KARANLIĞIN MELODİSİ

נכתב על ידי 3YeniYazar_SEZ

67.5K 1.8K 649

Genç bir kızın hayatına yeni bir adım atmak istemesiyle herşey karışır... Ezgi Soykıran iş hayatına atılay... עוד

YAZARDAN
K.M. 1. BÖLÜM
K.M. 2.Bölüm
K.M. 3. BÖLÜM
ÖNEMLİ DUYURU
K.M 4.bölüm
DUYURU
K.M. 6.BÖLÜM
K.M 7.BÖLÜM
cok önemli
K.M. 8.Bölüm
K.M. 9.Bölüm
DUYURU
K.M. 10.Bölüm
K.M. 11.Bölüm
OYUNCULAR
K.M. 12. Bölüm
K.M.13.Bölüm
K.M. 14. BÖLÜM
K.M.15.Bölüm
DUYURU
SÜPRİZ
K.M. 16.Bölüm
K.M. 17.Bölüm
K.M.18.Bölüm
K.M. 19.Bölüm
K.M. 20.BÖLÜM
K.M. 21. Bölüm
DUYURU
K.M. 22.Bölüm
K.M. 23.Bölüm
K.M. 24. BÖLÜM
Özür
K.M Bölüm 25

K.M. 5.BÖLÜM

2.4K 88 0
נכתב על ידי 3YeniYazar_SEZ


Karan yanımıza geldiğinde ilk Batu'ya baktı sonrasında bana dönüp "Ezgi hanım hatırlatırsam önemli bir toplantınız vardı barış bey sizi toplantı odasında bekliyor." dedi olay beklediğim gibi sonuçlanmadığı için eve gidince bir şükür namazı kılmayı aklıma yazdım yanlız o toplantı 1 saat sonra değilmiydi yav...

"Saolun karan bey haber verdiğiniz için " o saolun altında yatanlar aslında şunlar (beter ol inşallah geber emi) Batuya dönüp "Teşekkürler Batucum bıraktığın için."dedim o da ilk önce karan'a bakıp çarpık bir gülüşle bana döndü "Ne demek prenses her zaman."diyip eğildi ve yanağımı öpüp güneş gözlüğünü takarak arabasına bindi camı açıp gaza köklendi ve elini dışarı çıkardı adam havalı abi .Evet şimdi  düşün bakalım ezgi napacan karan sorarsa ne diyecen kuzenim desen yanıyon başka bir şey desen gine yanıyon en iyisi ben yavaştan kaçıyım.

Hem onun bana özel hayatımla bir şey sorma hakkı yok bile niye cevap veriyom ki ? Yavaşça yanından geçip ilerliyecekken güçlü bir el tarafından tutulup geri çekilmemle ensemden kulağıma doğru çıkan bir nefes hissettim kulağıma gelince duraksayıp derin bir nefes aldı ve konuşmak için dudaklarını araladı bunu hissediyordum çünkü dudakları kulağımın hemen altına değiyordu -madem kendine zengin bir sevgili buldun o zaman sürtüklük yapma ve barışın peşini bırak.What dedin gülüm?neyin kafasını yaşıyor bu ya beni kendi sevgilisiyle mi karıştırıyor bu adam? Bendekide akıl işte niye adam diyorsam?bundan Adam değil anca Madam olur.ben olayın şokuyla bir şey diyemezken o önden ilerleyip uzun bacaklarıyla beni gerisinde bıraktı bende hızlı adımlarla arkasından ilerleyip yetiştiğimde kolunu tuttum ve o bana daha tam dönmemişken güçlü bir tokat attım kafası tokatın etkisiyle hafif yana savrulurken çatık kaşlarla ona bakıyordum o da bana aynı şekilde çatık kaşlarıyla döndüğünde daha fazla tutamadım kendimi ve konuşmaya başladım -ya sen beni kimle karıştırıyosun be sen neyin kafasını yaşıyon.Ben senin o Sürtük sevgilin e benzemem olum millete yavşayım.Anladın mı? Herkesi onla karıştırma yanımdaki her arkadaşımı gördüğünde bu muameleyi bana yapamazsın hem bir benim barış beyden uzak durmam gerekmez çünkü o benim sadece ve sadece patronum ama merak etme ben de alev gibi patronuma yavşayıp sonrasında onu sevgilim yapıp işten çıkmam ben buraya sadece çalışmak ve para kazanmak için geliyorum  iki benim özel hayatım seni ilgilendirmez.Dedim ve sinirle yanından geçip ilerledim şirkete girdiğimde kendimi boş asansöre attım ve sinirle gözümden bir damla yaş düştü en sinir olduğum huyum buydu işte sinirlenince mutlu olunca üzülünce dayanamaz ağlardım gözümdeki yaşı hızla silip 32.kata bastım yanlız ben bastıktan biraz sonra 2.kata basılmıştı oflayıp beklemeye başladım bu nasıl bi kattır ya git git bitmiyooo dediğimde asansör durdu hızlı gittiğini zannedip sevinçle kapı açıldığında tam çıkacakken Karanı gormemle yüzümdeki gülümsemenin yerini alan şet ise çatık kaslar ve huysuz bi yüz ifadesi beni kolumdan tutup asansörün köşesine ittirdiğinde acıyla hafif yüzümü buruşturdum Karan yaklaşıp kolumu tuttu ve sıkmaya başladı allah aşkına bu çocuk benim kolumdan ne istiyodu? kolumu öyle bir sıktıkı moraracağına emin olabilirdim  (gerizekali sen ezgisin ne emini?)diyen iç sesimin ağzına görünmez bir fermuar çekip ağzını kapattim ve konuma döndüm.Kolumu sıkmaya devam edince ne yüzümü buruşturdum ne de bırakmasını söyledim ondan hiç bir şey istemiyecektim "bir daha bana sakın tokat atmaya kalkışma yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim"ay gerçekten çok korktum yani bu kendini ne sanıyordu ya kaşlarımı düzeltip yüzüme bilmiş bir tavır yerleştirerek konuşmaya basladim"napacaksın hı napacaksın beni işten mi atıcaksın o zaman hiç durma ha yok bir şerefsizlik daha yapıp bir kadına el mi kaldıracaksın hadi hadi durmasana ben alıştım artık senin şerefsizliklerine hiç durma  " dedim ve çatık kaşlarımı dahada çattım ve elimi kaldırıp yüzüne bir tokat daha attım ve "hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman ?"attığım tokatla yüzü hafif yana savruldu asansör durduğunda kolumu hızla bırakıp asansörden hızlı adımlarla çıktı bende nefesimi tutup asansörden çıktım ve odama koşar adımlarla ilerleyip kapıyı açıp içeri girdim kapıyı kapatıp yaslandım ve ağlamaya başladım bu muamele bana ağır gelmişti

KARAN'IN AĞZINDAN...

