Boşanma Sendromu Nasıl Atlatı...

By tugcaa

2M 107K 11.2K

Neva öğretmen olan genç bir kadındır. Aşık olarak evlendiği adamın kendini aldatması üzerine bir boşanma olay... More

Giriş
0•1
0•2
0•3
0•4
0•5
0•6
0•7
0•8
0•9
1•0
1•1
1•2
1•3
1•4
1•5
1•6
1•7
1•8
1•9
2•0
2•1
2•2
2•3
2•4
2•5
2•6
2•7
2•8
2•9
3•0
3•1
3•2
3•3
3•4
3•5
3•6
3•7
3•8
3•9

Final

61.5K 3K 579
By tugcaa


FİNAL
2019, Yaz

Gözlerimi açtığımda evde birçok ses vardı. Çocuk sesleri, televizyon sesi, mutfaktan yatak odasına kadar gelen tabak, çatal sesleri... Beyaz tavana baktım bir süre. Daha dört saat uyumamıştım oysa.

Hızla doğruldum ve gözlerim iyice açılarak kendine geldi. Yataktan çıktım ve bebek odasını kontrol ettim. Boştu, aşağıdalar demek. Merdivenleri yavaşça inerken, son basamağın önünde durup, basamağa vurarak ses çıkaran kızımı gördüm. "Merdivenleri çıkamadın mı kızım sen?" dedim gülerek. Armağan beni görünce daha da vurdu basamağa ve konuşmaya başladı. "Günaydın baba!"

O sırada mutfaktan çıkan Neva'ya döndü bakışlarım hemen. Ne güzel kadın be. "Sonunda uyandın doktor bey. Bu ikizler çok ses çıkarıyor," dedi karım ve yeniden mutfağa gitti. Kızımı kucakladım ve salona girdim bende. Burak ve Betül daha altı aylık olmalarına rağmen çizgi film izlerken deli gibi bağırıyorlardı.

İkizler, Armağan'ın birinci yaşından bir ay sonra geleceğini belli etmişti bize. Neva hamile olduğunu anlayınca ağlamıştı ve evimize farklı bir hava daha gelmişti. Armağan annesinin giderek büyüyen karnına şaşkın şaşkın bakıyordu her gün. Aşerme ve kusma sorunları karımı zorlasa da çok mutluydu hamile olduğu için.

Armağan kardeşleri gelince oyun oynayacak arkadaşları olduğu için çok mutlu oldu. Hala çok mutlu. Tam bir abla.

Kızımla birlikte yere oturduk ve pür dikkat televizyona bakan diğer çocuklarıma baktım. "Burak ve Betül, anneniz çok ses çıkardığınızı söylüyor. Sanırım doğru." İlk bakan Betül oldu. Ne zaman kızar gibi olsam ilk suçlu hisseden o oluyordu. Tabi hiç kıyamıyorum onlara hemen kızmayı bırakıyorum.

"Öyle mi sence de Armağan?" dedim kucağımdaki kızıma. Armağan hemen başını salladı ve, "Hayır baba," dedi. Kardeşleri için annesini sattı az önce. Buna kahkaha attım ve Armağan'ı halıya yavaşça bırakıp ikizleri kucakladım. "Siz hiçte altı aylık gibi durmuyorsunuz canavarlar."

Neva da salona geldi ve hemen arkamda duran koltuğa oturdu. Armağan'ı kucakladı ve sarıldı kızıma. "Ablanızı örnek alın ikizler. Benim iki adet kolum var," dedi karım ve onay bekleyerek bana baktı.

"Evet, annenizi üzmeyin. Bana kızıyor sonra neden bilmiyorum," dedim Neva'yı kızdırmak için. Ve başardım da. Neva sırtıma bir tekme attı.

Burak zorla kucağımdan indi ve kumandayı aldı eline. Sonra emziğini attı ve kumandayı yalamaya başladı. Diş çıkaracaklar da bu aralar. "Oğlum iki kumanda bozdun zaten. Ver bakalım onu," dedim ama daha da ağzına soktu.

