En çok Eren'in ağzından ve Açelya'nın ağzından istenmiş. Bu nedenle bu bölümü onların ağzından yazdım Kupa Kızları!
#Eren'in ağzından#
Açelya'nın Merve'ye tokadı basması ile Deniz ve Ayça çığlığı bastı. Hepimiz şok olmuştuk. Merve'nin söyledikleri doğru değildi. Resmen gittikçe soğuyordum ben bu kızdan. Ama ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum.
Herkes şok olmuş bir şekilde onları izlerken Açelya içindeki hırçın kızı çıkararak Merve'nin üzerine atladı ve saçlarını çekiştirmeye başladı. Yumruları durmuyor, gittikçe artıyordu. Sonunda şok olan halimden çıkıp onları ayırmaya çalıştım ama benim haşin kızım, Merve'yi bırakmıyordu.
Merve çığlıklar atarken can dostum Selim de onları ayırmaya çalışıyordu ama Açelya bacaklarını Merve'nin beline sarmıştı ve kollarını da ağzına sıçarca Merve'nin yüzünden çekmiyordu.
En sonunda görevliler de gelince Açelya son olarak Merve'nin yüzüne tükürdü. Merve göz yaşları eşliğinde yüzündeki tükürüğü sildi. Açelya'ya hiç bir şey olmamıştı. Merve elini bile kaldıramamıştı ki.
Açelya rahatça oh layıp saçlarını savurdu ve son bir kaç sözcük söyledi."Bana bak götümün yarısını açıp ağzımı gererek yaşamıyor olabilirim ki iyiki öyle değilim. Ama asla kendimi sana ezdirmem. Bana en çok ezik diyenlerden biri sendin hatırladın mı? Ama bugün gördük ki altımda ezildin!"
Bir kez daha saçlarını savurdu ve el çantası ile son yerden geçip biletini gösterdi. Görevli, biletin minik bir kısmını yırtıp Açelya'ya geri verip bir şeyler söyledi ve Açelya tamam anlamında kafasını sallayıp hızla uçağın olduğu geniş ve açık alana girdi. Onu son kez böyle görmüştüm ve daha şimdiden özlemiştim.
Kafamı Merve'ye çevirdim. Hüngür hüngür ağlıyordu ama ona hiç üzülmemiştim. Söyledikleri yanlıştı. Açelya öyle biri değildi. Kendi kaşınmıştı ve Açelya da gelip onu bir güzel kaşımıştı. Merve acı sesi ile bana seslenince ona yavaşça döndüm.
"Eren..." ne var dercesine baktım ona. Resmen kendini günden güne soğutuyordu benden. "Canım yanıyor Eren." Yerde oturan Merve'nin yanına ilerledim ve çömeldim. Boş gözlerle baktım ona. O da dolu gözleri ile bana baktı. "Neden böyle yaptın Merve?" Dedim.
"Ben mi?! Cidden ben mi yaptım? Onun neler yaptığını sana göstermeye çalıştım ama görmüyorsun! Gittiği de iyi oldu bir daha da gelmesin! Siktir olup gitsin" dedi.
Söyledikleri ile sinir beynime çullandı ve boynundan tutarak onu kaldırdım. Ve ardından bağırmaya başladım. "Bana bak bir daha onunla alakalı hiç bit şey söylemeyeceksin. Şakın. Sakın beni sınama! Anladın mı?" Merve sustu.
"Anladın mı dedim sana!" Diye bağırınca hızla kafasını aşağı yukarı sallamaya başladı ben de boynundaki ellerimi çekip yüzüne kötü bir bakış attım ve diğerlerinin yanından hızla ilerleyerek havaalanının çıkışına ilerledim ve çıktım. Sinirlerim iyice bozulmuştu.
Sikitiğimin hayatı!
***
#Açelya'nın Ağzından#
Siktiğimin hayatı!
Her şey de gelip beni bulsun zaten! Ama vallahi içimin yağları eridi kız! Oh iyi yapmışım. Uçağa binip yerime oturacaktım. Benim sıramda cam kenarında yaşlı bir nine ve bir genç oturuyordu. Ben de en köşeye geçtim. Minik çantamı yukarıya bırakıp oturdum. Genç bana bakıyordu. Ben de ona bön bön bakmaya başladım.
"Selam." Deyince ben de aynı şekilde ona cevap verdim. "Neden Amerika'ya gidiyorsun?" Dedi. "Gitmem gerekiyordu. Peki ya sen?"
"Arkadaşım için. Babası vefat etmiş. Ben de oraya gidiyorum. Eğlence için değil yani."dedi. Ben de söylediklerine üzülerek, "Kötü olmuş. Başınız sağolsun."
Arkadan gelen çık çık sesleriyle o tarafa baktık. Çocuğun yanında oturan nine bize bakarak cık cıklıyordu. Ona anlamaz şekilde baktık. O da bize pire gibiymişiz gibi bakıyordu.
"Zamanın gençleri de hep böyle. Daha yeni tanıştınız evladım. Ne bu yakınlık?"
Sıçtık. 11 saat bununla mı geçireceğim ben ya! Şaka gibi. "Teyzecim biz bir şey yapmadık ki neden öyle bir tepki verdin?" Dedi çocuk.
"Sus konuşma! Kız geldiğinden beri ona bakıyorsun. Tüm erkekler böyle! Kızım sen de yüz verme şu çocuğa!"
"Teyzeciğim sadece konuşuyoruz ya. Ne bu muamele. Ne yaptık biz?" Dedi çocuk. Ben de başımla onayladım.
"Bak hala cevap veriyor. Sus yavrum ben bilirim senin gibileri Mahmut da aynısını yapmıştı bana ama ben yüz vermemiştim. Sonra başka kız bulmuştu bizim köyde. Eskiden öyle kolay mıydı bir erkekle konuşmak hiii keserlerdi seni yavrum. Hey gidi günler..."
Teyze kendi kendine konuşmaya başlayınca kıkırdayıp önüne döndüm. Önüme gelen yemek ile iştahla yemeğe baktım. Sabah çok az yemiştim. Bu yüzden hemen acıkmıştım.
"Bu arada adın neydi?"Dedi. "Açelya. Senin?" Gülümsedi. "Benimki de Kerem." Ben de gülümsedim.
Önüme tekrar dönüp yemeğimi yedim ve arkama yaslanıp uyumaya çalıştım. Bir süre sonra göz kapaklarım kapandı.
***
"Açelya uyan yemek geldi. Açelya? Uyan hadi."
Gözlerimi kırpıştırarak açtım. Kerem bana sesleniyordu. Gözlerimi ovuşturdum ve dik bir şekilde oturmaya başladım. Kerem ile biraz daha konuşmaya devam ettik.
"Yok valla bu böyle olmayacak. Kalk oğlum sen cam kenarına geç ortanıza oturcam." Şaşkınlıkla teyzeye baktık. Aklını sıyırmıştı herhalde. "Teyzemim ne gerek var böyle bir şeye Allah aşkına ama." Dedim bu sefer ben.
"Yok olamaz. Kerem oğlum kalk. Ortanıza oturcam çok konuşmayın." Kerem ve Teyze mecburen yer değiştirdiler. Ben de omlarım bu hallerine gülüp yemeğinin son lokmalarını da ağzıma atıp kulaklıklarımı taktım ve güzel bir şarkı açıp dinlemeye koyuldum.
***
Havaalanından çıkıp bavulumu almıştım. Emma'yı bulmuştum ve doya doya sarılmıştık.
"Ya Açelya eyiki gelden." Deri aksanlı Türkçesiyle Emma. Ben de ona, "Ay dimi ya bence de iyiki geldim yani." Diyince ikimizde güldük ve onun mütevazi arabasıyla evine doğru sürmeye başladık. Yani o sürdü ben oturdum.
Eve varınca direk beni bir odaya getirdi ve banyo yapıp eşyalarımı koyabileceğini söyledi. Ben de teşekkür edip ilk önce eşyalarımı dizdim sonra da üzerimi çıkartıp banyoya girdim. Güzel bir duş aldıktan sonra üzerime bir pijama takımı giydim.
Emma'nın yanına gittiğimde bir sürü abur cubur çıkartmıştı, altı paket cips, on beş adet çikolata, iki kova patlamış mısır, dört tane lolipop, hazır kekler, Nutella kavonozu, kola, gazoz, kuruyemiş, ve bir sürü sakız. -Yazar yine aç-
Yanına oturdum ve bir film açtı. Film İngilizceyi ama Türkçe alt yazılıydı. Bu nedenle ikimiz de anlıyorduk filmi.
***
#Eren'in Ağzından#
Açelya gideli çok olmuştu ve ben Merve'yi bir kafeye çağırmıştım. Yaptığı şey çok kötüydü ve bunu iyice anlamasını istiyordum. Bir süre bekledim.
Merve geldiğinde ayağa kalktım. Kafasında bir bant vardı. Açelya'nın yaptığı aklıma gelince gülümsedim. Ama Merve ona gülümsedim sanacak ki sırıtmaya başladı. Ben de bozuntuya vermedim.
"Gel otur seninle önemli bit şey konuşacağım. Bak Merve seni sevdiğimi biliyorsun. Ve geçen gün yaptığın şey hiç hoş değildi. Cidden değildi. Bil istedim ki sen böyle yapınca ben senden ister istemez soğuyorum. Yaptıklarını eski Merve yapmazdı. Bence sen de bunun farkındasın." Dedim en kibar şeklimle.
"Biliyorum Eren. Ama yediremiyorum kendime anladın mı? Başka birine yalın davranman beni cidden üzü-"
Telefonunun çalması ile telefonuna baktı. Gördüğü isimle gözleri büyüdü, hemen dikleşti. Ardından bana bir dakika işareti yapıp ayağa kalktı ve yakındaki tuvaletlere doğru ilerledi.
O gittikten sonra içimdeki şeytana yenil düşüp peşinden kalktım. Tuvaletlerin yanında duruyordu. Ben de ona gözükmeden neler dediğini dinlemeye başladım.
"Ya bana bak! Kızın bana zarar veriyor. Üzerime atlayıp saçlarımı çekiyor ben artık yapmak istemiyorum! Kızını bir şekilde durdur yoksa bu ortaklık burda biter!"
***
Ben geldim. Selam. Size çok güzel bir haberim var kitabımın karakterleri ile ilgili bir röportaj yapıcam ve soruları siz soracaksınız.
Lütfen soracağınız soruları bu satıra yazın genel yorumalara yazmayın anlayamıyabiliyorum.
Gençler lütfen sadece Eren ve Açelya'ya sormayın. Diğerlerine de sorun
Çüzz!♥️👩🏻♣️👱🏻