SESSİZLİK (TAMAMLANDI)

Av cey_yazar

2M 96.7K 19.1K

"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dı... Mer

Bölüm1:Kaza
Bölüm 2:Sağır
Bölüm 3:Nikah/Mahkeme
Bölüm 4:Düğün Hazırlıkları
Bölüm 5:Düğün ve İlk Gece
Bölüm 7:Tesadüfler
Bölüm 8: Umut
Bölüm 9: Yüzleşme
Bölüm 10: Hastane
Bölüm 11: Birlikte Uyumak
Bölüm 12: Aşılan Sınırlar
Bölüm 13: Kutu
Bölüm 14: Nokta
Bölüm 15: Davet
Bölüm 16: Öpücük
Bölüm 17: Kahvaltı
Bölüm 18: İlk Tatil
Bölüm 19:Denemek
Bölüm 20: Endişe
BÖLÜM 21: İYİ Kİ VARSIN
Bölüm 22: İlk İş Günü
Bölüm 23: Çiftlik ❤
Bölüm 24: Gerginlik
Bölüm 25: Çatlaklar
Bölüm 26: Murat'ın Geçmişi
Bölüm 27: Kopma
Bölüm 28: ...
Bölüm 29:Hüzün
Bölüm 30: Patlama
Bölüm 31: Mektup
Bölüm 32: Geri Dönüş/Ameliyat
Bölüm 33: Bekleyiş
Bölüm 34: Duyuyorum!
Bölüm 35: Kavga
Bölüm 36: Şarkılar
Bölüm 37: Ateş
Bölüm 38: Muna
Bölüm 39: Davet 2
Bölüm 40: Korku
Bölüm 41: Fantezi Gecelik
Bölüm 42: Aile
Bölüm 43: Teklif Hazırlığı
Bölüm 44: Evlilik Teklifi
Bölüm 45: Bütün Olmak
Bölüm 46: Sorunlu İlişkiler
Bölüm 47
Bölüm 48: Kız İsteme
Bölüm 49: Kına Gecesi/Arkadaş Gibi
Bölüm 50: Düğün / Ayrılık
Klip
Bölüm 51: Çok Güzeliz
Yeni ve Ortak Kitap 'YANİ'
Bölüm 52: Final

Bölüm 6:Doğum Günü

52.7K 2.4K 752
Av cey_yazar


Sabah uyandığımda aklımda olan tek şey dün akşamki düğündü. Sonunda evlenmiştik... Ama ben hala Tarık'ı düşünüyordum. Ve birden aklıma gelen düşünce ile telefona uzandım.

Gamze ya resim paylaştıysa, o zaman Tarık evlendiğimi görürdü ve ben öğrenmesini istemiyordum. Hemen komodinin üzerinden telefonumu aldım, almamla gözlerimin sonuna kadar açılması bir oldu. Yüze yakın mesaj vardı.

Gamze (04.12): Gece bu saatte uyandım ve sen geldin aklıma. Uyudun mu?

Gamze (10.00):Uyanmamışsındır sanırım ama uyanır uyanmaz yaz bana. Merak ediyorum, nasılsın?

Gamze (10.33):Arayacağım da enişteden çekiniyorum. Daha ilk günden arıyor demesin. Of ya. Aramıza girmiş oldu şimdi.

Gamze (11.39):Hala mı uyuyorsun???

Gamze (12.08):Maşallah sana Rana!

Gamze (13.59):E yuh artık. KALK RANA. Akşam olacak hala uyuyorsun. Siz kaçta uyudunuz?

Ve şuan saat 14.09'du. Son 10 dakika içinde yaklaşık 80 mesaj atmış bunlara benzer. En son Murat'ın telefona el koyduğunu sanmış ve kendi kendine Murat ile kavga etmiş.

"Günaydın Gamze, yeni uyandım 10 dakikaya dönüyorum sana. Ha hiçbir resim, video paylaştın mı düğünden?" diyerek ses kaydı attım, anında 'hayır atmadım ve bekliyorum.' Yazmıştı bende kalkıp elimi, yüzümü yıkadım.

