Tutkuyla Harmanlanmış Bedenler

Galing kay redndyellow

5.2M 167K 32.1K

Acar Devran, kendini bozguna uğramış gibi hissediyordu. Yaklaşık 7 saattir yatağındaki güzelliği seyrediyordu... Higit pa

0.0: "Karşılaşma"
0.1.1: "İddia"
0.1.2: "Bu Kız.."
0.2: "Yüzleşme"
0.3 "Gerçekleri Öğrenen Bezelye Beyinli Koala"
0.4 "Geçmişe Bakış"
0.5 "Sen Hep Benimdin Demek"
0.6 "Gelmemi Mi İstersin?"
0.7 "Kabusun Tozları"
0.8 "Acar Devran'ın Vikipedisi"
0.9"Devran Yalısı'nda Elvin Rüzgârı"
1.0: "Seviyor mu? Sevmiyor mu?"
1.1 "Fırtınadaki İnciler"
1.2: "Bumerang"
1.3: "O'na Dokunma"
1.4 : "Kül"
1.5 : "Sana Geldim Yiğidim!"
1.6: "Hediye gibi geldin, hoşgeldin"
1.7: "Seni Anan Benim İçin Doğurmuş"
1.8: "Galata Kulesi Tepesinde"
1.9: "Gecede Bir Damla Okyanus"
2.0: "Sağ Kalanlar"
2.1: "Hep Kadın Gibi"
2.2: "Seni Yaratana Ölünür."
2.3: "En Derin İlk Adam"
2.4: "Yarişkimi"
2.5: "Karadeniz Güzeli"
2.6: "Defile"
2.7: "Bencil"
2.8: "Çabala Devran"
2.9: "Ne Diyorsun?"
3.0: "Sahil"
3.1: "Atılgan Rus'a Dövüş Çiçeği"
3.2: "Yeni Yılda Yeni Kararlar"
3.3: "Karabasan ve Düş Kapanı"
3.4: "Mangal Sonrası Nişan"
3.5: "Hazırlıklar&Düğün Bohçası"
3.6: "O Zaman Dans!Renk!"
3.7: "Köprüden Önceki Son Çıkış"
3.8: "Thinking Out Loud"
3.9: "Lady D."
4.0: "Hafızadan Silinen Bir Gece"
4.1: "Güçlü Kadının Güçlü Adamı"
4.2: "Eve Dönüş "
4.3: "Sarı Gül Buketi"
4.4: "İkiz"
4.5: "Ev Alışverişi"
4.6: "Ağva"
4.7: "Hat Trick"
4.8: "Kapan"
4.9: "Gün Gelir Devran Döner!"
SAVAŞ DEVRAN: "Dolmasın O Güzel Yeşillerin"
5.0: "Aden"
DUYURU
BADE
5.1: "1 Çilek 2 Erik"
5.2: "Mutlu Ailenin İlk Resmi"
5.4: "Affet Kız, Yükün Azalır!"
5.5: "O Benim!"
5.6: "Eksik Resim"
5.7: "All Of Me"
5.8: "Büyüyen Minikler"
DUYURU
5.9: "Krallık"
6.0: "Elmalar"
6.1: "Yama"
6.2: "EN GÜZEL HEDİYEM-FİNAL"
ÖZEL BÖLÜM-1: "Afet-i Devran ve Devran Erkeği"
ÖZEL BÖLÜM-2: "Bayramlar"
ÖZEL BÖLÜM-3: "Nabız"
Acar&Elvin: "Başka Bir Dünyada"

5.3: "Bir Aşüfte Sorunsalı"

36.2K 2K 647
Galing kay redndyellow

(Bölüm 25 Şubat 2017/ 17.09'da yayımlanmıştır.)

Elvin DURU DEVRAN'dan

Doğumumun üzerinden 1 ay geçmişti. 10 gün sonra da lohusa dönemimden çıkıyordum. Bebeklerimle çok iyi anlaşıyordum çünkü gariptir ki neredeyse hiç ağlamıyorlardı.