Holdingten çıktığımda ezgiyi ve yanındaki genç adamı gördüm bu sima bana tanıdık geliyordu ama nerden...Yanlarına yürüdüm niyetim ezginin ağzından laf alıp bu çocuğun kim olduğunu öğrenmekti çünkü içimdeki bir his bu çocuğun planımın bir parçası olduğunu söylüyordu...Yanlarına geldiğimde ilk olarak genç adamı inceleyip daha sonra ise ezgiye dönüp "Ezgi hanım hatırlatırsam bugün önemli bir toplantınız vardı ve birazdan başlıyacak gibi duruyor isterseniz toplantı odasına geçin" dedim ezgi adama dönüp imayla "saolun Karan bey haber verdiğiniz için" dedi sonra o yüzündeki sert bakış ve imâ kalkıp şirin bi ifade takındı ve adama dönüp "teşekkürler batucum benim önemli bir toplantım var akşam görüşürüz" dedi adı batumudur nedir bilemediğim çocuk ilk bana baktı sanki o da beni bi yerlerden hatırlıyordu sonra ezgiye çarpık bir sırıtışla dönüp "ne demek prenses her zaman" diyip yanağını öptü bizim bu hıyar turşusu demekki ezginin erkek arkadaşı...Güneş gözlüklerini takıp arabasına yürüdü arabaya binip benim yaptığım gibi pencereyi son açıp gazı sona getirdi giderken elini dışarı çıkarıp ezgiye eliyle selam verip uzaklaştı evet ben yapınca bu kızları hasta ediyo olabilirdi ama iş bu hıyar turşusuna gelince işler değişiyo tabi...Ezgi ilk biraz düşündükten sonra yanından geçip gidecekken arkasından ilerledim ve kolundan tutup kendime çektim ensesine değen nefesimi kulağına doğru çıkardım ve "madem kendine zengin bir sevgili buldun o zaman sürtüklük yapma ve barıştan uzak dur" O olayın şokuyla birşey diyemezken önden ilerleyip aramızdaki mesafeyi açtım ta ki bi el kolumu tutuncaya kadar ben tam bıkkınlıkla arkamı dönecekken yüzümdeki ince bir sızıyla kafam hafif savruldu ve diğer tarafa düştü ben daha bisey diyemeden konuşmaya başladı "ya sen beni kimle karıştırıyosun be sen neyin kafasını yaşıyon . Ben senin o sürtük sevgilin benzemem olum millete yavşayım .Anladınmı ? Herkesi onla karıştırma yanımdaki arkadaşlarımı gördüğünde bana bu muameleyi yapamazsın hem bir benim barış beyden uzak durmam gerekecek birşey yok çünkü o benim sadece ve sadece patronum ama merak etme patronum dediysem alev gibi ilk patronuma yavşayıp sonra sevgilim yapıp işten çıkmam çünkü ben buraya sadece çalışmak için geliyorum ha bu arada iki benim özel hayatım seni ilgilendirmez."dedi . Ya bu kız bunları nasıl söylüyor bi anlasam ben şok olmuş şekilde çatık kaslarla ezgiye bakarken o yanımdan geçti ve şirketin kapısına ilerleyip şirketin içine girdi bende tokatın verdiği etkiyle biraz bekleyip sinirle şirkete yürüdüm lan bu kız bu cesareti nerden buluyordu ? Şirkete girdiğimde asansöre binen ezgiyi gördüm asansörün kapısı kapandığında ben de merdivenlerden 2.kata çıkıp asansörü durdurdm asansör kata gelip durduğunda hızla içeri girdim ve ezgiyi köşeye ittirip kolunu tuttum ve sıktım tepki vermesini bekledim ama sadece ittirdiğim için yüzünü buruatıcaksı çatık kaşlarımla konuşmaya başladım "bi daha . bana . sakın . tokat atmaya. kalkışma . yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim " dedim duraksayarak ve kelimelerin üstüne bastırarak o bana bilmiş ve alaycı bi tavırla bakıp "napacaksın hi  napacaksın beni işten mi atıcaksın o zaman hiç durma ha yok bi şerefsizlik daha yapıp bir kadına el mi kaldıracaksın hadi hadi ya durmasana ben alışkınım nasıl olsa senin şerefsizliklerine hiç durma " dedi ohamk noluyor lan bu ne cesaret yiğidim yüzümdeki acıyla anladım ki bu kız bana tokat atmaktan vazgecmiyecekti lan benim yanağımdan ne istiyon kızım? "Hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman?"Asansör durduğunda kolunu hızla bırakıp asansörden çıktım yoksa cidden iyi şeyler olmıyacaktı ama çıkarken unutmamam gereken iki maddeyi de aklıma kazıdım 1 bu kız tam bir cesaret abidesiydi 2 bu kız tanıdığım hiç bir kıza benzemiyordu...

Ezginin ağzından...

Oturduğum yerden kalkıp pencereye yürüdüm camı açıp serin havanın yüzüme vurmasına izin verdim.Derin bi nefes alıp verdim aynı şeyi iki kez daha tekrarlayıp rahatladığımda camı kapatıp odanın içinde olan lavaboya yöneldim kendimi gördüğüm andaki yaşadığım dehşeti görseniz lan resmen samaraya dönmüşüm ya hemen elimi yüzümü yıkayıp yüzüme akan makyajımı temizledim ve çantamın içinden maskara ve göz kalemimi alıp güzelce gözüme çektikten sonra aylaynırımı ve gül kurusu rujumu sürüp saçımı düzelttim lavabodan çıkıp odaya girdiğimde karşımda duran saatle toplantının olduğu aklıma geldi 15 dakika kalmıştı.Hemen masamın üzerinde duran toplantı için önemli dosyaları alıp odadan çıktım.Odadan çıkıp uzun geniş koridoru geçip danışmaya geldiğimde tam asansöre ilerliyecekken asansöre binen alev'i görüp merdivenlere yöneldim.Tamı tamına 14 kat inmem gerekecekti ya 14,14 dile kolay yani biz merdivenle bakışırken arkadan bir ses geldi "kızım merdivenleri gözünle yedin.Eğer bakışmanız bittiyse toplantıya gitsek diyorum" dedi gülerek bu sesin sahibi barıştı bende ona dönüp "bitti gibi , gidebiliriz." dedim gülerek yanıma gelip bi abi edasıyla saçımı karıştırdı ve "yürü bakalım ufaklık" diyip kolunu omzuma attı ben uflayıp "acaba ben küçük gibi mi duruyorum anlamıyorum ki" isyanla dediğim bu söz barışı güldürmüştü beraber toplantı salonuna indiğimizde salona karanla arzu giriyordu barış ıslık çalıp "biraz geç kaldık galiba  karan bile girdiyse eyvahlar olsun yani" dediğinde anlamayan bakışlarla ona dönüp "her zaman geç mi girerki?" o buna gülüp "her zaman" dedi toplantı salonunun önüne geldiğimizde barış elini öne uzatıp geçmem için yol verdi ve "bayanlar önden madam" dedi kıkırdayıp "bayım çok naziksiniz ama patron sizsiniz sizin önden girmeniz daha mantıklı olur hem zaten geç kaldık" dediğimde kafasını kaşıyıp "doğru söylediniz madam girelim bakalım" diyip içeri geçti bende arkasından girip kapıyı kapattım ve barış uzun masanın başına otururken karan uzun masanın diğer başındaydı sağında arzu ile birlikte bende barış ın sağında benim için konulmuş sandalyeye geçip dosyaları masaya bıraktım  barış bana dönüp "ezgicim rica etsem bana bi kahve verebilirmisin" dediğinde onu kafamla onaylayıp odanın köşesinde duran kahve tezgahına ilerleyip makinedeki filtre kahveyi bardağa koydum ve 3 şeker atıp masaya ilerlerken önüme geçen karanla birlikte bir saniye duraksayıp yanından geçtim ve kahveyi barışın önüne nazikçe koyup yerime geçtim ve toplantı böylece başlamış oldu...

