❤️13❤️

42 8 3
                                    

Miyo artık yere öylece bakmaktan sıkılıp uykuya daldı. Artık tek umudu birinin gelip onu kurtarmasıydı. Hele bir kurtulsun...Tsubaki elinde kalacaktı.

Sabahleyin yine ona yemek verilmemişti. Çok açtı, her yeri yara bere içindeydi. Onu kaçıran adam ve başka bi adam odaya girdi. Miyo ağzı kapalı olduğu için hiçbir şey söyleyemedi ama aklından geçen adamın suratına sövmekti. Hücreyi açıp içeri girdiler. Miyo'nun kendisini yere bağlayan zincirleri çözdüler fakat ağzı, elleri ve ayakları hala birbirine bağlıydı. Miyo, artık çırpınsa da bir işe yaramayacaktı fakat başka napabilirdi ki. Düşündüğü gibi işe yaramadı. Yarım yamalak bir şekilde tutunup bir odaya götürüldü. Bu bir işkence masasına benziyordu. Burası kafasını kesecekleri yerdi. Daha fazla çırpındı fakat nafile... oraya yatırıldı ve masaya bağlandı. Tsubaki odaya girdi. Elinde kesici aletler tutuyordu.
"Gerçi biraz acı çeksen iyi olur. Benim acımdan fazlasını. Hem tam da çığlık atamayacaksın, acizliğini görmek istiyorum. Miyo aklından akıl hastası diye geçirdi. Kesici bir aleti Miyo'nun kolunu kesmek üzere yukarı kaldırdı , Miyo nefesini tuttu, ve tam indirecekti ki bir tane adam içeri girdi:
"Hanımım!"
"Önemli bir iş üzerinde olduğumu görmüyor musun?"
"Ama hanımım, geldiler!"
"Kimler?"
"Miyo'nun arkadaşları...ve önderleri de beyaz saçlı, pembe gülü gözlü bir çocuk."
"NE?!" Tsubaki hiddetle aleti yerine atarcasına bıraktı.
"Adamları hazırlayın! Amacınız şu! Diğer tüm gelenleri öldürüp, liderleirni mahzene atacaksınız! Durun..." ikisi de koşarak odadan çıktılar. Miyo çok rahatladı. Akise'nin onu kurtarmaya geleceğini biliyordu. Bir 10 dk boyunca sadece öyle yatalak bir halde bekledi. Tsubaki aceleyle içeri girdi ve en kesici aleti alıp Miyo'ya ilerledi:
"Özür dileirm ama zaman yok. Bu işi kısa tutmak zorundayım. Zaten Akise Aru da mahzene atılacak! O benim yeni sevgilim, sense yatak odamızın süsü olacaksın!" Aleti Miyo'nun boynunun üzerine tuttu. Miyo bağırmaya çalıştı fakat ağzından tek çıkan ses:
"Hğğmm" gibi şeyler oluyordu. Tsubaki hızlıca kaldırdı ve indirdi.
Miyo gözlerini kapattı. Bir dakika. Ölmemişti? Gözlerini geri açtı. Akise Aru, bir beysbol sopasını Tsubaki'nin kafasına geçirmişti. Tsubaki bayılınca hemen cebinden bağların anahtarını çıkardı ve Miyo'yu çözdü. Miyo'nun ağzı serbest kalınca:
"Akise..." dedi. Anında Akise, Miyo'nun dudaklarına yapıştı. Geri çekildiğinde:
"Bir daha sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim. Aman tanrım! Her yerin yara bere olmuş. Bunu sana nasıl yapar! Onu kendi ellerimle boğacağım! Miyo güçsüz ellerini Akise'nin boynuna doladı ve derin bir nefes aldı. Kurtulmanın rahatlığını yaşıyordu. Miyo'nun bacaklarına baktı. Morluklar içersindeydi.
"Yürüyebilecek misin?" diye sordu Akise.
"Evet."
"Hayır! Ben taşırım." Miyo'yu kucağına aldı. Miyo ise sevdiği çocuğun kucağında, kafasını Akise'nin göğsüne dayadı. Tsubaki ayağa kalktı.
"Aşkım! O kızı yere bırak! Ölmeli!"
"Bas git lan akıl hastası!"
Tsubaki kesici aletlere uzandı ve onların üstüne yürüdü, Akise ise yapabildiği kadar sevdiği kızın hayatı için hızlı koştu. Tsubaki gözden kaybolmuşa benziyordu. İkisi de savaş ortamının yanından geçtiler. Miyo herkesi gördü.
Hinata ve Mao ellerinde silahlarla saldırıyorlardı. Gasai Yuno zaten vahşetti. Yuno ise çığlık çığlığa insanlara saldırıyordu. En yakın arkadaşlarından olan Akira ve Furi de ordaydı. Akira, sevgilisi Levi'yi getirmişti. Levi ustaca dövüşüyor, Akira da yumruklarını konuşturuyordu. Furi de Kaneki'yi getirmişti. Kaneki, kagunesiyle insan deviriyor, Furi de bıçaklar fırlatıyordu.
Miyo'nun yüzünde bir tebessüm oluştu. Tüm arkadaşlarını orada kendisine yardık etmek için riske girerken görmek kendini değerli hissettirmişti...

Benim Nekom | AkiseXMiyoDonde viven las historias. Descúbrelo ahora