Kod: 39...

By tanrisalkavramlar

5.4K 2.4K 2.1K

"İşlediğim ilk cinayet değilsin." Ensemde hissettiğim sıcak nefes tenime kabza gibi saplandığında irkildim .B... More

Bölüm 1 : Karanlık Gölge
Bölüm 2: Siyah Kan
Bölüm 5 : Riyakâr Bir Gece
Bölüm 6: Sanrı
Bölüm 7: Kelepçelenmiş Çığlıklar
Bölüm 3: "Kırık,Dökük"

Bölüm 3 : Kurban

607 399 115
By tanrisalkavramlar

Dikenleri hüznün derinliklerine defalarca kez batmış siyah bir gülü yaşatmaya çalışıyordu ,hislerini hükümsüz kılan adam .

Kadının ,feryatlarından beslenerek yüreğine kök saldığından bir haberdi.

Solmaya yüz tutan ,kuru yaprakları yalan rüzgarlarında defalarca kez savrulmaya alışkındı.

Kabul , zamansız dökmüştü yapraklarını ruhuma.

Ama öyle bir düşmüştü ki , bir daha kimse izini bırakmasın istemiştim. Bir daha kimse değmesin yüreğime,hiç kimse inmesin acılarımın derinliklerine.

Sahi ,ben hangi günahın sancısıydım ?

Hayatın mültefit görünen ama aslında riyakar olduğu bir ana şahit oluyordum . Zihnimin dar sokaklarındaki çıkmaz kaosun içinde debelenen düşüncelerim içine düştüğüm bu durumun acımasız gerçeğini tokat gibi suratıma çarpmakta geri durmuyordu. Sükutun pençesine takılan uğursuz yankılar tüm şehri esareti altına almışçasına hükümünü sürüyordu.

Yolun ortasında durmuş, üzerimize devrilen her bakışın gözbebeklerine hapsoluyorduk . Arabasından ıslanmayı göze alarak inenler peşi sıra sitemlerini küfürler eşliğinde dile getiriyorlardı fakat o bu duruma kayıtsız kalıyordu . Zaman , ihanetini bir kez daha kanıtlamak istercesine ağır işliyordu . Bir çift efsunkar kahvelerin sahibi beni baştan aşağı taradıktan sonra bakışları tek bir noktada asılı kaldı . Koştuktan sonra boynuma dolanan başörtüsünde gezindi muzdarip kahveler. Eş zamanlı olarak efsunkar hareler azap dolu bir hale büründü .Nefretle yıkadığı bakışlarını üstüme yağdırdı. Yutkunmaya çalıştığım sıralarda ,gözlerimi kaçırdım.

Sanki bir suçluymuşum gibi .

Dimağımda yankı bulan korku naraları beni alaşağı etmek istercesine tüm bedenime hastalık gibi sirayet ediyor, korkuyla harmanlanan duygular dört bir yana nüksediyordu. Haliyle bu hisler beni güçsüz kılıyor , aciz bedenimi kemirip, tüketiyordu .

Sustu .

Yaptığı bu eylemin canımın ne denli acıyacağının şuurundayken hemde . Mühürledi dudaklarını, kilit vurdu artık hiç bir ehemmiyeti olmayan kifayetsiz kelimelerine öylece sustu ...

Ve gitti ...

Öylece kalakaldım yolun ortasında.
Koca kalabalığın içinde kimsesizlikte kaybolduğumu ,yalnızlığın elini kavradığımda anladım .Kimsem varken aslında hiç kimsesiz olduğumu...
Serzenişlerin ve ardı arkası kesilmeyen küfürlerin hedefi ben olmuştum.
İnsanların meraklı ve kınayan bakışlarını umursamadan öylece koştum. Nereye gittiğim hakkında en ufak fikrim olmadan öylece koştum, koştum.Göğüs kafesimde kanat çırpan siyah kelebekler adlandıramadığım bir sızıyla ciğerlerimi talan ediyor , boğazımdaki acı yumru yutkunmama izin vermiyordu. Kesik ,kuru nefesler dudağımdam acımasızca dökülüyordu .Soluksuz kalana kadar koştum ve en sonunda yorgun bedenimin yerle bütünleşmesine müsade ederek dizlerimin üstüne düştüğümde , dizlerimdeki parçalanmasının sızısını umursamadım .Boğazımın acımasını hiçe sayarak bağıra çağıra ağlamaya başladım.Çakan şimşekler ağlamama eşlik etmek istercesine yeri göğü kudretli ezgisiyle istila ediyor, yağan her damla semadan intihar ederek , şehrin günahlarına ortak oluyordu .

