Dark ᴶᴶᴷ

Od JimseWriter1001

293K 30.1K 22.1K

Oyun sonucu Karanlık Ruhlar Alemine geçiş yapan Gri na'nın beklenilmedik sonu.. 30/08/2018 14/11/2018 Více

02:49
22:33
11:10
00.10
21:08
06:47
09:21
14:38
01:22
23:39
17.25
23.10
02.41
21.14
22:05
20.19
20.09
20.16
13.59
18.38
01:03
20:52
21:56

15.25 / Final

15.5K 1.5K 1.4K
Od JimseWriter1001

Gri na kulaklarının uğuldamasıyla kapalı olan gözlerini yavaşça aralamıştı. Bakışları hâlâ bulanıkken yüzünü buruşturup başını tutarak doğrulmuştu olduğu yerden.

"Lanet olsun."

Başı dönüyor, görüş alanı bir türlü netleşmiyordu. Ellerini başının iki yanına yerleştirip sıkmaya devam etti. Bir müddet bekleyip tekrardan etrafına bakındı. Sudan içmesine rağmen değişen hiçbir şey olmamıştı. Oysa ki her yerin değişmesi gerekiyordu.

"Nasıl olur bu?"

Yavaşça ayağa kalkıp etrafına daha bir dikkatli baktı. Kimse yoktu. Üzerine atlayan kanlı dişin onu yok edeceğini sanıyordu ama öyle olmamıştı.

"Bir terslik var. Saraya dönmeliyim."

Kibritleri takip ederek koşmaya başlamıştı. Ruhlar aleminin neden değişmediğini merak ediyordu. Uzun bir koşmanın ardından saraya varmıştı. Ne bir kanlı diş ne de siyah gölgelerden birine rastlamıştı.

Kemer kapıların olduğu yere geldiğinde yolun sonunda bekleyen beden çekmişti dikkatini. Jungkook olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Tekrar koşmaya başlamıştı. Hiçbir şey değişmese de denemeye değerdi. Sahi değişmemesi tuhaftı.

Yolun sonunda Jungkook'a vardığında kollarını ona dolaması bir olmuştu. Başını Jungkook'un omzuna yaslayıp soluklandı.
"Olmadı Jungkook. Sudan içtim, ama olmadı."

Geri çekilip Jungkook'a baktığında gülümsediğini görmüştü. "Oldu, Gri na. Sadece saraya geri dönmen kalmıştı."

Gri na anlamaz bir şekilde Jungkook'a bakarken bir anda etrafında oluşan hareketlilikle başını çevirdi. Yükselen beyaz ışık yüzünden gözlerini kapatmak zorunda kalmıştı. Ellerini yüzüne bastırıp öylece bekledi. Dakikalar sonra ellerini çekip yavaşça gözlerini aralamıştı. Gözleri şaşkınlıkla açılmış, hayranlıkla etrafına bakınmıştı. Ruhlar aleminin bu kadar güzel bir hâle geleceğini beklemiyordu.

Üzerinde fark ettiği beyaz kıyafetle başını eğip üzerine bakmıştı. Kıyafetleri bile değişmişti. Ruhlar aleminde olan herkes, her şey değişmişti..

Dakikalar önce karşısında olan Jungkook'u göremeyince etrafında bir tur dönüp onu aradı.Sonunda gözleri dalları sarkık olan söğüt ağacının altındaki bedeni görünce gülümsemişti. Arkası dönük olan bedene doğru ilerlerken kalbi hızını artırmıştı. Siyah olan kıyafetinde parlayan kırmızı taşlar göz alıcıydı.

"Jungkook?"

Jungkook beklediği sesi duyduğunda tebessüm ederek ağır bir şekilde arkasını dönmüştü. Gözleri Gri na'yı tepeden tırnağa incelerken aynısını Gri na yapıyordu. Gözleri buluştuğunda Gri na şaşkınlıkla işaret parmağını Jungkook'un yüzüne doğrultmuştu.

"Gözlerin.. artık siyah değil."

Jungkook gülümseyip başıyla onaylamıştı. Gri na elini indirip karşısındaki bedenin yüzünü inceleyip sıcak bir şekilde gülümsedi.

"Giderin vardı ama şimdi daha iyi gözüküyorsun."

Gri na gülerek söylediğinde Jungkook da gülümsemişti.

"Sonunda her şey istenilen gibi oldu."

Jungkook yüzünü düşürüp başıyla onaylamıştı. Henüz son gelmemişti.. yapılacak en önemli başka bir şey vardı. Ama nasıl yapacağını henüz kafasında belirlememişti.

"Diğerlerin tepkilerini merak ediyorum."

"Gidip bakalım o halde."