Toplantı bittiğinde adamlarla el sıkıştık ve toplantı odasından çıktık bugün cumartesi idi o yüzden izin alıp cıkıcam Barış odadadan çıkınca yanına gittim ve "Barış bey başka iş yoksa çıka bilir miyim?" diye soru sordum barış "tabi iyi iş basardin bu arada " dedi ve gülümsedi bende masamdan çantamı alarak şirketten çıktım...
Gelen bir taksiyi çevirerek içine bindim ve evin adresini vererek arkama yaslandim. Telefonumu cebimden çıkartarak Batuyu aradım

çalıyor... çalıyor.... çal....

-Alooo

-efendim güzellik

-batu ben işten çıktım müsait isen birşeyler yapalım Işık sen ben Lara falan

-Olur güzellik eve gec Işığı da çağrı ben geliyorum

-tamam görüşürüz

-görüşürü" dedi ve telefon kapandı ... bizim eve yaklaştığını görünce taksimetreye baktım 30 liraya yakındı cüzdanımdan bir onluk bir yirmilik çıkartarak cüzdanı yerine koydum taksi durunca ücretini vererek arabadan indim ve kapıyı çaldım
kapıyı Lara açtı içeriye girdim ve "Lara hadi hazırlan dışarıya çıkacağız" dedim Lara'da "oh be sıkılmıştım bende" diyerek merdivenlerden çıkmaya başladı bende anahtari dolaba koyarak odama çıktım ve ne giyeceğime baktim...
mavi bir kot şort beya bir bustuyer ve siyah bir ceket giyerek kombinimi tamamladim ayağıma da beyaz spor ayakkabimi giydim ve hafif bir makyaj yaparak aşağıya inerken ışığın sesini duyar gibi oldum ben Işığı aramayi tamamen unuttum derken ışığı salonda gördüm nasıl yani aşağıya tamamen inince ışık salondaydi yanina gittim öpüstük sonra "sana haber vermeyi unutmuştum"dedim Işık ise "batu haber verdi seni aradım acmadin bende Lara'yi aradım evde olmadığını söyledi son cagre "Batu'yu aradım oda buraya gelmemi söyledi bende geldim " diyerek konuyu özetledi kapı çalınca kapıyı açmaya gittim hizmetliler yoktu Batu kapidaydi  "hazırsanız çıkalım" dedi bizde hep beraber çıkarak arabaya bindik...

kısa süre sonra pist gibi biryere geldik gibi degil bildiğin yarış pisti batu'ya baktım oda suçlu gibi ellerini kaldırdı "hoşunuza gider diye düşündüm " dedi bende ifadesiz yüz hattimi gülümsedim ve çığlık atarak sarıldım "çok iyi düşünmüşsun" dedim ve arabadan indim batu'da inince arabayı kilitledi "burda ne yapacağız " diyen Lara'ya batu cevap verdi. "motor yarısı" dedi Lara hemen atladı tabi "arkana binebilir miyim" dedi biz olanlari Işık ile izliyorduk "bu yarış zaten çiftli olucak ama aranızdan bir kişiyi arkama bindire bilirim ama bu zor haberin olsun Lara düz binmiyceksin ters biniceksin "diyen batuya Lara gözünü portletti Işık 'ta ayni şekilde bi ben şaşırmadım çünkü biliyordum "Batuhan" diye gelen sese döndüğüm de bu sesin Barışa ait olduğunu farketmem uzun sürmedi ama batu ile Barış nerden tanışıyor Batu da o tarafa baktı ve "ooo Barış" dedi hayırdır inşallah erkekçe selamlaştılar sonra da Barış bana selam verdi Işığa baktığımda heyecanlanmış tı hadi hayırlısı "sende mi yarışacaksın kardeşim" dedi batu barış ise "yarışıcaktım ama malesef eşim yok" dedi  Batu bize baktı  sonra'da "sen Ezgi'yi al ben Işığı alayim " dedi Lara hemen söze atıldı "ya ben ne olacağım" dedi bu sefer ben söze girdim "Batu sen Lara'yi al Işık'ta Barış'ın arkasına binsin ben yarışa katılmam zaten..." derken Barış söze girdi " Karan'da burda Batu için sorun olmazsa sende onun arkasına bin onunda eşi yok" deyince itiraz ettim "yok gerek " dedim Batu yüz hatları gerilmsiti Karanı duyunca ne oluyor anlamadım etrafa bakinirken Karan ile göz göze geldik geldi hödük barış a bakarak "siz yarışın sağol " dedim "peki o halde Karan büyük ihtimal eve döner bende yarışamam tek araba ile geldik çünkü" diyince Işığın yüzü düştü biseyler olduğunu anladığım için hemen kabul ettim napalim katalanacagiz "Işık ile siz binin bende Karan ile binerim"dedim o anda Işık gülümsedi bende gözümü kıstım Barış Karan'ı çağırdı yanımıza geldiginde eşleri onada söyledi itiraz etmeden tamam dedi Batu nun yüz hatları gerilemisti aynı şekilde Karan'ında ters elektirik hissettim ve hemen araya girdik "eee motorlar nerede " dedim Batu gözünü Karandan ayırdı ve yürümeye başladı bende peşinden gidiyordum ki " sen benimle geliyorsun farkında isen ikimiz esiz"diyen Karan'a göz devirip onun peşinden gittim motorun birine binince yanina gittim kawasaki h2r idi vay canına "yedin gözlerin ile motorumu" diyen Karana sert şekilde baktım ve arkasına bindim başlama cizgisine gelince aşağıya inip kemeri aldım ve motora ters bir şekilde bindim Işık ile Lara ya baktığımda bizlere bakarak aynısını yapti kemeri belimden gecirerek uçlarını Karan'a uzattım oda uçlarını alırken ellerimiz birbirine değdi hemen ellerimi çekerek rahatlamaya çalıştım birazdan hız yarısı olacak ayyy motor aniden çalışınca çığlık attim beklemediğim anda oldu şu an bir kaç kişi arkamizdaydi önü göremiyordum batu ile Barış yoktu sanırım öndeydi onlar kısa süre sonra Barış gili geçtik batu hâlâ öndeydi sagima döndüğümde eşit gidiyorduk aniden motorun ön taraflari havaya kalkınca çığlık attim Batu gilr baktığımda onlarda aynısını yapmıştı kardeşim Lara çok cesurdu ablası gibi  oda çığlık atıyordu ama geri ön teker yere inince gaza bastı karan batu gili geçmiştik kısa süre sonra motor durdu yani yarış bitmişti biz yani Karan kazanmıştı...

Şu an bardaydık yarış sonrasi Barış ikna etmişti Batu'yu sıkılmıştım iyice üst lobiye çıkmak için merdivenlere ilerledim ve çıkmaya başladım sonra bir koridorda yürürken ağzım kapatilarak bir odaya çekildim kimin çektiğine baktığım da Karan'dı derdi ne bunun
"derdin ne senin " dedim

"derdim yok sadece Barış'ı iyi oynatiyorsun

"neyden bahsediyorsun sen yeter artık Barış ile sevgili değiliz neyini anlamiyorsun

"öyle mi " dedi ve gülmeye başladı

"bak kızım ben senin gibileri yatakta tanıdım ama hayret seni yatağa atmadan tanıdım" diyerek devam ettirdi ve benim ağzımı acmasina pay bıraktı

"ya sen ne kadar aşağılık serefsiz ve ön yargılı birisin sen hiç bilmezmisin  adi piç sen vary...." derken dudagima  baskı uyguladı

O benim dudagima yapisti..?

SINIRLAR
VOTE= 50  YORUM=25

Kusura bakmayın sevgili okuyucular bölüm yayinlayamadik çünkü sınavlar internet derken gec oldu bunun telafisini yapacağız

המשך קריאה

You'll Also Like

788K 45.6K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
2.1M 132K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
659K 44.2K 43
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
1M 13.7K 35
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...