" O zaman yarın orada görüşeceğiz, değil mi Tsubaki-chan?! Harika ^-^! Seni orada görürüm! İyi ki geldi. Buraya! Jaa ne!" Tsubaki'ye telefonu kapattıktan sonra bana gelen aşk mektuplarını ve bulduğumuz karton aklıma geldi. Ama bir kartondan bu kadar büyük bir sonuç çıkarmamız muhtemel olmamalı değil mi?
~
Günlerden: Cumartesi
Yer: Plaj
Zaman: 11:12
"Göğüslerin çok büyük ve güzel, Hina-chaaaağn ağağa *~*"
"SAPIKSIN, ANLADIN MI, SAPIK!"
"Sjsjsnsbdns. Mao yine sapıklık yapıyor, gördün mü Tsubaki? Bu arada görmeyeli çok güzel olmuşsun."
"Bana mı yürüyon Miyo?"
"Aşığım sana. *3*"
"Ben, duygularına karşılık veremediğim için üzgünüm ama sevdiğim başka."
"Kim o şansız çocuk?" Tsubaki bana bir dürbün uzattı. Almamla sahilde bir çocuk görmem bir oldu. Bu Tsubaki'nin hoşlandığı çocuk muydu bilmiyordum ama beyaz saçlı, kırmızı gözlüydü ve çocuk çok YAKIŞIKLIYDI. Tsubaki'ye hemen bahane uydurdum:
"Gel sahile gidelim, hem ben bir çocuk gördüm yakışıklı, ben onunla tanışayım, sen de seninkiyle."
"Yapabilir miyim bilmiyorum..."
"Yaparsın, yaparsın. Hadi gel." Tsubaki'yi kolundan tutup kaldırdım ve beraber Hinaların olduğu yere gittik. Bahsettiğim çocuk da orada, onlarla konuşuyordu. Ve küçük de bir oğlan çocuğunun elini tutuyordu.
Onlara yürüdüm. Tsubaki'nin de arkamdan geldiğini fark etmemiştim.
"Hinata."
"Hoş geldin Miyo-chan!" Gelmemle çocuğun başını başka yere çevirmesi bir oldu. Hinata çocuğu uzattı:
"Bu Akise Aru. Hani şu bizimle plaja gelecek kişi!" Aynı zamanda kartonu masanın altında bulduğumuz, diye geçirdim içimden. Bu düşünceyi kafamdan atarak elimi uzattım:
"Ben Miyo Sachiko! Miyo de!" Bakmak zorunda kalarak baktı bana, suratı kırmızıydı. Benimki öyle miydi? Bilmem neden, kalbim atıyordu. Refleks olarak yanaklarıma dokundum, sonra hareketimin saçma olduğunu fark ederek elimi indirdim. Kendinden emin bir şekilde bana bakıp gülümsedi ama yanakları hala kırmızıydı; "Ben Akise Aru."
"Memnun oldum." Daha da kızardı yanakları. Yeni tanışmamıza rağmen başını sıvazladım. Saçları yumuşacık ve gürdü. Kızarıverdim. "Kırmızısın." dedim.
"Hı?" dedi.
"Yanakların diyorum. Kızıl diycem ben sana."
"Seninkiler değil sanki." Dedi. Tanrım, ciddi ciddi kızarmıştım. Hızlıca konuyu değiştirdim.
"Kime kızarıyor yanakların??" Arkama baktım. Tsubaki duruyordu. Sonra Akise'ye baktım.
"AA anladım."
Cidden anlamıştım. Tsubaki'nin sevdiği çocuk Akise idi ve Akise de ondan hoşlanıyordu.
Yazar Miyo'dan not: Öleyim bence.
"Peki."
"Ah hayır, durum öyle değil." dedi Akise.
"Peki o zaman bay!" İkisini de yalnız bıraktım.