treasure | taehyung

By chimsnoona

182K 14.3K 3.8K

@Ss_Green e ithaf edilmiştir. More

null
eins
zwei
drei
vier
fünf
sechs
sieben
acht
neun
zehn
elf
zwölf
dreizehn
vierzehn
fünfzehn
sechzehn
siebzehn
achtzehn
zwanzig
challenge
einundzwanzig
zweiundzwanzig
dreiundzwanzig
fünfundzwanzig
sechsundzwanzig
siebenundzwanzig
achtundzwanzig
Neunundzwanzig
dreißig
einunddreißig
zweiunddreißig
final

neunzehn

4.4K 396 147
By chimsnoona

VOTE ISTIYORUM
YORUM ISTIYORUM
Siz zaten biliyorsunuz ama olsun. İyi okumalar. ♡

Hei ile aramda olan münakaşadan sonra kendimi tamamen deprem yaşamış gibi hissetmem doğal mıydı, emin değildim. Taehyung' un bana kızdığını biliyordum, çünkü ona göre Hei pek umursanacak insan değildi. 

Onun karakterini zerre sevmiyordu ve tahammülü dahi yoktu. Ben mi? 

Ben seviyordum, ama eskiden. Bunun taehyung ile bir alakası yoktu, hayır kesinlikle yoktu. 

Çünkü ben taehyung ile hei arasında bir seçim yapmak durumunda kalsam dahi hei yi seçen taraf olmuştum. Zaten benim kafam, düşüncelerim çok netti. 

Ama o bana karşı tavırlarını çok net sergilemişti. İlk fırsatında bana tokadı yapıştırmaktan hiç çekinmemişti. Hei yi içimde silmemin tek sebebi buydu. 

Ben kapıdan dışarıya çıkarken arkamdan seslenen taehyung beni durdurdu.

'' Beni bekle. '' dedi. '' Birlikte gidiyoruz. '' 

Arkamı dönüp ona baktığımda ise, nefesimin kesildiğini net olarak söyleyebilirdim. Bugün kendine ayrı bir özen göstermişti. 

Neden böyle giyinmişti ki?

Yanıma yaklaştığında onu durdurdum. 

'' Birlikte çıkamayız. '' dedim, bir nefesle. '' Birisi aynı evde yaşadığımızı görürse kötü olabilir. '' 

'' Bunu mu umursuyorum, sanıyorsun? '' dedi, ve sergilediği tavır da gayet net umursamadığını gösteriyordu. 

Benim cevap vermeme kalmadan kolumu tutup beni dışarıya çekiştirdi. İkimiz de kapıdan dışarıya çıktığımızda arkamızdan kapıyı kapattı. Bir hışımla ondan elimi kurtarıp biraz önde yürümeye başladım. 

Arkamdan gelen söylentileri duymamak imkansızdı.

'' Hala umursuyorsun, Choon-Hee. '' dedi. '' Hala senin hislerini umursamayan insanları zihninde tutmaya devam ediyorsun. '' 

'' Umursamıyorum. '' dedim, altta kalmamaya çalışarak. '' Sadece bunun duyulmasını istemiyorum. '' 

Aslına bakılırsa bu konunun cevabı bende yoktu. Hei' ye artık bir güven duygusu beslemiyordum fakat benim düşüncem başkaydı. Hala taehyung ile biraraya gelmekte tereddüt ediyordum.

Hala onunla sevgili olma olayının yanlış bir davranış olduğunu düşünüyordum. Bu beni bir hain yapmaz mıydı?

'' Umursuyorsun. '' dedi, ve ben o konuşurken onun yüzünü incelemeye başladım. 

Bakışları çok sertti. Bu konular açıldığında bana kızmadan duramıyordu ve kendince haklı konumda olduğunu düşünüyordu. 

'' Hei senin konumunda olsaydı senin hislerini, düşüncelerini zerre umursamadan benim yanıma koşardı. Hatta aynı kız dün sana tokat atıp duygularını incitti. '' dedi. Ardından bir süre söyleyeceği şeyi söylemeyerek sessiz kaldı.

Sonunda o kelimeler dudaklarından döküldüğünde içimde bir şeylerin kıpırdadığını fark ettim. Onun bu güzel sözleri kalbime iyi gelmiyordu. 

'' Sen üzülmeyi hak edecek bir şey yapmadın. '' dedi. '' Aksine, başkaları mutlu olsun diye kendi duygularını feda ettin. '' 

Birlikte adımlarımızı sürdürmeden önce bana son sözlerini söyledi. 

'' Akşam sana mesaj atacağım yere gel. '' dedi. Ardından adımlarını hızlı hızlı ilerletti, ve ayrı yürüdük. 

