Okuyanlar oy verirse sevinirim.
İyi okumalar.
Taehyung ve Hei arasında geçen o hareketli dakikalar hei' yi o kadar germişti ki bunu bize de yansıtıyordu. Biz kantinde otururken ilk defa yanımızda taehyung yoktu.
Onlarla öylece otururken telefonuma gelen mesaj dikkatimi dağıtmıştı.
taehyung: ondan ayrıldım
taehyung: artık hayatımda hei adında biri yok
taehyung: benim için sadece sen varsın choon-hee
taehyung: hep öyle olacaksın
Ben çaktırmadan telefonu kapatıp yerine koyarken hei öylece etrafı izliyordu.
Hei gözleriyle taehyung' u ararken kantine giren taehyung u farkettiğinde aniden seslendi. Ve tahmin edildiği üzere gözleri birbiriyle buluştu, ardından taehyung kafasını çevirerek aksi yöne doğru yürümeye başladı.
'' Şu çocuk sabrımı zorlamaya başladı. ''
'' Hei. '' dedi, arkadaş grubumuzda olan bir kız. '' Taehyung' a bir şeyler hissediyor musun? ''
Bunun cevabını en çok ben merakla beklerken hei gözlerini kıza çevirdi, ve daha sonra '' beni tanımıyor musun? '' dedi, yüzünü buruştururken. '' Ben ciddi ilişkilerin kadını değilim. Bu tür hoşlanmalar fazla mide bulandırıcı. ''
'' Eee, o zaman neyine takıyorsun? Bul başkasını, olsun bitsin. ''
'' Hayır. '' dedi, keskin bir ses tonuyla. Gözleri neden sinirli bakıyordu anlamış değildim açıkçası. '' O velet beni terkedemez, anladın mı? Üstelik bir başka kız için. Beni rezil durumuna düşürdüğü için onu pişman edeceğim. ''
Evet, ne kadar itiraf etmek istemesem de hei' den her geçen gün daha çok soğuyordum. Ben taehyung' bu kadar sever halde uzaklaşmaya çalışırken onun umursadığı şeyler sinirlerimi bozacak türdendi.
Bu ortamda daha fazla durmak istemediğim için ayağa kalktım.
'' Nereye? ''
'' Sınıfa. '' diye cevapladım Hei' nin sorusunu. '' Sıkıldım. ''
Artık onunla yüz göz olmak istemiyordum.
Ben ne kadar aksini diretsem de hayat benimle taehyung' u biraraya getirmeye çalışıyor gibiydi. Öyle ki ben okul içerisinde onu görmekten kaçınsam dahi, aralarda bile onunla karşı karşıya geliyorduk.
Bu, dayanılmazdı.
En kötüsü de, heinin taehyung konusunda benden yardım istemesiydi. Öyle ki ders aralarının birinde soluğu yanımda almış, ve sorularını sıraya dizmişti.
'' Choon-Hee. '' dedi. '' Siz taehyung ile geziye gitmiştiniz. O gezide taehyung herhangi bir kızla ilgilendi mi? ''
Evet. dedi içimdeki ses. Benimle haddinden fazla ilgilendi fakat bunu sana anlatmam mümkün değil Hei. Ancak iç sesimden fısıldayabilirim.
İçimdeki sesi susturarak ona cevap verdim.
'' Bunu neden soruyorsun? ''
'' Belki bahsettiği hoşlantı olayı o geziden sonra ortaya çıkmıştır. En azından bendeki tahmin böyle. ''
İtiraf etmek istemesem de hei tam konuya dalıyordu. Geziden bahsettiği an taehyung' un beni öptüğü aklıma gelmişti. Kalbimdeki hızlanmaya engel olamıyordum.
'' Sanmıyorum. '' diye konuştum. '' Her zaman gözümün önündeydi. Orada bir kızla tanışmadı. ''
Şu an ona yalan söylüyor olmak inanılmaz kötü hissettiriyordu ama yapabileceğim bir şey yoktu. Zaten her geçen dakika kendinden daha da soğutuyordu.
'' O halde benim için gidip onunla konuşmalısın. ''
Durun bi dakika. Ne?
Ne saçmalıyordu?
'' Ne demek istiyorsun? ''
Duyduğum cümlenin vücudumun gerilmesine, hatta ellerimin titremesine neden olduğunun farkında bile değildim.
'' Git ve onun ağzını ara, Choon-Hee. '' dedi, sırıtarak. '' Hatta bana geri dönmesi için ikna bile edebilirsin. Sonrası bende. ''
Benden ne istediğinin farkında bile değildi. Kafasından neler geçiyordu bilmiyordum fakat iyi şeyler olmadığı kesindi.
'' Hayır. '' dedim, içimden gelen sesi dinleyerek. '' Bunu yapmayacağım. ''
'' A-anlayamadım? ''
'' Yapmayacağım, Hei. '' dedim. '' Artık bu konulardan çok sıkıldım. ''
'' Biz arkadaşız, biliyorsun. Arkadaşlar birbirlerine yardım eder. ''
Bir anlık sinirle ona bir iki adım yaklaşıp gözlerinin içine baktım. İstediği şey benim kendi hayatımı mahvetmeme devam etmem demekti. Belki taehyung ile birlikte olamayabilirdim fakat onu istemediği bir şeye sürüklemeyecektim.
'' Çocuk sana seni istemediğini söyledi, Hei. Kim bilir kaç gün sonra bir başkasını bulacaksın ve bu kadar önemsiz bir durum için gidip konuşmamı bekleme benden. Üstelik cidden, ne dememi bekliyorsun? İstediğin şeyin farkında mısın? ''
Konuşmamın üzerine bana sözleriyle karşılık vermesini bekliyordum. Yüzüme bir tokat yapıştırmasını değil.
Herkesin önünde bana tokat atmasını beklemiyordum.
Yumduğum gözlerim yavaş yavaş açılırken bir damla yaş yanağıma düşmüştü.
'' Sen bana orospu muamelesi mi yapıyorsun? '' dedi, sinirle. '' Birkaç gün sonra başkasını bulursun ne demek? Benimle takılmak senin götünü mü kaldırdı, Choon-Hee? ''
Etrafımızdaki insanların gözü bizim üzerimizdeydi, fakat benim tek umursadığım şey biraz ötede beni izleyen taehyung idi.
Gözlerindeki öfkeyi anlatmam mümkün bile değildi. Öyle ki ellerinden birini yumruk haline getirmiş sımsıkı tutuyordu.
Gözümden düşen yaşı silerken hei' ye çevirdim gözlerimi.
'' Bundan sonra benden selam bile bekleme, Hei. Bitti bu arkadaşlık. ''
Yüzü sinirden renkten renge girerken sinirle bana yaklaşıp bileğimi sıkmaya başladı, gözlerini gözlerime dikerken. Öyle ki bunu kesen şey taehyung' un yanımızda bitmesiydi.
Gördüğü tabloya daha fazla katlanamayan taehyung hızlı adımlarını bize doğru yönlendirmiş, hei' nin karşısında durmuştu.
Hei' nin elini bir hışımla uzaklaştırırken gözlerini ona çevirdi. '' Nasıl bir kız olduğunu biliyordum ama, bu kadar düşeceğini tahmin bile edemezdim. ''
'' Sözlerine dikkat et, Kim Taehyung. ''
'' Bir erkek uğruna arkadaşını bile silen bir kızdan bahsediyoruz. Ayrıca hadi ama, beni sevmediğini herkes biliyor. Bunu sırf inat uğruna yaptığını da. Daha neyin tribini kesiyorsun? ''
Hei' nin konuşmasına izin vermeden bileğimi tutarak beni o ortamdan uzaklaştırmaya başladı. Şu an yaptığı dikkatleri tamamiyle üzerimize çekmek demekti ve ben her geçen dakika daha da kötü hissediyordum.
Arkamdan seslenen hei' nin '' sen bittin kim taehyung '' cümlesi beni endişelendirmeyi başarıyordu.
'' O kızı mahvedeceğim. '' diye sinirle soluduğunda gözlerimi ona çevirdim.
'' Bunu yapmamalıydın, Taehyung. Şimdi daha çok şüphelenecek. ''
Ortamdan yeterince uzaklaştığımızda bileğimi bırakıp gözlerini bana çevirdi.
'' Siktiğimin, o kız sana herkesin önünde tokat atıp aşağıladı ama hala onu mu umursuyorsun? ''
Gözlerimi ondan kaçırıp yere eğdim. Ardından elini tekrar bileğimde hissettiğimde adımlarımı ona uydurmaya çalıştım.
'' Sana sarılmak için daha doğru bir ortam seçmeliyim. Eve gidene kadar beklemelisin. ''
Eve vardığımızda adımlarımı salona doğru yönlendirip koltuğa oturdum. Soluğu yanımda alırken gözleri gözlerime kilitlendi. Eli yanağımı kavradığında gözlerimi yumdum.
'' Çok acıyor mu? ''
'' Hayır. '' diye fısıldadım. '' Ben iyiyim. ''
Ne o, ne ben daha fazla konuşmayarak öylece birbirimizi izliyorduk. Bu sessizliği bozan benim dudaklarımdan '' hei' nin gerçek düşüncelerinin artık farkındayım '' cümlesinin çıkışıydı.
'' Bugün konuşurken seni sevmediğini söyledi. Senin de tahmin ettiğin gibi. '' Gözlerine bakmaya devam ederken zorlukla konuşmaya devam ettim. '' Sırf inat uğruna yapıyormuş. ''
Ona her baktığımda, her yaklaştığımda sanki nefesim kesiliyordu ve ayaklarım yerden kesiliyordu. Beni nasıl bu kadar etki altına aldığını bilmiyor, anlamıyordum.
Fakat bunun şiddeti her geçen gün artıyordu.
'' Sana söylemiştim. '' dedi, yanağımı okşarken. '' Bu saçma sapan bir ilişkiden başka bir şey değildi. ''
Kalbim hızla atmaya devam ederken konuşmaya başladım. '' Benden aranızı yapmam için yardım istedi. Benden taehyung, inanabiliyor musun? ''
Bana cevap vermek yerine diğer elini de diğer yanağıma yerleştirip yüzümü avuçlarının içerisine aldı. Dudaklarımızı birleştirdiğinde gözlerim aniden kapanıverdi.
Buna ihtiyacım olduğunu bildiğimden ona karşılık vermeye başladım. Ellerim onun boynuna gidip sarıldığında o vücudunu bana daha çok yaklaştırdı.
İlk defa onu öpmeyi bu kadar istekle gerçekleştirirken, perdesi açık kalan pencerenin ardından bizi izleyen bir çift gözün farkında değildim.
Tehlike, çok yakındaydı.
BÖLÜM SONU
Şimdi de kafa patlatın kim gördü diye skdgjfgsjfkgjkdlfk Kötü yazar olmak bunu gerektirir :')
ÖPÜLDÜNÜZ