merhabalar canlarım:)
Sizi beklettiğim için özür dilerim. Final haftası, mezuniyet derken inanın buraya vakit bulamadım. Ama uzun bir bölüm yazdım. bir özür olarak kabul edin :)
Evet yavaş yavaş final bölümüne yaklaşıyoruz. yorumlarınızı merak ediyorum:)
Sizi seviyorum:)
iyi okumalar
Bölüm Şarkısı: Raviş- Güzel kadın
...
Büyük gün gelmişti yarından sonra yani cumartesi günü düğünü vardı. Yarın akşam Damla'nın evinde kız kıza toplanıp bekarlığa veda partisi düzenleyeceklerdi. Kız kıza dediği de Damla, Gizem, Zeynep ve o. Başka kimsesi yoktu zaten..
Zili duyunca kapıya yöneldi. Semih gelmişti.
Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdu.
"hoş geldin"
"hoş buldum"
Önde Semih arkada Damla salona geçtiler. Diğer evine götüreceklerini yolladıktan sonra burası bomboş kalmıştı. Yarın da kaba eşyalar çıkacaktı ve Zeynep partiye uygun şekilde organize edecekti burayı. Büyük kanepenin üzerindeki halıyı kapıya yaslayıp;
"ölüyorum yorgunluktan"
"bugün de burada kalamazsın biliyorsun"
"sana dokunamıyorum anladık yanında neden kalamıyorum"
"bunu sana daha önce de açıkladım sevgilim. Evliliğin bir fark yaratmasını istiyorum, birbirimizi deli gibi özleyelim istiyorum"
"ben seni deli gibi özledim zaten 2 haftadır. Yurtdışını da sayarsak 1 ay. Bu sürede sen beni özlemedin mi hiç?"
"tabi ki de özledim" dedi kolunun altına sokulurken "zaten normal evli insanlar gibi yaşıyorduk aynı evde kalıyoruz, geceleri seks yapıyoruz. Yani şuan sadece resmileşmiş olacak bizim için evlilik. Ama ben bu durumu biraz değiştirmek istiyorum elimden geldiği kadar"
"farklı pozisyonlar deneyebiliriz? Aradığın değişim bu olabilir"
Damla derin bir nefes aldı. Gülmemek için bastırdığı dudaklarını aralayıp;
"sadece böyle olmasını istiyorum"
"peki nasıl istersen öyle olsun" dedi Semih pes ederek.
Uzun bir sessizlikten sonra;
"yarın akşam ne yapacaksın?" dedi Damla Semihe daha da sokularak.
"bilmem belki bizimkilerle birkaç kadeh bir şeyler içeriz"
"kızlar bana bekarlığa veda hazırlıyorlar"
"nerede?"
"evde"
"çok dağıtmayın" dedi saçına bir öpücük kondurarak. Daha sonra Damlanın içini yakacak cümleyi kurdu;
"annenleri düğüne çağırmayacak mısın?"
Damla o zaman Semih'e ve ailesine yalan söylediği aklına geldi. O zamanlar ona acımamaları için gerçeği saklamıştı. Kavgalı oldukları yalanını uydurmuştu.
Peki şimdi bunu nasıl düzeltecekti?
"sevgilim?"
Damla Semih'e bir cevap vermesi gerektiğinin farkındaydı. Ama bu anı bozmak istemiyordu. Gerçeği söyleyecekti ama bunu biraz erteledi sadece..
"gelemeyeceklermiş"
"çağırdın mı?"
"evet haber yolladım ama cevap vermediler"
"belki sürpriz yaparlar?"
"sanmıyorum.."
Semih kollarının altındaki kızı daha da sıktı. Onun yalnız olduğunu düşünmesini istemiyordu. İçinden onu böyle bir günde yalnız bırakan ailesine birkaç küfür salladı.
"ben her zaman yanındayım" dedi tekrar bir öpücük kondurarak.
O zaman Damlanın Semih'e yalan söylediği için çektiği vicdan azabı daha da güçlenmişti...
...
"İnanmıyorum burası çok güzel olmuş"
Gizem elinde ki tüylü kırmızı tüyü havada çevirerek;
"bu gece bizim gecemiz" dedi.
O tüylerden herkesin boynuna takılmıştı. Resmen konken partisindeki yaşlı teyzelere dönmüşlerdi.
Dilay bilgisayarın tuşuna bastı ve delice dans etmeye başladılar.
...
Semih birkaç arkadaşıyla bir bara gelmişlerdi. Lobiye oturup sipariş verdikten sonra etrafı izlemeye koyuldu. Eskiden buralarda ne çok takılırdı. Damlayla da böyle bir yerde tanışmamış mıydı zaten? o zamanki hali gözünün önüne gelince kendi kendine gülmeye başladı. Kız onu nasıl da değiştirmişti. Oysa ki ilk başta tek bir amacı vardı. Onun kimin için çalıştığını bulmak.
Yarın akşam için bütün önlemler alınmıştı. Hatta fazlasıyla önlem almışlardı. Yarın bir şey olmasına izin vermeyecekti.
Görkem'in karşısına oturmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı.
Bunu buraya kim çağırmıştı?
O zaman siparişlerin geldiğini fark etti ve önündeki viski bardağından uzun bir yudum aldı.
"davet etmemiştin ama çocukluk arkadaşımı yalnız bırakamazdım böyle bir günde"
"iyi yapmışsın" dedi Semih küçük kasede ki fıstıklardan ağzına atarak. Yüzüne bile bakmamıştı.
"özür de diledim, pişman olduğumu da söyledim. Daha ne yapmamı istiyorsun. Dosttuk lan biz"
"keşke bunu kardeşimle yatmadan önce de hatırlayabilseydin"
"olan oldu Semih. Hatalıyım biliyorum ama pişmanım Allah Kahretsin! Sevdiğim kadınla dostumun arasında kaldım. Damlayı ne kadar çok sevdiğinin farkındayım. Belki kendini benim yerime koyarsan anlarsın"
"damlayı karıştırma! Aşkımdan ölsem de kardeşimin kardeşine asla yan gözle bakmazdım"
"peki ne diyorsan kardeşim canın sağolsun" dedi. Elindeki viski bardağını ağzına boşalttıktan sonra masadan kalktı.
"size iyi eğlenceler"
Semih çoçukluk arkadaşını öylece göndermek istemediğini fark etmesi uzun sürmedi. Bugün ona ihtiyacı vardı. Onun dostluğuna..
"görkem"
Görkem uzaklaştığı masaya yaklaştı tekrar.
"Belki de bu gece burasının sana ihtiyacı vardır"
...
"Hadi bunu da dikin kafanıza kızlar" dedi Dilay tekila bardaklarını doldururken;
"ay yok benim başım dönüyor"
"benim bu son daha fazla içersem kusabilirim" diyip küçük bardağı kafasına dikti.
Zeynep ise hiçbir şey demeden bardağı çoktan boşaltmıştı.
Biraz sonra hepsi yerin farklı köşelerine uzanmış saçma bir muhabbet içindeydiler.
"nasıl yani sen hiç ilişkiye girmedin mi? Ve 6 bardak tekilayla sarhoş olmuyorsun öyle mi?"
"birinci soruna hayır. İkincisine ise evet"
"allahım çok şey kaybediyorsun yavrum. Çok şeyden kastım uzun ve kalın bir şey" dedi Dilay.
Ve gülüşmeye başladılar. Kafaları iyice güzelleşmişti.
"herkes senin kadar şanslı olmayabilir. Yani kısa ve ince bir şeyden bahsediyorum, bence en mantıklısını yapmış, Bak Furkan'a hala benle evlenmiyor"
"nasıl yani Furkanın şeyi.."
Damla araya girdi;
"kusacağım"
"belki de doğru saati kolluyordur"
"ya da doğru dakikayı" dedi Damla. Birbirleriyle iletişim kurmuyorlar, sadece boş boş konuşuyorlardı. Aralarında tek sağlam insan Zeynepti.
Damla midesine giren bir sancıyla ayağa kalktı. Tuvalete gitmesi gerekiyordu ama başı acayip derecede dönüyordu. Zeynep bunu fark etmiş olacak ki gidip Damlanın koluna girdi;
"iyi misin?"
"tuvalete gitmem gerek"
Zeynep Damlanın koluna girerek onu tuvalete taşıdı. Tuvalete girmesiyle kusması bir oldu. Zeynep sesleri duyunca hemen içeri girmişti.
"çok içtin Damla"
Elini yüzünü yıkadıktan sonra içeri girdiler. Damla bulduğu ilk yere uzanmış, bir daha ağzına içki koymayacağına dair yeminler ediyordu...
...
Ertesi gün evde büyük bir telaş vardı. Hepsi sersem gibi uyanmış, düğüne yetişebilmek için koşturuyorlardı. Damlanın midesi fena şekilde ağrıyordu. İçki içtiği için ilaç da içemeyince normal yollarla geçirmeye çalışıyorlardı. En son kuafördeki kadın sıcak su torbası alıp gelmişti.
Kuafördeki işlerini halledince Semih onları almaya gelmişti. Düğünün nerede olacağını hala bilmiyordu.
Semih Damlayı beyazlar içinde gördüğünde sanki nutku tutulmuştu. Onunla tanışana kadar bu hayata neden geldiğini sorgularken, şimdi ise bunun için dualar ediyordu.
"çok güzel olmuşsun" bunu söylemese bile gözlerinden anlayabilirdi.
"beğendin mi?" dedi Damla karşısında öylece beklerken.
"bayıldım" damla ya doğru yaklaşıp alnına bir öpücük bıraktı. "hatta şuan gitmek istediğim tek yer yatak odamız" bunu sessizce söylemişti.
Damla kıkırdamaya başladı. Aslında oda bunu istiyordu. Hele şu siyah takımının içinde..