Jungkook Gri na'nın elinden sıkıca tutup sarayın ön bahçesine doğru ilerlemişti. Gri na'yla geçirdiği son dakikalardı..

Sarayın ön tarafında olan bedenlerin şaşkınlığını gülümseyerek izliyordu Gri na. Ruhlar aleminin bir anda bu şekilde değişeceğini hiçbiri beklemiyordu.

"Gel benimle."

Gri na Jungkook'a bakıp başıyla onaylamıştı. Bahçe kapısından çıkıp ormana doğru ilerlediler. Jungkook hiç yapmak istemeyeceği şeyi dakikalar sonra gerçekleştirecekti.

"Nereye gidiyoruz Jungkook?"

Jungkook derin bir nefes alıp hafif bir tebessümle Gri na'ya bakmıştı.

"Sen iyi misin? Tuhaf gözüküyorsun."

"İyiyim.."

Gri na başını inanmazcasına olumsuz anlamda sallamıştı. Jungkook'da ki değişimin farkındaydı. Durduk yere onu saraydan uzaklaştırmasını da garipsiyordu.

"Dinle beni Gri na. Ama hiç kesme tamam mı?"

Gri na başıyla onayladığında Jungkook bakışlarını ondan çekmişti. Bir yandan da ilerlemeye devam ediyorlardı.

"Benden sonra başa geçecek kimse yok. Bu yüzden Ruhlar Aleminin ebedi yöneticisi benim. Buraya ilk geldiğinde geri dönmek istemiştin ama sana buradan çıkış olmadığı söylenmişti... Yalandı..."

Gri na gözlerini hafif irileştirip Jungkook'a baktı. Böyle bir itiraf beklemiyordu.

"Ruhlar aleminin eski haline gelmesi gerekiyordu. Aksi halde sonsuza dek yok olacaktı. İlk geldiğinde burayı değiştireceğim kişinin sen olduğunu bilmiyordum. Gelen herkese yaptığım mührü sana da yaptığımda burayı değiştirecek olan kişinin sen olduğunu bildirilmişti bana. İlkler umrumda değildi ama ruhlar aleminin giderek kötüleştiğini fark edince başka çare olmadığını anlamıştım. Bu yüzden odama dinlenmeye çekiliyordum. Her şey bahaneydi. Kimsenin bunu bilmesini istemiyordum.."

Jungkook derin bir nefes alıp giderek yaklaştıkları yere doğru bakıp devam etti.

"Eğer sana bundan ilkler bahsetseydim muhtemelen burada olmayacak, çoktan dünyaya dönmüş olacaktın. Ki kabul edip sonuna kadar gelsen bile en sonunda olması gerken yine senin dünyaya dönmen olacaktı. Tıpkı birazdan olacağı gibi.."

Uçurum gibi olan yere geldiklerinde durmuşlardı. Jungkook Gri na'nın tuttuğu elini bırakıp ona dönmüştü. Dolu olan gözleri gördüğünde kendi gözleri de dolmuştu.

Her şeyin biteceği yerde öylece dikiliyorlardı. Gri na her şeyin aslında bir rüya olduğunu, dakikalar sonra ne olacağını bilmediği bir şekilde uyanarak anlayacaktı.

"Uzun lafın kısası.. her şey bir rüyadan ibaret, Gri na. Amaca ulaşıldığı için burada kalman gerekmiyor.."

"Sen ne dediğinin farkında mısın, Jungkook? Her şey düzelmiş, daha güzel bir hale gelmişken sen bana olanların hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu mu söylüyorsun?! Üstelik.. üstelik dünyaya geri dönmem gerektiğini söylüyorsun! Sence bu mantıklı mı?!"

"Özür dilerim..."

"Dileme! Gerçek gibi gözüken ruhlar aleminde yaşamaya alışmışken.. sana aşık olmuşken bana geri dönmem gerektiğini mi söylüyorsun?!"

Gri na Jungkook'un yüzüne bakarken Jungkook'un yere bakması sinirlendiriyordu onu. Mantıklı bir açıklama yapmadığını düşünüyordu. Dünyaya neden geri dönmesi gerektiğini henüz anlamamıştı.

"Gitmek istemiyorum."

Jungkook başını kaldırıp Gri na'ya bakmıştı.

"Gitmelisin, Gri na."

"Neden?! Ben gitmek, senden ayrılmak istemiyorum! Burada senin yanında kalmak istiyorum!"

"Eğer uyumaya devam edersen öleceksin! Ruhun bedenine dönmezse ölürsün! Ölünce tekrar ruhlar aleminde olmayacaksın.. Bu yüzden uyanman gerek.. üzgünüm."

Jungkook karşısındaki bedene yaklaşıp sıkıca sarılmış ardından dudaklarını Gri na'nın dudaklarına bastırmıştı.

Hissetmek istiyordu.. son kez..

"Seni seviyorum, Gri na. Hep seveceğim."

Cümlesinin hemen ardından karanlık olan uçuruma aşağı doğru itmişti Gri na'nın bedenini. Duyduğu tek ses ise Gri na'nın 'Jungkook' diye bağırmasıydı....

Gri na derin bir nefesin eşliğinde gözlerini açtığında gözyaşları durmamış, şakaklarına doğru süzülmüştü. Bir yerden düşerek uyanma hissini ilk defa canlı olarak yaşamış gibi hissediyordu.

Aydınlık olan odasının içinde gözlerini gezdirirken hâlâ olanları düşünüyordu. Gerçekten her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu anlamıştı.

Yataktan kalkacak gücü kendinde bulamadığından öylece tavanı izlerken ağlamaya devam etmişti. Ellerini yüzüne götürüp saklarmışcasına ağlamaya devam etmişti. Çektiği acılara rağmen yaşadıklarının rüya olmamasını isterdi...

|●| 1 hafta sonra |●|

Gri na oturduğu banktan kalkıp üst geçite doğru adımlamıştı. Gecenin geç saatleri olmasını umursamıyordu. Karanlığa alışmıştı..

Merdivenleri bitkin bir şekilde çıktıktan sonra yere baka baka ilerliyordu. Dünya ayaklarının altından geçip gidiyor gibiydi. Hiçbir şey umrunda değildi.

Gözyaşları yanaklarından süzülürken bir kez daha gerçekte yaşamasına lanet etmişti. Jungkook'u sürekli görebilmek için rüya aleminde yaşamayı bile isterdi..

"Başını kaldırıp etrafa bakmayacak mısın?"

Duyduğu sesle duraksarken yutkunmuştu. Başını yavaş bir şekilde kaldırırken gözyaşları tanıdık ses yüzünden daha bir hızlı akmaya başlamıştı.

Fazla uzağında olmayan bedenin yüzüne baktığında hıçkırığını tutamamıştı. Normal bir insan gibi karşısındaki bedene bakıyor gerçek olup olmadığını aklında tartıyordu.

"Orada dikilmeye devam edecek misin?"

Gri na ağlarken gülümseyip Jungkook'a doğru koşup, vardığında ise sıkıca sarılmıştı.

"B-bu nasıl olur? Sen.. sen gerçeksin değil mi?"

Jungkook ellerini Gri na'nın yanaklarına koyup akan yaşlarını silmişti.

"Belki de sadece ruhlar alemini kurtarmamışsındır?"

Jungkook göz kırptığında Gri na gülümseyip başını göğsüne bastırıp kollarını kaybetmek istemezcesine daha bir sıkmıştı..

Ardından koca şehri aydınlatan ay ışığının altında dudaklarını büyük hasretle birleştirmişlerdi....

><●><●><●><●><●><

Bu sonu bayadır düşünüyordum. Final belirlenmiş bir şeydi yani..

Umarım severek, beğenerek okuduğunuz bir kitap olmuştur💜💜💜

Hepinizi çok ayrı seviyorum. Oy verip güzel yorum yapanları, okuyanları.. Hepinize teşekkür ederim 💜💜

Eğer kalbinizi kıracak bir şey yaptıysam kusuruma bakmayın, affedin💜💜

Özel bölüm yapmayacağım. Kitaplar finalleriyle daha güzel..😊

İnşAllah başka bir kitapta görüşüz. Beni yalnız bırakmazsınız umarım💜💜 kendinize iyi bakın💜💜

(Kısa bir not düşeyim. Anlamayanlar oldu. Jungkook dünyaya nasıl geldi diye falan. Biliyorsunuz ki Jungkook'un özel güçleri vardı ve ruhlar aleminin yöneticisiydi. Herkesten daha güçlü yani. Bu yüzden ruhlar alemi eski haline gelince daha bir güçlü oldu. Bu sayede dünyaya gelebildi..)

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

100K 7.9K 23
Dünyaca ünlü BTS üyesi Kim Taehyung, asla göründüğü gibi değildi. Ve ben bunu tam anlamıyla idrak ettiğimde hayatım çoktan alt üst olmuştu. |Tür: Dr...
224K 9.3K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
1.9M 173K 82
[05.12.17 / Aksiyon #1] [02.10.20 / Hayrankurgu #1] Alyssa Martin, sosyal görevi için bir akıl hastanesine gider. Görevi yasal bir yetimhaneye giden...
148K 9.2K 45
Hayatta iki kör tanıyorum; -Senden başkasını görmeyen ben, -Beni göremeyen sen! Bana verdiğin tüm acılar senin canını daha da acıtacak!Yaşattığını y...