Gecenin bir yarısıydı. Aklımdaki derin düşünceler yüzünden uyuyamamıştım. Bir süre sonra telefonuma gelen bir bildirim gördüm. Jackson "Uyudun mu?" yazan bir mesaj göndermişti. O neden bu saatte uyumamıştıki?
Mark: Hayır uyumadım.
Jackson: Neden?
Mark: Sana söylemediğim için özür dilerim Jackson. Benden hoşlanan kişi Jaebum ve aklımdan çıkmıyor.
Jackson: Odana geliyorum.
Ne?? Odama mı geliyor? Ben şaşkınlığımı atlatamadan kapıma gelip tıklatmıştı bile. Banada kalkıp kapıyı açmak düştü. Kapıyı açtığımda Jackson ağlıyordu ve içeri girip yatağıma oturdu. Neden ağlıyordu?
"Neden ağlıyorsun?"
"Tutamayacağım bazı sözler verdim Mark."
"Ne demek istiyorsun?"
"Bu gece odana gelmemin tek sebebi senden özür dilemek...özür dilerim Mark."
"Jackson bana bir açıklama yapar mısın?"
Ben açıklamasını beklerken birden ayağa kalktı ve bana sarıldı. Fazla sıkı sarılıyordu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Neden?
"Herneyse sana rahatsızlık verdiğim için üzgünüm Mark."
"Jackson 1 dakika!"
"Efendim?"
"Ağlamanı görmek istemiyorum. Ağlama lütfen."
Bunu neden söylemiştimki? Jackson bunu duyduğunda bana gülümseyerek odamdan çıktı. Gerçekten gizemli bir kişilik. Neden böyle yapmıştı?
~~
•Ertesi Gün•
Jackson akşama kadar odasından çıkmamıştı. Kapısı kilitliydi ve seste vermiyordu. Bayan Wang ve Bay Wang evlilik yıldönümleri için yemeğe gitmişlerdi. Bana Jackson için endişelenmemem gerektiğini söylemişlerdi. Nasıl endişelenmeyeyim ki? Şu an gerçekten delirmek üzereyim.
~~
•2 Saat Sonra•
Gerçekten kafayı yiyeceğim. Üzgünüm ama kapıya biraz zarar gelecek Jackson.
Kapıyı kırmış ve içeri girmiştim. İçeride kimse yoktu. Camda açık değildi. Aklıma odasının içerisindeki lavabo geldi ve oraya girdim. Sol tarafımda bulunan yere baktığımda ise nefesim kesilmişti. Jackson bunu yapamazdı...şakaydı değil mi?
"JACKSON!?"
(Y/N: KUDURUN ZAAA YB ÇOK HEYECANLI AĞAĞĞA)