"7- Öldürebilirsin!"

35.6K 1.5K 58
                                    

"Erhan, kimlik bu çantada abicim. En seri şekilde güzel bir araştırma yap. Bak çantada albümler de var, sahte mi gerçek mi hepsini iyice incele."

"Merak etme sen koçum, taş çatlasın 1 haftada çıkartırım ortaya hepsini."

"1 hafta çok uzun abicim, daha kısa sürede olmaz mı?"

"Valla kardeşim elimden geldiğince hızlı olmaya çalışırım."

"Sen cansın kardeşim, eyvallah. Ben Hamza'nın yanına gideceğim."

"Tamam görüşürüz."

Erhan'ın ofisinden çıkıp arabaya atladım. Aslında gitmek istediğim yer Selin'in yanıydı ama şuan olmazdı.

Hamza'nın evine vardığımda hemen arabayı park edip adımlarımı içeri yönlendirdim. Umarım Damla'nın durumu tahmin ettiğim kadar kötü değildir. 

Kapıyı çaldığımda, yine her zamanki gibi Halime teyze kapıyı açıp beni içeriye buyur etti. Gülümseyerek "Kolay gelsin, Halime teyze. Hamza içeride mi?" diye sordum. 

Gözleri ağlamaktan şişmişti. Neden ağlamıştı ki?

"Aman oğlum, Hamza bey yine aşağı kata indirdi onu. Kızcağızın çığlık sesi doldurdu evi. Vedat beyde içeride, sanki zevk alıyor gibi kahkaha atıyor kızın çığlıklarına. Koş yetiş, öldürmesinler." 

Koşarak içeriye girdim.

Vedat Karadağ koltukta öyle bir oturmuştu ki, sanki evin sahibi kendisiydi. Bu adamda bir bokluk vardı ama hayırlısı! 

Ne zaman Vedat Karadağ, Hamza ile görüşse Hamza tamamen farklı bir ruh hali içine giriyordu. 

Kaşlarımı çatarak zevkten 4 köşe olmuş adama baktım ve adımlarımı bodrum katına yönlendirdim. 

Damla'nın çığlık sesi o kadar tiz geliyordu ki. Acaba ne yapıyordu ona? 

Hızlıca aşağı indim. Kapıdaki adam "Sizi içeri alamayız." dediğinde yumruğumla selamlaşmış ve kapının önünden çekilmişti.

Kapıyı açar açmaz gördüğüm manzara ile şok dalgası bütün bedenimi kapladı. 

Hamza ne zaman bu kadar acımasız birisi olmuştu da, elleri kolları bağlı birisine ayakları sudayken elektrik verir olmuştu? Bu yaptığına o kadar sinirlenmiştim ki. Kendimi tutamayarak Hamza'ya bağırdım.

"Hamza, ne yaptığını sanıyorsun! Onu öldüreceksin!" 

Bakışları beni buldu. Gözleri kararmıştı.

"Henüz değil, ama öldüreceğim onu!"

Bu söylediğine karşı kendimi daha fazla tutamayarak yumruğumu Hamza'nın suratının ortasına indirdim ve hemen prizde olan fişi çektim. 

Elleri bağlı olan Melek ve Kadir çifti oturdukları sandalyede kıpırdandı.

"Kurtar bu zalimin elinden şu kızcağızı, öldürecek onu! Bizi öldürsün, o masum kızdan ne istiyor!" 

Artık onlarında bu eziyete daha fazla dayanamadığını anlamıştım. Hamza yediği yumruğun şoku ile kafasını kaldırıp bana bakarken, ben de sinirle ona bakıyordum.

Ayağa kalkıp beni yakamdan tuttu.

"Sanane lan, neden koruyorsun onu?" 

Hiç cevap vermeden ellerini üzerimden silkeleyip adımlarımı Damla'ya yönlendirdim. Bayılmıştı! 

Hüsran! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin