Hüsran! [Tamamlandı]

By KayipYazarNemo

1.2M 53K 2.9K

"Yanlış yapıyorsun." "Ben o yanlışı seni tanımakla yaptım zaten." "Büyük hata yapıyorsun ve bunu anladığınd... More

"1- Ölmek için bana yalvaracaksın!"
"2- O kadın buraya gelecek!"
"3- Yeter! Fazla oluyorsun."
"4- İnan bana!"
"5- Seni kurtaracağım!
"6- Onu öldüreceksin!"
"8- Ona aşık mısın?"
"9- Dayan!"
"10- Uyanmalısın Kahrolası!"
"11- Bana doğruyu söyle!"
"12- Asla!"
"13- Ne saçmalıyorsun sen?"
"14- Yapma!"
"15- İlk Adım!"
"16- Anlatın lütfen!"
"17- Yanlış yapıyorsun!"
"18- Çık Dışarı!"
"19- Canımı yakıyorsun!"
"20- Gidemem!"
"21- Şimdi ne yapacağım?"
"22- İmkansızım!"
"23- Aile Gibi!"
"24- Sakın!"
"25- Hacker!"
"26- Başlıyoruz!"
"27- Bitti mi?"
"28- Evlenek mi la?"
"29- Yalan?"
"Karakterler!"
"30- Uyanacak mı?"
"31- Evleniyoruz!"
"32- Evet!"
"33- Ölüm Saati!"
"34- Nerede?"
"35- Her şey için çok üzgünüm!"
"36- Ölüme hazır mısın?"
"37- Çünkü!"
"38- Sen şaka mısın?"
"39- Sadece Benim!"
"40- Kapatın şu ışıkları!"
"41- Seni seviyorum!"
"42- Gülşen ve Araf!"
"43- Part 1- FİNAL - Söz ver!"
"44- Part 2 - FİNAL - Hayal!"
#Özel Bölüm#
#Özel Bölüm#
"Aşk Kırıntısı!"

"7- Öldürebilirsin!"

35.7K 1.5K 58
By KayipYazarNemo

"Erhan, kimlik bu çantada abicim. En seri şekilde güzel bir araştırma yap. Bak çantada albümler de var, sahte mi gerçek mi hepsini iyice incele."

"Merak etme sen koçum, taş çatlasın 1 haftada çıkartırım ortaya hepsini."

"1 hafta çok uzun abicim, daha kısa sürede olmaz mı?"

"Valla kardeşim elimden geldiğince hızlı olmaya çalışırım."

"Sen cansın kardeşim, eyvallah. Ben Hamza'nın yanına gideceğim."

"Tamam görüşürüz."

Erhan'ın ofisinden çıkıp arabaya atladım. Aslında gitmek istediğim yer Selin'in yanıydı ama şuan olmazdı.

Hamza'nın evine vardığımda hemen arabayı park edip adımlarımı içeri yönlendirdim. Umarım Damla'nın durumu tahmin ettiğim kadar kötü değildir. 

Kapıyı çaldığımda, yine her zamanki gibi Halime teyze kapıyı açıp beni içeriye buyur etti. Gülümseyerek "Kolay gelsin, Halime teyze. Hamza içeride mi?" diye sordum. 

Gözleri ağlamaktan şişmişti. Neden ağlamıştı ki?

"Aman oğlum, Hamza bey yine aşağı kata indirdi onu. Kızcağızın çığlık sesi doldurdu evi. Vedat beyde içeride, sanki zevk alıyor gibi kahkaha atıyor kızın çığlıklarına. Koş yetiş, öldürmesinler." 

Koşarak içeriye girdim.

Vedat Karadağ koltukta öyle bir oturmuştu ki, sanki evin sahibi kendisiydi. Bu adamda bir bokluk vardı ama hayırlısı! 

Ne zaman Vedat Karadağ, Hamza ile görüşse Hamza tamamen farklı bir ruh hali içine giriyordu. 