Aşağı inmeye çekiniyordum. Acaba Murat evde miydi? Üzerimi değiştirerek aşağı indim. Ev 2 katlıydı ama küçüktü, bu yönden çok iyiydi. Çünkü evi temizleyecek olan benim.

Aşağı indiğimde Murat koltukta oturmuş televizyon izliyordu.

"Günaydın." Dedim ve sesimi duyduğu gibi arkasını döndü.

"Günaydın bende senin kalkmanı bekliyordum."

"Geç uyanmışım baya."

"Biraz. Bende kalkalı 2 saat falan oldu sanırım." Dedi ve durakladı. Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra devam etti. "Ben kahvaltımı ettim, şimdi babamın yanına şirkete geçiyorum yarın sabah işe başlayacağım. Haber vermeden çıkmayayım dedim. Şoför beni bırakıp geri gelecek."

"Tamam."

"Ve birde zil çaldığında haberinin olması için ışık ayarlattım. Şu köşede kırmızı ışık yanacak." Diyerek salon ve mutfağın arasını gösterdi. Ben şaşkınca ona baktım.

"Teşekkür ederim." Diyebildim ve umarım sesim çıkmıştır.

"Rica ederim. Görüşürüz." Diyerek evden çıktı. Sanırım aramızda geçen son düzgün konuşma buydu.

O çıktıktan sonra Gamze'ye mesaj attım ve olanları, aynı odada kalmadığımızı anlattım.

Sonra ki iki hafta ise hayatımın en sakin iki haftasıydı. Sabah uyandığımda Murat hep çıkmış oluyordu. Kahvaltı edip ya temizlik yapıyordum yada kitap okuyordum. Zaten yapacak başka bir şey yoktu. Dışarı çıkmak istemiyordum, Gamze de çok yoğundu son zamanlarda. Düğün döneminde yeterince yanımda olduğu için şu zamanlarda onu meşgul etmek istemiyordum. Ailemle de görüşmek istemediğim için sürekli evdeydim. Aslında Rüya'yı çok özlemiştim ama onunda okulu vardı.

Bazı akşamlar Murat ile aynı anda yemeğe oturuyorduk. O zaman da aramızda geçen konuşma 'afiyet olsun', 'eline sağlıktan' pek ileri gitmiyordu. Yemekten sonra da televizyon açıyordu, bilmiyordum izliyor muydu yada laptop üzerinden çalışıyordu.

Bu akşam ben yine koltuğa yarı uzanmış halde kitap okuyordum. Murat ise sanırım televizyon izliyordu. Cebimde ki telefonun titrediğini hissettim. Annem görüntülü arıyordu. İçten içe umarım annem değildir diyerek oturur pozisyona geçtim ve evet Rüya'ydı arayan.

"Rüya!" dedim gülümseyerek. Oda heyecanla el salladı.

"Abla! Seni çok özledim ben ya." Dedi ve alt dudağını sarkıttı.

"Şebeğim benim. Bende seni çok özledim."

"Neden hiç gelmiyorsun?" Buna verecek cevabım yoktu işte. Annemlerle yüz yüze gelmek istemiyorum diyemezdim.

"Sen neden gelmiyorsun bakalım." Dedim. Önce gözlerini açtı sonra konuyu değiştirdi.

"Murat abi yok mu?" dediğinde Murat başını benden tarafa çevirdi.

"Var burada." Dedim gülümseyerek ve Rüya biraz yüksek sesle "Murat abi." Diye bağırdı. Murat kalkıp yanıma oturdu. Bu kız daha yeni tanıdığı insanlara karşı neden bu kadar samimiydi.

Nasılsın, ne yapıyorsun gibi kısa bir sohbet ettiler.

"Cuma günü doğum günümü kutlayacağız. Sizde gelirsiniz değil mi? Abla ne olur gel ne olur, ne olur?"

"Gelirim tabii Rüya. Hiç kaçırır mıyım senin doğum gününü?" dedim ama işin aslı, unutmuştum. 2 hafta evden çıkmayınca, bir şey yapmayınca tarih ile olan ilişkimi bitirmiştim.

"Murat abi sende gelecek misin?" dedi. Hay Allah'ım birde başını yana yatırmış yalvarırcasına bakıyordu.

"Rüyacığım, eğer müsait olursa gelir Murat da." Dedim uyarırcasına bakıyordum. Murat'ın dönüp bana baktığını hissetmiştim. Bende ona döndüğümde Murat bana bakarak 'gelirim tabii Rüya.' Dedi.

"Tamam cuma günü unutmayın. Babam istiyor telefonu. İkinizi de öpüyorum." Dedi ve telefona iyice yaklaşıp öpücük attı. Telefonu babama götürürken Murat bana döndü. Bir şey söyleyeceğini anlayıp bende Murat'a baktım.

"Gerçek bir çift olmayabiliriz ama insanlar bizi öyle sanıyor." Dedi bir yandan telefon ekranına bakıp duruyordu. Haklıydı da. Ben bir şey söyleyemeden telefona döndü ve babama selam verdi. Bende döndüm.

"Kızım, bir tanem seni çok özledik." Dediğinde gülümsemek için kendimi zorluyordum.

"Merhaba baba."

"Nasılsın kızım, iyi misin?"

"İyiyim, sen nasılsın?" dedim. Şu konuşmayı yapmak o kadar zordu ki.

"İyiyim kızım benim." Dedi. O sırada Murat bir şeyler söyledi bilmiyorum ne söyledi ama babam kahkaha atmıştı.

"Benim mutfağa gitmem lazım. Görüşürüz baba." Dedim ve telefonu Murat'a uzatarak kalktım. Mutfağa gidip saçma sapan ortada dolandım. Çaydanlığın altını yaktım. Babam anlamıyor muydu acaba benim ona olan kırgınlığımı yoksa anlamak mı istemiyordu?

Ve iki hafta kafa dinledikten sonra anlıyorum ki ben insanlarla konuşmak istemiyorum. Yalnızken o kadar etkilemiyor sağır olmak. Zaten duyman gereken bir şey olmuyor ama insanlarla konuşmam gerektiğinde bu çok kötü hissettiriyordu. Yaşamayan kimsenin beni anlayacağını sanmıyorum. Anlayışta beklemiyorum zaten kimseden. Tek istediğim yalnız kalmaktı.

Suyun kaynadığını anladığımda küçük çaydanlığı içine çay atmak için aldım ve Murat girdi içeri. Oda artık daha rahat yürüyordu gördüğüm kadarıyla. İşim bitene kadar beni bekledi. En sonunda dönüp yüzüne baktım.

"Benimle neden hala evli kalıyorsun?" dedim. Bu soruyu beklemiyordu.

"Boşanmak mı istiyorsun?" dedi dikleşerek. Ve kollarını önünde birleştirerek yan bir şekilde tezgaha yaslandı.

"Zaten isteyerek evlenmedim. Biliyorsun."

"Evet biliyorum. Bir anlaşma sonucu evlendik." Dedi durakladı ve omuzlarını düşürdü. "Sana karşı dürüst olacağım. Kazadan sonra gerçekten vicdan azabı çektim. Hala rahat ettiğimi söyleyemem, evliliği vicdanımı rahatlatmak için yaptım." Dedi düşünerek konuşuyordu. "Şuan seninle kendi isteğimle evli kalıyorum. Ailen benimle boşandığın zaman seni tekrar evlendirmeye kalkar mı bilmiyorum ama bu riski alamam. Olur da bir gün benimle gerçekten boşanmak istersen başka biriyle evlenmek istersen sorun çıkartmam. Onun dışında benimle istediğin kadar evli kalabilirsin." Dedi.

