Somebody Else l.s

By hilarrity

72.5K 7.4K 8.5K

Harry herkesle çıkıyor, Louis dışında. Louis, kesinlikle aşık değil ama onu başkasıyla düşünmekten nefret edi... More

prologue
(No.19) Dave the intern
(No.13) Nathan Reeves
(No.8) Caleb from high school
(No.23) Zayn Malik
(No.17) Marshall Kirk
(No.21) Daniel Lindley
(No.16) Rory J. Foster
(No.11) Riley Richard
(No.22) Phillip Wilmes
(No.15) Niall James Horan
(No.7) Anthony Woodward
(No.3) Christopher Brock
(No.9) Matthew Slater
(No.12) Peter MacLaren
(No.2) Ben Winston
(No.6) Alexander Letts
(No.14) Josh Standall
(No.4) Dylan Green
(No.20) Austin C. Reilly
(No.5) Nick Grimshaw
(No.10) Kyle Fowler
(No.1) Louis Tomlinson
epilogue

(No.18) Vince Allan Jensen

2.3K 261 273
By hilarrity

"Seni kıracak bir şey yapmak istememiştim, özür dilerim." Ses gelmediğinde birkaç kere duvara vurmuştu. "Eğer duvara vurursan gelirim demiştin." Şansını birkez daha denedi.

Gelen olmamıştı.

Sabahın ilk ışıkları evine vurmaya başladığında yan dairesinde bir hareketlilik duymak için bilgisayar sesini en aza indirdi.

Birkaç saat sonra, ilk önce bir kapı sertçe duvara vurdu ve sonra kahve makinesinin gürültülü sesi geldi. Louis, onun adım seslerini duyuyordu, bir süre telefonda konuştu ve bu süre içerisinde Harry'nin kahvesi hazırlanmıştı.

Yirmi dakika içerisinde yan dairenin kapısı açıldı. Louis, hızla bilgisayarını yan tarafına atarken yatağından zıplayarak kalktı. Kapıyı açtığında Harry botlarını giyiyordu.

"Günaydın, nasılsın? Dün gece niye gittin? Seni kırdıysam üzgünüm."

Harry botlarıyla işini bittirdiğinde, üzerini düzeltti. "Beni kırmak mı? Hayır, kırılmam için ortada bir neden yoktu." Çantasını omzuna asarken yüzünde bir gülümseme oluştu. "Yoksa var mıydı?"

Louis'nin kaşları havaya kalkarken, elini hava da olumsuz anlamda sallamıştı. "Hayır tabii ki de yoktu."

Harry, anahtarını çantasının açık gözünden içeri yollarken merdivenlere yönelmişti. "Akşam bir randevum var ama duş almak için uğramayı düşünüyorum. Yani, akşam görüşürüz."

O, merdivenlerden inerken Louis arkasından el salladı.

"...Sonra Niall, adama 'bu yaptığınız çok uygunsuz.' dedi."

Louis, Liam'ın Niall'la beraber gittiği İsviçre tatilinde yaşadığı olaya kahkaha atarken, bir yandan elinde ki biranın dökülmemesi için dikkat ediyordu.

Sabah Harry'yi geçirdikten sonra olan şeyler şunlardı; Louis, ilk önce sabah birkaç saat daha uyumuştu ve Zayn'le beraber, bir kafede kahvaltı yaptıktan sonra çalıştığı yerin haftalık temizlik sırası kendisine gelmiş Zayn'e yardım etmek için bara geçmişti.

Akşam saatlerine doğru telefonuna aldığı Liam'dan gelen arama da evine gelmek istediğini söylemişti. Zayn, uzun süredir parasını biriktirerek aldığı motorla kendisini eve bıraktığında, evinin karşısında ki marketten yiyecek ve içecek birkaç şey alıp dairesini üstten temizlemiş ve Liam'a evini tarif ettikten on dakika sonra Liam kapısının önünde belirmişti.

"Ama adam, Niall'ı duymamış gibi yanımızdan geçip gitti."

Louis'nin sesli kahkahası, anahtar sesiyle kesilmişti. İlk önce uzun silüet kapının aralığından girdi ve sonra meraklı bakışlar ikisini buldu.

"Hey, gelsene." Louis, birasını sehpanın üzerine bırakırken ayağa kalkmıştı. Liam'ın arkasını dönüp kapı eşiğinde dikilen adamı görmesiyle yüzü asılmıştı.

Harry, kapıyı arkasından kapattı ve bakışlarını Liam'ın üzerinde tutmaya devam ederken konuştu. "Ben seni nereden tanıyorum?"

Liam'ın alaycı kahkahası salonu doldurdu. "Sevgilimi çalmaya çalışmıştın."

Harry, uzun paltosunu çıkartıp, mutfak sandalyesinin üzerine astıktan sonra koltukta Louis'nin yanına oturmuş ve elinde ki bira şişesini çekerek büyük bir yudum almıştı.

"Lütfen hatırlamama biraz daha yardım et, ismi neydi?" Harry'nin kibirli ifadesi, Louis'nin kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. Louis, onu uyarmak -belki de evden gitmesini sağlamak- için elini bacağına koydu ve hafifçe sıktı. "Harry-"

Tam konuşmaya başladığında Liam'ın sesi, onu bastırmıştı. "Ne o? Havalı görünmek için her gün başka biriyle randevuya çıkıp, önceki hafta olanları unutuyor gibi mi davranacaksın?"

İlk önce Harry'nin dudakları gerildi ve hemen sonrasında elinde ki neredeyse bitmek üzere olan şişeden son yudumu aldı.

"Aslında, evet. Yaptığı şey tam olarak bu." Louis, konuştuktan sonra bir süre bakışlarını kontrol edercesine onun üzerinde gezdirdi ve devam etti. "Yani tek farkla, havalı olmak için değil, gerçek aşkı için."

Liam'ın anlamayan surat ifadesine, Harry'nin rahatsız olmuş ifadesi eklendiğinde Louis söylediği şeyden rahatsızlık duymuştu. Çakırkeyifken hep böyle dilini tutamazdı. Fakat sorun şu an pek alkolün etkisindeymiş gibi hissetmiyordu. Olası aralarında geçecek bir kavga da Harry'nin bunu bilmesine gerek yoktu tabii ki.

"Gerçek aşkı için mi?" Liam'ın gülümsemesi yerini sinirli bir ifadeye bırakmıştı. "Ve bunun benim sevgili eşim olduğunu düşündün öyle mi?"

Harry, yüzüne rahatsız edici bir gülüş yerleştirdikten sonra konuşmaya başladı. "Bunu düşünmem için bir çok şey yapmıştı."

Louis, gerilen havayı damarlarında hissediyordu ve bundan memnun falan değildi. Harry'nin sahiplenici tutuşu belinde bir yerlerdeydi ve onu kendisine yakın tutmak istiyormuş gibi, bulduğu her fırsatta kanepe de biraz daha onun tarafına doğru kayıyordu.

Liam'ın sinirle kısılmış gözlerinin ise tek hedefi Harry'ydi. Onun hissettirmek istediği ev içindeki -ve tabii ki Louis konusundaki- yabancılık hissi umurunda bile değildi.

"Ama, beni bir düşman olarak algılama," diye başladı tekrar konuşmaya Harry. Oysa ki şu an tam da çenesini kapatması gereken kısımdı. "Senin eşin, bana bir şeyleri anlamak konusunda çok büyük yardımları dokundu."

Louis'nin o akşamdan hatırladığı anıyla, tam dokunuşlarının olduğu yer kasıldı ve oturuşu dikleşti. Harry, hissettiği hareketlenmeyle gözlerini yanında oturan adama dikti ve son bir hareketle göğsünü Louis'nin sırtına yasladı.

Şimdi kolu tamamiyle beline sarılmış bir şekildeydi ve eli bacağının üzerinde duruyordu. Louis, biri tarafından sahiplenilme hissiyle rahatladığını hissettiğinde kendisine kızdı.

O, zaten güven de ve rahattı. Tamam, aslında olan şey içinde ne güven ne de rahatlık barındırıyordu ama bunu birisinin dokunuşlarıyla vücudundan uzaklaştırması tamamiyle yeniydi. O böyle hissetmezdi, hissetmemeliydi. Harry kimdi ki, Louis'ye böyle hissettirecekti? İki haftadır tanıdığı Liam bile ona, Harry'den daha fazla tanıdık geliyordu.

İçinde tüm uyuşuk hislerinin arasından sivrilen tüm sinir de bu yüzdendi. Harry, ona randevuları dışında bu kadar uzakken ondan bu kadar etkilenmesi normal değildi. Bununla yaşayamazdı. Louis kimdi ki Harry'nin listesiyle yarışacaktı?

Louis, saniyeler içinde gerçekliğe döndüğünde fark ettiği ilk şey Harry'den gelen sakız kokusuydu. İkinci şey ise Liam'ın kendisine -ve tabii ki Harry'ye- olan bakışlarıydı.

"Nasıl yani?" Liam'ın şaşkınlığı tüm yüzünü kaplamıştı. "Yani, siz-" Louis rahatsızca yerinde kıpırdandığında Liam'ın yargılayıcı bakışlarının hedefi direkt olarak kendisiydi.

"Biz ne?" Louis, konuşurken beline dolanan kolu çekmeye çalışsa bile Harry'nin kolu tekrar önceden olduğu yere geri dönmüştü.

"Evet, beraberiz." Louis'nin çatık kaşları Harry'nin gülümsemesini buldu.

"Bu mükemmel, çocuklar." Liam, inanamaz gibi kafasını iki yana sallamıştı. "Yani beraber muhteşem görünüyorsunuz. Umarım güzel bir birlikteliğiniz olur, hani sadakat içeren falan."

Harry'nin kendinden emin gülümsemesi, biraz daha genişledi. "Bu konuda şimdiden birçok şeyi deneyimleyerek aştık, sen kendi ilişkindeki sadakat sorunlarına odaklan."

On dakika içerisinde Liam sıkılı yumruklarıyla evini terk etmişti. Louis, kapı önünde kısa bir özürle Liam'ı yolladıktan sonra eve geri girişi, tüm sinirinin beynine çıkmasıyla bir olmuştu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Harry, aldığı yeni birayla koltukta otururken telefonunda bir şeyler yazıyordu. Kafasını kaldırdığında yüzüne sevimli bir gülümseme yerleştirmişti. "Ne yaptım ki, hayatım?"

"Ona niye birlikte olduğumuzu söyledin?" Louis sehpaya uzattığı bacağına ayağının üstünü vurduğunda, Harry sıkılmış gibi ayağa kalkmıştı.

"Ne oldu? Onu düşürmeye falan mı çalışıyordun? İşini mi bozdum?" Harry'nin ayağa kalkması çok kötü olmuştu. Louis'nin ona aşağıdan bakması kendisini bir çeşit mağlubiyete uğramış gibi hissettiriyordu. Güvenini geri getirmek adına duruşunu dikleştirirken, kollarını göğsünde buluşturmuştu.

"Neyden bahsediyorsun sen? Buraya gelip, arkadaşımla eğlenerek geçirdiğim zamanı mahvetmek zorunda mıydın? Bir de hatırlamıyormuş gibi davranıyorsun."

Harry'nin kısılan gözleri kısa bir süreliğine kendisini buldu. Fakat sonrasında hızla astığı ceketine ilerlemişti. "Neşenizi kaçırdığım için üzgünüm, bunu pek kıymetli arkadaşına da iletirsin.

Louis, kapının çarpış sesiyle yerinde sıçradı.

Son altı bölüme girdik ve ayy bu hikaye de bitiyor

Ve birisi benden doğum gününde kıskanç!Harry yazmamı istemişti ve bu dünyanın en geciktirmeli ve beceriksizce yapılmış hediyesi falan ama hikayenin gidişatını en fazla bu kadar çevirebildim sndkdnd

Geçmiş doğum günün kutlu olsun, bu bölüm bi türlü (kullanıcı adı çıkmadığı için) etiketleyemediğim kişiye :')

Continue Reading

You'll Also Like

135K 13.7K 29
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
360 53 7
"Belki başka bir hayatta, birlikte olabiliriz..." ... Sıkıldım:0
56.7K 4.9K 30
Bir öğrenci evi düşünün. Okumaya ihtiyaç duymayıp sadece zevk için okuyan öğrencilerin olduğu. Harry Styles bir tasarımcı, Zayn Malik bir heykeltır...
3.6K 182 4
Naruto X Gaara kısa hikaye