KUM TANESİ

By yagmurzem

185K 6.1K 2.6K

Mardin miydi onları buluşturan yoksa kader mi? Yerden aldığım taşı hava da sallayıp"Sana bunu ödeteceğim Pis... More

-Tanıtım-
1. Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5. Bölüm
6.Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
17.Bölüm
18. Bölüm
19.Bölüm
20.BÖLÜM!
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.BÖLÜM!
31. Bölüm
32. Bölüm
33.Bölüm
34. Bölüm
35.Bölüm /FİNAL part- 1
36. Bölüm /FİNAL part-2
🙏🏻🧿
37 / Özel {1}

16. Bölüm

4.8K 166 34
By yagmurzem

Kabuslarımı mutlulukla, endişe ve korkularımı sevgiyle değiştirdim.

 Medya da Zehra'nın nişanda giydiği elbise var, bakarsınız :)


İki gün sonra.

Deniz

"Beni buradan çıkartın lütfen."

Emel abla bana üzgün bir şekilde bakıp kafasını eğdi.
Dişlerimi sıkıp gözlerimi yumdum.

Gözlerimi açıp emel ablaya ve Emine teyzeye baktım.

"Hiç mi içiniz cız etmiyor? Zehra evlenmek üzere!"dedim.

Emel abla yazmasını düzeltip ayağa kalktı. Emine teyzede ayağa kalkıp elini sıktı.

"Sen karışma deniz!"dedi Emine teyze.

Gülmeye başladım. Bu olanlar şaka falan mıydı?

"Emine teyze kendine gel. Sen böyle yaparsan baran ağa neler yapmaz?!"

Hiç bir şey demeden odadan esercesine çıktı. Emel abla karşımda durup göz yaşlarını sildi.

Emel abla ağzını açıp bir şey diyecekti ki sustu.

"Herkesden beklerdim ama senden beklemezdim Emel abla."

"Elimden hiç bir şey gelmiyor delalım, keşke gelse."dedi.

"Onu kurtarabiliriz, bunu yapabiliriz."dedim içimde kalan son umutla.

Emel abla" Emir tüm önlemleri almış. Zehra'nın yanına biri bile yaklaşırsa kıyamet kopar. Gel vazgeç, biz de vazgeçtik!"dedi.

"Peki, Beni buradan çıkarın o zaman. Hiç birinizi bir daha görmek istemiyorum. Beni burada tutamazsınız."dedim.

Emel abla kapının kulpunu tutup bana döndü.
"Emir'e haber edeyim."dedi ve çıktı.

Kafamı yastığa koyup tavanı seyrettim.
Dört gün önce her şey o kadar güzeldi ki! Şimdi neden böyle olmuştu?

Bu berdel nasıl bir şeydi?
Tüm insanlık buna nasıl itaat ederdi?

Kapının açılıp kapanma sesini duydum ama bakmayacaktım. Bu evde olan kişileri görmek istemiyorum.
Benim tanıdığım melek gibi aile ölmüştü.
Emine teyze kızını çok seviyordu. Nasıl oldu da buna göz yumdu?

Dili ne kadar olanları onaylasa da gözleri aksini söylüyordu biliyorum ama konu kızının hayatıydı.

"Boşuna dilini yorma. Bir iki güne evinde olursun."Emir'in sesiydi...

"Sende kardeşini yarı yolda bıraktın..."dedim gözlerimi tavandan çekmeden.

Abim gibi o da bırakmıştı kardeşini!

Odada derin bir sessizlik vardı. Ne diyebilirdi ki?

Güldüm."Adi herifin tekisin!"

"Kız kardeşine sahip çıkamayan işe yaramaz birisin!"

"Deniz sus!"dedi ama ben duymamazlıktan geldim.

Hep ben mi susacaktım?

"O kız bugün yarın evlenir doğru. Ama onun döktüğü her göz yaşında sen olacaksın. Söylediği her bedduanın başında sen olacaksın!"

"Sevmediği biriyle zorla evlenen Zehra senden nefret edecek! Olması gerektiği gibi..."dedim.

Bana söylediği şeyi ona söyledim. Biraz olsun canı yansın acı çeksin istiyorum.

Kafamı ona çevirdim. Pencerenin önünde durmuş dışarıyı seyrediyordu.
Elini yumruk yapmış sıkıyordu. Boynundaki damarları görünce sinirlendiğini anladım.

"Zehra seni her şeyden çok seviyordu. Şimdi ise onun evlenmesine hiç bir şey demeyen abisinden nefret ediyor."

"Sus!"

Emir bir elini cama koydu. Çok fena sinirlenmişti!

"O kadar korkuyordu ki. Bu yavru ceylan misali titriyordu. Bir kıza bunu yapmanız adil değil."

"Üstelik bu kız kardeşin! Senin kanından olan tek kardeşin... Sen bunu unutmuşsun!"

Bana doğru dönüp öfkeyle baktı. Masanın üstündeki her şeyi yere serip bağırmaya başladı.

"Sus lan sus!!"

Gülmeye başladım. Deli gibi gülüyorum.

"Yazık sana!"dedim gülerek.

Gülmeyi kesip ayağa kalktım. Allah'tan ki kurşun çok derine girmemişti. Böylece sakat kalmamıştım. Kurşunun olduğu yere sargı koymuşlardı.

Az da olsa yürüyebiliyorum. Ayağımı yavaşça yere koydum. Emir'e bakıp yüzümü buruşturdum.

"Ben gidiyorum. Merak etme hiç bir şey yapmayacağım. Ne haliniz varsa görün. Benden uzak durun başka hiç bir şey istemiyorum."

Emir'e nefret dolu bakış attım." Emir ağa! Beni vurduğun günü asla unutmayacağım. Bu senin yanına kalmayacak bilesin!"

Kapıya doğru gidip kulpu indirdim. Kapıdan yavaşça geçip merdivenlere yöneldim. Tek ayak üstünde zıplayarak inmeye başladım. Allah'tan uzun bir merdiven değildi.

Merdivenleri bitirince diğer ayağımı da yere koydum.
Üstüne yavaşça basarak Zehra'nın odasının önüne geldim.

Zilan'ın sesiyle bakışlarım onu buldu.

"Ne ediyorsun orada sen!?"

Zilana ters ters baktım.
"Sana ne be köylü çirkefi!"

Zilan şaşırarak ağzını açtı. Benden böyle laflar duyması garipti tabi. Şimdiye kadar ağzımı açmadım ama yeter.

Bundan sonra susmak yoktu!

Zilan yanıma gelip kolumu tuttu.

"Odadan nasıl çıktın? Sakat halinle bile yerinde durmuyorsun! Az dur."dedi.

Kolumu sertçe çekip ittim zilanı.

"Bana bak Zilan! Bir daha kolumu tutarsan seni gebertirim. Şimdi çekil Zehraya bakıcam."

Kollarını göğsünde bağladı. Bana gülerek bakıp kapıya yaslandı.

"Kilitli, yani giremezsin."

"Peki bunda komik olan durum ne?"dedim öfkeyle.

Aniden yüzündeki gülümsemeyi sildi.

Zilan"Aa olur mu hiç ne gülmesi? Canım görümcem ne ağlar ne ağlar. Ah canım ah."dedi.

Görümce mi dedi bu çirkef?

"Ne saçmalıyorsun çekil."dedim.

Kapının önünden çekildi. Kapıyı açmaya çalıştım ama açılmıyordu.

Merdivenlerden inen Emir'e baktım.

"Kapıyı açar mısın? Onu gördükten sonra gideceğim."

Zilan kahkaha atıp"daha önceden söyleseydin ben verirdim."dedi.

Emir ters ters Zilana baktı.
"İşine dön Zilan!"

Zilan bir anda ortadan kayboldu. Bana doğru yürüyen emir anahtarı cebinden çıkardı.
Tam önümde durduğu gibi kapıyı açtı.

Içeri gireceğim sırada durdurdu beni.

