Aşk İşi *Tamamlandı*

By mattmatt110481

1.6M 68.5K 1K

Romantik bir şehir hikayesi... Bazen hayat küçük tesadüflerden ibarettir... Aşkta öyle... Çok istesen , ha... More

Sude
Koray
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
49. Bölüm Yeni
50. Bölüm Final

14. Bölüm

31.6K 1.4K 4
By mattmatt110481

Halit'in telefonu geldiğinde finansla uzun zamandır ertelediği toplantıdaydı. Holdinge geldiği andan itibaren hızlandırılmış bir programın içindeydi, toplantı üstüne toplantı yapmıştı , aslında iyi de olmuştu çünkü sakinleşmeye ihtiyacı vardı. İsmi görünce hemen telefonunu açtı.

-Dinliyorum...

-Efendim teslim ettim aracı, bilgi vermek istemiştim.

-Birşey dedi mi? 

Halit şaşırmıştı kendini arabulucu gibi hissetmişti.. Belli etmiyordu ama patronunun bu haline hiç alışık değildi... 

-Beni görünce önce bir azarladı gene mi geldin diye ama anlatınca ben teşekkür etti efendim. 

-Tamam neyse.. Bir saate çıkarım ben holdingden al beni. 

-Tabi efendim.

Görüşme bittikten sonra kısa bir sessizlik çöktü Koray'a sonra işine geri döndü.. İstediği tepkiyi almıştı.

Akşama gideceği , aceleyle programlamış olduğu seyahat için hazırlık yapması gerekiyordu.  Ne zamandır ertelediği yapılması gereken bir görüşme vardı New York'ta , orada bir ortak bulmuş dünyaya açılmak niyetindeydi. Üç gün boyunca olmayacaktı. Masasını topladı istediği raporları yanında götürmek üzere hazırlatmıştı , onları da toparladı ve ofisinden yorgun bir şekilde çıktı. Uçağa daha dört saat vardı. Halit her zamanki gibi eşyalarını yerleştirip araca geçtiğinde tek soru sorardı.  

-Efendim nereye?

-Eve Halit, sonrada beni havaalanına bırakırsın programımı görmüşsündür, üç gün yokum. 

-Aldım efendim. 

-Halit! 

-Buyrun Koray Bey! Halit Maslak'tan Hisar'a yani Koray'ın evine her zamanki yoldan gidiyordu...

-Biraz boğaz havası alalım Bebek'ten sahile in!

-Tabi efendim.. Halit ne demek istediğini çok iyi anlamıştı ama asla birşey söyleyemezdi. Şuan yüzünde oluşabilecek istemsiz bir kas hareketinden bile korkuyordu. Dikkatini yola vererek kafasındakileri dağıtmaya çalıştı.  

Yokuşun başına geldiklerinde sakin sakin arkada oturan Koray Bey'in hareketlendiğini farketmişti Halit.  O da belli etmeden eve yakınlaştıkça hızını düşürmüştü , neredeyse duracaktı artık... 

Koray Halit'le ya da başka bir şeyle ilgilenmiyordu zaten, üst kattaki ışığa baktı demek ki evdeydi. Uyuyor muydu acaba? Daha telefon numarasını bile bilmiyordu!  Arabası da parkındaydı. Ne yapıyor acaba diye düşündü. Kendine hakim olamıyordu, ne kadar kaçarsa kaçsın aklına sürekli bir şekilde Sude geliyordu, onu görmek istiyordu,  hele o kokusu! Evin önünden geçtiklerinde gözlerini yumdu başını yasladı... Artık gitmek istiyordu, kendine yabancı olan bu durumu kontrol altına almalıydı. 

                                                                           ***

Salı gününden itibaren Sude için farklı bir zaman anlayışı hakim olmaya başlamıştı. Kısacası zaman geçmiyordu. Özenle hazırlanıyordu iki gündür belki bir şekilde karşılaşırlar diye olmuyordu, telefonunu sürekli yanında taşıyordu belki bir şekilde aranırım diye ama yok! Ne arayan vardı ne de soran! Sinem de son vukuatı ile birlikte ümitsizdi ve çok kızıyordu arkadaşına... Hatta telefonunu bulalım ara özür dile diye çok ısrar etmişti ama Sude asla böyle bir hamleye cesaret edemeyeceğini biliyordu. 