En çok ağlayanları da Adendi. O da babası kucağına aldığı zaman hemen susuyordu zaten.

Onlarla geçirdiğim en keyifli zamanlar uyurken izlemem ve emzirme zamanlarımdı.

Onları beslerken aramda güçlü bir bağ kurduğumu hissediyor, gelecekte onlarla konuşacağım zamanları hayal edebiliyordum.

"Sana sütümü helal etmem!" Diyerek tehdit edeceğim zamanları da tabii.

Acar çocuklar ağladığında uykusundan kalkarak uyutuyordu. Beşiklerinin yanındaki koltuğa oturuyor, 3 bebeği de göğsüne koyup uyutmayı nasıl başarabildiğini aklım almamıştı.

Bana bunun genetik olduğunu, ben onun göğsünde yattığım için bebeklerin de buna alıştığını söylemişti. Haklılık payı olduğunu düşündüğümü inkar edemezdim.

Şu 1 ayda tek sorun Acarla birbirimize ayıramadığımız vakitti.

O şirkete gidiyor ben de evle, çocuklarla ve bizim kızlarla ilgileniyordum. Kilolarımın çoğunu vermiş ve eski vücut kiloma kavuşmuştum.

Acar şirketten geldiğinde yemeğimizi yiyor sonra o çalışma odasında çalışırken ben çocukları emziriyor, uyutuyordum.

Maç izlediği ya da erkek erkeğe dışarı çıktıkları zaman da bizim kızları çağırıyor ya da televizyon izliyordum.

Bu monoton hayatta bolca daraldığımı ve biraz kırıldığımı kabul etmiştim.

Üstüne üstlük son 3 günde gece de çalışma bahanesiyle şirketteydi. Allah aşkına adam mı kalmamıştı koskoca şirkette?

Tüm bunlar yetmezmiş gibi dün akşam telefondan sekreterini aradığımda Acar'ın orada olmadığını söylemişti. Bu adam hani geceye kadar şirkette kalacaktı?

Gömleğinde saç bulduğum detayına hiç girmiyordum, belki şirkette birinindi ve günahını almak istememiştim. Ama tüm bunlar birikince, insan çileden ister istemez çıkıyordu.

Acar'ın kendisinin gelip bana bir şeyler anlatmasını beklerken sabrımın tükendiğini çok iyi hissedebiliyordum.

Başka bir kadın olduğu fikrini kafamdan atamamışsam da, Acar'ın bana aşık olduğunu bilen biriydim.

Düşüncelerime tekrar dalmışken çalan telefonda irkildim. Arayanın Acar olduğunu gördüğümde telefonu açtım.

-Tahmin edeyim, yine gece işin var ve yemeğe beklemeyeyim mi?" Diye lafımı söyledim hemen. Altta kalanın canı çıksın yavrum.

-Evet Elvin...Ama bak..."

-Neyse Acar, kolay gelsin." Telefonu yüzüne kapattığımda bir dahaki aramalarına cevap vermemiştim. Ben umutsuz bir ev kadını değildim ki. Neydi bu hallerim?

Kendime gelip doktorumun dünden itibaren izin verdiği sporumu yaptım. Duşumu aldım. Rehberden Petek'in numarasını aradım.

-Alo Petek?

-Elviin, n'aber kuzum?" Arkadan oğlu Kıvanç'ın ağlamasını duyuyordum. O ağlama konusunda benim kadar şanslı değildi. Tabi 3 bebeğim de ağlasaydı ben ne yapardım hiç bilmiyordum.

-İyiyim güzelim, ya müsaitsen ben size gelsem çocuklar 1 saat felan sende kalsa olur mu?"

-Olur tabiki, gel hadi bekliyorum."

-Tamamdır." Telefonu kapatıp, hemen işe koyuldum. Bebeklerin başında Nesrin abla vardı.