"Sakın bir yanlış daha yapayım deme! Yoksa bu sefer yürüyemezsin!"

"Beni tehdit etmeyi kes!"dedim ve içeri girdim.

Yatağın içinde uyuyan Zehra'nın baş ucuna oturdum.

Bakışları beni bulan Zehra doğrulup sıkıca sarıldı bana.
Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
Bana sıkıca sarılıp ağladı.

Geri çekilip gülümsedim.

"Merhaba Zehra"dedim.

Güldü."Deniz sen çok iyi görünüyorsun!"

Kafamı salladım."Turp gibiyim güzelim."

Zehra bacağıma bakıp yüzünü düşürdü. Bir anda gözleri dolmaya başladı. Bana sıkıca sarılıp ağladı.

"Hepsi benim yüzümden!"dedi Zehra.

Kafamı olumsuzca sallayıp geri çekildim.

"Bizim bir suçumuz yok."

Biz sadece kurtulmaya çalıştık. İkimizinde bir suçu asla yoktu.

"Üzgünüm yapamadım..."dedim.

Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım bende.

"Böyle olacağı belliydi. Asıl Ben üzgünüm. Senin yanına gelmemeliydim. Benim yüzümden sana zarar verdiler."dedi.

"O aptal abine bunu gösterirdim de yoruldum."dedim.

Zehra kafasını eğdi."Ona söylediğin sözler çok ağırdı Deniz."dedi.

Gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Ciddi miydi? Hak ediyordu.

"Ona söylediğim her kelimeyi hak etti! Baksana halime, haline! Bunların sorumlusu abin. Nasıl onu savunursun?!"dedim.

Zehra kafasını olumsuzca salladı.

"Böyle olmak zorundaydı deniz. Böyle olmalı."dedi.

Ayağa kalktım öfkeyle.
"Kendine gel hemen! Neyden bahsediyorsun sen?"

Zehra bacaklarını kendine çekti. Kafasını dizlerine koyup karşıya baktı.

"Dün gece abim yanıma geldi. Bu berdel olmazsa benim öleceğimi söyledi. Abim ilk başta reddetmiş ama karşı taraf duracak gibi değilmiş. Tek çare bu berdel, abim sırf benim için kabul etmiş. Bende bu berdeli kendim için değil ama abim için kabul ediyorum."dedi.

"Emir abim benim için iyi kötü çok şey yaptı, sıra bende. Bu berdeli kabul edeceğim."

Emir kardeşi için bunları yapıyordu. Sadece kardeşi yaşasın diye.
Benim abim de böyle yapar mıydı benim için?

Yere çömeldim. Başımı ellerimin arasına aldım.

Abim, O kadar arkasından koşmama rağmen bir kere bile dönüp bakmamıştı. Böyle bir şeyi benim için neden yapsın ki?

Emir, kardeşi için her şeyi kabul etmişti.
Zehra da sırf abisi için bu berdele razı olmuştu.

Bende Emir'in Adamlığını sorgulamıştım.
Asıl bunları abime söylemem gerekiyorken Emir'e söyledim. Tam bir aptal gibi davrandım.

Zehra" Annem ve babamın yapmış olduğu hatayı ikimizin ödemesi kaderimizde vardı. Abim bunun bedelini ödedi sıra bende. Daha fazla saklanamazdım zaten. Elbet evleneceğim zaten değil mi? Sadece bunu biraz öne almış olduk."dedi.

"Abim bunun bedelini ödedi derken?"

"İki yıl önce abim saldırıya uğradı. Üç yerinden vuruldu. Beni korumak için kendini feda etti. Abim ölümden döndü deniz! Daha fazla kan dökülsün istemiyorum. Ben berdeli çoktan kabul ettim."

Göz yaşlarımı tutamadım. Hıçkıra hıçkıra ağladık. Zehra ve Emir'in arasındaki abi kardeş ilişkisini öyle bir kıskanmıştım ki!

Zehra ağlıyordu ama yüzünde buruk bir gülümseme vardı.

"Ben üzgünüm.."dedim utançla.