"sende çok yakışıklı olmuşsun"
"beğendin mi?" dedi Damlayı taklit ederek.
"bayıldım"
Dilay aralarına girerek;
"hadi artık düğüne geç kalmak istiyorsunuz sanırım"
Dilaya hak verip arabaya atladılar ve düğünün olacağı yere doğru yol aldılar.
...
Damla büyük otelin sahile inen kapısından geçip düğünün olduğu yere varınca tam anlamıyla bayılacaktı. Tamam düğün hayalleri kuran kızlardan değildi ama sohbet ortamında sorulduğunda hep sahil kenarında diye cevap verirdi.
"Semih burası muhteşem"
Denizin kokusunu içine çekti. Burada tüm ağrılarını unutmuştu sanki.
"beğendin mi?"
"hem de çok" semihe dönüp dudaklarına bir öpücük kondurdu. "seni seviyorum"
"bende" ve basına birkaç fotoğraf için lobiye geri döndüler.
Zaman geldiğinde gelin odasından çıkıp Semih'in koluna girdi buruk bir hüzünle. Ailesinin onu izlediğini biliyordu..
Kalabalığın içinden nikah masasının önüne geldiler Damlanın kalbi deli gibi atıyordu. Semih ona destek olmak için tuttuğu elini sıkmaya devam ediyordu.
Masadaki yerlerini aldıktan sonra nikahları kıyıldı. Ve ilk danslarını yapmaya başladılar.
...
Gecenin ilerleyen saatlerinde Damla kendini sandalyeye zorla atabilmişti ayakları giydiği topuklular yüzünden feci şekilde ağrıyordu. O sırada Semih mikrofonun başına geçti.
"öncelikle buraya geldiğiniz ve bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyoruz."
Alkış sesleri..
Damla bunu beklemiyordu.
Semih elindeki bardağı bir yudumda midesine indirdikten sonra devam etti.
"beni önceden tanıyanlar şuan şaşkınlık içindeler biliyorum. Bu nasıl evleniyor diyorsunuz?"
Gülüşme sesleri.
"bende şaşırıyorum. Bir kadın hayatımı bu denli nasıl değiştirebilir inanmazdım. Ama o bana imkansız bir şey olmadığını öğretti. Ve onu bu zamana kadar çok kırdım, çok büyük hatalar yaptım. ama o ne olursa olsun onun kocası olma lüksünü verdi bana. Ve gözlerim ondan başka kadını görmez oldu. Şimdi hepinizin gözleri önünde ondan bu zamana kadar yaptıklarım için özür diliyorum. Ve Damla seni her şeyden çok seviyorum."
Semihin konuşması bittiğinde gözlerinden yaşlar geliyordu Damlanın.
"bende seni" diyebildi sadece.
Daha sonra yanına gidip dudaklarına bir öpücük kondurdu.
...
Evlerinin önüne geldiğinde Semih onu kucağına almış ve içeri öyle girmişlerdi. Semih onu hızla yatak odasına çıkardı. Damla kahkaha atıyordu.
Yatağın üzerine yatırdı ve onu soymaya başladı. Üzerinde hatlarını muhteşem şekilde gösteren gelinliği tek çırpıda üzerinden çıkardı.
Damla da bu sırada Semihin gömleğini çıkarmaya başladı. İkisi de çırılçıplak kaldığında Semih özlediği dudaklara kapandı, bir elini de Damlanın de bacak arasına götürdü. Her hareketinde Damla daha çok inliyordu. Ve buna dayanamıyordu.
Dudaklarını göğüslerine götürerek meme uçlarını ağzına alıp emmeye başladı. Eli hala bacak arasındaki işlemine devam ediyordu. onun yataktaki pozisyonunu düzeltip kafasını bacak arasına gömdü Damla buna engel olmaya çalışsa da Semih buna izin vermemişti. Onun tadını seviyordu.
Damla Semihin dil darbeleriyle kendinden geçmeye başlamıştı. Onu içinde istiyordu buna dayanamıyordu. Ellerini onun saçlarından geçirerek kafasını geri çekti ve gözlerinin içine baktı;
"yeter ne olur!"
Semih Damlanın ellerini tutup hareket etmesini engel oldu. Ve işlemine devam etti. Gözleriyle Damlanın zevkle kıvranışlarını izliyordu.
Sonunda bir zevk çığlığıyla boşalmıştı. Bunu seviyordu. Onu bu hale getirmeyi seviyordu.
Damla kendine gelince nefesini kontrol altına almaya çalışıyordu. Onun içine girmesini istiyordu artık. O zaman Semihin kalkıp üstünü giyindiğini fark etti.
"hayır şaka yapıyorsun"
"neyse ki ben senin kadar kötü değilim sevgilim" dedi göz kırparak.
"Semih seni istiyorum"
"bende, ama beni özlemeni daha çok istiyorum" tekrar bir göz kırptı ve kendi bacak arasındaki sertliği kontrol altına alabilmek için banyoya girdi.