say my name

By wyeoasis

788K 36.8K 169K

1DSA Yaz 2014 En İyi Boyxboy Hikayesi More

2: see you again
3: indirect kiss
4: we will have a lot of fun tonight
5: between the bars
6: deal is over
7: ex girlfriend
8: who is that girl?
9: apologize
10: mysterious truth
11: confession
12: revenge
13: mother and son
14: intruder
15: long name
#teamstyles vs. #teamloueh
16: rape
17: like a cigarette
18: school fight
19: mission completed
20: david
21: real eyes, realize, real lies
22: rock-paper-scissors
23: wedding photographer
24: drunk in karaoke
25: two hearts in one home
26: ice bucket challenge
27: first method; gay bar
28: second method; concert
29: third method; leeds festival
30: ricky morgan's farewell letter
31: partners in crime
32: revenge is over
33: a little party never killed nobody
34: paintball with bromance
35: matchmaker friend
36: university trip
37: he likes boys
38: gangs in jail
39: love is a losing game
40: 28 days without back to you
Q&A
41: dusk till dawn
42: captain and his two ships
43: dancing with your ghost
44: tomlinshaw vs jealoustyles

1: deal

69.1K 1.5K 5.7K
By wyeoasis

Bir anlık aklıma geldi işte,başta one shot olur diye düşünmüştüm ama yazdıktan sonra bir kaç bölüme uzayacağını anladım.Umarım beğenirsiniz,yorum ve vote'larınızı bekliyorum yani :D

*Bölüm parçası:
The Neighbourhood-Say My Name/Cry Me A River

*Multimedya'da hikayedeki Louis,yani punk Louis var.

Yine,yine ve yine sıkıcı bir okul gününe uyandım.Tamam,belki o kadar da sıkıcı olmayabilir.Ne de olsa okulun popüler çocuğu olarak tanınıyorum.

Ne komik,değil mi?

Kendi okulumun popüler çocuğu olmama rağmen annemin okuluna gittiğimde ezik muamelesi görüyordum,evet bu kesinlikle komikti.

İstemeyerek de olsa yataktan kalkabildim.Camdan baktığımda evin havuzu beni yüzmek için çağırıyor gibi görünse de bunu yapamayacağımı bildiğim için kafamı çevirdim.

Evet,şu havuzlu bahçe olayı...Pekala,zengin züppesi gibi görünmüş olabilirim.Tabi davranışlarım zengin birine göre fazla umursamaz olsa da...Ben sadece anı yaşıyordum;kesinlikle vıcık vıcık duygulardan uzak durarak.

Okulda,'popüler çocuk','piercingli çocuk','punk çocuk','seksi çocuk','dövmeli çocuk' gibi sıfatlarımla biliniyordum.Koridorlardan geçerken beni süzen kızlardan -yanlış anlaşılmasın,sadece kızlar,yani annemin okulundaki bir grup serseriden kesinlikle bahsetmiyorum.- sıkılma derecesine gelmek üzere olsam da aslında genel olarak tek eğlencem buydu.Ha,bir de okul dışında ek iş olarak yaptığım barmenlik var.Evet,zengin olduğumu ve paramla her şeyi yapabileceğimi biliyorum ama zenginlik bana sıkıcı geliyordu.Belki de alıştığım için böyle düşünüyordum.Ama tek bildiğim,kendi paramı,eğlenceli bir şekilde kazanmanın zevki olduğuydu.Barmen olmayı da bu yüzden istemiştim.Zaten barlarda sürekli olarak takıldığım için çalışmaya alışmak da kolay olmuştu.

Sonunda,zorlanarak da olsa giyinebilmiştim.Üzerime geçirdiğim yine siyah bir tişört ve giydiğim pijama tarzı pantolonla,-tamam,bu kesinlikle bir pijamaydı.-'yine' umursamaz ve rahat görünüyordum.Aslında dar pantolonlara sığmadığımı düşünsem de herkesin beğendigi popomu belli eden bir dar pantolon da giyebilirdim,değil mi? Aklımdan 'bir kere de olsa biraz farklı giyin Louis' diye geçirsem de üşengeçliğimden dolayı pantolonumu değiştirmedim.Belki yarın giyerdim,üşenmezsem tabi.