"Bilemezdin, bende bilmiyordum. Benim abim sadece beni korumaya çalıştı. Hem biliyor musun Çocuk da çok iyi biriymiş. Benden sadece iki yaş büyük. Okumuş görmüş biri yani. Bir şey olursa abim onu aramamı söyledi. Her türlü beni koruyacağına söz verdi."

Abimin bana verdiği sözleri hatırladım bir an.
"Seni hiç bırakmayacağım Hira. Söz veriyorum."

Bu sözler havada uçup gitti. Sözler tutulmak için vardı, unutulmak için değil.

"Beni ne olursa olsun bırakmayacak. Emir abim her şeyin garantisini verdi bana."dedi.

"Bu çok güzel, senin adına sevindim. Her şeyden emin misin? Berdeli kabul mu edeceksin?"

Zehra kafasını salladı."Berdeli kabul ettim bile."

"O Adamla evleneceğim. Hayatımın en yanlış adımı olsa bile bunu yapacağım. Sanki başka bu şansım varmış gibi reddedemem."

"Peki ne zaman bu düğün?"dedim.

Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım.

Zehra"Bugün nişan, Yarın kına, dört gün sonra da düğün."dedi.

"O zaman seni bugüne güzelce hazırlayalım. Madem evleneceksin her şeyi bildiğimiz gibi yapma sırası. Sonuçta bir kere evleniyorsun değil mi?"

Zehra gülüp ayağa kalktı.
"Berdeli kendi lehimize dönüştürme sırası!"dedi.

El çırpıp"Aynen öyle yavrum. Şimdi elife haber vereceğim. Bana kıyafet getirip gelsin. Aşağıya ineyim de hazırlıkları kontrol altına alayım."

Zehra; iyi, kötü evleniyordu. Onun yanında olmalıydım. En azından mutlu ayrılmalıydı.

Odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Ama bu sefer ineceğimi sanmıyorum. Merdivenlerin başına duran Emir'i görünce gülümsedim. Yanıma gelince dik dik bana baktı.

"Git hadi!"dedi.

Kafamı olumsuzca salladım.

"Salona gitmem gerek götürsene beni, inemiyorum."

Bana şaşkınca baktı.

"Bakma şöyle hadi ama. Daha bir sürü hazırlık yapılması gerekiyor. Bak daha elife haber vericem."

"Ne diyorsun deniz? Aklında neler var yine?"dedi.

"Elifi aramalıyım diyorum. Acaba nasıl giyinmeliyim? Buranın adetleri farklı sonuçta. Telefonunu verir mis-"bağırmasıyla sustum.

"Sus artık!"

Şaşırarak Emir'e baktım. Kötü bir şey de dememiştim. Bir anda sinirlenip gerilmesi de neydi?

"Alt tarafı telefonunu istedik. Çok cimrisin!"dedim öfkeyle.

Ben şimdi nasıl elife haber verecektim?
Emel abla verir miydi ki telefonunu?

Emir ellerini cebinden çıkarıp beni kucağına aldı. Düşmemek için kollarımı boynuna doladım. Merdivenlerden yavaş yavaş indiği sırada yüzünü incelemeye başladım.

Sakalları yeni çıkıyordu belli ki. İçimde sakallarına elleyip oynama hissi vardı. Burnuma dolan toprak kokusuyla derin bir nefes çektim. Gözlerimi kapatıp daha da tutundum.

Bu koku çok...çok güzeldi.

Gözlerimi istemeyerek yavaş yavaş açtım. Gözlerime bakan gözlerle karşılaşınca nefesimi tuttum.
Emir'in Yüzüne oldukça yaklaşmıştım.
Ne ara böyle olmuştu?

Kafamı geriye çekip yutkundum.

"Zehra'ya destek olacağım...Bu yüzden gitmeyi düşünmüyorum."dedim zorlukla.

Kafasını sallayıp önüne döndü.
Dudağımı ısırıp kafamı eğdim.

