2.7: "Bencil"

59K 2.1K 617
                                    

(2 Aralık 2016/ 19:48 tarihinde yayımlanmıştır.)

Elvin DURU

-Amcacığım! Amcaa! Amcacığım! Obaaaa! Bak hiç dinliyor mu?" Diye seslenirken adam sonunda bana döndü. "Kaç kere diyorum sana ama amca, puflar buraya! Tam şu çardağın altına ya! Altına! Allah'ım yarabbim. Kaç tane onlar?" Gerçekten fazla yorulmuştum. Şu 8 günde yorulduğum kadar vize haftamda bile yorulmuyordum.

Acar'ın doğum günü 15 temmuzdu. 8 gündür canım çıkmıştı. Hava çok sıcak olduğundan, denize gitmeye karar vermiştik. Sahil kenarında kafe&bar tarzında bir yeri kiralamıştım.

Çardak, havuz, oturulacak rahat yerler, açık büfe, içecek dolapları, Acar'ın dinlemekten zevk aldığı bir DJ, ki kendisini getirtmek için 5 gün aralıksız aramıştım, çikolatalı muzlu ve çikolatalı çilekli pastalar, davetliler, hediyeler her şey hazırdı.

Önce burada eğlenir, yer, içer; güneş elini ayağını çekince de, sahile inerdik. Ne bileyim güneş çok batmamışsa denize de girerdik. Böyle planlamıştım. Kafe yarın sabaha kadar bize aitti. Kalacak kişiler için de, kendimiz için de otelde yerler ayırtılmıştı.

-Abla, sistem hazır!" Diyen çocukla listeden kafamı kaldırdım. Sarplar bir şeyler çalabilirlermiş, bu yüzden sahne de eklemiştim listeye.

Ve video vardı bir de. Yaklaşık 50 dakikalıktı.

Hediyelerinin hepsini kafenin üst katına yığmıştım, beraber notlarıyla duruyordu.

Benimki hariç.

-Bayağı güzel oldu Elvin ne dersin?" Asu'ya döndüm. İkimiz de siyah bir şapkayla duruyorduk. Kafamı salladım onaylayarak.

-Oldu oldu. Filiz teyzeler nerede kaldı?" Saatine baktı.

-Yarım saate gelirler." Zaten saat daha 12ydi. Onayladım kafamla.

Acar şuan yalıdaki çalışanlardan, Recep ve Kemal'den aldığım son bilgiye göre depresyondaydı.

Ben ona Ankara'da Deniz'in kendisiyle ilgili büyük bir sorun yaşadığını, anca bir gün sonra geleceğimi söylemiştim.

Sarp ve Karya Rize'de tarlalardan birinde sorun çıktığını söylemişti. Asu, Savaş ağabey ve Filiz teyzeler anca akşam kutlayabileceklerini önce bir misafirlik sözleri olduğunu söylemişlerdi. Yanında sadece şuan Devrim ve Derin vardı.

Gerçekten iyi değildi. Bana dakika başı mesaj çekiyordu. Ama işin sonunda mutlu olacağına emindim.

Ben de sabırsızlanıyordum.

Devrim ve Derin hararet bahanesiyle sahile getirteceklerdi Acar'ı. Umarım zorluk çıkarmazdı. Sonrasında arabayla geleceklerdi ve ben sürgülü kapıyı çektiklerinde orada, karşısında olacaktım.

Her şeyi ayarlamıştım. Sonunda DJ in geldiği haberini aldığımda da derin bir nefes verdim. Kafenin içinden Sarp'ın seslenmesiyle, Asuyla beraber yanına geldik.

Bizi yanına çağırdığında telefonu çevirdi.

Acar.

Aramayı cevaplayıp hoperlöre aldı:

-Efendim kardeşim?"

-N'aber Sarp? "

-İyidir n'olsun ya tarlalar, iş, güç, sen? "

-Ben de öyle işte, oturuyoruz Devrimle Derinle." Sesindeki bıkkınlık elle tutulur cinstendi.

-Hıı, " dedi Sarp bana bakıp, göz kırparak. "Yenge nerede?"

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerWhere stories live. Discover now