Göğüs (süt) pompasıyla sütümü sağdım. Rahat rahat hazırlandıktan sonra makyajımı tamamlayıp topuklularımı giyerek bebeklerin yanına gittim. Nesrin abla hepsini giydirmişti. Nesrin ablayla beraber onları arabaya taşıyıp, babalarının doğdukları gün almış olduğu bebek koltuklarına oturttum miniklerimi.

Peteklere geldiğimde Peteklerin alt komşusu olan 16-17 li yaşlarındaki çocuktan yardım isteyerek çocukları yukarı çıkardım.

Petekle sarılma faslından sonra içeri geçtiğimizde sağdığım sütü ona verdim.

-Ben Acar'ın şirketine gideceğim. 1 saat sonra gelirim. Sana zor olmaz değil mi?" Mahçup halimi anlamıştı.

-Yok kız ne zorluğu, hem çalışanım var benim Sümbül teyze. Sarp da yok evde yurtdışına gitti, bebelerle ilgileniriz ne güzel."

Tam o sırada Sümbül dediği etli butlu, uzun etekli kısa kollu bir anadolu kadınıyla karşılaştım.

-Merhabalar, hoşgeldiniz kızım ismin neydi?" Dedi neşe akan sesiyle. Ne tatlı kadındı bu.

-Merhaba Sümbül teyze. Elvin ben Petek'in arkadaşı. Sana da iş çıkardık ama..." kahkaha attı.

-Benim işim zaten bu..." bebeklerimin yanına gelip baktığında kapı zilini andıran bir kahkahayla güldü. "Aboo pek bir tatlılar, Allah nazarlardan saklasın. Maşallah, maşallah!"

Bir süre daha onlarla konuştuğumda saat 20.30'a geliyordu. Petek'i de sümbül teyzeyi de öperek evden çıktım.

Neyle karşılaşacağımı bilmediğim için mi bilinmez, ellerim terlemiş vücudum ısınmıştı.

Acar yanlış bir şey yapmazdı. Buna inanmak istiyordum.

Nasıl geldiğimi bile anlamadan düşüncelerimden sıyrılıp şirkete girdim. Çalışanlara kocaman gülümseyip, durumu çaktırmayarak asansöre ilerledim. Asansörde 2 kız hemen bana döndüler.

-Elvin Hanım, çok güzel olmuşsunuz! Hem de nasıl bu kadar çabuk toparlandınız, vallahi örnek alıyoruz sizi."

-Gizem haklı Elvin Hanım, Allah analı babalı büyütsün. Anne olmak size çok yaramış!" Duyduğum övgülerle içimdeki endişe bir hayli azalırken gülümsedim ben de ikiliye.

-Teşekkür ediyorum, size de maşallah kızlar." Asansöre 1 dakika önce binen kız bana dönerek sordu sorusunu:

-Acar Bey nasıl da yardımsever, vallahi ettiği yardımlara şaşırıyoruz bazen. Nasıl iyi olabilir bir insan bu kadar?" Kaşlarımı çatarak anlam verememiş, kızın yüzüne birkaç saniye bakmıştım. Fitne fücur tipi vardı kızda. Bunu anlamak zor değildi.

Bu yüzden bahsettiği her neyse bilmezden gelmemeye karar verdim.

-Evet öyledir. Teşekkürler eşim hakkındaki olumlu iletiniz için. İsminiz neydi?"

-Şimal." Aklıma istemsizce Ada gelirken ona küçümseyici bir bakış attım. Sahtelik akan bir gülümsemeyle asansörden çıktığında daha demin bana övgüler yağdıran iki kız da kızın arkasından tip tip bakmışlardı.

Galiba pek sevilmiyordu bu Şimal.

Kata geldiğimde kızlara el sallayıp Acar'ın odasına doğru yürüdüm. Asistanı beni görünce hemen ayağa kalkmıştı.