Kaşlarımı çatarak zevkten 4 köşe olmuş adama baktım ve adımlarımı bodrum katına yönlendirdim. 

Damla'nın çığlık sesi o kadar tiz geliyordu ki. Acaba ne yapıyordu ona? 

Hızlıca aşağı indim. Kapıdaki adam "Sizi içeri alamayız." dediğinde yumruğumla selamlaşmış ve kapının önünden çekilmişti.

Kapıyı açar açmaz gördüğüm manzara ile şok dalgası bütün bedenimi kapladı. 

Hamza ne zaman bu kadar acımasız birisi olmuştu da, elleri kolları bağlı birisine ayakları sudayken elektrik verir olmuştu? Bu yaptığına o kadar sinirlenmiştim ki. Kendimi tutamayarak Hamza'ya bağırdım.

"Hamza, ne yaptığını sanıyorsun! Onu öldüreceksin!" 

Bakışları beni buldu. Gözleri kararmıştı.

"Henüz değil, ama öldüreceğim onu!"

Bu söylediğine karşı kendimi daha fazla tutamayarak yumruğumu Hamza'nın suratının ortasına indirdim ve hemen prizde olan fişi çektim. 

Elleri bağlı olan Melek ve Kadir çifti oturdukları sandalyede kıpırdandı.

"Kurtar bu zalimin elinden şu kızcağızı, öldürecek onu! Bizi öldürsün, o masum kızdan ne istiyor!" 

Artık onlarında bu eziyete daha fazla dayanamadığını anlamıştım. Hamza yediği yumruğun şoku ile kafasını kaldırıp bana bakarken, ben de sinirle ona bakıyordum.

Ayağa kalkıp beni yakamdan tuttu.

"Sanane lan, neden koruyorsun onu?" 

Hiç cevap vermeden ellerini üzerimden silkeleyip adımlarımı Damla'ya yönlendirdim. Bayılmıştı! 

Hemen elimi boynuna götürüp yaşayıp yaşamadığını kontrol ettim. Nabzı o kadar düşüktü ki. Tam zamanında yetişmişim galiba. 

Ayaklarını çözdüğüm sırada Vedat Karadağ kapıda göründü. Kaşlarımı çatarak Vedat Karadağ'a bakarken, bir yandan da halatı çözüyordum. 

Gözlerimi Vedat denen şerefsizden çekmeden Hamza'ya doğru konuştum. 

"Onu odasına götüreceğim, Doktorunu ara hemen gelsin!" 

Vedat Karadağ yaptığım şeye sinirlenir gibi gözleri ile resmen beni yiyordu. Sonunda bakışlarını Hamza'ya döndürdüğü zaman. Ben de halatı tamamen çözmüştüm.

Damla'yı kucakladığım gibi dışarı çıktım. Arkamda şaşkın bir Hamza ve sinirden deliren bir Vedat Karadağ bıraktığıma emindim. Bu zerre umurumda değildi. Benim kardeşim dediğim insan bu kadar acımasız olamazdı!

Damlayı yatağa yatırıp yüzüne hafif hafif vurmaya başladım.

"Damla, aç gözlerini."

Kahretsin tepki vermiyordu!

"Damla, bak geldim. Lütfen gözlerini aç. Ben bu vicdan azabının altından kalkamam!"

"Ölemezsin, Damla!"

Nabzına baktığımda daha yavaşladığını fark ettim. 

Gözlerim dolmaya ve burnumun ucu yanmaya başlamıştı. Bu kız beni ağlatacak mıydı yani? Ben Aykut Kaçak, erkek halimle çocuk gibi ağlayacak mıydım? Bu düşüncelerin canı cehenneme. İçimde tuttuğum gözyaşlarım benim zayıflığım değil, aksine gücüm! Gözümden akan yaşı silerek aşağıya indim.

Hamza ve Vedat salonda konuşuyordu. Hamza'nın kaşları çatıktı. 

Dikkatimi Vedat Karadağ'ın sürekli yanında dolaştırdığı adam çekti. Gözleri fıldır fıldır oynuyordu. Bu adam niye sürekli onunlaydı? 

Ne yapacaklarını izlemek için köşeye saklandım. Konuşulanları da duymam gerekiyordu.

Vedat siniri sesine yansıyacak şekilde konuşuyordu. 

"Sana dediğimi yapmadın mı, Hamza?"

Ne demişti ve Hamza ne yapmamıştı acaba?

Hamza kaşlarını çattı. Sinirle nefes verdi.

"Henüz ölüm zamanları gelmedi! Üçünü de öldüreceğim ama önce gözlerinin önünde kızları acı çekmeli Vedat!"

"Sana söylediklerimin dışına çıkmamayı öğrenmelisin, Hamza Aksoy. Bu senin için iyi olmaz."

"Senin söylediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilim, Vedat Karadağ. Ben her şeyi istediğim şekilde devam ettireceğim. Benim evime gelip, beni tehdit etmen senin için iyi olmaz."

Vedat Karadağ, alaycı bir gülümseme ile Hamza'ya doğru bir adım attı. Bir elini cebine yerleştirip diğer eliyle arkasında duran adama parmağıyla gel işareti yaptı.

Vedat Karadağ o kadar sakin bir şekilde konuşuyordu ki. Olacakları merak etmeye başlamıştım. 

"Öğreneceksin Hamza Aksoy, benim dediğimin dışına çıkmamayı sana öğreteceğim!" 

Arkasında duran adam Hamza'nın önünde durdu. Elini yuvarlak bir şekilde Hamza'nın gözleri önünde yuvarlamaya başladı.

"Hamza!" diyerek saklandığım yerden çıkınca, 2 adamın bakışları beni buldu. İkiside geri çekilirken Hamza bana doğru döndü.

"Doktoru aradın mı?"

"Aradım, birazdan burada olacak. O nasıl, ölmedi değil mi?"

Dişlerimin arasından tıslayarak konuştum. 

"Henüz değil! Ve dua et ölmesin!"

Bodrum katına inmeden önce, yan bir bakış baktım onlara. Bir şeyler döndüğüne adım kadar emindim!

"Yukarıya onun yanına çık ve misafirlerini yolcu et." 

Bu Vedat şerefsizi ne çeviriyordu. O 2 it Hamza'ya ne yapıyorlardı?

Doktor gelene kadar Kadir ve Melek Altınsoy çifti ile konuşup olayın aslını öğrenmem gerekiyordu! Umarım bana yardım ederlerdi. Yoksa Damla'yı buradan ölmeyi göze alarak çıkarmam gerekecekti! Bunun dışında o vicdan azabının altından kalkamazdım.

Melek hanım ve Kadir bey konuşuyordu, içeri girdiğimde beni gördüklerinde sustular. Onların önüne geldiğimde, çöken yüzleri içimi sızlatmıştı. 

Ben mi fazla merhametliydim, Hamza mı çok acımasızdı bilmiyorum. 

Melek hanımın göz altı çökmüştü ağlamaktan. Kadir bey kaşlarını çatarak bana bakıyordu.

"Ne oldu, arkadaşının yarım bıraktığını sen mi tamamlayacaksın?"

Kadir beyin hırsla sorduğu bu soruya verebilecek cevabım yoktu şuan için. Hamza'nın ailesini diri diri yakmışlardı ve bu cesareti nereden buluyorlardı anlamıyordum! Onlara bu konuda çok sinirliydim! Ama acaba onlar mı yakmıştı?

Bakışlarımı Kadir beyden çekip Melek hanıma yönlendim.

"Melek hanım, Hamza'nın ailesini gerçekten siz mi yaktınız?" 

Melek hanım yutkundu. Kadir beye döndürdü bakışlarını. Kadir bey kaşlarını çatıyordu. Anlatmasını istemiyordu sanki. 

Melek hanım gözyaşları içerisinde "Yeter artık, birileri gerçeği bilmeli! Belki bize yardım edebilir." dedikten sonra bana döndü.