•••

"Öpüldün anne!"

Annemin zorlamasıyla hafif bir şeyler atıştırdıktan sonra sonunda evden çıkabilmiştim.Vans'larımı ayağıma geçirdim ve yine annemin zorla giydirdiği ceketimi çıkardım.Dövmelerim,işte şimdi gün yüzüne çıkmıştı.Lise son sınıfta olmama rağmen annemin ağır annelik duygularına maruz kalıyordum.Tanrım,okuldakiler görse ne derdi kim bilir! Ne de olsa ben umursamaz popüler çocuk Louis'dim.

Annemin 5 çocukla birden ilgilenebilmesine şaşırıyordum.Bu yüzden bana karşı fazla ilgili olmasına kızmıyordum,ne de olsa birden çok kardeşim vardı ve hepsiyle birden tek başına ilgileniyordu.Kesinlikle ona hayrandım.Bu yüzden üvey baba olayına karşı çıkmamıştım ya.

Jeep'imi park ettikten sonra,-tamam,yine zengin züppesi durumuna düştüm ama jeep'e hayır demem imkansız.- okulun girişine doğru yürümeye başlarken mırıldandım.

"İşte başlıyoruz."

Koridorlar bana bakan kendini beğenmiş tipli kızlarla doluydu.Ezikler de bakıyordu ama biriyle çıkacaksam,ezikler ilgi alanıma girmiyordu.Aslında kendini beğenmiş kızlardan da hiç hoşlanmazdım.

Ah.

Nasıl tipli kızlardan hoşlanıyordum ben? Sanırım fazla kız görmek ben de kafa yapmış olmalıydı ki saçmalamaya başlıyordum.

Kızların gözleri,dudaklarımın altındaki metal piercing ve siyah tişörtüm ile renk uyumunda olan dövmelerimdeyken,ben ise onlara 'dokunmak ister misin' bakışımı atıyordum.Bu bakış her ne kadar garip bir adı olsa da en seksi bakışlarım arasındaydı.Evet,bakışlarıma isim verip sıralamıştım! Çünkü seksi ve popüler olmak bunu gerektiriyordu.

Kendi kafamda 'bu kızın saçları sarı, olmaz' , 'bu kızın boyu benden uzun' , 'bu kız fazlasıyla ezik' diye kızlar arasında eleme yaparak sonunda sınıfa ulaşmıştım.Tanrım koridor hiç bitmeyecek sanmıştım!

Aslında asıl eğlence şimdi başlıyordu.Sınıfa girdiğim an peşimde kuyruk gibi dolanan arkadaşlarım ve gerçek dostlarımdan oluşan bir çeşit çete, tayfa, grup ya da ne denirse selamlaşmak için bana doğru gelmeye başlamıştı. Çeteme isim bile vermiştim, Teenage Runaways!

"Hey dostum"

Çete'de en güvendiğim kişi olan Zayn'e cevap vermek yerine elini sıktım.Çete Zayn dışında Michael Clifford -elektro gitar çalan emo, gizemli bir tip-,Niall Horan -sarı saçları ve mavi gözlerine karşın piercing ve dövmeleriyle ilgi odağı olmayı başaran bir dostum-'dan oluşuyordu.Tabi bir de siyah şekilli saçları,uzun kirpikleri,kendisine çok yakışan kirli sakalı ve ela gözleri olan bir Zayn Malik vardı.

Okul boyunca çete ile dolaşıp kendi çapımızda biraz eğlendik.Tabi bizim kendi çapımız da eğlencemiz biraz farklı oluyordu.Yanlış olmasın okulun eziklerine işkence uygulayıp dalga geçenlerden değildik.Sadece bize bulaşanlara derslerini veriyorduk.Onun yerine okulda futbol oynayıp,kızlarla eğlenerek vakit geçiriyorduk.

Futbol da olmasa rahatlayamazdım heralde.Aslında piyano da çalıyorum ama bunu kimseye daha önce söylemedim.Ailemin küçükken sırf öğrenmem için özel derslere para vermesinin etkisi oldu tabi öğrenmemde.Neyse ki çalmayı seviyorum,boşuna 'paralarına kıymamış' oluyorlar.

Okuldan sonra yine annemin ısrarı üzerine onun çalıştığı okula gidecektim.O okuldan nefret ediyordum.Annemin sanki bana inatmış gibi nedensiz yere beni o okula gitmeye zorlamasından daha da nefret ediyordum.

Son ders arkada oturup başıma gelecekleri tahmin etmeye çalıştım.Zilin çalmaması için dua edecek duruma bile gelmiştim.Evet,okulun bitmesini istemiyordum.Ben.Okuldan nefret eden ben.Okulun bitmesini istemiyordum.O aptalların yüzünü bile görmeye dayanamıyordum.

Zil sesiyle düşüncelerimden ayrılmak zorunda kaldım.Çalmıştı işte.Çocukların ısrarıyla sınıftan çıktım.Bana kalsa sınıfta oturup boş boş duvarlara bakacaktım.Okulun çıkış kapısına vardığımızda diğerleriyle vedalaşıp arabama doğru gittim.Arabayla okuldan ayrılırken arkamdan "Akşam ki partiyi unutma" dediklerini duyabilmiştim ancak.

Demek bir parti vardı.Partiye gitmek yerine barmen'lik yapmayı tercih ederdim ama arkadaşlarımı kıramazdım.Bu yüzden bugün de işi asmak zorunda kalacaktım.

•••

"Sonunda geldin Louis."

Annem yine okulun girişinde karşılamıştı beni.Bu karşılamayı her defasında yapmak zorunda mıydı? Kendimi gelince karşılanan biri gibi iyi hissetmek yerine kötü hissediyordum.Zaten annemin karşılaması yüzünden ilgi çekiyor o serserileri başıma topluyordum ya.Cevap niyetine yapmacık bir şekilde güldüm ve okulun içine ilerledim.

Şansımı sikeyim.

Teneffüstelerdi.

Okulun içine girdiğim an gözler bana çevrildi.Bu okulda tam da 'Müdürün ezik çocuğu' konumundaydım işte.Dışardan çift kişilikli bile görünmüş olabilirim.Bir okulda popüler olup umursamaz ve havalıydım bir okulda ise ezik ve sessiz oluyordum ne de olsa.

İnsanların bakışlarına alışıktım ama ezilmeye alışık olduğum pek söylenemezdi.Koridordan rahatça geçebilmiştim.Bana bakan garip bakışlardan başka bir şey olmamıştı.Hale bak bu okuldayken her an başıma bir şey gelecek gibi oluyordu.Fazla tırsak görünüyor olabilirim ama o serserileri ve başlarındaki o iri çocuğu görseniz siz de bana katılırdınız.

Ardından ondan bahsettiğime lanet ettim.İşte karşımdalardı.

Styles ve çetesi.

Annem yanımdan çoktan ayrılmıştı ve ders zili çalmıştı.Ders zili çaldı diye tabiki kurtulamayacaktım.Sırf benimle yalnız kalabilmek için derse girmemek onlar için pek de önemli bir şey sayılmazdı eminim ki.

Haklıydım işte.

Herkes sınıflarına dağılınca bana doğru gelmeye başladılar.Geriye doğru adımlar atmaya başladım.Başlarındaki her geldiğimde bana işkence uygulamaya çalışmasına rağmen adını söyleme zahmetinde bile bulunmayan,okuldaki önümden geçen herhangi bir kızdan adını öğrenebildiğim Harry Styles'dı.Çikolata rengi kıvırcık saçları ve bebek gibi bir yüzü olmasına rağmen okulda kötü çocuk'luk mu yapıyordu yani? Ah hadi ama bu hiç mantıklı değildi! Saçma olmasa sadece bana kötü çocuk'luk tasladığını düşünebilirdim.

Arkasındakiler öğrendiğime göre Liam Payne,Calum Hood ve Matt Stone olmalıydı.Matt denen çocuk pek belalı bir tipe benzemiyordu ama bakışlarını hiç sevmemiştim.Liam söylenildigi kadar ürkütücüydü ama.Benim gibi dövme ve piercing ile dolu bir vücudu vardı tabi bir de kaslıydı,hem de çok fazla.Ne fark eder ki bu çocukların bakışları bile başıma gelecekleri tahmin etmeme neden oluyordu.Gerçekten belalı tip gibi görünmede üstlerine yok diyebilirim. Gerçi benim arkamdakiler de öyleydi ama şuan yalnız olduğuma ve annemin okulunda olduğuma göre bunun pek bir faydası olmayacaktı bana.

Annemin okulunda 'ortalığı karıştıran' olmak istemiyordum.Zaten karşılık verdiğim an her şeyi benim üstüme atacakları belliydi.Şuana kadar bu okula her geldiğimde bir şekilde onlardan kurtulabilmiştim ama bu sefer pek mümkün gibi görünmüyordu.

"Uzak durun benden" diyebildiğim tek şey bu olmuştu.Tabiki yeterli değildi.

Ağzıyla hayır anlamında sesler çıkararak bana daha da yaklaştı Styles.

"Bu kadar çabuk kurtulacağını mı sanıyorsun?"

Ses tonundan bile nasıl bir belaya çattığımı anlıyordum.Bana daha da yaklaşmasıyla arkadaşlarına gitmeleri için işaret etmesi bir olmuştu.

Ne yani teke tek mi? En azından bugün adildi ha.

Beni okulun dolaplarından birine doğru eliyle göğsüme dokunarak çarpmasıyla sarsıldım.İşte size bahsettiğim şey buydu.Kesinlikle eli çok ağırdı.

"Benden.uzak.dur.Styles."

Nefesim kesilmişti tane tane konuşabilmiştim.Sonradan dediğim şeyi düşününce yüzümü buruşturdum.Ağzımdan soyadını kaçırdığım için dilimi ısırdım.Halbuki bilmemesi lazımdı adını öğrendiğimi.

"Bak bak.Birileri adımı öğrenmiş.Araştırma da yaptın mı bari?"

Sinir bozucu bir şekilde yeşil olan gözleriyle gözlerim arasında pek bir mesafe kalmamıştı.Bu kadar yaklaşmasına ne gerek vardı ki?

"Ne sanıyorsun kendini? Alt tarafı o lanet olasıca adını önümden geçen bir kıza sordum o kadar."

İyi bir cevap verdiğim için sırıtmadan edemedim.Bu sefer gerçekten sinirlenmişti ilk defa onu sinirlendirmiştim ve sanırım bu hoşuma gitmişti.

"Demek lanet olasıca adım..."

Ne diyeceğini merak etmiştim.Mırıldanarak evet anlamında kafamı salladım.

"Bir anlaşma yapalım ne dersin?"

Bu dediğinden nereye varacağını çok merak ediyordum.

"Neymiş?" Anlamsızca suratına baktım.

"O lanet olasıca adımı inleyerek söyleyeceksin."

"Anlamadım?"

"Dediğimi duydun.Var mısın?"

Başıma neler geleceği konusunda hiçbir fikrim olmasa da bir ihtimal anlaşmayı kazanıp ondan kurtulabileceğimi düşündüm.

"Varım."

Continue Reading

You'll Also Like

148K 14.1K 26
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
11.6M 571K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
42.2K 4.8K 53
New York'un yeraltı dünyasının karanlık sularında Jimin'in kardeşinin, Jeon Jungkook ile evlenmesine karar verilmiştir. Bu adam bir mafya, bir patron...
29.2K 5.1K 26
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.