ÖZEL BÖLÜM-3: "Nabız"

12.5K 671 168
                                    

 
Özlemişim. 

Bölüm sonuna bakmayı, yıldızlamayı, yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar! 😘😘😘

3.GÖZ

Acar, aynanın karşısına geçmiş ıslık çalarak özenle dolgun saçlarını spreylemeye başlamıştı. Üzerinde buz mavisi, kolları kıvrılmış beyaz düğmeli spor bir gömlek, altında siyah bir kot pantolon vardı. Boynuna isim kolyesini ve Asu'nun hediye aldığı siyah kol saatini aksesuar olarak takmıştı.

Bugünün ikisi için bir önemi vardı.

Evlilik yıldönümleriydi. Ve Elvinle ikisi, Bade'nin önerisine uymuş, bütün günü beraber yalnız geçirmeye karar vermişlerdi.

İki kaygısız sevgili gibi dolanacaklar, evde olup biteni düşünmeyecekler ve sadece baş başa kalacaklardı. Çocuklar emin ellerde olduğuna göre, bunu yapmamaları için hiçbir neden yoktu.

-Hazır mısın sonunda?" Evet, bunu soran Elvindi. Çünkü tuhaftır ki Acar'ın bakımı(!) ve hazırlanması, kızdan uzun sürmüştü. Duştayken sürekli kendisine kapıdan seslendiği için o anda kızı görmemiş olan delikanlı, onu baştan aşağı süzdü.

Ayağında bantlı topuklular, göğüs dekolteli straplez, siyah bir yazlık elbise vardı. Bileğine bir saat takmış, koyu saçlarını özenle maşalamıştı. Uzun kirpikleri rimellenmiş, dudakları kiremit rengi bir rujla kaplanmıştı. O kadar sade ve göz alıcıydı ki Acar birkaç kez baştan aşağı süzdü onu.

-Of." Evet, yaklaşık bir dakika sonra ağzından çıkan tek kelime buydu. Adımlarını tamamen bilinçsiz bir şekilde kıza attı ve kıkırdayan Elvin'i kalçalarından tutarak kendine yasladı. "Hiç dışarı çıkmadan bu gün yatakta da kutlanabilir bence." Kaşlarını kaldıran kızın burnuna bir öpücük kondurdu, sonra dudaklarına, sonra yanağına...

-Sıkılmaz mıyııız?" Adamın saçlarını avuçlarıyla yavaş yavaş okşarken, Acar, istemsizce iç çekti. Ufaklıkların, ikisine olan düşkünlükleri ve ne zaman yakınlaşsalar radarları sayesinde hissedip ağlamaları yüzünden artık eskisi kadar doğru düzgün yakınlaşamıyorlardı. Ama şimdi, bütün gün sadece ikisi olacaktı.

-Sıkılmayacağımız aktiviteler biliyorum." Söylediği cümle üzerine Elvin kahvelerini onun dudaklarından alıp, alev alev olan ela gözlerine çevirdi. "ler mi dedim. Aktivite olacaktı." Kızı hızla kendi etrafında çevirerek dudaklarına bir öpücük kondururken, tatlı bir kahkaha attı kız. Onunlayken her seferinde heyecanlanmak ve söylediği cümlelerle erimeden durabilmek çok tuhaftı.

-Hadiii, çıkalım artık." Kızın bu söylemine katıldığı için onu rahat bıraktı Acar, ayaklarının zemine basmasını sağlarken, ufak eline usulca parmaklarını kaydırdı.

-Çıkalım o zaman." Kenetlenen elleriyle odadan çıktıklarında ikisi de keyifli, enerjik ve oldukça heyecanlıydı. Merdivenleri indiklerinde, mutfaktan elindeki iki biberonla çıkan Bade onları baştan aşağı inceleyip alt dudağını kıvırdı.

-Ay...Çok güzelsiniz. Şunlara bak..." Savaş da elinde birkaç emzikle sarışının yanına geldiğinde ikilinin sırıtan suratlarına gülümsemeden edemedi. Gören de ailelerinden çıkmak için izin alan iki salak liseli sanardı.

-Hadi gidin, aklınız kalmasın." Söylediği cümleyle karşısındakilere güven aşılarken -yine de Elvin'in birkaç bin kez arayacağını, Acar'ın tonlarca mesaj atacağını biliyorlardı- elini kapıya doğru salladı "hadi hadi" dercesine.

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin