Hadi bir delilik yapalım ve Yağmurun 2 kişilik smartına 3 kişi binelim dedik ! Ama polisleri hesaba katmayan sevgili arkadaşlarım (!) bir güzel ceza yemeyi başarıyor tabi ... Hayır yani ben nasıl bu gerizekalıların aklına uyduysam ? Ama polis amcalar melisin o ikna edici yalanına inanıyor.
Ikna edici yalan ne mi ?
Melis hanımın abisi kaza yapmış yoğun bakımdaymış. ( bu sırada gözyaşları inandırıcılık için serbest bırakılıyor. ) bunun haberini alan biz bir koşu hasteneye gitmek için binmişiz. polis amca ne dedi dersiniz ? biriniz kalsaydı ya kızım neden üçünüz. Meliste çareler tükenmez ! ben abisinin sevgilisiymişim görmek istemiş olmam çok normalmiş bizim ehliyetimiz yokmuş sadece yağmur un varmış bu yüzden onun oturma organımın kenarı kadar olan arabasına sıkışmışız.
Sonucunda ne mi oluyor ?
yağmur 1 ay araba kullanamamakla cezalandırılıyor. Ama Yağmur bu cezayı tek başına üstlenir mi ?
Ha-Yır !
" sizin yüzünüzden bir ay ehliyetimden oldum " ol yağmur iyi oldu. taksi çevirelim derken o kadar para mı vercez simdi taksiye derken iyiydi be.
" olacağı varmış yağmur "
" olacağı molacağı yoktu melis ! hep zeyno yüzünden "
" Aaa kuru iftira mel olanları hepiniz gördünüz "
" tamam o zaman her sabah zeynep beni işe bırakarak cezasını çekiyor "
" Tamam razıyım 1 ay ama sadece sonrada sete giderim , tamam ? "
" tamam zeyno , simdi melise gelelim o ne yapsın bilemiyorum "
" o zaman ben sana söylüyorum ne yapacağımı sizi yarından itibaren şiledeki yazlıkta misafir ediyorum "
" tamam kabul edildi " a benim tatil meraklısı arkadaşım şimdi deniz kum güneş iyi olurdu ama malum iş güç...
" olmaz kızlar pazartesi set var "
"pazar döneriz o zaman hadi zeyy kırma beni "
" tamam tamam sanırım tatil iyi gelecek "
.
.
.
melislerin salonunda oturmuş kolalarımızı içerken bavulumuza neler koyacağımızı konuşuyoruz. Sanırım kızlar 4 güne 4 bavul yapmayı planlıyorlar . bana 1 tane büyük bir tanede büyük spor çantası yeter herhalde . aaa tabi birde plaj çantası var onada bikinilerimi koydummu tamamdır. Bu kadar basit yani ! Çok basit sanki eve gidince tüm dolabı üzerime giyip şuraya gidersem şunu giyerim belki diye düşünecek ve neredeyse evdeki tüm valizleri dolduracak kadar eşyayı vakumlu hurca tıkıştırıp süpürgeyle havasını çıkarıp küçük seyahat ütümü yanıma almayacakmış gibi ... nasıl buruşuyor öyle yapınca siz biliyormusunuz ? nerden bileceksiniz daha önce denediniz mi hiç ? sonrada valize sığdırama e mi zeynep !
" aa melis sizin yazlıkta süpürge makinası var değilmi ? "
"var tabi zeyy "
" iyi peki ütüde varmı ?
" orasıda ev zeynocum " vallahi mi yagmur bende çadır sanmıştım
" biliyorum gerizekalı arkadaşım "
" var zeyy "
" tamam o zaman ben küçük valiz ve plaj çantasıyla geliyorum kızlar "
.
.
.
" işte yıllıklar geldi ..... "
hemen üniverste yıllığımı kapıyorum masanın üzerinden ve toplu fotoğrafların olduğu sayfayı açıyorum . Ay yine Saba Tümerligim kabarıyor. ay beni gulme alacak yine ! O oooordaaa geerçekkten orada ! kerem benim yıllığımın içinde ..
" kızlar ben bir lavaboya gidiyorum "
" tamam üst katta solda zey "
Kerem gerçekten ordaymış inanabiliyomusunuz ? ben hala inanamıyorum . işte dizlerimin bağlarının çözüldüğü yerdeyim. orda konsolun üzerinde melis ve keremin fotoğrafları var . Keremin sevgilisi bizim şıllak melismiymiş . Yok ya ben yanlış görüyorum dur. Çerçeveyi elime aldığımda onun gerçekten kerem olduğunu anlamam uzun sürmüyor. Gelsin Saba Tümer ler . Ahahahahaha Keremin kardeşi bizim mel miymiş Ahahahah gerçekten abisi bizim çiftcimiymiş. Ahahahahahahahaaaa . Kendimi banyoya atar atmaz elimi yüzümü yıkıyorum. ve aşağıya iniyorum. televizyon ünitesinin yanındaki çerçevede saatlerdir kereme benzettiğim aka aklımın bana oyun oynadığını sandığım adamında kerem olduğunu anlamamla beraber yutkunuyorum.