Arkasından sadece onu izledim. Çok seviyordum, ve bu başa çıkılmayacak kadar şiddetli bir aşktı. 

Yanımda olmasına rağmen kilometreler kadar uzaktı. Öpüyordum, ama sevgisini tadamıyordum. İçimde bir ses bağırıyordu ve o sesi ne yaparsam yapayım susturamıyordum. Taehyung' a yaklaşmak, onu öpmek, hatta sevdiğimi defalarca söylemek istiyordum.

Ama içimdeki o ses beni öyle bir engelliyordu ki, tarifi imkansızdı. Çektiğim üzüntü vücuduma diken gibi saplanıyordu. Acıtıyordu.

Okuldan içeriye girdiğimde gözlerim hei yi değil, bizim kızları aramıştı. Belki diğerleriyle hala konuşabiliriz diye düşünüyordum.

Fakat okul girişinde gördüğüm kızlar beni görür görmez kafalarını çevirip içeriye girmeye koyuldu. Ne yapıyorlardı?

Yanlarında duran hei ise bir süre beni izledi. Yüzünde merhametten eser yoktu. Sonrasında arkasını dönüp o da içeriye girdi.

choon-hee: taehyung

choon-hee: kızlar da benimle konuşmuyor, biliyor musun

taehyung: şaşırdın mı?

taehyung: hei muhtemelen onların kanına girip kendi yanına çekmiştir

taehyung: şaşırmadığım bir ihtimal

choon-hee: sırf dünkü olay için bana tepki almaları biraz, saçma değil mi?

choon-hee: hayır yani, bu sadece hei ile benim aramda bir sorun

choon-hee: onların sırf bu yüzden beni dışlaması aşırı saçma geliyor

taehyung: ne demek istiyorsun?

choon-hee: başka bir şey olduğunu düşünüyorum

choon-hee: benim bilmediğim, başka bir olay olduğunu

Evet, gerçekten bunu düşünüyordum çünkü bu olayın başka bir açıklaması olamazdı. Çok saçmaydı, sırf dün yüzünden bana tavır almaları.

Okul boyunca hei' nin ve diğer kızların yanına yaklaşmadım, zaten onların da yanıma gelmek ister gibi bir halleri yoktu. Okul çıkışı kendimi hızla en sevdiğim yere attım.

Hep gözüme kestirdiğim, içerisinde hem kitap okuduğum hem de oturup kahve içebileceğim minik bir kafe keşfetmiştim ve hep buraya gelirdim. 

Daha doğrusu, burayı hei ile keşfetmiştik, ve çoğunlukla burada yanımda o olurdu.

Her ne kadar istemesem de hei ile sık sık oturduğumuz masaya gitti adımlarım. Yavaşça sandalyeye kurulduğumda önümdeki kitap dikkatimi çekti. Açıp sayfalarında gezinmeye başladığımda, işaretli bir noktaya gözlerimi gezdirip okumaya başladım.

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam. Ama evet! yeri gelir susarım. Canımı çok yakan şeyler olur ama... yine de susarım, tükenirim.

Buna izin de veririm aslında. Salaklığımdan mı? Hayır! Ben kimseye "Git" de demem, diyemem. O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır. Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, hergün yaptıklarına utansın diye...

Ama bir gün öyle bir giderim ki; Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!

Okuduğum cümleler bir tesadüf müydü, yoksa bana bir işaret miydi? Düşünmeden edememiştim. Hei ile birlikte oturduğumuz masada bu yazıların çıkması garip hissettiriyordu.

Umutla kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda, etrafımda kimseyi görememiştim. Bir süre vakit öldürdükten, taehyung' un attığı mesajı görünce ayağa kalktım, sonrasında ise ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerlemeye başladım.

Ben kafeden çıkarken hei tam yanımda, içeriye giriyordu. Ses etmeden yanından geçip gidecektim ki, kolumdan tutup beni durdurdu.

'' Nereye gidiyorsun, küçük hanım? '' diye sinirle konuştuğunda kolumu ondan kurtardım.

'' Biz seninle arkadaş değiliz, Hei. '' dedim. '' Ne yaptığım seni ilgilendirmez. '' 

'' Sebep olduğun duruma dön de bir bak, Choon-Hee. Her şeyi mahvettin. '' diye konuştuğunda şaşkınlığımı gizleyemeyerek ona döndüm. Ne saçmaladığını sanıyordu o?

'' Ben bir halt yapmadım. Ortalık yerde bana söylenmeyecek sözler sayan, hatta tokadı atan sensin. '' 

'' Hak ettin '' dedi, net bir ifadeyle. '' Hak ediyorsun. '' 

Ondan kurtulup yürümeye başladığımda arkamdan seslendiği sözler zihnime ok gibi saplanmıştı.