Soğuk bir kış gecesi ,akreple yelkovanın uzun geceye ahenk sağlamak uğruna sarf ettiği çabalar sonrası kapı çaldı evin hizmetçisi olarak kapıyı açtığımda ; siyah saçlı , kavhe gözleri ve güven veren bakışlarıyla bana geçmişimdeki birini anımsatıyordu. Ama o bana değilde tuhaf bir şekilde tam arkama bakıyordu arkama döndüğümde Emirle karşılaştım çatık kaşlarıyla "İçeri geç sen hadi! " dedi.
Bende öyle yapıp muftakta yarım kalan işlerimi hallederken Emirin "Bize kahve yap getir " dediğini duydum . Her sözüne itaat ettiğim için çabucak yapıp Emirin odasına doğru ilerledim ve misafir çocuğun sözlerini işittim
" Kusura bakma kardeşim ya küçükken bir zavallı kız uğruna kavga edip yollarımızı ayırdık . Çok pişmanım hatamı geçte olsa anladıktan sonra buraya geldim biraz zor oldu seni bulmak ama sonunda buradayım işte "

Duyduğum ses Güneye aitti aradan geçen on iki seneden sonra işittiğim ağır sözlerle elimdeki tepsi yerle buluştu . Çıkan sesle hemen yere eğilip kırıkları toplamaya başlarken Emir geldi "Beceriksiz alt tarafı bir kahve yapıcaktın onu bile beceremedin" dedi .
"B- ben özür dilerim " derken gözlerim kapının pervazına yaslanan ve bizi izleyen Güneye kaydı. İçimde ona karşı oluşan nefret ve kin çoğalırken gözlerimi kaçırdım . " Şimdi git seni gözüm görmesin" dedi Emir. Anında kırıkları topladığım tepsiyi mutfağa götürdükten sonra odamın yolunu tuttum . Allahtan teyzem uyumuştu yoksa kırdığım fincanların hesabını vermek zorunda kalırdım .

Odama vardığımda saatin geç olduğunu fark edip, uyumak için üzerimden çıkardığım hırkanın cebinden -ne ara girdiğini - anlayamadığım bir not çıktı .

"Herkes uyuduktan sonra sokağın başına gel .
Güney ..."

Anlam veremediğim bu notu sinirle ellerimde kırıştırıp avucumda sıktım bir de emir veriyordu sanki yapma gibi bir zorunluluğum varmışçasına . Notu odanın bir köşesine fırlatıp yatağıma girdim .
Bir sağa bir sola döndükten sonra uykumun kaçtığını fark ettim. Merak düşüncesi zihnimin heryerine sirayet ettiğinde dayanamadım ve odadan çıktım .

Etrafı kolaçan ettikten sonra salondaki askılıkta duran montumu üzerime geçirip çıktım evden . Kar tanelerinin sürüklediği ,güçlü rüzgarın soğuk darbeleri bedenimde hunharca gezinirken her adımımda üşümem artıyordu . Beyaz kaldırımda adım attığım her yerde ayak izlerimi bırakıyordum. Tenha sokağın ıssızlığı ürpermeme neden olsada korkumu rüzgara bırakıp ,daha sıkı sarılıyordum montuma. Biraz daha yürüdükten sonra bakış açıma giren silüetiyle durdum. Sırtını yaslandırdığı yıkık ,dökük duvarın üstüne yazılan yazı ,parmaklarına kıstırdığı sigarası,alnına gelişigüzel serpiştirilmiş siyah saç tutamları ona serseri bir görünüm vermişti.
Sinirim hala geçmediği için öfkeyle söylendim.

"Ne istiyorsun ?"

"Sakin ol " dedi . Bana nazaran sesi anlayışlıydı. Gözlerimi üç saniyeliğine sıkı sıkı kapatıp derin bir nefes aldım .

Sakin olmalıydım .

"Sana yardım etmek istiyorum "

Duyduğum saçmalığa kahkaha attım . Aniden silinen sırıtışım ağlamaklı ses tonuma dönüştü.