"Dürüst olduğun için teşekkür ederim." Dedim. Dudağımın iç tarafını ısırıyordum neden bilmiyorum ama içimden ağlamak gelmişti. "Bir gün sende başkasıyla evlenmek istersen bende sorun çıkartmam." Dediğimde gülümsedi.

"Biliyorum ve sana bir tavsiye. Bence ailene karşı gerçek bir çift olmadığımızı bu kadar belli etme."

"Nasıl davranmalıyım bilmiyorum." Dediğimde kaşlarını kaldırdı.

"Neydi senin eski nişanlının adı? Tarık. Onunla ailenin yanında nasılsan o şekilde davranabilirsin." Dedi. Buda Murat ile yaptığımız ikinci düzgün konuşmaydı. Bu cümleden sonra içeri geçmişti.

Bir sonraki gün Rüya'ya hediye almak için dışarı çıktım. Havalar iyice soğumuştu. Tam bahçe kapısından çıkarken Ali yanıma geldi.

"Rana Hanım nereye gideceksiniz eşlik edeyim." Ali şoförümüzdü.

"Alış veriş merkezine gideceğim. Sen Murat'ı götürmüyor musun işe?"

"Geri gönderiyor beni eve. Sizin ihtiyacınız olursa belki diye."

"Anladım. Gidelim o zaman." Dedim. Beni alışveriş merkezine bıraktıktan sonra gitmeyip bekleyeceğini söyledi. Yaklaşık 3 saat alışveriş merkezinde zaman harcamıştım.

Eve yaklaştığımızda arabadan erken inip Ali'yi eve gönderdim. Buraları pek bilmiyordum ve öğrenmek iyi olurdu. Belki arada çıkıp yürüyüş yapardım. Önce markete uğradım. Kahve, çikolata falan aldım. Uzun zamandır canım çekiyordu ve Murat'a söylemeye çekiniyordum açıkçası.

Eve geldiğimde kendime bir kahve yapıp bahçeye çıktım ama soğuk olduğunu görünce tekrar eve girdim. O sırada Murat geldi. Başımı ona çevirdiğimde evi kokluyordu ve bana döndü.

"Türk kahvesi yapmışsın."

"İster misin?" dediğimde göz devirdi.

"Tabii ki. Ama kendim yaparım." Dedi ve mutfağa geçti. Birazdan gelip karşıma oturdu. Normalde karşıma oturmazdı. Benimle konuşacağını düşünerek ona döndüm.

"Bugün dışarı çıkmışsın."

"Evet." Dedim ama kaşlarımı çatmıştım.

"Sevindim. Bence daha çok çıkmalısın."

"Bilmiyorum, bakalım."

"Ben Rüya'ya ne hediye almalıyım? Onu soracaktım."

"Bilmiyorum ben aldım zaten. Bir şey almana gerek yok."

"Alacağım. Fikir ver, sevineceği bir şey alayım."

"Rüya hediye sever. Hediyenin ne olduğu pek önemli değil."

"Yapboz nasıl. Hem yararlı da zihinsel gelişim için."

"İyi fikir." Dedim. Başını sallayarak kalktı ve her zaman ki koltuğuna geçti. Yani konuşmamız burada bitmişti.

Diğer gün Murat bir saat erken gelmişti. Hazırlanıp çıktık evden. Arabada bana döndü.

"Annemlere de haber vermişler. Onlarda gelecekmiş." Dediğinde kalbim hızlandı.

"Öyle mi?" diyebildim. 'Mete gelecek mi?' diye soramadım. Aslında bu kadar kafaya takmam doğru değildi ama elimde de değildi. Ne düşündüğümü anlamış gibi uzanıp koluma dokundu, bende ona döndüm.

"Merak etme. Mete gelmez." Dediğinde başımı sallayıp derin bir nefes verdim.

Eve geldiğimizde arabadan inecekken onu durdurdum. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.

"Bana yardım eder misin?" dediğimde kaşlarını çatarak baktı.