-Merhaba Elvin Hanım, Acar Beyler çalışıyorlar, haber vermemi ister misiniz efendim?" Kafamı sağa sola salladım. Çalışıyor-lar mı?

-Gerek yok güzelim, bana bir bardak soğuk su getirir misin?" Kafasını sallayıp hızla koltuğundan kalktı.

Suya ihtiyacım olacağını hissediyordum. Daha demin duyduklarımla haberim olmayan şeyler olduğu açıktı. Yavaşça kapıya ilerlediğimde kulağımı kapıya dayadım.

-Acar Bey, ben geçen gün yaptıklarınız için teşekkür ederim...Beni kurtardınız ve ben nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum." Bu kadın da kimdi?

Acar'ın cevabını duymamla bu soruyu şimdilik rafa kaldırdım.

-Önemli değil Canan. Gerçekten. Bir sorun çıkarsa bana söyleyebilirsin."

Bak bak beyimize bak!

Ben sana öyle bir sorun çıkarırım ki, neye uğradığını şaşırırsın dedim içimden.

Hemen kapıyı açıp kocaman bir gülümsemeyle içeri girdim.

-Aşkııım! Ben geldiim." Acar'ın bunu beklemediğini yüz ifadesinden anlamışsam da hızlı adımlarla yanına ilerleyip, ayağa kalktığı zaman boynuna sarıldım.

Yanındaki kadının sandalyesi neden ona bu kadar yakındı?

Geri çekildiğimde Acar da gülümsedi.

-Hoşgeldin miniğim. Beklemiyordum." Ona, sadece onun sahte olabileceğini anlayabileği bir gülümsemeyle baktım. Anladığı an yüzündeki gülümseme solmuştu.

Kadına döndüğümde onu tepeden tırnağa büyük bir aşağılamayla süzdüm.

Minicik, dar bir elbise, 1.70 küsürlük boyuna ek olarak giydiği platformlar, bordo ruj, itici bir gülümseme, 30un başı yaşlar.

-Merhaba Elvin Hanım." Dedi elini uzatarak.

Tek kaşımı kaldırıp elini inceledim. Elimi hafifçe kaldırsam da vazgeçip, kaldırdığım elimle saçımı düzelttim. Bozulmuş bir şekilde boğazını temizleyerek elini yumruk haline getirip, indirdi.

-Elvin, güzelim gelsene bir konuşalım."

-Hanımefendi çıksın Acarcığım?" Acar gözlerini devirdi.

-Canan sen çık, istediğim dosyayı bulmuşlar mı sor." Kafasını sallayarak, kıvırta kıvırta çıktı odadan. Çantamı koltuğa bırakıp oturacağım sırada, kolumdan tutup beni ses geçirmez toplantı odasına sürükledi. İçeri girdiğimizde kapıyı ardından kapatıp bana döndü.

-Elvin neler oluyor? Ne bu sinir?" Gerçekten anlam verememiş duruyordu.

Ah şu IQ su yeri gelince göklere çıkan, tehlikeli kadınlar olduğunda göklere çıkması gerektiği anda yerin yedi kat dibine giren erkekler!

-Soruyor musun bir de! Acar benden ne saklıyorsun bilmek istiyorum artık. Anlat sen de kurtul ben de. Ne yardımı ettin de çalışanların senin yardımseverliğini konuşuyor? Tüm şirketin bilip benim bilmediğim ne!" Ağzı birkaç saniye açık kaldıktan sonra konuştu.

-Elvin, Canan'a yardım ediyordum. Ben..." lafını kestim.

İlk defa bu kadar öfkelenmiştim Acar'a.

İlk defa alttan almıyordum. Kendimde son derece bu hakkı görmüştüm.

-Evet bu, kaç gündür geç gelmeni açıklıyor. Karının kızın peşinde koşacağına biraz benimle ilgilensen, beni de bilgilendirsen ölür müydün?!" Şaşkın şaşkın baktı.

-Karı kız peşinde koşmak mı? Elvin laflarına dikkat et."