"Zavvallı bir kıza mı ? Sonradan pişman olucağın şeyler yapma"

Buraya gelip bu konuşmayı yaptığım için kendime lanet edip , saçmalığına katlanamayıp gitmek için arkamı döndüm ve yürümeye başladım taa ki o sözlerine başlayıp beni durdurana kadar

"Emire söylediğim şeyler gerçek değildi "

Arkama dönüp tekrar yanına vardım .

"Bak ! " dedim kendimi göstererek. "zavallı olabilirim ama aptal değilim . Zaten bu notu ne ara koyduğunuda bilmi-"

" Sen kapıyı açtığında yüzüne değilde bilerek arkana baktım aslına bakarsan sen beni tanımaya çalıştığında arkanda emir yoktu. Seninde arkanı dönüp baktığım yere bakacağını bildiğim için yaptım bunu .Ve sen arkanı dönüncede koydum bu notu . Emir orda olmasaydı delirdiğimi falan düşünürdün neyseki emir geldi . Gelmesi iyi oldu belki ama bi başka bir açıdan da kötü oldu çünkü notu koymakta zorlandım ama sonuç olarak burdasın."

Zekasına hayran kaldığımda açılan ağzımı kapayıp

"Ne istiyorsun benden?"
diye sordum .

"Çok şey değil sadece benimle kaçmanı"

Zihnimde yer edinen zeka profili anında buhar oldu bu çocuk manyaktı.

"Ne saçmalıyorsun ? "

" Bak Eylül o çiftlikten döndükten sonra annem ve kız kardeşim öldü . Seni ilk gördüğümde şok olmuştum çünkü sanki kardeşimin büyümüş hali gibiydin . Seni anneme anlattım. Annemin ölmeden önceki son isteği seni bulup bu hayattan kurtarmamdı . Neden böyle birşey istedi kafam hala almıyor ama olay bundan ibaret . Annemin vasiyeti bu . Sonra seni yıllarca aradım geçen hafta Emiri gördüm babamında yardımıyla şimdi buradayım işte "

Söylediği şeyler çok tuhaftı yalanda olabilirdi aslında, özzelikle annesinin vasiyeti ...

"Peki , sana güvenmem için bir neden söyle ?"

"Bir nedeni yok aslında sadece başka çaren yok ..."

Haklıydı . Başka çarem yoktu. Aklımı kurcalayan başka bir soruyu sordum.

"Neden Emire hakkımda böyle şeyler söyledin peki ?"

"Çünkü Emiri anca böyle kandırabilirdim . . Şimdi sana son kez soruyorum geliyor musun ?"

Tereddütlüydüm hayatımda ikinci kez gördüğüm birine inanmak akıl kârı değildi. Zihnim kalbimle aklım arasında mekik dokuyordu geriye sadece çaresiz bir ben kalıyordum. Zordu ... herşey iki dudağımın arasından çıkacak tek kelimeye bağlıydı . 'Ama ben artık cehenneme tutsak ateşin kıvılcımı olmak istemiyorum ' dedi içimdeki ses .Cehennemin en ücra köşesinde ateşine mahkum kıvılcım bile ateşine ihanet edip cenneti arzulayacak kadar riyakardı.

"Geliyorum "

"Tamam şimdi kaçamayız çünkü ilk şüphelendikleri kişi ben olurum o yüzden bir hafta sonra tam burada ... saat geç oldu şimdi eve gitmelisin şüphelenmemeleri gerekiyor "

"Tamam" dedikten sonra yürümeye başladım bir anda durdum ve arkama döndüğümde hala beni izlediğini fark ettim " Her şey için sağ ol " dedim söylediğim şeye gülümserken arkamı dönüp eve gittim sessiz olmaya özen göstermeye çalıştım . Montumun zincirini açmaya başlarken aniden salonun ışıkları yandı ve teyzemi görmemle kanım çekildi .

"Nerden geliyorsun sen !?"

Ne diyeceğimi bilemiyordum .Zoraki yutkunduktan sonra

"B-ben hava aldımda biraz"
Yalan söyleyemezdim o an aklıma gelen tek mantıklı açıklama bu olmuştu ama bende teyzemi azda olsa tanıyorsam asla yemezdi bu yalanı ki öylede olmuştu. Bir hışımla yanıma gelip kolumu kavradı ve tırnaklarını etime sapladı . Acının verdiği hisle inledim.