"Ben anlatacağım sana, bizi de o kızı da kurtar lütfen. Zaten kızım bu olayların kurbanı oldu. Başka kurban vermek istemiyorum!"

Neler oluyordu böyle? Bu sır yumağı ne kadar sürede çözülecekti merak ediyordum. Meraklı bakışlarımı Melek hanımdan çekmeden "Anlatın lütfen." dedim.

Melek hanım burnunu çekerek ve ağlayarak anlatmaya başladı.

"Hamza'nın ailesi ve biz çok yakındık. Çocuklarımız aslında küçüklükten arkadaştı. Sonra biz yurt dışına çıktık. Kadir'in artık deneysel şeyler yapmasını istemiyordum. Çünkü Vedat Karadağ ikimizi de tehdit ediyordu. 3 sene kadar yurt dışında kaldık, Kadir ile düzenimiz çok güzeldi. Kızımız 12 yaşına gelmişti. Kocaman olmuştu. Ninesini ve Dedesini görmeyi çok istediği için biz de Türkiyeye döndük. Çünkü ben de ailemi özlemiştim. Türkiyeye döndüğümüz zaman, Kadir Hamza'nın babası Kerim Aksoy ile karşılaştı. İkisi uzun uzun konuşurken, Kerim bey kocama yeni bir deney yaptığını ve bu deneyin dünyadaki insanlar üstünde büyük etkisi olacağını söylemişti. İkisinin ortak olup bu işi birlikte bitirmelerini teklif edip onunla sonra uzun uzun konuşacağını söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı." 

Melek hanım duraksadı, gözlerinden daha fazla yaş akarken anlatmaya devam etti.

"Kadir'e bunu istemediğimi yapmamasını söyledim. Beni dinlemedi. 10 sene boyunca birlikte çalışıp bir sürü şey çıkardılar ortaya. Değişik değişik deneyler yapıp hayvanları kobay yapıyorlardı. Çocuklarımız da büyümüştü. Sürekli birliktelerdi, biz büyükler evlenmelerini bile istiyorduk. Sonra bir gün Vedat Karadağ geldi. Biz içeride oturuyorduk ailecek, kızım Ecrin, Kerim Aksoy, Nisa Aksoy. Sadece Hamza orada değildi." 

Melek hanım bir süre sustu.

Demek bu şerefsizin ilgisi vardı, hislerim yanılmıyordu. Peki neydi ilgisi?

Derin bir nefes sesinden sonra, yine Melek hanımın sesi doldurdu kulaklarımı.

"Kadir ve Kerim'in yaptığı hipnoz olayını öğrenmek istediğini, bunun için yüklü miktarda para vereceğini söyledi. İkisi çok düşündüler ama kabul etmeyeceklerini söylediler. Vedat Karadağ tekrar tekrar geldi. Sonunda Kerim bunu kabul edeceğini söyledi. Kadir buna karşı çıkmıştı. Bu adamın tehlikeli olduğunu söylemişti. Kerim onu dinlemedi. En ince ayrıntısına kadar öğretti her şeyi. Bir gün Kerim eve gelmiş... Gözleri değişik bakıyormuş Nisa öyle anlatmıştı. Hamza'yı bile tanımamış. Kadir bunu anlayıp gitti ve onu bu hipnozun etkisinden çıkardı. Nisa'nın doğum gününde hepimiz sözleştik ve onların evinde doğum günü yapacaktık. Ecrin beni aradı, Hamza ile dışarı da baş başa kalmak istediğini söyledi. Önce anlamadım, sonra kabul ettim. Kızım meğer Vedat Karadağ'ın etkisi altına girmiş. Hamzayı aramış. Hamza annesine hediyesini verip gitti o gün. Gece 11e doğru geliyordu biz gülüp film izliyorduk. Kapı çaldı. Çocuklar geldi sandık, Nisa kapıyı açar açmaz çığlık sesi geldi. Hepimiz dışarıya çıktık. Karşımızda Vedat Karadağ ve adamları vardı. Hepimize silah doğrultmuşlardı. Kerim öne atıldı. Karısını kurtarmak için.. Kalbinden vurdular onu, orada yere yığıldı. Kadir öne doğru gideceği sırada onu tuttum." 

