STAJYER (TAMAMLANDI)

De sumeyye_459

2.8M 115K 5.6K

"Kaç kadınla birlikte oldun bilmiyorum ama ben onlardan biri değilim tamam mı!" sinirden ağlıyordum,savaş sab... Mais

1
2
3
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
Açıklama
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
Final💕
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2
Ozel Bölüm 3
Özel Bölüm 4
Özel Bölüm 5
Özel Bölüm 6
Özel Bölüm 7
Özel Bölüm 8
Özel Bölüm 9
Özel Bölüm 10
Özel Bölüm 11
Özel Bölüm 12
Özel Bölüm 13
Özel Bölüm 14
Özel Bölüm 15
Özel Bölüm 16
Özel Bölüm 17
Özel Bölüm 18
AÇIKLAMA
Özel Bölüm 19
Özel Bölüm 20
Özel Bölüm 21
Özel Bölüm 22
Özel Bölüm 23

4

80.2K 3.3K 112
De sumeyye_459

"Savaş bey buyrun istediğiniz dosyalar" kız kıkırdarken kafamı tuttuğum elimi indirip onu süzdüm. Minicik elbisesiyle birlikte  sıkı giydiği beyaz gömleğiyle adeta kendini savaşa gösteriyordu. Bakişlarimi savaşa cevirdigimde bana baktığını farketmiştim. Hızla tuttuğum nefesimi bırakırken bakişlarimi başka bir yöne çevirdim. Her yerde gözü vardı sanki adamın.

"Çıkabilirsin" soğuk tuttuğu ses tonuyla konuşurken kız dışarıya çıktı. Kaç saattir boş boş oturuyordum bu nasıl stajerlikti anlamiyordum. Hızla ayağa kalkarken kapıya doğru yürüdüm.

"Nereye?" Aniden gelen sesle arkamı dönerken patronuma baktım. Başını koltuğa yaslarken beni izliyordu.

"Su almaya su almaya gidicem," su falan yalandi sadece buradan kurtulmak istiyordum. İşaret parmağıyla bir yeri gösterirken ona baktım. İsrarla işaret ediyordu. Bakişlarimi yüzünden çekip işaret ettiği yere çevirdim. Masada duran su bardagim hala doluydu.

"Şey yani su olduğunu biliyorum da limon evet evet limon alicam ben şey limonsuz içmiyorum da" zorlukla gülümserken kendimi tebrik ettim bir sürü yalan uydurmuştum saniyeler içinde. Kafasını olumlu bir şekilde sallarken hızla dışarı çıktım. Gözlerimi kapatırken gülümsedim oh be nihayet nefes almıştım. Sürekli beni izliyordu sanki. Yada ben boş yapıyordum işte. Masada oturan sekreter kız bana bakarken zorlukla gülümsedim. Tekrar içeriye girmem gerekti. Kapiyi tiklatip tekrar içeriye girdim. Bakişlarimi hiç yüzüne cevirmezken hızla yerime oturdum.

"Bulamadın galiba?" Savaş yüzümü süzerken gülümsedim.

"Neyi?" Ben zorlukla siritirken savaş tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Limon almaya gitmemiş miydin" dediği şey ile yalanım aklıma gelmişti.

"Haa evet limon aldım içtim orda ben " yalanımi yutmamış gibi yüzümü süzerken odayı zil sesi doldurmuştu. Savaş ayağa kalkarken hızla dışarıya çıktı. Zaferle gülümsedim.  Masanın üzerinde titreyen telefonumu elime aldım Berkcan arıyordu .

"Kizz derin çabuk söyle o yakışıklı patronun yanında mi, ne giymiş insan bir fotoğrafını çekip atar bana sen nasıl arkadassin" Berkcan hızlı hızlı konuşurken bıkkınlikla nefesimi bıraktım.

"Sapık misin Berkcan sanane patronumdan"

"Banane mi bana bak yoksa kıskandın mi patronunu benden"

"Ohaaaaa " beklenmeyen bir şekilde bağırırken savaş burada olmadığı için şükrettim.

"Aman derin şaka yapıyorum şaka yalnız sende ki şanstan istiyorum yani herkese nasip olmaz böyle patron" Berkcan boş boş konuşurken sinirleniyordum.

"Çok istiyorsan sen gel stajyer ol Berkcan"

"Olur valla " Berkcan pis pis gülerken bende güldüm. Kapının açılmasıyla değerli patronum içeriye girmişti. İlk günden göze batmak istemiyordum.

"Neyse Berkcan kapatıyorum şimdi görüşürüz" Berkcan telefonu kapatırken savaşa baktım. Kasilan çenesiyle bana bakıyordu. Acaba telefonla konuştum diye mi sinirlenmiş ti.

"İş saatlerinde telefonla konuşmak yasak stajyer" sert ses tonuyla konuşurken uyumlu bir şekilde kafamı salladım.

"Telefonla konuşmak dedim normal bir şekilde konuşmak demedim" sanki karşısında aptal vardı.

"Peki savaş bey"

"Buraya gel" işaret ettiği koltuğa bakarken kaşlarimi çattım. Azıcık kibar olsa ölürdü sanki hödük! O benim patronumdu sakin ol kızım sinirlenme o senin patronun işini yap sinirlenme. İşaret ettiği koltuğa oturup yüzüne baktım.

"Ne istiyorsunuz" sesim sakin bir şekilde çıkarken savaş gülümsedi. Bir adam nasıl bu kadar dengesiz olabilirdi.

"Çalışmak istemiyor muydun "

"Hala istiyorum   "

"Peki" savaş masasında bulunan bir kaç dosyayı önüme dogru çekerken dosyalara baktım.

"Dosyalara uzaylı görmüş gibi bakma eğer benim sirketimde çalışacaksan en iyisini yapmak zorundasın. Bu dosyaları düzenlemekle başla şimdi"  dediği şey ile kafamı sallarken dosyaları alıp ayağa kalktım.

"Nereye"

"Çalışmaya" dediğim şey ile sen ciddimisin der gibi bakarken gözlerimi devirdim.

"Savaş bey masama gidiyorum izninizle"

"Burada çalış"

"Anlamadım" ses sonum yüksek bir şekilde çıkarken gülümsedi. Yüzüm kizarirken öksürdüm.

"Bir kaç dosya zaten dedigim gibi burada çalış " sabır diler gibi yüzüne bakarken pes edip yerime tekrar oturdum. Savaş zaferle başını koltuğuna yaslarken ona  bakmamaya çalıştım. Eğer ona bakarsam elim birbirine karışıyordu. Masada duran kalemi elime alırken bir dosyayı açıp baktım. Gelir listesi miydi neydi ne anlardim ben bundan. Saç diplerimi sinirle kaşırken resmen kağıtla kavga ediyordum. Sinirle önüme düşen saçımı toplayıp elimde ki kalemle tutturdum. Kafamı tekrar dosyalara indireceğim sırada savaş değişik bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ona baktığımı farkedince bakışlarını başka bir yöne çevirmişti. Onu aldırmamaya çalışıp tekrar kafamı dosyalara gömdüm. Kim patronunun yanında rahat iş yapabilirdi ki. Dosyaların üzerinde iki el daha görürken kafamı kaldırdım. Savaş arkamda duruyordu. Ne güzel kokuyordu bu adam!

"Çok kolay sadece bir kaç düzene göre siralaman gerekir" kulağımın yanında konuşurken irkildim. Kalbim hızlı bir şekilde çarpıyordu. Niye normal bir şekilde karşıma geçip göstermiyordu. Bir kaç dosyayı yerine hızla koyarken ona döndüm. Fazla yakındık. Aptalsın derin aptal niye bir anda kalkiyordun ki ayağa savaşla burun buruna gelirken hızla geriye doğru çekildim. Boğazım kurumuştu.

"Şey ben yapabilirim sağolun " savaş çapkın bir şekilde gülümserken karşıma nihayet geçmişti. En başta karşıma geçmiş olsaydı ölürdü sanki. Bu genç yaşımda kalpten gidecektim kesin.

"Peki sen yap o zaman" olumlu bir şekilde kafamı sallarken yerime oturdum. Bu seferde karşımda oturuyordu. Fazla havalı gözüküyordu. Ne diyordum ben saçma saçma konuşuyordum. Kolumda ki saate bakarken saatin baya geç olduğunu görmüştüm. Çalışmam bitmiş demekti.

"Savaş bey çıkış saatim geçmiş bile yarın devam etsem"

"Olmaz"kesin bir şekilde konuşurken yumuşak bir şekilde konuştum.

"Peki ama neden?"

"Ben öyle işimi yarım bırakmayı sevmem çalışanlarda bilir zaten ve sende yavaş yavaş bu şirketin kurallarını öğreneceksin" kaşlarım çatilirken sinirle ona baktım. Laflara bak havalı havalı da konuşuyor kendini ne sanıyor bu adam onu dövmek istiyorum hatta boğmak yada öldürmek . Dediğim şeyleri duyar gibi yüzümü incelerken yutkundum. Bu adam normal değildi. Acaba anlamış miydi. Tanrım! Kafamı dosyalara gömdüm hızla bitirmem gerekti yoksa ben onu öldürmeden o beni öldürürdü..
...................
Kaç saat geçmişti bilmiyorum ardı ardına buglemden mesajlar geliyordu. Son dosyayiya kapatırken esnedim. Savaş bey nihayet odada yoktu dosyaları düzgün bir şekilde masaya bırakırken çantamı alıp dışarıya çıktım. Ayaklarım acıyordu.  Kaç saat oturmuştum kim bilir. Koridorda kimse yoktu. Tek ben mi kalmıştım koskoca şirkette. Hızla aşağıya inerken çıkış kapısından çıktım. Fazla sessiz bir yerdi.

"Stajer" aniden gelen sesle panikle bağırırken savaş yanıma koştu. Elimi göğsüme koyarken rahatlayan yüz ifademle ona baktım.

"Siz beni öldürmek mi istiyorsunuz"

"Ne" savaş şaşkınlıkla bakip gülerken kaşlarimi çattım.

"Niye kimse yok şirkette"

"Herkes çıktı çünkü çıkış saatinde"

"Anlamadım "

"Bunu küçük bir ceza gibi say" dediği şey ile kaşlarım daha çok çatilirken beni bilerek bu saate kadar tuttuğu aklıma dank etmişti.

"Çok çok kötünüz "

"Fazla korkaksın "

"Ne? Kim ben mi ?" Kendimi savunmaya çalışırken savaş gülümsedi. Bu adam nasıl bu kadar tatlı gülümsüyordu.

"Yürü hadi madem tek kalan sensin seni ben bırakırım"

"Hayır teşekkür ederim"

"Yürü hadi bu saatte hiçbir araç geçmez buradan"dediği şey ile kafamı olumlu bir şekilde salladim. Dediği gibi araç falan bulamazdım. Tek te kalmak istemiyordum. Denizden düşüp yılana sarılmak dedikleride bu olmalıydı.

Continue lendo

Você também vai gostar

37K 1.4K 30
Seninle ben, birbirimize çok yakınız... Aramızda sadece bir ''Gökdelen.'' mesafesi var. -Sencer Pars Ulukan.
1.4M 53.2K 54
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
1.4M 55.5K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...
713K 22.1K 54
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!