CAN YARIM

By MaksatYazmak

371K 17K 604

Ellerimle çenesini usulca avuçladım güzel yüzlü adamın.Anlatacağı şeylerden öylesine çok ürküyordu ki benim d... More

Tanıtım
Bölüm 1
2.Bölüm
Bölüm 3
Bölüm 4
BÖLÜM 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
18. Bölüm
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 34
FİNAL

Bölüm 33

8.2K 399 5
By MaksatYazmak

İZEL DİZDAROĞLU

Gizem'in uzattığı poşete bakarken gözlerimi kırpıştırarak,titrek bir soluk çektim ciğerlerime.

-''Ne olursa olsun..'' diye fısıldadı güzel arkadaşım,yüreğinin yansıması olan gözleri sevgiyle parlarken.''Bu test olumlu veya olumsuz olsa da her şey çok güzel olacak.''

Yutkundum.

Başımı usulca eğerken,Melis'in bir eli omuzumu nazikçe okşamış,Azra'nın yüzünde anlayışlı bir gülümseme belirmişti.

Gizem'in elindeki poşeti almak için elimi uzattığımda,elimin titrediğine şahit oldum.Gizem,titreyen elimi sıkıp,poşeti avucuma sıkıştırınca tüm cesaretimi bir araya toparlamaya çalıştım ve onları teselli eden bir gülümseme koyverdim.

-''Gidiyorum.''

Banyonun kapısını açıp,hemen lavabo aynasına doğru ilerledim.Bakışlarım aynadaki bana konunca yüzümdeki ürkek gözlere istemsiz bir gülüş bırakmadan edememiştim.

-''Ne olursa olsun..'' diye fısıldadım elimdeki poşeti sıkarken.''Her şey güzel olacak..''

Poşetin içerisindeki hamilelik testini çıkartıp kullanma talimatını okuduktan sonra dikkatli bir şekilde uygulamaya başlamıştım.

Talimata göre,kırmızı çift çizgi görmem hamile olabileceğimin göstergesiydi.

Talimattaki tüm basamakları acele etmeden,usul usul uygularken,içimdeki heyecanın geçen dakikalar ile birlikte yükseldiğini de hissediyordum.

-''Bitti mi İzel?''

Kapının dışından gelen Gizem'e ait ses tüm cesaretimi toplayıp,aniden testin sonucuna bakmamı sağlamıştı.

Gözlerimin önündeki çift kırmızı çizgiyi gördüğüme emin olmak için iki dakika boyunca tekrar tekrar gözlerimi kırpıp açmam gerekmiş fakat sonucun değişmediğini farkettiğimde şüphemi de gerilerde bırakmak zorunda kalmıştım.

Gizem daha fazla dayanamamış olacak ki banyonun kapısını heyecanla açtı.

-''İzel?''

En önde Gizem onun arkasında Azra ve en son Melis meraklı gözlerle,elindeki küçük aletle put gibi banyonun ortasında dikilen bana bakmaya başladıklarında,''Ç-Çift çizgi..'' diye bir fısıltı dökülüverdi dudaklarımın arasından.

Gizem'in gözleri faltaşı gibi açılırken,aniden bana doğru atıldı ve elimdeki testi hışımla çekip baktı.Azra ve Melis onun etrafını sarmaladığınde ve odaklarına testi aldıklarında şokun da sebep olduğu bir kahkaha koyverdim.

-''Oha!''

Kibar kız olmayı bir türlü beceremeyen arkadaşım Gizem,kendisine has bir sevinç nidası bırakırken bana pörtlettiği gözleriyle baktı ve biraz önce hayatındaki en değerli şey oymuş gibi tuttuğu testi önemsizce Azranın eline tutuşturdu.

-''Kızım! Oha yaaaa!''

Bağırışlarının arasında üstüme abanarak neredeyse düşmeme sebep olacak bir hücumla beni kollarıyla sıkıca sarmaladı.