Yine susup derin bir nefes aldı ve ağlamaya devam etti. Duyduklarımın şokunu nereye atacağımı bilmiyordum. Kafam darmaduman olmuştu. Ben düşüncelerimle boğuşurken Melek hanım devam etti.

"Nisa'yada ateş ettiler, gözlerimizin önünde. Silahlar bize doğrulunca, ağladım. Vedat Karadağ'a bizi öldürmemesi için yalvardım. Kadir de bu işleri bildiği için bizim canımızı bağışladığını ve zamanı gelince bizi bulacağını söyledikten sonra bizi dışarı çıkarttırdı. Biz çıkar çıkmaz bir adam elinde 2 benzin bidonu ile içeriye girdi. Ateşe verdi evi. Vedat Karadağ'ın kahkahaları ardında yandı ev, ben sadece ağlamıştım. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, yeniden yurt dışına gitmeye karar verdik. Ecrin'e olayı anlatamazdık. Bizden nefret ederdi. Sadece Hamza'yı öldü bil diyerek zorla onu götürdük. Kızım onu çok severdi arkadaş olarak. Ama ne yaptığını bilmiyordu. Vedat Karadağ'ın etkisi ile Hamza ile birlikte olmuş. Döndüğümüzde 2 aylık hamile olduğunu öğrendi. Sonra... Bir gün uyandım ki kızım yatakta nefes almıyor. Yüzüstü uyuyordu. Onu döndürünce ağzından kan boşaldığını gördüm. Yanında küçük bir kağıt vardı. Kağıdı açıp okuyunca içinde Vedat Karadağ'dan kaçamazsınız. Yazıyordu. O an anladım biz bu beladan kurtulamayacaktık. Lütfen oğlum, sana yalvarıyorum. Hamza bizi hatırlamıyor, bizi unutması mümkün değil. Ona ne yaptılar bilmiyorum. Varsın biz ölelim, ama o kızı kurtar. Masum o kız, bizim kızımız değil." 

Melek hanım vargücüyle ağlayınca, Kadir bey'de gözüne dolan yaşları geri çekmedi. 

Bana baktı.

"Kurtar onu." 

Cevap vereceğim sırada Hamza içeriye girdi. Kaşlarım çatık Hamza'ya doğru döndüm.

"Onu öldürmek istiyorsun değil mi? Öldürebilirsin!"

Hamza şaşkınca bana bakarken kaşlarını çattı. 

"Doktor yukarıda, bu insanların yanında ne işin var?" 

Ona cevap vermeden dışarıya çıktım. Her şeyi anlıyordum. Ama açık kapılar vardı hala. Vedat Karadağ neden bu kızı kullanıyordu ve en önemlisi neden o kızın ölmesini istiyordu?

"7- Bölüm Sonu"

Yorum ve vote unutmayın lütfen. Sizleri seviyorum. 😍😘   

Continue Reading

You'll Also Like

355K 13.4K 104
İki genç. Birbirleriyle daha önceden tanışması gereken ama tanışmayan; bir yönleriyle asi, bir yönleriyle tam tersi olan iki genç. Onların tanışmalar...
178K 6.8K 31
⭐Gerçek Hayat Hikayesi⭐ Keşke masallar gerçek, mutluluklar sonsuz olsa... Hepimizin hayali beyaz atlı prens değil mi? Her zaman bizi kötülerin elind...
3.5K 348 46
"Ona benzemiyorum," dedim dişlerimin arasından. Beni bu denli sinirlendireceğini düşünmediğinden yüzündeki gülümsemenin yerini şaşkın bir ifade almış...
63K 17.4K 57
•~• Kaderin bir cilvesi.... ( a twist of fate ) KADER SERİSİ (1) •~Töre hikayesi değildir.~• - Neden diye sorabilir miyim? - Ben ona o bir başkasın...