AKŞAM YEMEĞİ

47.8K 1.3K 13
                                    



Koltuğun kenarındaki kahvesinden bir yudum aldı. Saat 5e geliyordu. Sabahtan beri bu koca tekli koltuktan kalkmamıştı. Doğaner Holding'in 50. Yıl kutlaması için çalışıyordu. Evet onlar almıştı bu organizasyonu. En son tuvalette kıstırdıktan sonra o adamı görmemişti. Tekrar sunum odasına döndüğünde İlker Doğaner açıklamıştı. Fakat Semih orada değildi.

Telefonu çalmaya başladı. Arayan Gizem'in tanıştırdığı çocuk Burak'tı.

-efendim.

-naber Damla?

-iyidir Burak senden?

-iyi benden de ne olsun. Bu akşam seni kaçırayım mı?

-çok işim var ya.

-hadi Damla 2 saatten bir şey olmaz.

-peki tamam nereye?

-ben alırım seni. 6 bucukta kapındayım.

-tamamdır.

-görüşürüz.

Xxx

-Müsait misiniz Semih Bey?

Tanıdık sesle kapıya doğru döndü.

-Dilay!

-abiii!

Kalkıp kardeşine sımsıkı sarıldı. Özlemişti küçüğünü. Amerikaya okumaya gitmişti şuan 2. Sınıftı.

-ne işin var burada bakalım?

-tatil verdim kendime.

-bundan İlker beyin haberi varmı?

-birazdan olacak.

-babam çoktan gitmiştir eve.

-hadi ya. o zaman abim bana bir yemek ısmarlasın sonra da evimize gidelim?

-tamam hadi düş önüme küçük.

-abi ne küçüğü ya vazgeç artık şu lakaptan büyüdüm ben.

-hadi hadi çok konuşma..

Xxx

Mekana geleli yarım saat olmuştu yemek siparişlerini vermişler bekliyorlardı.

-Damla aslında senle bir şey konuşmak için çağırdım.

Evet işte başlıyoruz diye düşündü Damla. Tamam çocuk çok iyi birine benziyor olabilirdi ama Damla o gece orada bu konuları kapattığına söz vermişti. Bardaktaki kırmızı şaraptan bir yudum aldı.

-buyur söyleyebilirsin.

-az çok tahmin etmişsindir. Seni bugün buraya getirdim çünkü özel bir gün olmasını istiyorum. Yoksa buralarda çok işim olmaz benim. Birbirimizi bir kere görmüş olabiliriz yani tanımıyoruz ama ben seni daha yakından tanımak istiyorum.

-tabi tanıyabilirsin bunun için böyle bir yemeğe gerek yoktu.

-neyi kastettiğimi anlamışsındır.

Garsonun yemekleri getirmesiyle konuşmalarına ara verdiler. Karşısında ki adama baktı. adam Fıtness hocasıydı vücudu da tam öyleydi. Yani eğer o gece o adam değil Burak gelseydi olabilirdi. Ama çok geç kalmıştı. Verdiği sözü tutacaktı.

-bak Burak sana açık konuşacağım. Ben uzun bir süre önce kendime bir söz verdim. Senle iki yakın arkadaş olabiliriz. Bunu çok isterim. Ama başka türlü olmaz.

-ben arkadaş olmayı istemiyorum Damla uzun süreden sonra bir şeyler hissettiğim kızı yakından tanımak istiyorum. Neden bu kadar kesin konuşuyorsun?

-çünkü kendimi biliyorum boşu boşuna umut vermek istemiyorum.

-boşu boşuna umutlanacak yaşı çoktan geçtim ben Damla. Sadece biraz vakit geçirelim izin ver seni tanıyayım, beni tanı sonrası zamana kalmış bir şey zaten.

Cevap vermedi Damla onun yerine önündeki yemeği yemeye koyuldu.

-tamam ama sana söylüyorum o zaman belki hiç gelmeyecek.

-kabul. Ben de sana söylüyorum. O zaman gelecek...

Xxx

"e anlat bakalım Dilay Hanım"

"ne anlatayım abi." Dedi önündeki balığı midesine indirirken. "sana bir şey söyleyeyim mi? Memleketimin gözünü seveyim. Şu tadı başka hiçbir yerde bulamıyorum."

"yavaş yavaş.."

"e abi asıl sen anlat ya. ne zaman evleniyorsun?"

"onu nerde çıkardın?"

"vardı ya bir tane sarışın tiki bir kız neydi adı? Pelin"

"o biteli aylar, yıllar oldu Küçük"

"bitti mi?" gözlerini faltaşı gibi açmıştı. "iyi olmuş biliyor musun. Hiç sevmemiştim o kızı"

"o yüzden bitirdim bende kardeşim sevmiyorsa bitmiştir dedim"

"şakacı" dedi Dilay gözlerini devirerek.

"hadi çok konuşma ye yemeğini eve gidelim"

"tamam abi ya İlker ve Neslihan Hanımlar ne yapıyorlar?"

Semih'in yüzü düşmüştü. Kardeşi bunu anlamakta zorluk çekmemişti Dilay.

"hala aynılar değil mi?"

Gelir gelmez kardeşinin canını sıkmak istemiyordu.

"neyse hadi bittiyse yemeğin kalkalım"

Ücreti ödeyip kalktılar...

"süpriiiizzzz"

"Dilay!"

Annesi koşarak kızına sarıldı. Babası oturduğu yerden kalkmadı. Semih arkasından içeri girdi babasının bu tavırlarına alışkındı. Dilaya baktı gözlerindeki hayal kırıklığını okuyabiliyordu.

"neden geldin? Okulun bitti mi?"

"hoş buldum baba."

Annesi havayı yumuşatmak istercesine kızına döndü.

"tatile mi girdiniz kızım?"

"hayır anne. Hatta hazır konusu açılmışken; baba ben artık okula gitmek istemiyorum. Burada kalmak istiyorum"

"Ne demek okula gitmek istemiyorum!"

Babası ayağa kalkmış kızına doğru yürümeye başlamıştı.

"duyduğun gibi yapamıyorum baba! ben burada kalmak istiyorum sizin yanınızda."

"sen iyi eğitim al diye para döküyorum ben oraya! Oku da bir yerlere gel diye!"

"baba lütfen!" ağlamaya başlamıştı. Annesi ve Semih arkada olanları izliyorlardı, şaşırmışlardı. Kardeşinin ağlamasına dayanamıyordu.

"kes Dilay o okula gideceksin! Yarın geldiğin gibi dönüyorsun!"

"baba lütfen yapma bunu ne olur! Beni dinle! Yapamıyorum! Öldürün beni ama göndermeyin!"

"ne diyorsun sen kızım!" annesi dayanamayıp araya girmişti oda ağlıyordu.

"anne lütfen ikna et babamı"

Babası daha fazla dayanamayıp;

"Nazan al şunu götür gözüm görmesin! Nedir benim bunlardan çektiğim! Ne halt ediyorsanız edin! Baba parasını unut bundan sonra!"

Annesi kardeşini alıp yukarı çıkardı. Babası Semih'e dönüp;

"al kardeşini de kendine benzettin!"

Semihte bunu bekliyordu. Ne zaman konu kendisine gelecekti? Cevap vermeden kendini dışarı attı cevap verse olacakları biliyordu...

[w;

O GECE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin