(Bölüm 23 Şubat 2017/ 23.43 te yayımlanmıştır.)
Elvin DURU DEVRAN'dan
-Elvin korkuyor musun?" Gözlerimi, sıkıntıyla derin bir nefes verirken, yavaşça açtım.
-Asu'm, güzelim bunu soran kaçıncı insansın? Deli gibi korkuyorum. Şu sevdiğimin sorusunu sormasanız ya artık, yeter ulan!" Sancı girince yavaşça karnımı okşadım.
Artık neredeyse 7. Aydaydım.
Karnım benden ayrı, bana yapışık bir beden oluşturmuşken artık neredeyse birkaç adım atıyor, şimdi de Acar'ın Asu'ya hazırlattırdığı süt banyosunun keyfini dantelli, çiçekli çıkarıyordum. Bebeklerim çok büyümüşlerdi, sanırım cüsseleri babaları gibi olacaktı.
Asu da olası bir duruma karşı yanımda duruyor, beni dedikodularıyla aydınlatıyordu.
Evde kapı çarpma sesi ve bağırma sesi işittiğimde Acar'ın geldiğini anlamış oldum.
-ELVİİİİİİNNNNNN!!!!!" Asu gülüşünü bastırmaya çalışarak kikirdediğinde gözlerimi devirdim.
-Geldi benim ergen. Sen bağırsana ben üşeniyorum." Asu tam gülmesini kesip ağzını açtığı sırada odanın kapısının açıldığını duyduk.
-Doğur artık şunları ya özledim senin..." banyoya yanımıza geldiğinde Asu sevimli sevimli el salladı. Onun bu haline gülsem de Acar hiç mutlu görünmüyordu.
-Bir şey mi oldu Acar'ım?" Dedim. Omzunu silkip, banyo kapısını çarparak odaya geri gitti.
Beyimizin tripleri de tam 17'lik!
-Ergeeen! Gel buraya!"
-Sen yanındaki ergenle konuş!" Diye bağırdığında Asu'ya ne olduğunu sorar gibi göz kırptım. Dudağını ısırdığında bir şeyler çevirdiğini anlayıp, hafif yerimde doğruldum:
-Ayol kız yine ne günah işledi? Sen de hep bir kusur buluyorsun ama Acar..." banyo kapısını açıp üstü çıplak bir şekilde girdiğinde, küçük bir nefes alıp verdim. Hormonlar, hormonlar...
-Yavrum, Aliyle öpüştü gözümün önünde! Edepsiz, saygısızlık diz boyu!"
-Ağabey ama bak bir dinle..."
-Dinleyelim bakalım anlat!" Bir elini kapıya yaslayıp bedenini o tarafa eğerken, diğer elini beline koydu.
Allah'ım mahalle ağabeyleri gibi şuna bakın!
Sahiplenen ağabey duruşu.
Yakışıklı, yarı çıplak koca duruşu.
Çocukların babası, evin direği duruşu.
Hepsi bir karede!
-Ben seni görmedim ki! Hem ben onu değil, o beni öptü!" Asu'nun sesiyle transtan çıktım. Acar'ın siniri azalmış gibi durmuyordu.
-O puşt kim oluyor da benim kardeşimi öpüyor?! İnsanları da mı görmüyorsunuz laan?" Asu daha da battığını düşünüp alnını sıvazlarken derin bir nefes alıp söze girdim.
-Acar'ım, nişanlısı olduğundan, öpmüş olabilir mi? Ne var bunda yanlış olan? İnsanları ne zamandan beridir bu kadar umursuyorsun?" Acar bakışlarını bana çevirdiğinde tamamen sinirinden arınmış duruyordu. Bana karşı hep nazikti canım benim!
-Güzelim, feminist ruhunu bu konudan uzak tut." Canın çıksın. Naziğe bak. Omzumu silktim.
-Biz de insan içinde öpüşüyoruz. Bunlar birkaç ay sonra evlenince ne yapacaksın acaba? Alış bunlara aşkım, biz de böyleyiz. Asu'ya kızıyorsun ama kendin yapıyorsun. Sebep? O kız diye mi?" Asu da benden destek alarak sırtını dikleştirdiğinde anlayacağı el işaretimi yaptım:
"Rahat dur zilli, karıştırma ortalığı." O da anlamış olacak ki açtığı ağzını geri kapattı.
-Yavrum, biz evliyiz. Onlar da evlenince yapsınlar. Ben kardeşimi elin adamlarıyla öpüşürken görmek istemiyorum! Var mı?"
-Var ağabey! Ya ben de bindiğimiz arabadan sütyen çıkmasını istemiyordum ama ahhh..." küvetten yetiştiğim kadarıyla bacağını çimdiklememle inlemiş, lafını yarıda kesmişti.
-Bir dakika bir dakika cadı ne arabası, ne sütyeni?" Asu ayağa kalkıp benden uzaklaştı:
-Elvinle yaptığınız araba fantezisinden bahsediyorum ağabey! Sütyen buldum da arabada!" Yüzümün kızarıklığını değil bir küvet süt, 400 inek sağdığımızda elde edeceğimiz süt bile geçiremeyecekken; Acar birkaç saniye afallasa da bozuntuya vermedi.
Yanıma yaklaşıp omzunu silkerek cevapladı, küvetin kenarına oturmuşken.
-Yiğidin malı meydanda olur!"
Yiğit ben, mal sütyen, meydan da araba oluyordu.
-Ay yok, pes artık pes! Nasıl da haklı çıkarıyorsun kendini ya! Tamam ağabey anladım, bir daha Aliyle öpüşmem oldu mu?"
-Bir daha göreyim, dudaklarını kızgın tavaya basarım zaten. Gözümün önünde durma." Asu ayağıyla birkaç kere yeri tepince Acar umursamadan üzerime eğildi.
-Ama ama bu yaptığın..." Asu'ya gözlerimi belertip, Acar'ın dizine elimi koydum:
-Sen gerildin mi aşkım ya?" Asu'nun varlığını unuttuğunu gösteren bir bakışla, üzerime eğildi.
-Yay gibi gerildim hatun." Elimle Asu'ya "Git git." Yaparken arkadan gülüp, "Sen varya sen..." mimiği yaparak, çıktı banyodan.
-Kıyamam ya...Bensizsin de birkaç aydır." Dedim yerimde iyice doğrularak. Gözleri göğüslerime dalıp, iyice yakınlaştığında burnunu boynuma sürttü.
-Orası öyle. Dokunamıyorum değil mi?" Kaşlarımı kaldırıp indirirken, küveti boşaltmaya başladım.
-Yok...Bir süre yasaksın bana."
-Bu yasak bana ulan. Gittikçe de güzelleştin sen.." Yavaşça ayaklanırken elimden tuttu.
-Aa delinin zoruna bak! Nerem güzelleşti, top gibi yuvarlanıyorum şurada." Duş armatürünü çıkarıp suyu vücudumda gezdirirken yavaşça danteli üzerimden sıyırdım.
-Siktir...Şuna bak." Elbiseden kurtulduğumda ılık su vücudumdan akarken kendisi de gelmişti. Vücudumu lifledikten sonra saçlarımı şampuanlamıştım. Saç kremini saçlarıma sürdükten sonra durulandım. Arkadan belime sarılıp, göğüslerimi sıktı.
-Acar biraz ağrıyor yani daha nazik mi olsan acaba?"
Göğüslerimin bebeklere hazırlık için büyümesi, ağrıyı da beraberinde getirmişti. Acar'ın büyümeleri karşısında daha çok zorlandığını biliyordum ama yapacak bir şey yoktu. Onun için yapabileceklerim kapalı kıyafetler giyip nefsini sınamamakla sınırlıydı.
Zorlukla göğüslerimden çektiği ellerini karnıma indirdiğinde hissettiğimiz tekmeyle ikimiz de güldük.
-Birilerini sinirlendirdin sanırım Acarcığım." Elleriyle karnımı okşadığında onun da güldüğünü hissediyordum.
-Bizden üç can be Elvin... Ama ben göğüslerini paylaşmak istemiyorum." Tam güzel bir konuşma yapacağını düşünme hatasına ilk cümlesiyle düşmüşken, devamıyla gözlerimi devirmiştim.
-Sen ve senin sapık hallerin... Meme de meme." Havluya uzanıp vücuduma sararken, kendisine de sarmış ve küvetten çıkmama yardım etmişti.
Gülümseyerek beni kuruladı ve üstlerimi giydirdi. Saçlarımı kuruttuğunda artık uyku moduna girmiştim.
-Hadi gel seni yatıralım." Belimden tutarak yatağa yürüttüğünde yavaşça uzanıp, gözlerimi kapattım.
-Çok güzelsin miniğim... Dünya yutmuş bu halinle de, her şekilde. 2 ay dayanmak zor ama sabredebilirim sanırım." Yüzüm gülümserken uykuya daldım.
3.GÖZ
Genç kız kocasıyla yediği yemekten sonra salondaki koltukta, ayaklarını kocasının bacaklarının üstüne koymuş çilek yerken hissettiği sancılarla bağırması bir olmuştu.
Acar panikle ilk dakika ne olduğunu anlamasa da, hızla ayağa kalkıp Elvin'e baktı.
Karnını tutup inleyerek derin nefes alıp veren karısı ciddi miydi yani?
-Elvin şi...şimdi mi?" Elvin dişlerini sıkıp kafasını hızla salladığında, bir çığlık daha attı.
Bu adamın beyin nöronları mesai saatleri dışında çalışmıyor muydu yani?
Acar hızla Elvin'i kucağına alıp, dış kapıya yönelirken yan yalıdaki ailesi sese gelmişti bile. Acar hamilelik için hazırladıkları çantayı omzuna takarken, Elvin'i tekrar kucakladı.
-RECEEPPPP! KEMAAAL!" Ağabeyi bugün babasıyla görüşmek için geldiğinde karşılaştığı manzarayla hemen Acar'ın yanına koştu.
Aile panik bir şekilde arabalara doluşurken, Acar Elvinle arka koltukta oturuyordu.
-İyi misin? Elvin ne okumuştuk, derin derin nefes al, derin derin..." Kız adamın dediğini yapmak ve aynı zamanda hayatında o zamana kadar hissetmediği sancılarla baş etmeye çalışıyordu.
-Ya Acar söylemesi kolay tabi o kadar söyleyeceğine sen taşısaydın o zaman hay sana aaaaaaaahhhhh!" Savaş arabayı kullanırken keyifli bir kahkaha patlatmıştı. Elvin Acar'ın elini sıkıyor, tırnaklarını etine batırıyordu. Bade ön koltukta Elvin'e döndü:
-Canım, Elvin'im hadi dayan bak az kaldı. Nefes al bak böyle böyle, böyle böyle!" Ellerini panikle sallarken abartılı bir şekilde derin derin nefes almıştı Bade.
-Sakin ol Bade, sanki sen doğuruyorsun." Dedi Savaş Bade'ye kısa bir bakış atıp yola dönerek.
-Ya sana n'oluyor Savaş? Sanki tecrübelisin bu konuda, adamdaki rahatlığa bak. Sahilde arabayla tur atmaya çıktık sanki ayyy!" Gözlerini camdan dışarı çıkaran kız Elvinle bir süre daha konuşup Savaş'a tripli bir bakış atınca, adam kızın elini tutup dudaklarını değdirdi ışıklarda.
-Romantizminize sokayım ulaan, YÖRÜSENİZÖ BEÖÖÖÖ!!!!!!" Elvin'in içten gelen isyanıyla 2 dakika sonra acildelerdi.
-İyice bozuldu ağzı." Diyen Acar Elvin'i acile taşıdığında doktoru Pınar hanım gelmişti.
***
Kızın sezaryen olacağını öğrenince panik yapmıştı kocası. Şimdi koridorda bir o yana bir bu yana yürüyor, kimse de onu Elvin'i göremediği için sakinleştiremiyordu. Bütün dostları buradaydı ve odasını bile süslemişlerdi kızlar Elvin'in.
-Acar otursana çocuğum..." dedi babaannesi sakin sesiyle. Acar yaşlı kadını kırmayıp yanına oturduğunda hala endişeyle dizini titretiyordu.
Yaşlı kadın adamın telaşına gülüp elini adamın dizine koydu. Acar Neris Hanım'dan yana bir bakış atıp gülümsemeye çalıştı gergin gergin.
-Sakin ol oğlum, çıkacaklar sağ salim..."
-İnşallah babaannem ya.." Acar kadının elini tutup sıktı. "İnşallah."
Doğum sonunda tüm aile güzel haberi beklerken gördüğü miniklerle gözleri dolmuştu Acar'ın. Hayatında daha mutlu olduğu başka bir an yoktu. Varsa da o anın da Elvinle olduğundan emindi.
Oradalardı işte Elvin'den olan 3 can, hayatının bundan sonra kalanında, kalan ömrünü adayacağı 3 kıymetlisi oradaydı.
Elvin sonunda gözlerini araladığında odada sessizliğe gömülmüş ailesine baktı.
-Gençler ne bu haller?" Dediğinde hepsi sevinerek değişik sesler çıkarıp yanına yaklaşmıştı. Kafasındaki şu kırmızı kurdele kendisi de doğum yapmış olan Petek'in işiydi büyük ihtimalle.
Hazırlıklara gülümseyip, fotoğraf çekilerek bu anı hayatları boyunca korumuş oldular.
Acar yalnız kaldıkları ana kadar sessizliğini korumuş herkes birazdan gelecek olan bebekler için çıktığında Elvin'in yanına gelmişti.
Kızın üzerine eğilip saçlarına koklayarak bir öpücük kondurdu.
-Teşekkür ederim." Her şey içindi bu teşekkür. Hayatına kabul ettiğin için, beni sevdiğin için, beni kırmadığın için, beni kalbine kattığın için, beni önce eş sonra baba yaptığın için, bana gülümsediğin ve güzel baktığın için...
Elvin bunu anlamış bir şekilde gülümsedi.
-Teşekkür ederim." Birini sevebileceğini hiç düşünmediği zamanlar çok uzakta kalmıştı onun için. 23 yaşına girecekti 26 haziranda. Hem eş olmuştu, hem anne. O kadar çok sevmişti ki Acar, Elvin'in aklının alamayacağı kadar büyük bir sevgiydi bu.
Elvin'in bir gün bu aşkın eksikliğinden korkarak her gece dua etmesinin sebebi buydu. Acar onun "iyi ki" leri olmuştu. "En" leri olmuştu.
Odaya giren hemşire bebeklerini getirip gülümsediğinde Elvin ellerini ağzına götürdü.
Ne güzel 3 varlıktı bunlar! Bebekleri hep sevmişti ama Acarla kendisine ait bebekleri olduğunu bilmek bambaşkaydı.
Minicik ağzını açıp esneyen kızını, kucağına aldığında hemşire nasıl emzireceğini göstermeye çalıştı. Acar da merakla izledi çünkü annesini Asu'yu emzirirken hiç görmemişti. Onun için de ilkti.
Aden, başta alışamadığında Elvin içinde bir yerde korku hissetse de sonunda minik ağzını göğsüne kapatınca çok mutlu olmuştu. Sırasıyla tüm çocuklarını doyururken hepsinin yüzünü inceledi.
3 farklı hayat.
3 koca insan hayatı.
3 can. 3 insan.
Minik yüzlerinde saklı büyük hayatlar, küçük ayaklar, ağıza sokulan eller.
Hemşire çocuklarıyla beraber resimlerini çektiğinde, büyük buzdolapları üzerindeki ilk resimleri bu resim olacaktı.
Yatakta doğrulup en güzel gülümsemesini sunan bir Elvin, yatakta onun yanına oturup Elvin'in başını göğsüne yaslayarak elini onzuna atan Acar, ortalarında duran 3 güler yüzlü bebek.
Mutlu ve deli ailelerinin ilk resmi.
***
Bölüm Sonu 😘😘😘 Hata varsa belirtin yarınki bölümden önce.
Yarın yeni bir bölüm daha atacağım hem buraya hem Aşk Sarhoşu'na.
İhmal ettim gibi hissediyorum biraz ama inanın yoğun olmasam kesinlikle böyle yapmazdım.
Normalde hep ilham gelirdi ama ilk defa bu kadar çok yorulduğum için mutlu olmam dışında hiçbir artısı olmadı.
1 haftayı da geçmedi zaten atmam. O yüzden aslında birkaç kişinin dediği gibi "gecikmedi."
Umarım benim kadar yorgun değil, benden kat kat fazla mutlu ve aşıksınızdır.
Hadi bana bu bölüm hakkında yorum yapın.
Aden Lina, Rüzgar, Tuna.
Bölümü yazarken duygulandım ama yaa... Sevmişsinizdir umarım. Seviyorum sizi. Siz dee:
Sevin, sevilin. ❤️❤️❤️