treasure | taehyung

By chimsnoona

182K 14.3K 3.8K

@Ss_Green e ithaf edilmiştir. More

null
eins
zwei
drei
vier
fünf
sechs
sieben
acht
neun
zehn
elf
zwölf
dreizehn
vierzehn
fünfzehn
sechzehn
siebzehn
achtzehn
neunzehn
zwanzig
challenge
einundzwanzig
zweiundzwanzig
dreiundzwanzig
fünfundzwanzig
sechsundzwanzig
siebenundzwanzig
achtundzwanzig
Neunundzwanzig
dreißig
einunddreißig
final

zweiunddreißig

3.5K 277 39
By chimsnoona

oy istiyorum, yorum istiyorum

ayrıca bir sonraki bölüm, final :(

Evet, hayatım daha fazla nasıl berbat olabilirdi diye düşünürken yanıldığımı bilmeliydim. Hei bu zamana kadar her geçirdiğimiz günde başımı belaya sokmakta başarılı olmuştu.

Zaten haberim olmadan çoğu zaman beni arkamdan da vurmuştu, ama sorun bu değildi. Sorun, Taehyung hayatımıza girdikten sonra yaşadığım her dakikayı bana zehir etmeye çalışmasıydı. E tabii, başarısız olduğunu söyleyemezdim. 

Canımı yakmakta üzerine yoktu.

Beni takip ettiğini bildiğimden adımlarımı lavaboya doğru yönlendirdim, ve lavaboya girdiğimde o da tam arkamdan geldi. 

Kapıyı hızla kapattım, ardından bileğinden çekiştirerek sırtının duvara çarpmasına sebep oldum. Artık onun ne yaşayacağını zerre umursamıyordum.

'' Seni sürtük. '' dedim, iğrenti dolu bakan gözlerle. '' Hala direnmeye devam mı ediyorsun? ''

'' Bence burada hangimizin sürtük olduğu tartışılır. '' 

Ne saçmalıyordu? Ben miydim sanki, sevgilisini bir başkasıyla aldatan ve arkadaşının arkasından dolaplar çeviren?

'' Evet. '' diye konuşmuştum sinirle. '' Sevgilisini aldattığı halde kendini aklamaya çalışan da bendim, zaten. '' 

'' Kes sesini. '' dediğinde ona gülmeden edememiştim. Söyledikleri tamamen saçmalıktan ibaretti çünkü ben bu hikayede kimin haklı, kimin haksız olduğunu çoktan görmüştüm, zira bana laf anlatması bir şeyi değiştirmeyecekti. 

O sürtüğün tekiydi, ben ise kendi canını boşu boşuna yakan bir aptal. 

'' Sen tam anlamıyla zavallının tekisin Hei. '' dedim, sinir dolu bir ses tonuyla. '' Ne var biliyor musun? Senin şu haline o kadar acıyorum ki. '' 

Söylediğim cümleye karşılık alay dolu bir kahkaha çıkmıştı ağzından, ama ben umursamadan bu defa içimden geçen her şeyi söyleyecektim. 

Söyleyecek, bu olayı tamamen bitirecektim. 

'' O kadar kin dolusun ki, kendi yaptıklarına rağmen. '' dedim, yüzümü buruşturur bir ifadeyle birlikte. '' Bana yaptıkların yetmedi, ki onlar için de en ufak bir pişmanlık beslemiyorsun. Taehyung' u da aldattın. Şimdi de ikimizle uğraşıyorsun. Bu hikayede en çok suçu işleyen insan, sen değil misin? '' 

Diye sorduğumda bir süre yüzüme baktı öylece, cevap vermedi. Ki verebileceği bir cevabı yoktu ki?

'' Söylesene. '' diye konuştum. '' Ben seni düşünüp kendi hislerime set koymaya çalışırken, senin taehyung' dan başkası ile ilişki yaşamayı miden nasıl kaldırdı? '' Hala tek bir kelime etmeden beni dinliyordu. '' Ben senin için taehyung' a hayır demeyi düşünüyordum, seni aptal. Hiç mi pişman olmadın? '' 

O an, hiç tereddüt etmedi.

Ağzından çıkan o kelimeleri söylemekte en ufak bir tereddüdü olmadığını gözlerinin derinliklerinde görmüştüm. 