-Etmiyorum var mı?!" Derin bir nefes alıp sabır çekti.

-Sana anlatacaktım sadece kızarsın, yanlış anlarsın diye..."

-Yanlış anlayabileceğim bir durum var yani?! Eğer bu gerçekten yardımsa, ben sana neden kızayım Acar? Bunlar bahane, hepsi bahane. Benden sakladın çünkü beni artık önemsemiyorsun, benimle ilgilenmiyorsun.

N'oldu, 1 ay seks yapmayınca senin için 5. Plana falan mı atıldım? Tüm derdin, sıkıntın bu muydu? Beni elde ettin, çocuk yaptın ve başka maceralara, yeni ufuklara yelken açıyorsun, öyle mi??? Senin yelkenini yırtarım.

Ben sana yalan söyleyip elin adamına senden gizli yalan söyleyerek, gece gece "yardımlar" yapsam sen beni dinler miydin? Önyargını bir kenara bırakıp beni dinler miydin? KESİNLİKLE HAYIR!

Canancığın çok mu kıymetli! İyi al başına çal o zaman! Ben yokum, sen de rahat rahat yalan söylemeden SİKTİR OLUP ONA GİDERSİN. BU ZAMANA KADAR ANLATMADIN MADEM, BU SAATTEN SONRA DA BEN DİNLEMİYORUM LAN OLDU MUUU!!!! ELVİN DURU YOK ARTIK!" öfkemle şu son günlerde içimde biriktirdiğim her şeyi çatır çutur söylemiştim.

Ben o kırılmasın diye bugüne kadar hep alttan alırken, neden o beni paramparça ediyordu ki?

Benden neden saklamıştı ki? Demek ki yanlış anlaşılacak bir şeyler vardı.

Aşağılanmış ve görmezden gelinmiş hissediyordum. Tüm şirket belki de Şimal'i dinlese benim için zavallı boynuz yemiş kadın bile derdi. Şimal o tonla konuşmuştu. Kadınlık gururum kırılmıştı.

Gözlerimden yaşlar akarken burnumu çekip hızla odadan çıktım. Onun odasına girip koltuğa attığım çantamı omzuma asarak, topuklularımla yeri döve döve kapıya yöneldim.

Önüme geçti.

Gözleri kırgınlıkla, üzüntüyle dolmuş taşmıştı onun da.

Ama benim kadar olamazdı.

-Cennet çiçeğim, yapma ulan böyle." Kafamı sağa sola sallayıp göz yaşlarımı sildim elimin tersiyle.

-Sen yapacağını yaptın Acar. Çık git." Bu sırada asistanı yanıma bir bardak soğuk suyuyla geldi.

-Elvin Hanım geldim ama sizi bulamadım, buyrun suyunuz." Elindeki suya buruk bir tebessümle bakıp, hızla asansöre gittim.

Ağladığım belli olmuyordu, üzüldüğümü kimseye belli etmeyecek şekilde gülümseyip çıkış kapısına ilerlerken Canan'ın kolundan tuttum.

-Eğer tahmin ettiğim gibi biri çıkarsan, seni mahvederim."

-Neden bahsediyorsunuz Elvin Hanım?" Dedi sahte, masum bir ifadeyle.

-Sen iyi anlamışsındır. Sabrımı sınarsan, canını yakarım." Göz kırptığımda, o itici ifade kısa bir an gitmiş ve korkuyla yutkunmuştu.

Dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım. Arabaya nasıl bindiğimi, yola nasıl çıktığımı bile anlayamamıştım.

Acar'ın şuan gelmemesinin sebebi neydi peki? Ortadaydı işte.

Sevmiyordu artık beni. Ya da önemsemiyordu. Belki saçmalıyordum şuan ama hissettiklerim birbirine girmişti.

O koskocaman aşkı, sönmüş bir hevesti artık.

Kalbim kırıklarla dolmuş taşmışken kırıklarımın sığındığı gözlerimden, yaşlar aktı.

Peteklerin evinin önüne geldiğimde arabamın içinde kimse görmeden, hıçkırarak ağlamaya başladım saçlarımı diplerinden iki elimle çekerek.

Neden bana anlatmamıştı ki?

Ağlamam şiddetlenirken yavaşça arabadan inip gördüğüm kadarıyla apartmana yürüdüm.

Petek kapıyı açtığında son kata kadar asansörle çıkıp kendimi kapı önünde beni bekleyen Petek'in kollarına attım.

-Elvin ne oldu sana kuzum?!!"

****
3.GÖZ
Asu ve Petek, bebeklerine bakınca tekrar hıçkırarak ağlamaya başlayan Elvin'i sakinleştirememişlerdi.

Asu neler olduğunu bilmiyorsa bile Elvin'in ilk defa bu kadar çok mutsuz olduğunu görmüştü. Hayatında tanıdığı en yüce gönüle sahip, en güçlü kız neden bu kadar hırpalanmıştı ki?

Ağabeyinin aramalarına cevap vermedi bu yüzden. Elvin'i bu kadar üzebilecek tek insan ağabeyiydi.

Ve Elvin'i bu kadar üzmemesi gerekiyordu ona göre. Petek Acar'a, merak edip polise gitmemesi için Elvin'in kendi evinde olduğunu, her ne olduysa zaman vermesini söylemişti.

Elvin sonunda sakinleşip olayları anlattığında iki kız da şaşkınlıkla bakakalmıştı.

-Ağabeyim neden senden sakladı ki?"

-Bir milyon liralık soru da bu ya Asu! Anlatmadı ve ben de artık Acar'ı dinlemek istemiyorum."

-İyi yapmışsın." Asu'ya, yangına körükle gitme bakışı atan Petek Elvin'in omzunu sıvazladı.

-Kuzum, bir dinleseydin... Acar seni çok seviyor hepimiz biliyoruz." Elvin şişmiş, kıpkırmızı gözleriyle baktı Petek'e boş boş.

-Ben yalanını öğrendikten sonra anlatmasının ne anlamı var Petek? Testiyi kırdıktan sonra su içmek istiyor resmen!" Ayaklanıp derin bir nefes aldı sonra.

-Ben bir elimi yüzümü yıkayayım, eve de gidemem. Otele mi gitsem?" Sesli düşünürken Petek kırgın bir sesle konuştu.

-Benimle kalmayacak mısın Elvin? Hem Sarp da yok, çok yalnızım burada. Burada kal işte. Ha senin evin ha benim evim.Hem otel odalarında sürünme!" Elvin kafasını salladı onaylayarak.

-Tamam, tamam." Daha demin gittiği lavaboya şimdi tekrar gittiğinde, Asu Petek'e döndü.

-Elvin'i ilk defa bu kadar üzgün görüyorum. Keşke ağabeyim saklamasaydı." Petek de kafasını salladı.

-Keşke be Asu, keşke. Ben buzlu çay getireyim, Elvin sever." Ayaklanıp mutfağa gittiğinde Elvin aşağı inmişti. (Apartmanlarda son kattaki dairelerde 2 katlı olanlar var biliyorsunuzdur kuzumlar, belirteyim.)

-Ağabeyim aradı, açmadım." Asu'nun dediğiyle istemese de içi bir kere daha burkuldu kızın.

-O senin ağabeyin Asu. Benim hakkımda konuşma ama telefonlarını aç. Ailen o senin." İçinden benim de ailem diye geçirdi. Kendini trafik kazasında tüm ailesini kaybetmiş gibi hissediyordu.

Acar onun en güvenli limanıydı. Aşkı, kocası, bebeklerinin babası, yaslandığı omuz, uyuduğu göğüs, gülümsediği adam, kendi babası, en yakın arkadaşı, kalbi, ailesiydi...