"Neva bu çocuk hiç dinlemiyor beni. Bak kızlarım ne güzel dinliyor ama," dedim Betül'ün saçını okşayarak. Bunu yapınca çok mayıştı ve daha tatlı oldu.

"Kızların sana aşık bence Koray bey. O yüzden dinliyorlar," dedi Neva ve omuz silkti. Sonra Burak'a döndü ve, "Kumandayı ver bakayım anneciğim," dedi.

Burak ona da vermedi kumandayı. Bu yüzden Armağan ile, Neva'nın haline güldük.

"Hadi kahvaltı yapalım. Sonra bıcı bıcı," dedi Neva bozuntuya vermeyerek. Sonra Armağan'ı yere bıraktı ve Burak'ı kucakladı. Elinden kumandayı zorla aldı. Betül de bendeydi. Hep birlikte mutfağa gittik ve bebekleri sandalyelerine oturttuk.

Tabi ki bizim için çoğu şey zor oluyor. Armağan tuvalet alışkanlığı kazanacak yaşta, ikizlerse diş çıkarıyor. Neva doğum izninde ve izni bitince ne yapacağız merak ediyorum. Bu ikizler sayesinde devlet hastanesine geçiş yaptım. Böylece hafta sonları evde olabiliyorum.

"Al bakalım prensesim, en sevdiğin," dedim haşlanmış yumurtayı Armağan'ın önüne koyarken. Nedense yumurtaya bayılıyor. "Ben hazırlayayım sen üstüne kon Koray efendi."

"En iyi yaptığım şey," dedim gururla. Neva ikizlerin önlüğünü bağladı yavaşça. "Bugün Betül bende," dedi Neva hemen ve güldü. Burak biraz... zor yemek yiyor da. Bu yüzden sıralama yaptık. Ah gerçekten tam bir işkence.

"Oğlum aç bakalım ağzını. Nefis bir domates... tohumu muymuş bu?" dedim ama Burak boş boş bana baktı. Neva kıkırdadı ve sakince Betül'e peynir uzattı. Kızım hemen yedi ve ağzını yaladı. "Bak Betül ne güzel yiyor. Aç bakalım ağzını oğlum. Hadi."

Burak bu sefer ağzını açtı ve ben de Armağan'a döndüm hemen. Yumurtasını dilimledim ve tabağına masadaki her şeyden koydum. "Bu tabak bitecek prensesim."

"Tamam baba."

Sonra yeniden oğluma döndüm. "Gelelim sana. Aa de oğlum."

Neva'ya bir bakış attım. Ve onun bana tatlı tatlı baktığını gördüm. Bende elimdekini Burak beye yedirir yedirmez karıma baktım. "Bu sabah daha mı yakışıklı görünüyorum Neva hanım?"

"Ah evet, bu sabah kesinlikle çok daha yakışıklı ve erkeksisiniz Koray bey."

"Bunu daha sonra yatak odamızda özel olarak tartışmaya ne dersiniz efendim?" dedim pişkin pişkin gülerek. Burak o sırada küçük parçalara ayırdığım siyah zeytini ses çıkarmadan yedi. "Harika bir fikir kocacım."

Kahvaltı biz hiç doyamadan sona erdi. Masayı toplamadık sonra yeriz diye. Armağan'ın minik yardımlarıyla ikizlere banyo yaptırdık. Her şeyde Betül ılımlı olsa da, banyo konusunda kesinlikle Burak ılımlı. İkisinin de ılımlı olduğu bir konu yok tabi ki!

Burak'ı ben yıkadım ve Neva giydirdi. Sonra Betül'ü de ben yıkadım. Ağlamaması için bin çile çektim, tüm oyuncakları suya attım. Neva biraz kızacak ama başarılı oldum.

