı küfür etmeye devam ederken tabloya uzandım ve yerinden aldım. Alır almaz elime düşen anahtar ile kahkaha attım.

'' Anahtarı buldum!! Çabuk olun. '' Koşarak kapıya gittim ve kilidi açıp kapıdan içeri girdim. Peşimden Ada, Kerim ve Yalın da girmişti ama Frankenstein kılıklı adam Tolga'yı bırakmıyordu. Girdiğim odanın kapısında yazan yazı dikkatimi çektiğinde sesli bir şekilde okudum.

'' Her oda atladığınızda bir kişi arkada kalacak. '' Tolga hayır diye bağırırken mecburiyetten kapıyı kapattım.

'' Yazık oldu. Neyse ki yaşıyorum. '' Kerim'in sözüne karşılık göz devirdim. Korkum biraz olsun yatışmıştı.

'' Yeni anahtarı bulmaya koyulalım. '' Hepsi onayladığında karşıma hiçbir şey çıkmamasını dileyerek odada gezinmeye başladım. Bu oda diğer odadan daha farklıydı. Duvarda kırmızı boyalarla değişik yazılar yazılmış kuru kafalar çizilmişti. Ve fazla toz vardı.

'' Burada bir şey yazıyor. Anahtarlar vazolardan birinin altında, ama hangisinde? '' Yalın kağıttaki yazıyı okur okumaz hepimiz Kerim'in olduğu yere döndük. Çünkü vazoların yanında olan oydu.

'' Hepsini tek tek kaldırıp bakalım işte. '' Hayır dememi beklemeden ilk vazoyu kaldırdığında üzerimde hissettiğim sıvı ile yukarı baktım. Vazoyu yerinden kaldırması ile açılan tavandan ölü bir beden sarkıyordu ve üzerindeki kırmızı boya yüzüme damlıyordu. Çığlık atarak Yalın'a doğru koştum ama ayağıma takılan bir şey ile yere yapıştım.

'' Elini sikeyim çocuk senin. '' Yalın, Kerim'e bağırırken Ada yerden kalkmama yardım etmişti.

'' Bir daha sizinle bir yere gelirsem taş olayım. '' Kendi kendime söylenirken Yalın yanıma geldi ve yüzümdeki boyayı sildi.

'' Fenerlerin pili bitmek üzere acele etmezsek hem süre bitecek hem süre bitmeden karanlıkta kalacağız. '' Onu onaylayıp Kerim'e orta parmak çektim ve feneri vazolara doğru tuttum.

'' Baksana, vazolardan birinin altı biraz daha havada. '' Yalın'ın dediğini yapıp vazoya baktım. Altı tane vazo vardı ve dediği gibi sadece onun altı biraz havadaydı.

'' Kerim, biraz işe yara ve o vazoyu kaldır. '' Kerim dehşet içinde bana baktı.

'' Allah Allah neden ben kaldırıyorum? Senin biricik sevgilin kaldırsın kolaysa. '' Gözlerimi devirdim.

'' Az önce aptal gibi erken davranıp beni boyaya bulayan sendin. Kaldır şimdi o vazoyu. İtiraz edersen Yalın o vazoyu müsait bir yerine sokar. '' Yalın bana bakıp öpücük attı.

'' Arkadaşlar, sırtıma bir şey dokunuyor. '' Feneri yavaşça Ada'nın sırtına doğru çevirdim ve az önce tavandan sarkan bedenin Ada'nın hemen arkasında dikildiğini görüp çığlık attım.

'' Ne oldu? Ne var? '' Ada arkasına döner dönmez ona doğru gülümseyen kadını gördü ve çığlık atarak yumruğu kadının yüzüne geçirdi. Anın şokunu atlatamamışken Kerim'in sesi ile o tarafa döndüm.

'' Anahtarı buldum. Ama burada yazdığına göre vazoyu elimden bırakırsam çıkış yolu kapanıyormuş. Sanırım bu odada bu ölü hanımla kalma sırası benim. '' Ada'nın yumruk attığı kadın yerden kalkarken koşarak anahtarı aldım ve kapıyı açtım. Yalın ve Ada da peşimden geldiğinde tam kapıyı kapatacakken Ada bağırdı.

''  O kadına yan gözle bile bakarsan seni öldürürüm Kerim. '' Kerim elindeki vazo ile bize döndü.

'' Kadın ölü amına koyayım. '' Daha fazla uzamaması için kapıyı kapattım ve odaya baktım.

'' Yanlışlıkla Christian Grey'in oyun odasına mı ışınlandık acaba? '' Ada'nın sorunu üzerine durdum. Gerçekten bu aletler de ne?

'' Burası işkence odası sanırım. '' Yalın etrafta gezinmeye başladığında feneri odada dolaştırdım. Yanıp sönen fener ışığı pilin son damlalarının kaldığını haber veriyordu.

'' Baksanıza. '' Ada'nın sesi ile oraya döndüm. Yerde bir kutu vardı. Ada eğilip kutuyu aldı ve açmaya çalıştı.

'' Şifreli. Nereden bileyim ben şifreyi. '' Oflayarak etrafta gezinmeye devam ettim. Bir sürü alet vardı burada.

'' Şu kırbaç mı lan? '' Yalın'ın işaret ettiği yere baktım. Harbiden kırbaçmış.

'' Dikkatini topla, oradan buradan birileri çıkmadan bulalım şu şifreyi. '' Dolapları tek tek açmaya başladım. Yalın da diğer duvardaki dolapları açıyordu.

'' Annanı sikeyim. '' Yalın'ın bağırışı ile ona döndüğümde dolapların birinin içinden gözlerinden kanlar fışkıran bir kesik kafa düşmüştü.

'' Sanırım bayılacağım şimdi stresten. '' Ada bunu söylediğinde ben etrafa bakınmaya devam ediyordum.

'' Bu odada hiç not yok mu amına koyayım? '' Yere eğilip masalardan birinin altına baktım ve masanın altına yapıştırılmış notu görüp okudum.

'' Bir, bir önceki odadaki vazoları saydın mı? İki, anahtarı hangi vazoda bulduğunu hatırlıyor musun? Üç, dolaplardan hangisi dolu fark ettin mi ? ''

Sesli bir şekilde okuduğum sorular ile Yalın'a döndüm.

'' Buldum! '' Koşarak Ada'nın yanına gittim.

'' Altı tane vazo vardı. İlk hane altı. Anahtar dördüncü sıradakindeydi. İkinci hane dört. Yalın hangi dolaptan çıktı o kafa? '' Ben bunu söylerken odanın duvarlarından birinin bir kısmı açıldı ve içeri elinde testere olan bir şey girdi. Şey diyorum çünkü hiç insana benzer bir yanı yoktu.

'' Yedi. '' Ada, Yalın'ın dediği sayıyı da yazıp kutuyu açtığında anahtarı görmeyi bekledim ama onun yerine bir kağıt vardı.

'' Dalga mı geçiyorsunuz lan bizimle. '' Ada bağırdığında testereli beyfendi dibimize kadar girmişti. Kağıdı alıp okudum hemen.

'' Saat 14.30 '' Anlamsızca kağıda bakmaya devam ettiğimde Yalın kafasını yukarı kaldırdı ve duvardaki saati aldı.

'' Ne yapıyorsun? '' Biz bunları konuşurken adam Ada' ya doğru yürüyordu.

'' Biraz acele eder misiniz? '' Yalın saati hemen 14.30'a getirdi ve saatin arkasının açılması ile elime bir anahtar düştü. Koşarak kapıyı açtım ve yeni bir odaya girmek için kendimi hazırladım. Ama karşımda ilk girdiğimizdeki görevliyi görmem ile rahatlamıştım.

'' Süreniz bitti. '' Omuzlarımı düşürüp dışarı çıktım ve Yalın'ın da çıkmasını bekledim. O da çıktığında diğer odalarda bıraktığımız Tolga ve Kerim de gelmişti.

'' Ne yaptınız? Vurdurmadınız inşallah. '' Gözlerimi devirip Kerim'in kafasına bir tane geçirdim.

'' Bitti mi şimdi? '' Ada onayladığında derin bir nefes verdim.

'' Sanırım gece uyuyamayacağım. '' Hepsi kahkaha attığında yürümeye başladık. Yalın'ın kolununu altına girip yavaş adımlar atmaya başladım.

'' İstersen beraber uyuyabiliriz hayatım. '' Parmak uçlarımda yükselip yanağını öptüm.

'' Ben kaçar gençler. '' Tolga bunu söyleyip nereye gittiğini paylaşmadan yanımızdan ayrıldı. Biraz daha yürüdüğümüzde Ada ve Kerim de gitmişti.

'' Ee kaldık baş başa. Ne yapmak istersin? '' Aklıma gelen güzel fikir ile ona döndüm.

'' Hatırlıyor musun zamanında seni peste yenmiştim ve lahmacun sözünü almıştım. '' Gözlerini büyüttü.

'' Sen onu unutmadın mı ya? '' Kahkaha atıp koluna girdim. Eğlenceli bir günün sonunda sevgiliniz ile karşılıklı lahmacun yemekten daha güzel bir şey olabilir miydi?

Selam!! Ben geldim.

Nasılsınız?

Kısa hikayede birinci olmamızın şerefine böyle bir bölüm yazdım. Biraz eğlenceli biraz sıkıcı karışık işte. 🖤

Görüşmek üzere 😘

Continue Reading

You'll Also Like

3.7M 288K 64
Ada, yılbaşında gittiği barda yere düşen telefonu sahibine geri vermek için ona Instagram'dan yazar; ancak muhabbetin çok uzayıp onunla uzak mesafe i...
467K 36.3K 54
Siz: canım sıkıldı Siz: o yüzdende sana yazdım Miraç: ne? Miraç: kimsin sen? Siz: anoniminim . Derste canınız sıkıldığı için okulun popüler ç...
77.6K 364 6
evet seni istiyorumm
239K 4.2K 3
Derin Gökser, 17 yaşında babasının işleri nedeniyle doğup büyüdüğü ilçeden, evinden ve okulundan ayrılmak zorunda kalır. Duygusal sancıların içinde...