Ona Adam değilsin demiştim! Şimdi onun kucağında aşağıya iniyorum.
Kaşları her zamanki gibi çatık, ilerliyordu.

"Özür dilerim. Söylediğim her söz için üzgünüm. Sadece çok sinirliydim."dedim.

Kafamı eğip yere baktım. Utanıyordum.
Kardeşi için her şeyi yapan bu Adama ağır sözler söylemiştim.

"Özür dileme!"dedi kalın sesi.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Bana ciddi bir şekilde bakıyordu.

"Kardeşimin yanında ol. En azından bu süreç geçene kadar."

Söylediği sözlerden sonra yavaşça yere indirdi beni.
Dik bir şekilde durup yüzüne baktım. Kafamı yukarıya kaldırıp yüzüne bakmak oldukça zordu.

Acaba boyu kaçtı?

Banane boyundan sanki nikahıma alıyorum adamı!

"Merak etme yanında olacağım..."

Boğazımı temizleyip gülümsedim.
"Yani kardeşinin yanında olacağım."

Kafasını salladı.

Gelen sesle gözlerimi devirdim. Bu kız her delikten çıkmak zorunda mıydı? Zilan tam yanımızda durup gülümsedi.

"De hayde sen git artık deniz."dedi sevinçle.

Kahkaha attım.
"Yok tatlım vazgeçtim. Neyse ben hazırlıklar için indim. Her şey hazır mı bakmak için indim. Bu arada emine teyze ve emel abla nerede?"

Etrafa göz gezdirdim. Emel ablayı görünce seslendim.

"Emel abla misafirler akşam yemeğine gelecek mi?"

Emel abla şaşırarak suratıma baktı. Elindeki yastığı yavaşça yerine koyup kafasını salladı.

Şaşkınca bağırdım.
"Akşam yemeği hazır mı peki? Birazdan gelirler kessin! Hadi mutfağa geçelim."dedim ve yavaşça ilerledim.

Arkamda şaşkın suratlar bıraktığıma oldukça emindim...

✨⭐⭐✨

İsteme ve Nişan'ın bir olacağını duyunca sinirlenmiştim. Ne güzel ayrı ayrı yapılsaydı öleceklerdi sanki!

Yangın mal kaçırıyorlardı. Aptallar!

Elif, evime gitmiş söylediğim kıyafetleri getirmiştim ama ne yazık ki topuklu giyemeyecektim.
Üzgünce büktüm dudağımı.

"Topuklu ayakkabı giyemeyecek olmam, benim için ölüm demek."

Elif gözlerini devirdi."Biraz daha abart istersen?"

Bu sefer gözlerini deviren bendim.

"Neyse bana her şey yakışır. Siyah spor fena olmaz bence bunun altına. Ay ya da yok babet mi giysem?"

Babetin bir tekini sol elime, spor'un bir tekini de sağ elime almış elife gösterdim.

"Hangisi?"

"Babet daha iyi." Dedi.

Hak verip babetleri giydim. Siyah elbisemin tüllerini düzeltip aynadan kendime göz attım. Makyajım saçım falan çok güzel olmuştu.

"Üstün biraz açık gibi sanki. Umarım sorun olmaz."dedi elif.

"İnşallah delirirler. Umurumda değil hiç biri!"

Çoktan akşam olmuş hazırlanmak için herkes odalarına çekilmişti. Elif koşa koşa konağa gelip bir ton ağlamıştı. Bir çok kez gelmeye çalışmış önceden ama Emir malı engel olmuş kıza. 

Birde evimin her yeri temizlenmiş elif'in dediği kadarıyla. Kırılan her şeyin yenisi gelmişmiş. Aslında olması gerekeni yapmışlar. Verdikleri zararı düzeltmeleri gerekiyordu. 

Ayna karşısında durup bir tur döndüm. Ayağım beni zorluyordu,üstüne basamıyordum.

Denizin giydiği elbise. Ayakkabı olarak beyaz şık bir babet düşünebilirsiniz.


"Hadi gidip zehraya bakalım."dedi elif.

Elif de tıpkı benim gibi bir elbise giymişti. Kısa kollu, diz altında olan bir elbiseydi. Çok güzel duruyordu.

Kafamı salladım. "Gidelim."

İstemsizce sesimiz düşmüştü.

Zehra'nın odasının önüne gelince kapıyı çaldık. İçeride sadece Zehra vardı. Pencereden dışarı bakıyordu.
Ona seslenmemiz ile bize döndü.

"Zehra?"

Siyah boğazına kadar kapalı uzun bir elbise giymişti. Siyahlar içinde o kadar güzel duruyordu ki. Aynı zaman da içindeki acıyı gözler önüne seriyordu sanki.

Gözümden akan bir damlaya engel olamamıştım.
Yutkundum.

Sırma saçları omzuna dökülmüş o güzel gözleri ön plandaydı.

"Çok güzel görünüyorsun!"

Yanına gidip elini tuttuk. Ben dayanamayıp sıkıca sarıldım zehraya. Elif de sarılınca üçümüzde kendimizi tutamayıp ağladık.

Geri çekilip sildim gözyaşlarımı.

Zehra da aynı şekilde silip gülmeye çalıştı.

"Siz de harika görünüyorsunuz."dedi zehra.

Elifle beraber burukça gülümsedik.

"Heyecanlı mısın?"diye sordu elif.

"Evet ve biraz da korkuyorum."dedi zehra.

"Biz senin yanındayız korkmana gerek yok. Unutma hep destek olacağız sana."Dedi elif.

"İyi ki varsınız."dedi zehra.

"Sende."dedik aynı anda elifle.

Kapı çalınca düzelttik kendimizi. İçeri hiç beklemediğimiz biri girdi.

Emir..

Bakışları Zehrayı buldu hızla. Zehra'nın yanına gelip ellerini tuttu. Zehra'nın eğmiş olduğu başını tutup dik durması için işaret yaptı.

"Kafan her zaman dik dursun. Seni ağlatmalarını sakın izin verme. Ben hep senin yanında olacağım."

Emir'in sarf ettiği sözlerle ürperdim. Gözlerim çoktan dolmuş , iki kardeşe hayranlıkla bakıyordum.

"Seni seviyorum kardeşim. Elimden bir şey gelmediği için kendimden nefret ediyorum. Zehra'm affet beni."

Kanımın donduğunu iliklerime kadar hissetmiştim. Zehra hıçkıra hıçkıra ağlıyor, Emir çektiği vicdan azabı yüzünden kardeşinden af diliyordu.

Akan göz yaşlarımı silmeye başladım.

"Seni ben çoktan affettim abim. Biliyorum ben seni. Elinden gelse her şeyi yaparsın. Ama üzülme abim, ben çok iyi olacağım."

Emir gülümseyip Zehra'nın alnından öptü. O kadar içten bir gülümseme sunmuştu ki içim gitmişti.

Emir geriye doğru çekilip çıktı odadan. Ne bana ne de elife bakmıştı.

Ben ilk defa gördüğüm bu abi kardeş ilişkisini gıpta ile izlemiştim. O kadar güzellerdi ki.

Kendimi tutamayıp çıktım odadan. Çok güzellerdi çok!

⭐⭐⭐

Kahveler içilmiş isteme faslı geçip gitmişti. Birazdan yüzükler takılacaktı.

Damat bey; uzun boylu, esmer tenli, kaslı biriydi. Bu kadarını hiç ama hiç beklemiyordum.

"Durdu durdu turnayı gözünden vurdu. Adam hem yakışıklı hemde çok zengin."

Yanımda durmuş kıskanç bakışlarla beraber konuştu zilan.

Ters ters baktım zilana.
"Çok uzak değilsin çarparım zilan!"

"Ne dedim be! Defolup gitsene sen."

"Sen kimsin ki beni kovuyorsun?"

"Bunu göreceksin deniz. Seni bu evden, bu evin hanımı olarak atacağım. Konağın önünden bile geçmeyeceksin."

Gözlerimi devirdim."yaw hehe görürsem söylerim."