Banyodan sonra hep olduğu gibi uyuyan ikizler ile az da olsa nefes aldık. Neva hemen Armağan'a banyo yaptırdı ve güzel kızım, eskiden kütüphanem olan ama artık oyun odası olan odaya koştu. Neva ile birbirimize baktık.

"Yemek yiyelim," dedim hemen.

"Sonra banyo yaparız."

"Ama dur. Banyoyu birlikte yapacaksak önce banyo yapalım."

"Koray!"

Sanırım ismimi seviyor.

° ° ° ° ° °

2012, Yaz

Kuzenlerim ile olan akşam yemeğinden ayrılmam gece geç saatleri buldu. Mehmet her zamanki gibi bana en çok takılan kuzenim oldu. En baş belası o zaten.

Normalde hiç içki içmeme rağmen biraz alkollü olduğum için taksiye binmeye karar verdim. "Kadıköy'e," dedim hızla. Tam o anda yanımdan gelen bir başka seste aynı şeyi söylüyordu.

Hızla sesin sahibi olan kadına baktığımda, o da beni yeni fark etmiş olacak ki bana baktı. "Beraber misiniz?" dedi taksi şoförü. "Hayır!" dedik aynı anda itiraz ederek. Sonra yeniden birbirimize baktık.

"Pekala aynı yere gidiyoruz. Şimdilik harekete geçsek?" dedi kadın arka arkaya. Onay verdim ve taksi hareket etti.

Alkollü olduğum için olsa gerek, "Sohbet etmek ister misin? Yol uzun," dedim bir anda. Aslında tanımadığım bir kadınla, gecenin bir vakti böyle konuşmam. Bu beni de onu da rahatsız eder.

"Hayır," dedi kadın tek kaşını kaldırarak. Demiştim.

Daha da meraklanmış gibi biraz daha ona döndüm yavaşça. "Gecenin bu saatinde seni sinirlendiren şeyi merak ediyorum sanırım," dedim gülerek.

"Fazla merak iyi değildir," dedi kadın yapmacık bir gülüş yollayarak.

Ellerimi birbirine kenetleyip bacaklarıma dayadım. "Gerçekten anlatabilirsiniz."

"Psikolog ya da psikiyatrist misiniz?" dedi imayla. Hafifçe dudak büzdü. "Sayılır. Dinlemekte çok iyiyimdir."

"O zaman söyler misin sayın iyi dinleyici, siz erkekler nasıl şerefsiz, haysiyetsiz ve tam bir piç kurusu olmayı başarıyorsunuz?" dedi kadın hızla ve kaşlarımı iddialı bir şekilde hareket ettirdi. Vay canına, biri canını çok yakmış.

"Doğamızda var. Ama herkesi bu genellemeye alamazsınız," dedim. "Tam bir aile babası olan, şefkatli erkekler de vardır."

Buna abes denecek kadar abartılı bir kahkaha attı kadın. Öyle ki şoför aynasından bakış attı. Bende gülümsedim farkında olmadan. "Ciddi misin? Bence buna sende inanmıyorsun."

"Pekala biz erkeklerle derdin ne?"

"Eski kocam sağolsun sizin özetinizdi," dedi kadın alay ederek.

"Sen boşandın mı?" dedim şaşırarak. Görebildiğim kadarıyla çok güzel ve genç duruyor. "Abla çok gençsin valla," dedi şoför.

"Evet boşandım. İnsan aldatılınca boşanır değil mi?" dedi ve büyük bir sessizlik oldu.

"Aldatılma... Senin suçun değil. Hayatına devam etmelisin. " dedim yavaşça. Erkeğin suçu.

"İnan bu çok zor," dedi kadın ve bana biraz yaklaştı. "Kendini güzel hissetmek oldukça zor oluyor." Oysa çok güzel bir kadındı. Gerçekten bir bakanın bir kez daha bakacağı bir güzelliği vardı.

"Hayatında erkek olmak zorunda değil. Eskiden yaptıklarına devam et. Çiçek sula, kedinle oyna."