Kahkahalarının arasından ''İnanamıyorum.Bu gerçek mi İzel?'' diye sordu.

Onun bu kendini kaybeden mutluluğunda ben kendimi bulmaya çalışırken ''B-Bilmiyorum ki.'' diye fısıldadım.

Azra ve Melis'te yüzlerindeki parlak gülüşlerle bana yanaşıp sarıldılar.

-''Tebrik ederim İzel.Çok mutluyum.'' diyen Azra elinde tuttuğu testi sıkı sıkıya kavramıştı.

-''Son günlerde hayatımda aldığım en güzel haber bu İzel.Bende çok mutluyum.'' diyen Melis ellerimi ellerinin arasına alıp sıktı.

-''Sen nasıl hissediyorsun?''

Gizem'in sorduğu soruyla birlikte düşünmeden ''Garip.'' diye mırıldandım.''Biraz ürkek,biraz sevinçli ve çokça heyecanlı.''

Kızlar benim söylediklerimle birlikte hep birden kıkırdamaya başladılar.

-''Yarın ilk iş gidip hastanede bir kan testi yaptıralım..'' diyen Gizem'e ''Tibet'e söyleyecek misin?'' diye soran Melis eklenmişti.

Böyle bir haber karşısında Tibet'in tepkisinin ne olacağını kestiremediğim için biraz daha beklemek ve tam olarak emin olmak istiyordum.

-''Henüz değil.Öncelikle tam olarak emin olmam gerekiyor.Böyle testlerde yanılma payıda var değil mi Azra?''

Bu konuda hepimizden deneyimli olan Azra usulca başıyla beni onaylayarak ''Küçük bir ihtimal ama var.'' dedi.''Aksatmadan yarın gidip kan tahlili yaptırmalısın.''

-''Beyler geldi İzel kızım aşağıdalar sizi soruyorlar.'' diyerek banyonun kapısından kafasını bize uzatan Kadriye ablanın gözleri içeride neler olduğunu çözümlemeye çalışır gibi bakıyordu.

Gözlerimi telaşla Azra'nın elinde duran teste çevirdim.Azra benim bu bakışımı hissetmiş olacak ki testi iki avucunun arasına gizleyip görünmez hale getirdi.

-''Hemen geliyoruz Kadriye abla.'' dedikten sonra yaşlı kadın beni başıyla onaylayıp yanımızdan ayrıldı.

O gittikten sonra derin bir nefes bıraktım ve Azraya dönüp,elindeki testi alarak banyodaki çöp kutusuna attım.Kızlar beni pür dikkat izlerken ''Bu aramızda sır olarak kalırsa çok sevinirim.'' dedim.''Tibet'in bu haberi bizzat benden almasını istiyorum.''

Ona bunu söyleyecek cesareti bulana kadar kendime zaman kazandırmak istiyorum.

Olurda olumsuz bir tepkiyle karşılaşırsam bunu kaldırabilmek için kendime zaman kazandırmak istiyorum.

-''İçim içime sığmıyor,bağırarak herkese duyurmak istiyorum ama..''

Gizem'in sözlerini duyunca ona dik dik baktığım için devam edemedi.

-''Tamam be tamam.'' diyerek yenilgiyi kabullendiğinde bakışlarım Azraya ve Melis'e dönmüştü.

-''Sırrın bende güvende..'' dedi Azra.

-''Ne sırrı?'' diye devam etti Melis.

Onlara içimde hissettiğim sevgiyle sıcacık bir gülümseme gönderdim.

-''Teşekkür ederim.''

Hep birlikte merdivenlerden aşağıya inerken,salondaki koltuklara yayılan erkeklerin bakışları bize dönmüştü.

Tibet'in tenimin karıncanlanmasına sebep olan dipsiz,karanlık kuytuları yüzüme saplandığında,kalp atışlarımın hızı ve kuvveti bir anda arttı.