İki gün bu şekilde geçtikten sonra perşembe akşamüzeri Selim Bey onu odasına çağırmıştı. Odanın kapısından usulca başını uzattığında pek bir neşeli oldukları her hallerinden belli olan Zeynep Hanım ve Selim Bey onu bekliyorlardı. İlk önce Selim Bey söze girdi;

-Merhaba Sude otursana...

-Teşekkürler.. 

-Nasılsın Sudecim? Kaç gündür görüşemedik nasıl oldun kazadan beri iyisin değil mi? Zeynep her zamanki tatlı haliyle soruyordu..

-Çok iyiyim dinleniyorum bol bol.. Zaten işler de azaldı, iyiyim yani teşekkür ederim..

-Güzel! Çünkü seni tekrar yormaya karar verdik!

-Aaa çok sevindim iyi gelecek bana. Nasıl? Gene bir rezidans projesi mi aldık? Bence son işimiz piyasada bayağı sükse getirdi. Meraklı meraklı bakıyordu suratlarına.

-Yok tam olarak değil ama çok önemli bir müşterimizin kendi evi yenilenecek. Seninle çalışmak istediğini söyledi kıramadık! Bu iş sende, zaten seni çok yoracak birşey de değil. 

-Şaşırdım beni ismen mi tercih ettiler! 

-Evet yaa! Herhalde lansmanda görmüştür seni! Proje de çok iyi çıkınca, sana söylemiştim bu iş senin kariyerin için iyi bir basamak olacak diye!

Selim araya girmişti! Çünkü fazla detaya girmişlerdi ki bu sonradan başlarına iş çıkarabilirdi... 

-O zaman Sudecim sana adresi vereceğim ilk görüşme ve toplantı yarın sabah onda müşterinin evinde olacak. Sabah önce oraya geçersin.. 

-Tamam Selim Bey!

-O zaman çıkabilirsin, görüşürüz yarın..

-İyi akşamlar.. Sude çok keyiflenmemişti aslında , daha büyük projelerde bulunmak istiyordu her zaman ama şu ara kafasını dağıtmak için ideal bir iş sayılabilirdi bu iş. Ofise döndü, yavaş yavaş herkes çıkmaya başlamıştı. O da yarın işine yarayacak bir kaç parça eşya alıp çıktı. 

Kaç gündür aynı şekilde eve geldikten sonra zoraki bir şeyler yeyip hemen uyuyordu. Hızlıca bir makarna yapıp atıştırdıktan sonra eline kitabını aldı salonda koltuğuna uzandı. Birkaç saat sonra sessizlik içini sıkmaya başlamıştı yatağına çıktı. 

                                                                                       ***

Hava alanından Halit almıştı Koray'ı, biraz yorgun görünüyordu ama o karizmatik sert duruş tekrar üzerine oturmuştu. Kısa bir selam verip aracına geçmişti. Saat farkı,  kısa süreli iki uzun uçuş sarsmıştır diye düşünüyordu Halit, O'nun işi de zordu, omuzlarında ne kadar yük kaç kişinin sorumluluğu vardı. Dört yıldır yanında çalışıyordu Koray Bey'in ve neredeyse hiç dinlendiğini, tatil yaptığını görmemişti. Hep yoğun bir temposu vardı. Kendisi de yük olmak yerine az da olsa onu rahat ettirmek için elinden geleni yapmak istiyordu. Araca binince bu düşüncelerden çıkıp konuştu;

-Hoşgeldiniz Koray Bey!

-Sağol hoşbulduk Halit.. 

-Eve geçiyoruz değil mi efendim..

-Evet..

Yeşilköy'den ilerliyorlardı. Halit sormaktan deli gibi korktuğu birşeyi tutamıyordu içinde... Nasıl yapsam diye düşünürken Koray söze girmişti..

-Halit soramadım hiç , kızın nasıl oldu?

-Bir oh çekmişti Halit çünkü saniyeler önce kendini tutamayıp soracaktı az daha.. İyi çok iyi Koray Bey ellerinizden öper.

-İyi sevindim.. Birşeye ihtiyacınız olursa gene haberim olsun...

-Sağlığınız efendim... Eee şey efendim bir de, yorgunsunuz ama isterseniz Bebek'ten inelim sahile, Boğaz havası alalım. Halit dayanamamıştı işte!  Patronu ne dese yeriydi şimdi ama... 

Koray arkada gülümsemişti!

-İyi olur yolu biliyorsun sen zaten dedi.

Halit yaptığı zevzeklikten ilk defa gurur duymuştu. Sınırını çok aşmıştı ama bu sefer şanslıydı galiba. Seyahatten önceki son gece gibi aynı güzergahı takip ettiler, eve yaklaştıklarında yavaşladılar, gene ışıklar yanıyordu ve Sude'nin aracından başka araç yoktu otoparkında...  Sessizce bakıp geçti Koray!

                                                                                        ***

Sabah 8:30 gibi alarmı çaldığında zorla kalktı yatağından Sude. Aynadaki görüntüsü hiç iyi değildi! Hareketsizlikten, düzensiz uykudan gözlerinin altları bile şişmişti sanki. Son bir kaç gündür kendinden kendi bile sıkılmıştı,  aklına getirmiyordu ama hafta sonu yaşadıkları onu çok etkilemişti. Bir an önce çeki düzen vermesi gerekiyordu artık, olan olmuştu adamın taktığı bile yoktur diye iç geçirdi, sonra derin bir nefes aldı ve yeni bir başlangıç için hazırlandı. Duştan çıktıktan sonra saçlarını kaç gündür sıkı sıkı topladığından salık bırakmaya karar vermişti. Dalgalandırdı havalandırdı saçlarını , yüzü biraz solgundu renk verdi. Dışarıdaki enfes bahar havasına karışmak istiyordu artık. En sevdiği rengi beyazı seçti gene. Keten ince bir pantolonlu takımdı üzerindeki, içine de çok hafif dekolteli beyaz şifon bir gömlekle harika olmuştu.

Bir kadın mutsuz olduğu zamanlarda kendine daha çok bakmalı diye düşünüyordu aynada! Kaç gündür ihmal etmişti. Aynasına bir öpücük gönderdi ve çıktı. 

Navigasyon evin tam önüne getirmişti, teknolojiyi en çok bu zamanlarda seviyordu Sude! Tam  zamanında gelmişti. Aracını park etti, iki tane güvenliğin olduğu büyük gri demir kapılı evin bahçesine girdi. Çok büyük yıllanmış çam ağaçları arasında bir ev vardı karşısında. 

Zaten bekleniyordu , kapıyı kibar hoş bir hanım açmıştı. Gülümseyerek içeri girdi. 

Kadın giriş katında bulunan geniş metalik salona almıştı Sude'yi..

-Buyurun lütfen,  birşey arzu eder misiniz beklerken? Beyefendi şimdi gelecek...

-Çok teşekkür ederim bekleyeyim ben..

-Peki izninizle.. Kadın sessizce uzaklaşmıştı. 

Bu kadar güneşli ve enerjik olan bir günde bu soğuk salon üşütmüş ve germişti Sude'yi. Haksızlık etmişler bu güzel eve diye düşünmeye başlamıştı ki... 

-Hoşgeldiniz Sude Hanım... deyiverdi o tanıdık ses. 

Continue Reading

You'll Also Like

41.6K 909 22
Gözlerini ilk açtığında kara gözlerine vurgun olduğu bir kız vardı ama kardeşi olarak bakmak zorundaydı ona. Çok istiyordu onunda kendisini sol yanı...
28.7K 2.9K 198
Beğenileri eksik etmeyelim arkadaşlar Samet Taş Inst/Samet.taas
TEBESSÜM By NAZ'AR

Teen Fiction

10.1K 400 32
Hira; Gülerken kafamı arkaya doğru çevirdiğim de gördüğüm iki ela göze kilitlendim, beni fark etmeyecek o iki göze… Mert; içime sevinç bırakan gülme...
54.1K 4.3K 53
Yaşatmak için yaşamayan 7 asker... Rütbeleri yok. İsimleri yok. Yaşadıklarına dair bir kanıt yok. Kimsenin yapamayacağını yapmak için eğitim aldıla...