Şimdi boşluğa bakarken Petek'in uzattığı buzlu çayı aldı. Buzlu çayının haziran ayının sıcağına, yaşadıklarının kalbine düşürdüğü ateşe iyi geldiğini hissediyordu.

-Köprüyü geçene kadar ayıya dayı dedi işte." Diye mırıldandı. Asu kaşlarını çatarak şiddetle karşı çıktı.

-Sen niye ayı oluyormuşsun! En büyük ayı o!!!" Elvin buzlu çayını bitirdi.

-Pişman olacak Elvin. Sen kafanı toparla, kalbini ferah tut. Bebeklerini düşün."

-Şuan sadece onları düşünüyorum zaten. Üzüntüden sütüm kesilebilir, güçlü olacağım bu yüzden. Daha da ağlamam zaten. Uyuyorum ben iyi geceler." Petek Elvin'e odasını gösterip kızı yalnız bıraktı. Elvin yatakta yatan, yanlarına yastık koyulmuş, 3 bebeğine bakıp bir yastığı köşeden kaldırıp baş kısmına koydu.

Yanlarına uzandığında zorla da olsa gülümsedi.

-Anneniz çok seviyor sizi." Bu sırada Tuna parmağını tutmuş, Rüzgar güler gibi ses çıkarmış, Aden babasını istediği için ağlamıştı.

Elvin de Aden'e babasını getiremeyeceği için kızıyla beraber ağladı. Ve bir süre sonra 4'ü de uyuyakaldı.

Bu sırada 2 kız içerde konuşuyordu.

-Bak hala arıyor..." dedi Asu telefonunu koltuğun kendine en uzak köşesine atarak. "Şu Canan denen kadını, ben de Asuysam bulacağım. Kim benim en yakın arkadaşımı, miniklerin annesi sincabı üzüyor?! Ağabeyimin de alacağı olsun!" Petek de oğlu Kıvanç'ı emzirirken düşünceliydi.

-Neden böyle oldu bunlar ya...Acar çok düşüncelidir Elvin'e karşı. En az Sarp kadar dürüsttür. Nazara geldiler galiba...Ama o kadını ben de görürsem parçalayacağım." Kıvanç'ın gazını çıkarırken, ağlayan oğlunu sakinleştirmeye çalıştı.

Asu kızın elinden bebeği aldığında Kıvanç hemen susmuştu.

-Oğlun cazibeme dayanamadı kııız!" Petek kızın dediğine gülerken, Asu'nun çalan telefonunu açtı. Asu ağabeyinin telefonunu açtığı için Petek'e sessizce küfrederken Petek konuşmaya başladı.

-Alo Asu?" Acar içmiş ve ağlamış mıydı?

Petek Acar'ı hoperlöre alıp üzüntüyle konuştu.

-Acar, ben Petek. Nasılsın?"

-Bok gibi." Adamın cevabıyla Asu çenesini tutamadı.

-Elvin daha kötü!" Acar'ın kalbi sıkışıyordu. Elvin'i durduramamıştı.

Sinirini boşaltması için fırsat vermişti ama görünen o ki bu aptallıktı. Belki kız kendini daha çok önemsiz hissetmişti. Şuan idrak ediyordu. Söz konusu Elvin olunca aşkıyla aptalca kararlar alıyordu.

Acar, evine gittiğinde o muhteşem ailesini, 4 miniğini göremeyince hissettiği acıyı tarif edemiyordu bile.

Gülümseyen bir Elvin'i ve onu görünce kıpır kıpır olan bebekleri olmadığında hayatında onlar olmazsa nasıl kafayı yiyeceğini o saniyede yüz bininci defa anlamıştı. Özellikle Elvin olmazsa, yapamazdı.

-Onu...onları görmek istiyorum." Dedi sessizce. Asu tam:

-Hayır..." diyecekken Petek kızın ağzını kapatıp söze karıştı.

-Tabii, uyudular zaten." Acar 10 dakika kadar sonra geldiğinde tamamen yıkılmıştı.

