PİSİ PİSİ KOLOG

By republiccipriano

16.1K 401 42

Pisi pisine aşk hikayesi ♥ Psikolog Erva, uçkur arsızı Barlas tarafından delirtilmek üzere. Her soğuk gecen... More

Pisi Pisi Kolog
1
2
3
4
5 & HanEr &
6
7
8»»»
9
11
12
13 "Düet"
14
15 *Pijama
16
on yedi
18
nineteen
20 'hayvan'

10★

460 18 5
By republiccipriano

İlk uyanan sen ol, yanında uyandıracak bir eşin varsa.

Sabah sabah bu söz nerden aklıma geldi bilmiyorum. Yatakta sarhoş sarhoş dolanırken yine gözümün önüne Barlas geldi demesem yalan olur.

Hii!

Saat 8 olmuş. İşe geç kalacağımm eğer kalkıp üzerimi giyinp, kahvaltımı yapmazsam. Dolabımı açtım. Bir sürü kıyafet var ben bugün ne giysem??? Hım.. Yeşil bol şifon bir elbise giydim. Yarım kollu ve yuvarlak yakalıydı. İş hayatımda sadelikten yana olmayı seviyordum. Bel kısmında siyah ince bir kemer vardı. Siyah platform topuklu önü açık ayakkabılarımı giydim. Yeşil küpelerimi ve yüzüğümüde taktım hazırdım. Parfümümden az birşey sıktım. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Parlatıcımıda sürdüm. Aynaya baktım. Ojelerimide sürdüm.

Hande daha uyanmamıştı. Ojelerim kuruyunca kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltıyı hazırladığımda Hande yi uyandırmak için odasına gittim. Kapının kulpuna dokundum. Sonra geri çektim. Aman boşver uyusun kalkıpta napcak?

Ağzıma her sabah yaptıgım gibi bir şeker aldım ve aynada kendime bakıp kapıyı açtım. Kapıda bir kutu vardı.

'Bombaaağğg, bombaaa varr' dememek için dudaklarımı kemirdim.

Hayırdır inşallah. Üstünde ise gizli hayranından yazan bir not. Bak şimdi merak ettim ama.

Koyu yeşil kutuyu elime aldım. Öyle çok büyük birşey değildi. Ama çok şık duruyordu. Yavaşça üstündeki kurdeleyi çektim ve kapağını kaldırdım ama içinden bir kutu daha çıktı. Heyecanla o kutuyuda içinden çıkardım. Onunda içinde bir kutu vardu çok heycanlanmıştım. Onunda kapağını açınca içinden bir tane palyanço fırladı.

Oha ödüm!!!

Yüzüme doğru fırladı. Bu şakayı kim yaptıysa fuck you bitch!

Palyançonun elin de bir tane kart vardı. Adres yazıyodu heycanlanmıştım gerçekten acaba kimdi, kutunun üzerinde ''Gizli Hayranından'' yazıyordu. Biliyordum yaa bana hayran olanlar insanlarda vardı. Kutuyu sehpaya bıraktım ve adres olan kartı elime aldım.

Hızlıca evden çıktım biliyorum ben tam bir aptalım kimden geldiğini bilmediğim bir halde gidiyordum ama korkuyordumda içimdeki merak korkumu yeniyordu.

Arabama bindim ve verilen adrese geldim. Yemyeşil bir yerdi ve pembe ağaçlar vardı harikaydı etrafta bir bahar havası vardı. Ağaçların arasında bir bank vardı bankın oraya gittim yine bir kart vardı. Kartın üzerinde ''Geldin:)''yazıyordu. Daha da meraklanmıştım. Kimdi şimdi bu? Kartın arkasını çevirdiğimde yine bir şeyler yazıyordu. Tekrar harekete geçtim.

İçimdeki heycan durmuyordu. Ama kartta yazan yere geldiğimde karşımda çok güzel bir ev vardı. Kapı açıktı. Evin içine girdim. Oklar yukarı gösteriyordu, merdivenlerden yavaşça çıkmaya başladım. Bir odanın önünde durdum. Yatağın üzerinde bir elbise vardı ve ayakkabılar. Bir de kırmıızı bir kart.

Kartı elime aldım. ''Bu kadar sabırlı olmana şaşırdım.'' yazıyordu. Yüzümde çarpık bir gülümseme oluştu. Saate baktığımda 4 olduğunu gördüm. Bu iş uzardı. Telefonumu çıkarttım.

"Alo şey hastalara haber verir misiniz benim bir işim çıktı. Bugünki seyansları iptal etmem lazım."dedim. "Peki hoş görünüz için teşekkürler."

Kırmızı straplez elbiseyi giydim. Siyah rugan ayakkabılarımıda giydikten sonra aynaya baktım. Yaa benim ayakkabı numarımı kaç beden olduğumu zevklerimi kim bu kadar iyi biliyor olabilirdi ki? Parfümden de sıktım. Masanın üzerindeki makyaj malzemesiyle makyajımı da yaptım ve siyah rugan çantayıda elime aldım. Kartıda aldım ve çıktım. Geldiğim yerde bir araba duruyordu.

İçinden bir kadın indi, sanırım şöfördü. Yanıma yaklaştı ve gözlerimi kırmızı bir kuşakla bağladı. Reflekse ellerini ittirmiştim fakat bir işe yaramamış, üzerine bir de hakaret yemiştim. "Bula bula bunu mu buldu!" demişti. Kim, bula bula beni buldu ya? Yether, çıksın ortaya!!!

Yinede arabaya bindim. Araba durduğunda o kadın koluma girdi ve beni yürütmeye başladı. Gözlerimi açtığında karşımda Barlas duruyordu. Burası çok güzel bir yerdi. Barlas, elimden tuttu ve gölün tam ortasındaki yemek masasına uzanan stadyuma yürüdü. Sandalyemi çekti, oturdum.

"Niye bu kadar uğraştın ki?" Neden, beni mahvediyorsun?

"Senin için değer. Şimdi sana burada bir şey soracağım ve tek bir cevap istiyorum Erva." Ciddi bir konu olmasa asla Erva demezdi.

"Erva benimle misin? Bunu bir kere soruyorum. Kabul etmessen bir daha etrafında dolanmayacağım. İçkiler, kızlar, partiler hiçbiri olmayacak hayatında. Seanslar da-"

Seans lafını duyunca atıldım. "Evet." Yani sonuçta o kadar randevu aldım ona.

Barlas, gülerek arkama geçti ve bir kolye taktı. Kalktım ve ona sarıldım. İnatçı, ruh Erva o yeşil kutunun gizemiyle tamamen sönmüştü sanki içimde. Saçlarımı öptü. Bir iki saattir romantizimin doruklarındaydık. Ama saat geç olmuştu ve Hande nin arkadaşları gelecekti.

"Bizim bu gün arkadaşlarımız gelecekti artık geri mi dönsek?" dedim avuçlarım arasındaki iri parmaklarla oynarken.

Arabada sessizdik, evin önünde durdu ve isteksizce bana döndü. Günün erken bitmesi moralini bozmuş gibiydi.

"Sen de gelsene hem tanışırsınız."

"Peki."

Elini uzattı, tuttum. İlk tutuşum değildi sonuçta.

Kapıya yanaştıgımızda içerden müzik ve kahkaha sesleri geliyordu. Demek ki bensiz eğlenceye başlamışlardı. Çantama elimi soktum bir elimle anahtarı ararken diğer elimle Barlas'ınn elini tutuyor bir de ona karşı gülümsüyordum. Yok bu böyle olmayacak ya. Barlas da hiç sıkılmadı, tuhaf. Hala öküzün trene baktıgı gıbı bana bakıyor. Ama sorun yok öküz olan ol ben tren olsam nolur? Çantamı omzumda çıkardım ve yere attım. Barlas ın tuttuğu elimi çektim ama hayvan bırakmıyor tabi. Dondu mu ne mal gibi bakmıyor mu bir de, gelde sinirlenme.

"Barlas bırak elimi de anahtarı bulayım. Zili çalsakta duymazlar. Kalıcaz kapıda ya bıraksana elimi öküz!"

Ayağı kalktım bunun beni dinlediği yoktu. Bir tokat atayımda düzelsin. Pat yapıştırdım bir tane.

"Yavaş lan!"

"Sen bırak elimi tıştıl!"

"Bu da yeni lafın mı?"

"Heralde, kendi laflarımı üretir kendim kullanırım ben. Hem üretici hem tüketici hesabı, kapiş?"

"Yok gapiş!"

Nefes aldım ve elimi kendime doğru çektim. Kurtarmıştım elimi bu küreğin elinden sonunda. Ay inadım inattı, kime çektiyse artık. Allahım yarabbim. Yalnız kürek lafınıda ben ürettim.

Az önce eyiydik ya." diye mırıldandı.

"Ya yürü mal. Aldığın elbiseye bak bi. Üşüyorum. Bunu düşünmen gerekirdi!!"

"Haa, hemen bulalım anahtarı o zaman." dedi ve çantamı baş aşağı getirerek yere boşalttı.

"Ben de tam bunu yapıcaktım, elimi bıraksaydın."

Yalnız çantamdan çıkanlara dikkat. Barlas gördü hepsini kesin, Allah beni kahretmesin. Anahtarı bulup hemen doldurdum hepsini geri çantama.

İçerisi dolmuş bir taşmadıgı kalmıştı. Gittim müziği kapattım hemen. Tabi hepsi bana odaklandı. Barlas da fırsat bu fırsat geldi elimi tuttu. Mal bu çocuk ya, yeminle.

"Aaa Erva naptın ya? Eğleniyorduk şurda.."

"Kızım saçını başını yoldurtma şimdi bana yine oynar, kurdunu böceğini dökersin."

"Yanındaki kim? Sevgilin mi yoksaaa?" Bu kız da mal, yeminle.

Herkes 'ooooo' demeye başladı, Aslı ellerini yukarı kaldırıp 'ooo'lamaya başlayınca. Ben bu kızı döverim ha.

"Evet sevgilisiyim ama Hande nin Koray ı gibi değil, Erva nın Barlas ıyla onunum." dedi elime minik bir öpücük kondurdu.

Yine 'oooo'lama sesleri... Ne zaman bitecek bana yapılan bu işkencee?

"Tamam lan uzatmayın sevgiliyiz işte. Hadi müziği açıyorum tekrar, çoşun çoşkunlar!" dedim.

Biraz salonda oturduk Barlas la. Daha sonra başım ağırmaya başladı sesten. Hillsteki gibi aynı. Dışarı çıktım şalımı alarak. Barlas da arkamdan geldi.

"Hillse geldiğinde de böyle olmuştu. Kafan almıyor galiba böyle çoşkunlukları.." diye bir tespitte bulundu.

"Almıyor,çünkü çok dolu.." Iyy igrenc

"Ne ile dolu peki, söyler misin?" Sevgilim olabilersin ama koçak değelsin Bar

"Neden söylicekmişim?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

Omuz silkti. "Bilmem öle merak ettim. No problem."

"Ayy bence sen ingilizce ile bağlantı kablonu kes."

İkimizde birbirimize bakıp gülüşürken Barlas ın telefonuna mesaj geldi. Cünkü benim telefonum içerdeydi. Elini cebine soktu telefonunu eline alınca ise bana gülümsedi. Ayy yerim bensenin gülüşünü şebek!

Emirin yüzü düşmüştü bir anda. Noldu ki şimdi?

"Be-benim gitmem gerek.."

"Noldu? Kimden mesaj geldi ki?"

"Bir işim var işte. Yarın görüşürüz." dedi yanağımdan öperek sonra arabasına bindi ve gitti.

BARLAS

Haydar ın attığı mesaj kafamda dönüp duruyordu.

'Buraya bir kadın geldi. Eski sevgiliniz Ece olduğunu söylüyor.'

Onun ne işi vardı burada?

Her şey rayına oturmuşken, neden?

Telefonunu cebimden çıkartıp, Haydar a 'SAKIN BİR YERE GİTMESİNE İZİN VERME. NEDEN GELDİĞİNİ ÖĞRENMEM LAZIM. OYALA ONU.' yazdım.

Oyama onu, ki Erva nin yanından gizemli ayrılışımın hesabını sorayım. Erva yı yalnız bırakışımın hesabını. Geçmişin hesabını. Hayatımın hesabını.

Continue Reading