" kızlar yarın şileye gidiyoruz malum saatte 10a geliyor hazırlanmak uzun sürer ben artık gitsem "
" aaa dur zeyno iyi dedin zaten beraberiz birkaç gün hem sen benide bırakırsın bende geliyim seninle "
" tamam kızlar yarın saat 9.00 da sizi yagmurdan alırım "
" bende sana adresi mesaj atarım melis "
" tamam o zaman görüşüruz " diyip çıkıyorum kapıdan tabi melisede bir öpücük uçurmadan çıkmıyorum
.
.
.
trafigin biraz şıkıştığı bir noktada içimdeki kerem fotoğraflarını daha fazla tutamıyorum ve yağmura anlatmaya başlıyorum.
" o yıllıkta kerem var yağmur ve aynı zamanda melisle kardeşler... "
" ne "
-Kerem -
Şilenin havası beni biraz olsun rahatlatıyor. Düşüncelerimden arınıyorum. Telefonuma gelen mesajla saatlerdir bakıştığım tavandan gözlerimi ayırıyorum.
# abi ben arkadaşlarımla şileye gidiyorum :) :) evi temizletmelerini söylermisin ? :* #
# ev zaten temiz küçük hanım : P çünkü abiniz şuan şilede ... #
# vay demek kardeşten gizli kaçamak yapılmış ... gösteririm ben sana ;) #
# kim kime meydan okuyor ? tamam gelin ama bir şartım var #
# şartınızı alalım :) #
# bende burdayım ne olursa olsun beni gönderemessin istanbuldan biraz olsun uzaklaşmaya ihtiyacım var #
# birilerinin canı mı sıkkın ... yoksa aşık mı olundu birilerine ? tamam kabul #
# sen ne biçim konuşuyorsun bakalım abinle . aşık maşık olunmadı ... her zamanki kerem sayer#
# bende her zamanki melis sayer hatırlatırım... neyse gelince anlarız gözlerinden :) unutma gözler her şeyi anlatır.... #
ve kerem sayer kardeşine cevap veremiyor... olacak iş değil....
- Zeynep -
yazlıkta giyilebilecek her türlü şeyden ikişer ikişer valizime doldururken ya soğuk olursa korkusuyla hırkaların olduğu çekmecemi açıp her şeye gidebilecek 5 tane hırka seçiyorum. son olarak ayakkabılarımıda duş bonelerime koyduktan sonra valizimin kapağını kapatıyorum . oh bee ne kadarda yoruldum. Valizimi yatağımdan indirip merdiven başına sürükledigimde 2 koca valizi doldurduğumun farkına varıyorum. Kocaman çantamla birlikte plaj çantamda cabası.... Umarım melisin bagajı büyüktür. Valiz hazırlamanın verdiği yorgunlukla üzerime geçirdiğim pijamamla yatağıma yatıyorum. o sırada yanıma okuma kitabı almadığım aklıma geliyor. geçenlerde internetten sipariş edip getirttiğim 2 kitabı almaya karar veriyorum. hemen baş ucumdaki post it ime şapka ve kitap yazıp çalar saatime yapıştırıyorum .
saat 7.30 da çalan alarmın ardından hızlıca duşumu alıp Akşamdan ayarladığım. kot şort tişort ve kolsuz Kızılderili yelegi mi giyip buklelerime şekil veriyorum . önüme gelen birkaç buklemi güneş gozlüğume taç görevi vererek geriye attırıyorum. kahverengi sandaletlerimide giydikten sonra koliden yeni gelmiş kitaplarından iki tane alıp çantama atıyorum. şapkalarımdan kombinime uygun olan birini seçip plaj çantamın üzerine bırakıyorum. Zorda olsa merdvenlereen indirmeyi başardığım valizlerimi kapının önüne çıkarıyorum. çantalarımı ve şapkamı alıp az önce gelmiş olan taksinin arka koltuğuna koyuyorum. taksici bana söylene söylene valizlerimi bagaja koyuyor . acaba abarttımı ? birazcık ... birazcık caaaaniiiimm..
Yağmurun kapısına geldiğimde abartmadığımdan kesinlikle emin oluyorum. 3 koca valiz ve 1 küçük valiz ile elimden rekorumu yağmur alıyor.. Tebrikler yağmur.
melis Bagajının oldukça geniş olduğunu düşündüğüm bir arabayla kapının önünde durduğunda valizlerimize göz atıp gülümsüyor. sanırım tüm kızlar aynı :)
melis bagajı açtığında gördüğüm 5 valizle ağzım açık kalıyor gerçekten ben hiç abartmamışım. tetris oynar misali tüm valizleri bagaja koyduğumuzda iğne koyacak yer bırakmayarak kapağını kapatıyoruz.
melis direksiyona geçip arabayı çalıştırdığında derin bir nefes alıyorum. Bekle bizi Şile biz geliyoruz :) :)