Yutkundum ve gözlerimi bana kendimi dünyadaki en güzel şeymişim gibi bakan gözlerine kondurdum.

Dudakları kıvrıldığında,yanağındaki gamzesi gün yüzüne çıkmıştı.

Ah! Bu kadar etkileyici görünmek zorunda mıydı sahiden?

Merdivenler bittiğinde hipnoz olmuş bakışlarımı kendimi zorlayarak Tibet'in beni altüst eden yüzünden çektim ve gelen diğer beylere bakmaya başladım.

Karısını bakışlarıyla yiyip bitiren Eymene dönüp ''Hoşgeldin.'' diyerek elimi uzattığımda,çikolatası önünden alınmış bir çocuk gibi sersem sersem gülüp ''Hoşbuldum İzel.'' diyerek karşılık verdi.

Azra vakit kaybetmeden,kocasının yanına sokuldu ve yanağına bir öpücük kondurarak kulağına bir şeyler fısıldadı.Eymen kolunu karısının omuzlarına sarıp,onu kendine biraz daha yanaştırdı ve yüzünde sevgi dolu bir gülümsemeyle karısının alnına bir öpücük kondurdu.

Gözlerimi onlardan ayırmak için biraz çaba sarf ederek Taner'e döndüğümde bana bakmakta olduğunu gördüm.Elimi ona da uzatarak ''Hoşgeldin.'' dediğimde kibarca gülümsedi ve yerine oturdu.Bakışları Melis'in üzerine doğru kayınca koltukta biraz diklenip,kaykılarak ona yer açar gibiydi.Merakla gözlerimi Melis'e çevirdim.Taner'in bu jestiyle birlikte yüzünde hevesli bir sırıtış oluşmuştu ve vakit kaybetmeden Taner'in yanına oturdu.

İkisi bir araya geldiğinde değişik bir enerji alıyordum ama sebebin ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

Mert'e de hoşgeldin diyerek Tibet'in yanına doğru yöneldim.Bu esnada Gizem tam Mert'in karşısındaki koltuğa oturmuştu ve bakışlarını ondan kaçırmak gibi bir zahmete girmiyordu.

Tibet'in  yanına oturduğumda tıpkı,Eymen'in yaptığı gibi ellerini omuzlarıma sarmalayarak beni kendine biraz daha çekti ve saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu.

-''Çok güzel görünüyorsun küçük.'' diyerek kulağıma fısıldadığında,sıcak nefesi tenime çarpıp içimi titretiyordu.''Tıpkı yeni evlenmiş ,misafir ağırlayan bir ev sahibesi gibi.''

Gözlerimi onun kıvrılmış dudaklarından çekip gözlerine sapladım.

-''Yeni evlenmiş bir ev sahibesi olduğum için olabilir mi?''diyerek kıkırdadım.''Teşekkür ederim.''

Hep birlikte sohbet etmeye başladığımızda zamanın nasıl akıp gittiğini hiç birimiz anlayamamıştık ve hepimiz kendimizi anlatılan askerlik anıları,alışveriş anıları,Masal ve Kumsal'ın yaramazlıklarına o kadar kaptırmıştık ki Sena,Masal ve Kumsal yanımıza gelip acıktıklarını söyleyene kadar hiç birimizin aklına yemek gelmemişti.

Kadriye ablanın hazırladığı müthiş masaya herkesi davet ettikten sonra yemeğe başlayıp devam etmek,Kadriye ablanın lezzetli yemekleri sayesinde bir zevke dönüşmüştü.Hepimiz tabaklarımızdaki yemekleri ağır ağır,tadına vararak yemeğe özen gösteriyorduk.Sena,Masal ve Kumsal bizim tam tersimize kendileri kurguladıkları bir oyunu yemeğe alet etmişlerdi.

-''İlk bitiren ben olacağım.'' diyen Masal,kirpiklerinin altından Taner'e işveli bir bakış göndermişti.''Sence Taner?''

Eymen Masal'ın hitabını duyunca kaşlarını hafifçe çatarak ağzını açmıştı ki ''Taner abi diyecektik ya kızım.Ne konuştuk biz sizinle.'' diyerek Azra araya girdi ve Eymen'in masadaki elinin üzerine elini koydu.

Onu sakinleştirmek ister gibi bir hali vardı.

-''Bence Taner beni tutuyor.Değil mi..'' diyerek sözlerini sonlandırmaya çalışan fakat babasının tehditkar bakışlarıyla karşılaşan Kumsal ''Taner abi.'' diyerek babasını yumuşattı.

Onların bu tatlı halleri ve Taner'e olan ilgileri Eymen dışında masadaki herkese çok eğlenceli gelmişti ve pür dikkat izleniyordu.

Gözlerim Taner'in sırıtan yüzüne konduğunda yakışıklı diye düşündüm.Kehribar rengi gözleri,keskin hatlı yüzünde parıldıyordu ve gülüşü çok içtendi.Taner'in tam karşısında oturan Melis'e bakışlarım istemsizce kaydı ve onunda Taner'i izlemekte olduğunu gördüm.

Melis'in Tanerle ilgilendiğini düşünüyordum.Bakışlarım Melis'i daha dikkatle süzünce ''hayır'' diye fısıldadı içimden bir ses.. ''sadece ilgilenmiyor,oldukça hoşlanıyor.''

İçimdeki ses böyle düşünüyor olsa da Taner'in ne hissettiğini çözemiyordum.Taner ve Melis konusundan bir ara Azraya bahsetmem gerektiği notunu beynimin bir köşesine not olarak düşüp,tekrar kızların konuşmalarına kulak kesildim.

-''Bence ikinizde o kadar emin olmayın.Değil mi Tibet abi?''

Sena rekabete dahil olarak ağırlığını koymuştu.Onlar çorbayı daha hızlı kim bitirebilir yarışına başlarken,herkes kaşığını bir kenara koyup onları izlemeye başladı.

Masal bir Taner'e bir çorbasına bakarak hızla kaşıklamaya başladı çorbayı.Kumsal sadece tabağına odaklanıp,hırsla kaşığı daldırıp çıkartıyordu.Gözlerim Senaya kaydığında gözleriyle Tibet'e tabağını işaret ettiğine şahit oldum.

Tibet Sena'nın ne dediğini anlamadığı için kaşlarını merakla havalandırdı.

Sena bunun üzerine yanında oturan ablası Gizem'in kulağına doğru eğildi ve ''Tibet abime çorbayı benim yerime içmesini söyleyebilir misin abla?'' diye fısıldadı fakat heyecanlı çıkan sesi umduğu gibi kısık çıkmasının aksine masadaki herkesin duyacağı kadar gürdü.

Sesli gülmemeye çalışarak bakışlarımı Tibet'in sevgiyle parlayan gözlerine çevirdim.

Sena'nın bu isteğini geri çevirmek istemiyor gibiydi ama Masal ve Kumsal'a haksızlık yapmayacağını da biliyordum.

Her üç tarafıda memnun etmenin yolunu önündeki çorbasını hızla kaşıklayıp yudumlamak olarak bulmuş olacak ki yaklaşık altı kaşıktan sonra kasenin içerisindeki çorba boşaldı.

Onun bu hallerine başta Eymen ve Azra olmak üzere hepsi birden gülmeye başladı.

-''Ben bitirdim.Yarışmayı ben kazandım.'' diyerek kaşığı havaya kaldırdı ve bana göz kırparak zaferini ilan etti.

Yüreğinden öperim seni!

O an sırıtan yüzündeki derin gamzesine dudaklarımı değdirmemek için büyük çaba sarf ettim.

