- Ahhh.
- Hanımefendi lütfen abartmayın. Sadece dudağınız patlamış.
Benim bağırışlarıma dayanamayan adam sonunda isyan etmişti.
Toprak beni okulun revirine getirmiş ve kendisi de anlamadığım bir sebepten dolayı dışarıda bekliyordu. Giderken kapıyı kapatmamam gerektiğini sıkıca tembih etmişti.
Ben ise şuan dudağıma pansuman yapmaya çalışan adamı canından bezdirmekle meşguldüm. Ee ama napıyım dudağım çok acıyor.😒
Adam elini her değdirdiğinde ağzımdan çıkan inilti ve içimdeki Eylül'e kötü bakış atan ben....
Adam pansumanı bitirmek üzereydi.
Ben de ağlamaktan bihal olmuş gözlerimi ovalayarak olduğum yerde dikleştim. Odaya bir hışımla giren Toprak gözlerimi pörtletmeme 😂 sebep oldu.
- Bitmedimi kardeşim daha işin. Hadi. Zaten kızı bağırta bağırta bir hal ettin. Alt tarafı bir pansuman yapacan.
Diyerek elini kolunu sallıyordu.
- Hem koca hemşirelik fakültesinde pansuman yapacak başka kimse kalmadı mı? Çekil gerisini ben yaparım. Allah Allah....
Toprak karşımdaki adamı kaldırıp yerine oturdu. Adam da Toprağı kaldırıp kendi oturdu.
Adam "kardeşim saçmalama bitti zaten" diyor.
Toprak "bittiyse niye daha bekliyorsun" diyor.
..................
Ben önde Toprak arkada okuldan çıktık. Okuldan biraz uzaklaştıktan sonra durup onu beklemeye başladım.
Bir cafeye gidip oturacaktık ve bende ona ne olup bittiğini anlatacaktım.
Toprak yanımda yürüyor ben de onun koca adımlarına yetişmeye çalışıyordum. Bu nasıl bir adam yaa. İçimden "az yavaş yürü be mübarek demek gelse de" uysal bir kız olup yürümeyi tercih ettim. Zira Toprak bugün oldukça sinirliydi.
Geldiğimiz cafe bı değişikti. Yani benim daha önce hiç gelmediğim yerler. Entel dantel insanlar işte. İçeri girer girmez herkesin gözü bize döndü. Ben olsam ben de bakardım valla.
Bir adet sinirli asker. Arkasında da onların pek alışık olmadığı şekilde giyinmiş dudağı patlak bir kız.
Toprak cam kenarında bir masa seçip otururken. Bende arkasından küçük bir çocuk gibi ilerliyordum.
Biz daha yeni oturmuşken garson yanımıza gelip "Buyrun Toprak bey ne alırdınız" dedi.
Allah Allah bu beni tanındığı yere mi getirdi.
Garson bizden, Toprak da benden cevap bekliyordu. Ve ben bi hışımla birşey istemiyoruz deyip yerimden kalktım.
Garsona
- Siz gidebilirsiniz. Deyip Toprağa döndüm.
- Ya Toprak gidelim buradan. Ben burda rahat edemem. Hiç alışık olmadığım yerler. Hem ben açım burada benim karnım doymaz ki.
Dedim yavru kedi bakışlarımla.
Topak bir bana birde etraftaki insanlara baktı. Ve çarpık bir gülümseme ile
- E hadi gidelim o zaman. Ama nereye gideceğiz. Dedi
- Sen onu bana bıraaak. Dedim zafer kazanmış bir çocuk edasıyla.
.......
Dükkana yaklaşınca adımlarımı hızlandırdım. Guruldayan karnımı tutarak. Toprak arkamdan geliyordu ve şuan eminim bana gülüyordur.
İçeri girer girmez. Yukarı çıktım.
- Ali amca diye seslendim.
Ve hiç cevap beklemeden her zamanki yerime oturdum. Dükkanın en güzel köşesine.
Toprak rahat hallerime şaşmış olsa da o da benim gibi yapıp oturdu. Ve çok geçmeden Ali amca gelmişti.
Toprağı nereye getirdiğimi merak eden varsa hemen söyleyeyim. Lahmacun yemeye getirdim, belki bir Adana da yerim ( Ayy 🤦 oruç oruç canım çekti valla)
Burası benim en sevdiğim yerlerden biridir. Ali amca karısı ile birlikte çalıştırıyor bu dükkanı. Karı koca hem güvenilir hem de samimiler. Ben de arada kaçar buraya gelirim. Ama genelde tek başıma gelir, üst katta köşeye otururdum. Dışarıdaki insanları seyrederek...
- Ooo kızım hoşgeldin. Unuttun sandık VAllahi. Diye sitem etti Ali amca.
- Amcam kusura bakma. Valla bu aralar pek vaktim olmadı.
- Tamam tamam hadi affettim. Yanındaki bu delikanlı kim. Sen hep yalnız gelirdin.
Deyip elini Toprağın omzuna koydu.
Ben ve Toprak birkaç saniye birbirimize baktık. Toprak durumu toparlamak için " Şeyy ben..." diye birşeyler uydurmaya çalışsa da onun sözünü kesip.
- O benim kocam . Dedim.
Yani daha doğrusu henüz düğünümüz olmadı ama imam nikahlı diyebiliriz.
Diye ekledim hemen.
Toprak yüzündeki şaşkınlık ifadesini gizlemeye çalışarak gülümsedi sadece.
Ali amca" hayırlı olsun siz ne yiyeceğinize karar verip bana söylersiniz " dedi ve bizi yanlız bıraktı.
Ali amca gider gitmez arkasında kocaman gözlerini açmış bana bakan bir adet Toprak bıraktı.
- Ni... Niye söyledin. Dedi kekeleyerek.
- Ali amca çevremdeki kimseyi tanımaz, zaten bu iş bittikten sonra onu birdaha göreceğimi sanmıyorum benim de planlarım var. Dedim hızla.
Ve devam etmesine izin vermeden.
- Ne yersin
Diye sordum.
- Bilmem sen ne istersen ben de aynısını yerim. Dedi.
- Tamam o zaman deyip.
Bir lahmacun, bir Adana, bir ayran, soğan salatası ve bir de tatlı istedim( oruç başıma vurdu 😝😝)
Toprağa da aynısını isteyecektim ama o lafa atılıp menüyü biraz hafifletti.
Siparişleri beklerken sessizliği bozan Toprak oldu.
- Anlat bakalım kimdi o şerefsiz.
O son kelimeyi söylerken gözlerimi belertip baktım.
Ama pek de etkili olmadı. Sinirden çenesi gerilmişti.
- Öncelikle küfür etme. Deyip ikaz ettim.Ve lafa devam ettim.
- Bizim okuldan bir çocuk işte. Furkan. En başından beri gelip salak salak tekliflerde bulunuyor.Ne kadar itiraz etsem de ısrar ediyor. Ve geçenlerde senle beni görmüş galiba.
Okulun arkasında kitap okuyacaktım. Aniden ağzımı kapatıp duvara doğru itti. Kim o falan diye sordu. Söylemeyince de vurdu. Dedim.
Her söylediğim sözle daha da sinirleniyordu Toprak. Çenesi kasılmış boynundaki damarlar iyice belirginleşmişti.
Derin bir nefes alıp devam ettim.
- Sonra da sen geldin işte başka bir şey olmadı.
- Emin misin başka bişey yapmadı demi sana o şerefsiz. Kim tuttu lan beni niye dövmedim ben o bebeyi lan.
- Toprak tamam uzatmayalım. Lütfen.
Beni kurtaran Ali amca oldu sıcacık lehmaacunum ile gelip.
Ali amca elindekileri bırakıp gitti. Ve ben besmele çekerek başladım yemeye durdurabilene aşk olsun.
Ben yemeğe abanmış yerken Toprak gülerek bana bakıyordu.
- Yaa ne bakıyon yesenee. Diye sitem ettim.
Ve o da yemeye başladı. O yerken ben estağfurullah çekip durdum. Bu çocuk dağda bayırda nasıl karnını doyuruyor ya. Aç kalır bu aç. Bir lehmaacun ancak bu kadar kibar yenir.
- Üff Toprak sana yemek yemeyi de mi ben öğretiyim yaa. Diyerek elinden aldım. İçine biraz salata koyup dürdüm. Ve eline verdim.
- Toprak sen biraz hasta gibisin sanki neyin var birşey mi oldu görevde.
Dedim merakla. Yürürken sol omzunu tutuyordu ve sanki biraz nezle olmuş gibi görünüyordu.
- Yok birşeyim ya biraz üşütmüşüm sadece dedi.
Yemeğimizi yedik ve kalktık. Toprak beni eve bıraktı ve gitmeden yengemle amcamın görünüp öyle gideceğini söyledi. Giderken sanki biraz daha kötü gibiydi. Dikkat etmesini söyleyip uğurladım.
Yatsı ezanı yeni okunmuştu. Hemen abdestimi alıp namaz elbisemi giydim. Aslında namaz için ayrı bir elbise gerekmiyor ama ben evde hep eşofman- tişört gezdiğim için ihtiyacım oluyor.
Hem namazı düzgün ve temiz bir elbise ile kılmayı seviyorum.
İnsanlar sevgilisi için süslenmez mi? Ben de sevgili Rabbim için en güzel elbisemi giyiyorum.
Odama girip ışıkları kapattım. Kapıyı hafif aralık bırakıp seccademi serdim.
Tekbir alıp namaza başladım.
Yavaşça içime sindire sindire okumaya başladım sureleri.
Rabbimin büyüklüğü geldi aklıma, Rahmân ve Rahîm oluşu geldi.
Sonra rükûya eğildim.Ve sonra secdeye kapandım. Secde ne güzel şey yere fısıldıyorsun arş-ı Ala duyuyor.
Hiç kalkasım gelmedi secdeden , ama başımı kaldırdım ve sonra dedim ki manen " şeytan hiç secde etmedi öyleyse bana iki kere secde etmek düşer"
Hep bu gelirdi ikinci secdede aklıma.
Namazımı huşu içinde tamamlayıp dua ettim. Aileme, tanıdıklarıma, en çok da ümmeti Muhammed ' e ettim. Bir olmamız diri olmamız için. Dünyamız batsa bile ahiretimiz kurtulsun diye ettim. Ve Rabbimden bana bir yol göstermesini istedim.
Çünkü aklımı mı, yoksa kalbimi mi dinlemem gerektiğini bilmiyorum. Ve son olarak;
" Rabbim hakkımda hayırlı olanı gönlüme razı, gönlümde hayırlı olanı da hakkımda hayırlı eyle" deyip ellerimi yüzüme kapattım.
Namazdan sonra seccademi toplayıp bir kenara koydum.
Tüm günün yorgunluğu ile birkaç adım geriye gittim ve zıplayıp kendimi yatağa fırlattım. Bu da benim acayipliğim işte. Eskiden beri severim bunu yapmayı 😄😁😄
Yatağın çıkardığı sesle odaya dalan yengem bana biraz azar çekse ve terlik show yapacağından korksam da gülümseyip uykunun kollarına bıraktım kendimi...
Selamın aleyküm kardeşlerim.
✓ Nasılsınız inşAllah?
✓Bölümü beğendiğiniz mi?
✓Hikâyenin gidişatını nasıl buluyorsunuz?
✓Ve hikâyenin anlatış biçimi sizce nasıl eğer kusurlarım varsa ve söylerseniz düzeltmeye çalışacağım İnşAllah.
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Şu alttaki küçük yıldıza dokunmayı da unutmayın olur mu 😁😊🤗
Bu beni gerçekten motive ediyor.
Siz okuyucularımı ve okuyup da yorum yapmayan kardeşlerimi çoookkkkk seviyorum.
( Ümmeti Muhammed için dua etmeyi unutmayın olur mu?)
Allah'a emanet olun selametle..😊