'' Hayır. '' dedi, kin dolu bakışlarla. '' Onu isteyerek aldattım. Shin Woo ile isteyerek seviştim, Mark ile de öyle. Biliyor musun Choon-Hee? '' diye konuştu, yüzüne pis bi gülücük yerleştirmeden önce. '' Mark aralarında en iyisiydi. '' 

'' Sen tam anlamıyla rezilsin. '' dedim, yüzüne bakarak. '' Midemi bulandırıyorsun. '' 

'' Buna rağmen senin benim sevgilim sıfatında olan bir çocuğa aşık olman intikam duygumu ateşliyor, biliyor musun? Yanına bırakmayacaktım, bırakamazdım. '' dedi, gülerken. '' Şimdi ise, tüm okula tescilli bir orospu olarak tanıtıldın. '' 

Sertçe yutkundum.

Hayır, bu önemli değildi. Değil mi?

Yani benim aşık olduğum çocuk Kim Taehyung idi ve benim ondan başka kimsenin iyi düşüncesine ihtiyacım yoktu.

Ben sadece ona aşıktım ki, onun düşüncelerini umursuyordum. Başkalarının ne düşündüğünün önemli olmaması gerekiyordu. 

Ama bütün okul böyle bir dedikodu ile çalkalanacakken ben nasıl rahatça dolaşıp hayatımı sürdürebilecektim?

'' Artık okul hayatın sona erdi. '' dedi, Hei. '' Bu bataktan kurtulman imkansız. '' 

Gözümden düşmeye hazırlanan bir damla yaşı görmesine izin vermeden arkamı dönüp hızla yürümeye başladım. Ağlamam kendimi güçsüz ve zavallı gibi hissetmeme sebep oluyordu. Zira hei bunu başarmamalıydı. 

Beni üzmesine izin vermemeliydim ama buna engel olamıyordum.

Öylece yürüdüm, akşama kadar aptal aptal yürüdüm. Kafam o kadar doluydu ki kendimi bir yerden atmayı bile düşünmüştüm. Sonrasında aklıma gelen o çocuk, o düşüncenin buhar olup uçmasına sebep olmuştu.

Muhtemelen Taehyung akşama kadar beni arayıp durmuştu. Eve girdiğimde ben daha kapıyı kapatamadan adım sesleri duydum, ardından taehyung koşarak yanıma geldi. Tam karşımda bitip elini elime uzattığında, ona ses çıkartmadım.

'' Seni çok merak ettim. '' dedi, endişeyle. Ama ben ona cevap veremeden yanından geçip giderek salondaki koltuğa attım, yorgun bedenimi. Bir süre sonra o da peşimden geldiğinde tam yanıma oturdu.

Eli elimi sımsıkı tutuyordu. 

Sanki güven vermek istercesine. 

'' Seni çok merak ettiğimi biliyor musun? '' dedi, vücudunu bana doğru döndürmeden önce. '' Choon-Hee, deli olacağımı hissettim. '' 

O an daha fazla dayanamadan bedenimi ona doğru döndürüp kollarımı boynuna sımsıkı sardım, ağlamaya başlamadan önce. Hıçkırarak ağlamaya başlamışken, onun titreyen o kesik nefesini hissedebiliyordum. 

'' Yapma. '' Dedi, hüzünle. '' Sen üzülünce kalbime bir şeyler saplanıyormuş gibi oluyor. '' 

Ama ben ona cevap veremeden bir süre ağlamaya devam ettim. Sonrasında hıçkırıklarımı engellemeye çalışırken '' dayanamıyorum artık, taehyung '' diye konuştum. 

Boynuna kafamı gömdüğümde '' ben artık o okula gidemem, anlıyor musun? '' diye konuştum. '' Kim ne konuşsun sikimde değil ama her gün o iğrenti dolu bakışlarla uğraşabileceğimi zannetmiyorum. '' dedim. 

Ardından yüzünü avuçlarımın içerisine aldığımda '' ben sadece yanımda seni istiyorum '' dedim, gözlerimdeki yaşlarla beraber. '' Sadece senin olmak istiyorum, yoksa canım yanmaya devam edecek. '' 

Bir eliyle saçlarımı kavradı ve ardından hırsla dudaklarıma asıldı. Öyle hırsla öpüyordu ki beni, sinirli olduğu her halinden belliydi. Ağzımdan çıkan kısık sesli bir inleme duyduğunda öpüşlerini daha da hızlandırdı, dudakları alt dudağımı esir almıştı.

İçimdeki ateşe engel olmadan onun hareketlerine aynı onun hızında karşılık verirken, bir süre sonra beni oturduğumuz koltuğa sırtüstü uzandırdığını en son fark etmiştim. Bedenini bedenimin üzerine yerleştirene dek beni öpmeyi bir kez olsun bile kesmemişti. 