Kumsal,Masal ve Sena Tibet'in yüzüne şaşkınlıkla bakarken tam ağızlarını açıp itiraz edecekleri an ''Ben kazandım ama ne istiyorsanız onu yapacağım.Yani üçünüzde kazanmış ben ise kaybetmiş sayılacağım.İstekleri alalım güzeller.'' diyerek gelecek itirazların önünü kesti.

Kızlar hep birlikte sevinçle el çırpmaya ve Tibet'e yaptırmak istediklerini bir bir sıralamaya başladılar.

Tibet'e doğru eğilerek ''Umarım seni bu yaptığına pişman etmezler.'' dedim gülerek.

Yamuk gülüşü yüzünü esir almışken ''Umarım.'' dedi.

-''Böyle bir ihtimal yok Tibet.Kendin kaşındın.'' diyerek Eymen gri gözlerindeki eğlence parıltılarıyla Tibet'e bakıyordu.

-''En fazla ne olabilir ki..'' diyerek karşılık verdi Tibet.

-''Bunu söyleyerek gözünü korkutmak istemiyorum Tibet ama Eymen'in parmaklarına oje sürmüş iki kişilik bir çeteyle karşı karşıyasın ve daha kötüsü..'' diyerek gözleriyle Sena'yı işaret etti Azra..'' bu çete artık üç kişilik.''

Eymen karısının açığa çıkardığı sırra kızmış gibi yaparak ona kollarını doladı ve saçlarının arasına bir öpücük bırakırken bize Azra'nın görmediği anda göz kırptı.''Bu çete o zamanda üç kişiydi.''

Azra kocasının bahsettiği üçüncü kişinin kendisi olduğunu farkettiğinde kıkırdayarak ''Haklısın galiba..'' diyerek fısıldadı.

Bakışları yeniden karısını bulunca aşkla baktı genç adam..''Haklıyım inci tanesi..''

İnci tanesi..

Ne kadar hoş bir hitap biçimiydi.Eymen'in dudaklarından dökülen bu kelime sanki Tibet'in bana küçük demesini çağrıştırmıştı.

Kirpik altından Tibet'e baktığımda onunda bana bakmakta olduğunu gördüm.

İçim sıcacık oldu.

Seni seviyorum.

Baba olmaya hazır mısın? Ben benim çocuğumun babası olmanı çok istiyorum.

O an içimde yankı bulan bu cümleleri Tibet'e seslendirebilmeyi istedim ama bir şeyler hayal kırıklığına uğrayabileceğimi hatırlatınca yutkundum.

-''Sana makyaj yapacağız Tibet abi.'' diye bağırdı Kumsal.

-''Evet hepimizin ortak isteği bu.'' diyerek kardeşini destekledi Masal.

Sena,sadece usulca kafasıyla onaylamakla yetindi.

Tibet'in kaşları çatıldığında masada gür bir kahkaha tufanı kopmuştu.

Taner ve Mert ''Kendin kaşındın.'' derken Eymen 'ben sana demiştim' bakışları atıyordu.

-''İsteğinizi başka bir istekle değiştirme şansım yok mu?'' diyerek çırpındı Tibet.

Kızlar üçü birden itiraz kabul etmez birer ifadeyle kafalarını iki yana salladılar.''Olmaz.''

Yemekler ve tatlılar yendikten sonra Tibet isteği gerçekleştirmek üzere üçlü çetenin peşine düştü.

-''Kız milletinden gerçekten korkacaksın.'' diyerek güldü Gizem.

-''Kırk yılın başı doğru söyledin.'' diyerek iğneleyici bir şekilde Gizem'in sözlerine katıldığını belirtti Mert.Yüzünde Gizem'i kışkırtmak isteyen o her zamanki gülüş vardı.

-''Adamı ne hale çevirecekler çok merak ediyorum.'' diyerek Tibet'in arkasından sahte bir üzgünlükle baktı Melis.

-''Kumsal ve Masal'ın sana benzediklerini varsayarsak,Tibet'i tanıyamaz hale getireceklerine bahse girerim ufaklık.'' diyerek Melis'e alaylı alaylı bakmaya başladı Taner.

-''Ufaklık senin..'' diyerek kaşlarını çatan Melis'in devam etmesini Azra öksürükle engellemeye çalışmıştı.

Azra,Melis ve Taner'in arasındaki bu ilginç gizemi biliyordu ama bakışları şu an onlardan çok merakla Mert ve Gizem arasında mekik dokuyordu.

Onun bu haline gülümsemeden edemedim.Göz göze geldiğimizde sırıttı.

Yaklaşık kırk dakika kadar sonra merdivenlerden Sena,Kumsal ve Masal ağır ağır inmeye başladığında hepimiz pür dikkat onlara yöneldik.

Kızlar Tibet'i takdim eder gibi yüzlerinde gururlu birer ifadeyle elleriyle arkadan inmekte olan Tibet'i işaret ettiklerinde sırıttım.

Tibet,boyalı yüzünde yamuk bir sırıtışla usul usul inmeye başlayınca hepimiz gülmeye de başladık.

Tam anlamıyla merdivenleri bitirip aramıza girdiğinde her birimiz onu yakından süzüp,kızların sebep olduğu felaketi çözümlemeye çalışıyorduk.

Önce Sena,Tibet'in yanına oturdu ve hünerlerinden,yapmış olduğu dokunuşları elleriyle göstererek bahsetmeye başladı.

Tibet'in şeftali rengine boyanmış dudaklarını baş parmağıyla işaret ederken ''Bunu ben yaptım.En sevdiğim renk.'' dedi.

Bakışlarım,Tibet'in belirgin dudaklarından taşan şeftali rengi ruja takılınca kendimi tutamayıp bir kahkaha patlattım.

Tibet gözlerinde tehditkar bir ifadeyle erkeklerin hepsini teker teker süzüyor,herhangi bir yorum yapmamaları gerektiklerinin sinyallerini veriyordu.

Sena işaret parmağını Tibet'in dudaklarından çekip,bu kez yanaklarındaki keskin elmacık kemiklerine doğrulttu ve dudaklarındaki rujun rengiyle mükemmel bir tezatlık oluşturan parlak pembe allığın Tibet'in elmacık kemiklerini birer elma şekerine dönüştürmesini gözlerimize soktu.

Kendime yine engel olamayıp seslice güldüm.Benim ardımdan Azra,Gizem ve Meliste şen birer kahkaha atmışlardı.

Mert,erkeklerden kendini tutamayıp gülme cesareti gösteren ilk isim olmuştu ve Tibet'in ölümcül bakışlarına maruz kalmıştı.Eymen ve Taner ise yüzlerinde birer sırıtışla gayet eğleniyorlardı ve bunu gizlemeye niyetleri yoktu.

Sena yaptıklarını anlatmayı bitirdikten sonra sırayı Kumsal'a vermişti.Kumsal maharetlerini parmakla göstermeye başlamadan önce Tibet'in yüzünü bir süzüp komik bulmuş olacak ki gür bir kıkırtı bırakmıştı.

İşaret parmağı ile Tibet'in göz kapaklarını hedef alarak ''Farı ben sürdüm.'' diye fısıldadı.Farlar açık mavi rengindeydi ve Tibet'i inanılmaz komik gösteriyordu.

Eymen gür bir kahakaha atıp ''Aferin kızım.Başarılı olmuş.'' dedi.

Tibet, Eymen'e ters bir bakış attı ama bu uzun sürmemişti onunda en az bizim kadar eğlendiği ve halinden memnun olduğu ortadaydı.

Kumsal bir sonraki aşamaya yani eyeliner'a geldiğinde Tibet'e gözlerini kapatmasını söyledi.Tibet uysalca gözlerini kapattı ve böylece yamuk yumuk çekilmiş siyah eyelinerı gözlerimizin önüne serdi.