Gömleğinin düğmeleri açılmış, saçları dağılmıştı. Gözleri kızarmıştı ve alkol kokuyordu.

Kardeşinin saçını karıştıracakken Asu geri çekildi. Kardeşi bile ona kırgındı. Petek'e Elvin'i sorar gibi baktığında, konuştu kız.

-Üst katta. Sağ, ilk oda. Uyuyorlar, sessiz ol." Acar kafasını sallayarak yavaşça merdivenleri çıktı.

Kapının önüne geldiğinde buradan bile Elvin'in kokusunu alabildiğini düşündü.

Kadınını nasıl üzebilmişti? Nasıl saklayabilmiş, onunla ilgilenmeyi ihmal etmişti? Kafası yeni yeni yerine gelmiş gibi hissediyordu.

İnsan kaybedene kadar elindekinin kıymetini bilemezdi. Şükür ki henüz bir şey kaybetmiş değildi.

Kapıyı sessizce açtığında gece lambası sayesinde yataktaki ailesini görebilmişti. Yanlarına ilerlediğinde karısının gözyaşlarıyla ıslattığı yastığa derin bir iç çekerek baktı.

Karısı kolunu, daha geçen ay karnından aldıkları, 3 bebeğinin üzerine sarmıştı. En yakınında yatan oğlu Rüzgar'ın minik başı, Elvin'in sol göğsüne yapışıktı.

Acar hakkı olmadığını bile bile parmaklarını yavaşça Elvin'in saçlarının üzerinde gezdirdi. Burnunu yumuşacık saçların üzerine getirip kokusunu içine çekti.

Her şeyi boşvermişti de bu koku için bile yalan söylememekten vazgeçememiş miydi?

Şuan bile karısına dokunmak için deliriyordu.

Kızın saçlarına değdirdiği elini yumruk yapıp geri çekti kendini.

Tam o sırada gözü en köşede yatan, uyanmış minik kızı Aden Lina'ya kaydı. Kız babasının gelişiyle ellerini, ayaklarını oynatıyor, neşe içinde gülüp duruyordu.

Acar'ın saatlerdir asık olan yüzünü gülümsemesi kapladı ve kızının yanına gitti.

Dudaklarını bebeğin yumuşacık, ipeksi yanağına gömdü. O kadar küçük bir yanağı vardı ki Acar bir an kocaman cüssesiyle oraya saklanmak bile istemişti.

-Annen, siz...Benim her şeyimsiniz." Dedi geri çekilip kızının yüzüne bakarak. Kızı babasının alkol kokusunu almış gibi huzursuz bir ifadeye büründüğünde Acar biraz geri çekilip parmağıyla kızın yanağına hafifçe dokundu.

Kızı minik eliyle işaret parmağını sıkıca kavradığında kocaman gülümsedi adam.

Sonrasında Elvin'e üzgün bir bakış atarak odadan hızla çıktı.

Minik ailesinin minik kalplerini düşünmeden hayal kırıklığına uğratmış, dünyanın en kötü adamı gibi hissediyordu.

****
Bölüm Sonu 😘😘😘

Dün paylaşacaktım ama az oldu falan diyecektiniz. O yüzden ekleme yaptım.

Yorumlarınızı alayım?

Canan?

Çiftimize nazar değdi...

Elvin? Haklı mı?

Acar?

Yorum bekliyorum. Sevdiyseniz eğer bir de oy.

Mutluyum, huzurluyum. Musmutlu cumartesiler.

Beklediğiniz aşk, yakında olsun. Aşık olanlarınız da hep mutlu olsun.

Sevin,sevilin. ❤️❤️❤️

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

4M 113K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
321K 1.5K 46
seks hayatın bir parçası...
365K 32.2K 29
Seha Bey bir ayağını öne atıp ona dengesini vererek şöyle bir durdu. Leyla'yı kısacık üstün körü süzdü. Rahatsız eden bir bakış değildi ama olmasa da...
700K 26.7K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...