"Ahhh!"

"Bana doğruyu söyle , seni pis yalancı ".

Söylemelimiydim?

Söylememelimiydim?

Hayatım bu iki seçenek arasındaydı .Dudaklarımdan çıkan iki kelime ya sonum olacaktı ya da başlangıcım ...

"Yalan söylemiyorum " dediğim an , tırnakları daha derin saplanmıştı bu seferki ruhumu acıtmıştı .

Gözyaşlarımın ardı arkası kesilmezken , otoriter sesi bir kez daha doldurdu salonu .

"Doğruyu söyle"

Pes etmeye niyeti yoktu bilhassa benimde öyleydi artık yenik düşen taraf ben olmayacaktım . Tam o esnada koridorun başındaki kapı açıldı ve içeriye eniştem girdi. Anlık eli kollarımdan çekilirken eniştem başladı konuşmaya

" Ne oluyor gece gece? "

"Onu Eylül söyleyecek Mustafa, gecenin bir yarısı nerden geliyor birde sen sor bakalım? " dedikten sonra sinsice kıvrıldı dudakları.

Eniştemin meraklı gözleri elalarıma tutununca yutkundum.
Bu sevecen adama yalan söylemek zor olacaktı anlaşılan . Ama başka çaremde yoktu o yüzden yalanımı sürdürüp aynı cümleleri tekrar ettmek zorunda kaldım.

"Hava almaya çıkmıştım enişte ".
Dedikten sonra söyleyeceği cevabı deli gibi merak ederken o gülümseyip

"Ee ne var bunda Semra , fazla abatıyorsun genç kız canı sıkılmış hava almış işte "

Derken teyzemin vücudu put kesilmişti , her ne kadar eniştemin beni kollayacağını bilip yinede bu cevabı alınca yüzündeki sinsilik silinmişti .
Bana 'sen yarın görürsün gününü'
bakışı atarken , artık korkmadığımı belli eden gülümsemeyle karşılık verdim. Sanırım Güneye dayanarak veriyordum bu karşılığı.

1 hafta sonra ________

Herkes uyuduktan sonra gıcırdayan kapıyı usulca açtığımda histerik bir heyecana kapılıp yüreğim ağzıma gelsede pes etmedim . O gece teyzeme karşılık vermem pahalıya patlamıştı .

Ama vazgeçmek yoktu ...

Salona doğru parmak uçlarımda ilerlediğimde kavradığım kapının kulpunu yavaşça açıp dışarı çıktım . Koşa koşa sokağın başına gitmeye başladığımda belirlediğimiz saati geçeli epey olmuştu . Umarım vazgeçtiğimi düşünüp gitmemiştir diye geçirdim içimden .
Nefes nefese kalırken , düzensiz soluklarımın hakimiyetini kurmakta epey bir zorluk çekiyordum . Sokağın başına vardığımda ellerimi dizlerime konumlandırdığım da soluklanmaya başladım . Kafamı kaldırdığımda uğradığım şokun etkisiyle donup kaldım .

Geç kalmıştım ...

Gitmişti ...

Gözlerimden akan yaşlar çaresizliğimin timsaliyken , bir kez daha lanet ettim kahrolası çaresizliğime . Gözyaşlarımı fevri bir şekilde elimin tersiyle sildikten sonra eve gitmek için arkamı döndüğümde yüzüm sert bir bedene gömüldü . Kafamı kaldırdığımda yüzüne baktım .

Oydu ...

Gitmemiş , beklemişti...

Continue Reading

You'll Also Like

16.9K 762 27
"Kimim ki ben Komutan? Vural Aslanbeyin artığı. Para ile satın aldığı bir o-" Elini Zümrütün dudaklarına bastırdı Egemen. "Kes sesini. Bir daha Zümrü...
64.4K 5.6K 10
Laçin'i yatağına bırakırken gözlerini açmış babasının elini tutmuştu."Baba beraber uyuyalım mı? Hem kitapta okursun bana."dedi uykulu bir sesle.Kabus...
258K 10.8K 27
Bir komutana anonim olarak mesaj atarsak en fazla nolur? ‹ ·_· › Başlangıç: 04.03.2024
223K 11.7K 44
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.