Sıra Masal'a geldiğinde Tibet'in zaten kendinden uzun olan kirpiklerinin düzgün sürülememiş olan rimele rağmen çok daha gür ve uzun göründüğünü farkettim.

Sevgiyle gülümsedim.

-''Kadınları kıskandıracak uzunlukta..'' diyerek içimdekileri dile döktü Mert.

Hep bir ağızdan güldük.

Masal son olarak işaret parmağıyla Tibet'in siyah olan ama kahverengi kalemle boyanmış kaşlarını gösterdi.Yanaklarımı ısırarak gülmemeyi denediğimde diğerleri hiç bu zahmete girmemişti.

Tibet model olmaktan kurtulma sırasının geldiğini farkettiğinde derin bir nefes bırakmıştı.

Gözlerim,saçlarının önü fıstık yeşili bir tokayla arkaya doğru tutturulmuş,keskin hatları pembe bir allığa kurban gitmiş,gözleri parlak bir mavi renk ile halka içine alınmış,kaşları siyah ve kahverengi dalmaçalı,uzunlu kısalı kirpikleri olmasına rağmen gözlerinin içindeki sıcaklık hala süren kömür bakışlı adama kondu.

Ona bu gece bir kez daha aşık olduğum adamın,okyanus kokulu adamın,kocaman ve sıcacık yüreği olan adamın gözleri saplandı gözlerime.

Öyle güzel baktı ki gözlerimin içine ''Tibet..'' diye fısıldadım ona yanaşıp yanağına bir öpücük kondurduktan sonra kulağına..''Bir gün bizim çocuklarımız içinde kendini böyle feda etmeni istiyorum.''

Dudaklarımdan fısıltı halinde dökülen kelimelerle birlikte önce gamzesine ayrı aşık olduğum adamın gamzesi söndü sonra vücudu sıcacıkken taş kesti..

Yutkundum.

-''Küçük..'' diye fısıldadı sesinde neyden kaynaklı olduğunu bilmediğim bir titreklik baş gösterirken.''Seni özledim.''

Konuyu kapatmasını görmezden gelmeye çalışarak ama başaramayarak ''Bende..'' diye fısıldadım.Fısıltım bir inleme halinde çıkmıştı çünkü boğazımda kocaman bir yumru,içeride bir yerlerde de tonlarca bir ağırlık vardı.

Gözlerime dolan yaşlar görünmesin diye yüzümü okyanus kokulu adamın omuzuna gömdüm ve kokusunu derince soludum.

Onu belkide hiç kabullenmeyecek olan babasının kokusunu gönderdim içimdeki varlığını yeni öğrendiğim küçüğe.

Pekala okyanus,küçücük bir balığı yutup yok edebilirdi.. 

Continue Reading

You'll Also Like

4.4K 600 37
Küçükken birbirlerinden kopmak zorunda kalan iki aşık Teo ve Barca yıllar sonra karşılaşırlar ama ikiside birbirini tanımaz çünkü biri Osmanlı Padişa...
565K 34.6K 29
Görücü mü? Asla, diyordu Ateş... Ta ki adının anlamını kalbinde hisseden o kızı görene kadar... Durakta her sabah fotoğraflarını bir sapık gibi çekti...
1.4M 82.4K 86
2. Hikaye Geç Gelen Aşk'tan tanıdığımız Berzan Devran'ın yeni aşkının hikayesi. Berzan Devran; Devran Aşiret'inin kara kaşlı, kara gözlü, esmer, yak...
103K 9.3K 22
Merhaba Sevgili Okur, bu defa anlatacağım tuhaf bir aşk öyküsü. Sevmeyi bilmeyen iki kalbin Tuğra ile Yakut'un birbirine tutulup kalmasının öyküsü. ...