"Ne konuda?"

"Gerçek çift gibi davranacağız ya hani." dedim resmen kıvranıyordum konuşurken. Murat başını salladı. Kıpkırmızı olduğuma emindim.

"Merak etme." dedi ve arabadan indi. Derin bir nefes verip bende indim.

Zili çaldığımızda Rüya açmıştı kapıyı ve hemen belime sarıldı. Bende eğilip sarıldığımda yanaklarımı öpmeye başladı. Uzaklaşıp yanaklarımdan tuttu.

"Çok özledim seni abla." dediğinde bende eğilip boynundan öptüm. Hep gıdıklanırdı.

"Bende seni çok özledim." dedim. Arkadan annem gelmişti.

"Rüya içeri girsinler izin ver. İçerde sarılırsınız." dediğinde Rüya uzaklaştı. Annemle de sarılıp içeri girdim. İtiraf etmeliyim ne kadar kızmış olsam da özlemiştim.  Eve bu şekilde geliyor olmak garipti. Lale Hanım ve Kemal Bey henüz gelmemişti.

Geçip oturduğumuzda biraz heyecanlıydım. Murat ile dip dibe oturuyor olmanında etkisi vardı tabii. Rahat nefes alamıyordum bile.

"Çalışmaya başladın mı Murat?" dedi babam. Murat'a dönüp bakamıyordum çok yakın olduğumuz için ne cevap veriyor bilmiyordum o yüzden. Ama başlamıştı sonuçta.

"Sen ne yapıyorsun kızım?" dedi.

"Hiçbir şey." dediğimde Murat öksürmüştü yanımda. Gülmesini mi bastırdı, yoksa uyarı mıydı bilmiyorum. O sırada içeri Lale Hanım ve Kemal Bey girdi. Kalkıp onlarla da tokalaştıktık. Lale Hanım'ın gözleri üzerimdeydi beni süzüp duruyordu. O bana baktıkça bakışlarım ona kayıp duruyordu. Kemal Bey bana dönüp dizime vurdu.

"Nasılsın Ranacığım? Alıştın mı yeni hayatına?" dediğinde Murat kolunu kaldırıp, beni kolunun altına aldı. Yine rahat nefes alamıyordum.

"Evet. Zor olmadı açıkçası."

"Neden?" dedi gülerek Kemal Bey. Neden olacaktı, Murat tüm gün işte, bende anca kitap okuyorum. Murat bunları hissetmiş gibi yavaşça omzumu sıktı.

"Murat ile uyumluyuz sanırım. Kafa yapılarımız falan." dediğimde başını salladı ve bakışlarını çekti. Yavaşça nefesimi bıraktım. Murat da omzumda ki elini indirdi.

Rüya içeri girip;

"Pasta geliyor!" diye bağırdı ve Murat ile arama geçip oturdu. O sırada odanın tüm ışıkları söndü.

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

1.3K 74 25
Kitabın her cümlesi şahsıma ait olup çalınması, kopyalanması, esinlenilmesi durumu suç teşkil eder. Her türlü hukuksal davada telif haklarımın bana...
277K 17.8K 42
Kim Taehyung medyaya yansıttığı kişi değildi Semekook Uketae #Hayrankurgu 1🥇 17.12.2023 #femtae 1🥇20.12.2023 #semegi 1🥇 25.12.2023 #bottomtae 1🥇0...
Aşktan Yalanlar Av Türkan

Allmän skönlitteratur

3.1M 134K 35
Didem Akgül, bir şirkette müdür yardımcısıydı. Paris'e iş için giden Didem hayatının aşkıyla, Şahin Giray Eroğluyla tam da orada tanışmıştı. Ünlü Eyf...
Kurşun Av Leyla

Allmän skönlitteratur

2.2K 243 51
Seviyorum mümkün değil Aramızda kurşun, yasak bölge var. Sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel Kanunu yapanlar ihtiyar *** --'Özür dilerim. Özür d...