'' Taehyung. '' dedim, inleyerek. '' Sadece sen olsan, olmaz mı? '' 

'' Sadece ben varım. '' dedi, dudaklarını kısa süreliğine ayırdığında. '' Sadece ben varım, sevgilim. '' 

'' Hayır. '' dedim, gözlerimi dudaklarına dikerken. '' Ben sadece seni görmek istiyorum, sabah akşam. Her anımda sadece sen ol istiyorum. O aptal bakışlardan, nefret dolu sözlerden o kadar sıkıldım ki, beni sadece sen iyileştirebilirsin. '' diye konuştum. 

Hırsla dudaklarıma tekrar asıldığında konuşmaya devam etmeden, ona karşılık vermeyi sürdürdüm. Tekrar bir inleme çıktı ağzımdan. 

Dudaklarını boynuma gömdüğünde, öpücüklerinin arasında '' sana bayılıyorum '' demişti. '' Senin için deli oluyorum. '' 

İçimdeki arzu her geçen dakika büyürken saçına elimi geçirdim ve öylece dolaştırmaya başladım, o benim boynumu hırsla öper ve ısırırken. 

Bir süre sonra, aklına bir şey gelmiş gibi hareketlerine son verdi. Kafasını boynumdan çektiğinde gözlerini gözlerime sabitledi. 

'' Bir şey unutmuyor muyuz? '' dedi, gözlerime bakarak. 

'' Neyi? '' 

'' Sen.. '' dedi. '' Hamile misin? '' 

Eh, tabii. Unuttuğu bir şey vardı. Buraya gelmeden önce gün içerisinde test yaptırdığımı bilmiyordu.

'' Değilim, Taehyung. '' dedim, gözleri gözlerimde kilitliyken. '' Test yaptırdım. Hamile değilim, aptal bir mide bulantısıydı işte. '' 

Ben okuldaki dedikoduların önüne geçip geçemeyeceğimi düşünürken, vücudumun üzerinde uzanan taehyung' dan farklı bir ses çıktı. Arzu dolu.

'' Şimdi hamile olmaman, ileride olmayacağın anlamına gelmez. '' 

Ardından öylece bana baktı. Bir süre sonra tekrar hırsla boynuma asıldı, dudakları. Ben de hırsla saçlarını çekiştirirken, boynumda hissettiğim o ısırıkla ağzımdan bir inleme kaçmasına engel olamadım. '' Ah. '' 

'' Evet. '' dedi, boğuk nefeslerinin arasında. '' Bence de, öyle. '' 

'' Biliyor musun? '' diye konuştum, gözlerimi yumup nefes almaya çalışırken. '' Bu koltuk biraz rahatsız hissettiriyor. '' 

O an boynumdan kafasını kaldırıp etrafına baktı. Duvarın köşesine dizdiğim, pofuduk yastık dolu bölgeyi gördüğünde ellerini bacaklarıma yerleştirerek beline sarmamı sağladı. Beni kucağına aldığında ileride duran yastık destesinin üzerine yerleştirdi, o da üzerimdeki yerini aldıktan sonra hırsla boynumu öpmeye devam etti.

'' Seni sevdiğimi sana kaç kez söylemeliyim, bilmiyorum. '' diye konuştum, inlemelerimin arasında. '' Sürekli söylemek istiyorum. '' 

'' Söyle o zaman.  '' dedi, hırlarcasına. '' Çünkü ben sana aşığım. '' 

O gün, ona engel olmadım. Tüm gece, vücudumun her miliminde onun dokunuşlarını hissetmiştim. Tekrar, tekrar.

Tabii, okuldaki o olayın bir çözüme ulaşması gerektiği kafamda yankılanıp duruyordu. Böyle devam edemezdim. 

Etmemeliydim. 


Continue Reading

You'll Also Like

94.7K 12.9K 94
#WATTYS2021 YARI FINALIST KAZANANI ✓ "Gittikleri gece kulübünde baskına uğrayıp saklanmak üzere girdikleri okulda başlarına gelen felaket ile o günün...
25.1K 2.2K 49
Biz bu yarışla sınanıyoruz. Ve buna emin ol ki bunu kaybeden ben olmayacağım. Ruhlarımızı bu piste teslim ederken, senden hala gözlerimi alamayacağı...
15.6K 960 61
Ben Jeon Jungkook. Bu kadarı bile sizin için fazla. [Katil sıralamasında 1.] 18.11.2023 [Army sıralamasında 1.] 02.02.2024 [Zanlı sıralamasında 1.] 2...
Dealer By J

Fanfiction

2.1K 195 8
Jennie üvey abisi Taehyung'un döndürdüğü tüm pis işleri biliyordu. Dealer by beacheas