"Kedim yok," diyerek iç çektiğinde güldüm. "Ne demek istediğimi anladın," dedim ve yan yan bakarak. Hayatına devam et.

"Burada durabilir miyiz?" dedi kadın aniden şoföre.

"Bu arada ben-" dedim ama kadın hemen araya girdi. "Bence ismimizi öğrenmemize gerek yok. İyi geceler," diyerek arabadan ayrıldı ve kapıyı çarptı.

Çok garip bir kadındı. Güzeldi ve yalnızdı.

° ° ° ° ° °

2019, Yaz

"Bonbon'un ölümünün üçüncü yıldönümü yarın," dedi Neva karnımda duran başını biraz kaldırarak. İç çekerek saçlarını okşadım. "Çok üzülme sevgilim. Evdeki canavarlar zavallı hayvanı mahvederdi emin ol," dedim teselli etmeye çalışarak.

Aslında kendimi de teselli etmeye çalışıyorum. Ariel'den sonra ölen ikinci kedim oluyor Bonbon. Neva'dan çok beni severdi. Çok uysal ve... Sanırım ağlayacağım.

"Burak boğazını sıkardı eminim," dedi karım ve kıkırdadı. "Betül de onu izlerdi."

Neva doğruldu ve bana yaklaşarak karşıma oturdu. "Mutlu musun?" dedi merakla. Yanağını okşadım yavaşça. "Bundan daha mutlu olamazdım."

"Ben de çok mutluyum. Sana ve çocuklara sahip olduğum için."

Ellerini tuttum ve onu biraz daha kendime doğru çektim. "Teşekkür ederim. Bana hep güvendiğin için."

"Asıl ben teşekkür ederim Koray. Senin gibi bir adam kolay bulunmuyor aşkım," dedi karım ve dudağıma bir öpücük bıraktı hemen. Ellerimi beline koydum ve bana daha da yaklaşmasını sağladım. Neva başını geri çekti. "Akşam yiyecek yemek yok."

"Dışarıda yeriz," dedim ve yeniden dudaklarına yöneldim. Ama ikna olmadı. "Olmaz, çocuklar sağlıksız şeyler mi yiyecek Koray?"

"Anneme gideriz," dedim ve yeniden dudaklarına baktım. Bu sefer güldü ve bir öpücük daha bıraktı. "Annemler burada değil biliyorsun. Tuğra ve karısı ile meşgul."

Aklımdan çıkmış. Neva hanım aklımı başımdan alıyor ne yapalım? "Mehmetlere gidelim. Armağan Metehan ile oynar biraz."

"Bu olur işte."

Neva'yı yavaşça sırt üstü yatırdım ve gülerek üstüne çıktım. "Pekala hızlı olmalıyız," dedim ve neredeyse kahkaha atacağımı fark ettim. "Düşünsene tam şu an da ikizler uyanıyor," dedi karım ve tatlı bir yüz ifadesine büründü yüzü.

"Yok artık. Romanda değiliz güzelim. O ikizler uyuyacak!" dedim hevesle. Neva ile dudaklarımın birleştiği andan sonra olanları pek hatırlamıyorum. Kendimden geçiyorum ve dağılmış oluyorum genelde. Tek bir şey sürekli aynı kalıyor.

Onu çok seviyorum, öğretmen hanımımı.

-SON-

-2019 Aralık'ta düzenlenmiştir-
-Yan kitap 'Bağlanma Terapisi' ne profilimden ulaşabilirsiniz-

Continue Reading

You'll Also Like

20M 1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
862K 48.4K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
272K 13.1K 38
Nehir Özbey işkolik bir kadındı ve bu durumu sorgulamayı uzun bir süre önce bırakmıştı. Özel hayatında da patron gibi davranmaya alışmıştı. Her alan...
431K 23.7K 74
Ya gelinliğinle çıkarsın bu evden ya da kefeninle...Yapmayın ama! Bunlar sadece kalıplaşmış metaforlar. Böyle bir şey mümkün mü? Muhsin Baba'nın oldu...