'' Bu durumdan öylece kurtulacağını sanıyorsan, yanılıyorsun. '' dedi, bir nefesle. 

Adımlarımı yavaşça ilerletirken, boş ifadeyle bakan gözlerimi yere diktim öylece. Her geçen gün daha da kördüğüm yaptığım olaylar çözülecek gibi görünmüyordu. 

Taehyung' un tarif ettiği yere geldiğimde önümde duran bir tiyatro salonuydu. İçeriye girdikten sonra taehyung' un telefonuna mesaj attım.

choon-hee: geldim, taehyung

choon-hee: neredesin?

taehyung: kapıdan içeriye girdiğinde sağında kalan bir salon var choon-hee

taehyung: kapısı açık olan tek salon da o

taehyung: oraya gel

Salondan içeriye girdiğimde gözlerim taehyung' u aradı. Salon bomboştu, ve taehyung da sahnede öylece durmuş beni izliyordu.

Elini bana doğru uzatıp '' gelsene '' işareti yaptı.

Yavaşça merdivenleri inmeye başladım. Sahneye çıktığımda onun yanına yaklaşmakta tereddüt ediyordum. İçimde alevlenen heyecan beni ele geçirmeye hazır gibiydi. 

Ben yavaş hareket ederken o benim aksime soluğu benim dibimde almıştı. Ben gözlerimi onun gözlerine dikmiş, beklentiyle onu izlerken onun da benden bir farkı yoktu.

Sonunda belimde hissettiğim temas tüm vücudumun irkilmesine sebep olmuştu. Uzun koluyla belimi kavrayıp sardı ve vücudumu vücuduna yapıştırdı. Yapıştırdı demek en doğrusu olurdu çünkü gövdelerimiz birbirine yapışık halde duruyordu.

Nefes almakta zorlanır bir halde, ona baktım. 

'' Neden buradayız? '' 

Sorumu umursamadığını belli edercesine, beni izlemeye devam etti. 

'' Taehyung. '' dedim, sorumu tekrarlamak için. '' Buraya neden geldik? '' 

Bir eliyle saçımı okşarken, '' hatırlıyor musun '' diye fısıldadı.

'' Neyi? '' 

'' Tiyatro ile ilgili anımızı. '' dediğinde, gözümün önünde canlanan anılar heyecanlanmama sebep olmuştu. 

Ben nefes almakta zorlanırcasına onu izlerken, o saçlarımda elini gezdirmeye devam etti. 

'' Beni kendini umursadığın kadar çok umursuyorsun. Kılıma zarar gelecek diye aklın gidiyor. Bana aşık olmana rağmen arkadaşının hisleri için kendi hislerini gözardı ediyorsun. Arkadaşının basit bir ilişkisi için benden vazgeçmeye dahi çalışıyorsun. '' diye fısıldadı, yüzüme doğru.

Eridiğimi hissediyordum.

'' Fakat benim sana karşı ne kadar güçlü duygular hissettiğimi, seni hayatımda ne kadar çok istediğimi zerre bilmiyorsun. '' 

Ardından bir hışımla dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ona karşılık vermemek imkansızdı, bu yüzden ben de onun hareketlerine ayak uydurmaya başladım.

Eli belimi sarmaya devam ederken ben de kollarımı onun boynuna doladım.  O benim üst dudağımı, ben ise onun alt dudağını ele geçirmişken vücudumu ele geçiren ateş git gide daha da yakıcı bir hale geliyordu. Taehyung ise her geçen saniye hızını artırıyordu.

Sanki bu beni son öpüşüymüş gibi.

Felaketin yakın olduğunu biliyordum,  ama bu öpücüğün tam ortasında geleceğini tahmin bile edemezdim. 

Salonda yankılanan alkış sesi ikimizin de ayrılmasına sebep oldu. Gözlerimi sesin geldiği yere çevirdiğimde gördüğüm şey, adeta kanımı dondurdu.

'' Seni orospu. '' dedi, karşımda bize doğru bakan Hei. 

Bu, tam anlamıyla felaketti.

BÖLÜM SONU

Ekşınlar yaklaşıyordu.. Yazmak için sabırsızlanıyorum. :c


Continue Reading

You'll Also Like

1.4K 134 15
" O bunların hiçbirini haketmedi. "
337K 42.8K 41
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
15.6K 960 61
Ben Jeon Jungkook. Bu kadarı bile sizin için fazla. [Katil sıralamasında 1.] 18.11.2023 [Army sıralamasında 1.] 02.02.2024 [Zanlı sıralamasında 1.] 2...
94.6K 12.9K 94
#WATTYS2021 YARI FINALIST KAZANANI ✓ "Gittikleri gece kulübünde baskına uğrayıp saklanmak üzere girdikleri okulda başlarına gelen felaket ile o günün...