Öfkeyle gitti yanımdan. Aptal kız!

Sonunda büyükler anlaşıp yüzükler takılacağı sırada fotoğraf makinesini aldım elime.
Güzel olan tüm kareleri çekmeye başladım.

Tam ipi kesecekleri sırada bağırdım.

"Dur!"

Damadın babası Ferdi ağa elindeki makasla bana baktı. Hepsi şaşırmıştı.

Gülmeye başladım ve yanlarına gittim.

"Damat bey, makas kesmiyoorr." Diye bağırdım. 

Damat bey gülümseyip ceketinden bir desteye yakın para çıkardı ve yüzük tepsisine koydu.

İçerideki kalabalıktan ise 'ooo' sesleri geldi. Ben de kahkaha attım. Damadı sevmiştim, cömert ve iyi birine benziyordu.

Ferdi ağa bana bakıp"Şimdi keser mi kızım?"dedi gülümseyerek.

Kafamı salladım."Keser keserr."

Ferdi ağa gülümseyip kesti ipi. Sonra ise kahkalarla beraber alkışlamaya başladık. Gözlerim dolmuştu. Bugün sanki birbirini severek evleniyorlarmış gibi davranacaktım. Belki bazı şeyler olur, gerçekten severlerdi.

Ve yan yana gerçekten çok güzellerdi.

Gözlerim cihan ağaya dönünce tiksinircesine baktım. Ben vurulduğum sırada bu pislik de vardı. Beni öldürmelerini söylemişti ve şimdi de sapıkça bakıyordu. 

Damadın amcası olmasaydı kusardım. Yaşlı biri değildi ve tahminen de bekardı.
Aman kim alsın be bu pisliği!

Zehra önce büyüklerin elini öpmüş sonra da altınlar falan takılmıştı ona.

İki kolu altınlarla kaplıydı. Oh oh! 😂

Elifin koluna girip kafamı yasladım.

"Aramızdan biri ayrıldı. Kaldık iki bekar."

Elif güldü. "Desene sıradaki benim diye."

"Aman Allah yazdıysa bozsun!"

"Hihi evet deniz evet."

Elife ters ters baktım.

"Benim bir sevgilim bile yok. Asıl seni sormalı."dedim altan altan gülerek.

"Yok be, ben evlenmeden dul kaldım."

Kendimi tutamayıp kahkaha attım. "Nasıl oluyor o be?"

"Kimse beni sevmiyor. Alsın artık biri beni."dedi gülerek.

Kahkaha attık beraber.

Bakışlarım Emirle kesişti aniden. Bakışlarımı kaçırmak istedim ama olmadı, yapamadım. O kara gözlere hapsolmuş gibiydim. Beni içine çekiyordu.

Bana böyle bakmamalıydı.

Bana bu denli güven vermemeliydi.

Bana bu denli yaklaşmamalıydı.

Biz iki tehlike bu denli yan yana durmamalıydık. 
Sonumuz ne olacaktı böyle? Hangimiz yanacaktı?

Bu inat hangimizi yakacaktı?

En kötüsü ise belki de çoktan yakmıştı bu inat. Hem beni , hemde onu.


Bölüm sonuuu❤❤

Çok uzun bir bölüm oldu bencee😍😍

Yorumları alayım..



Continue Reading

You'll Also Like

95.2K 2.9K 30
Ben Almila Çınar annemle tek yasiyorum Babam ben daha dogmadan gitmisti onu hic gorememistim fakat Annemin dogdu yere geri dondukten sonra hersey deg...
6.4K 463 37
" Beni buradan çıkar lütfen." dedim fısıltıyla. Beni duyar duymaz, anlaşılmaması için yalancı bir gülümseme taktı yüzüne. "Ah, buradan sonra bende s...
546K 16.9K 25
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
84.9K 2.8K 68
İlk gözünü açtığın andan itibaren birilerine güvenerek başlarsın hayata. İlk elini tuttuğun kişi hep yanında olucak zannedersin. Büyürken yakınlarına...