Tutkuyla Harmanlanmış Bedenler

By redndyellow

5.2M 167K 32.1K

Acar Devran, kendini bozguna uğramış gibi hissediyordu. Yaklaşık 7 saattir yatağındaki güzelliği seyrediyordu... More

0.0: "Karşılaşma"
0.1.1: "İddia"
0.1.2: "Bu Kız.."
0.2: "Yüzleşme"
0.3 "Gerçekleri Öğrenen Bezelye Beyinli Koala"
0.4 "Geçmişe Bakış"
0.5 "Sen Hep Benimdin Demek"
0.6 "Gelmemi Mi İstersin?"
0.7 "Kabusun Tozları"
0.8 "Acar Devran'ın Vikipedisi"
0.9"Devran Yalısı'nda Elvin Rüzgârı"
1.0: "Seviyor mu? Sevmiyor mu?"
1.1 "Fırtınadaki İnciler"
1.2: "Bumerang"
1.3: "O'na Dokunma"
1.4 : "Kül"
1.5 : "Sana Geldim Yiğidim!"
1.6: "Hediye gibi geldin, hoşgeldin"
1.7: "Seni Anan Benim İçin Doğurmuş"
1.8: "Galata Kulesi Tepesinde"
1.9: "Gecede Bir Damla Okyanus"
2.0: "Sağ Kalanlar"
2.1: "Hep Kadın Gibi"
2.2: "Seni Yaratana Ölünür."
2.3: "En Derin İlk Adam"
2.4: "Yarişkimi"
2.5: "Karadeniz Güzeli"
2.6: "Defile"
2.7: "Bencil"
2.8: "Çabala Devran"
2.9: "Ne Diyorsun?"
3.0: "Sahil"
3.1: "Atılgan Rus'a Dövüş Çiçeği"
3.2: "Yeni Yılda Yeni Kararlar"
3.3: "Karabasan ve Düş Kapanı"
3.4: "Mangal Sonrası Nişan"
3.5: "Hazırlıklar&Düğün Bohçası"
3.6: "O Zaman Dans!Renk!"
3.7: "Köprüden Önceki Son Çıkış"
3.8: "Thinking Out Loud"
3.9: "Lady D."
4.0: "Hafızadan Silinen Bir Gece"
4.1: "Güçlü Kadının Güçlü Adamı"
4.2: "Eve Dönüş "
4.3: "Sarı Gül Buketi"
4.4: "İkiz"
4.5: "Ev Alışverişi"
4.6: "Ağva"
4.7: "Hat Trick"
4.8: "Kapan"
SAVAŞ DEVRAN: "Dolmasın O Güzel Yeşillerin"
5.0: "Aden"
DUYURU
BADE
5.1: "1 Çilek 2 Erik"
5.2: "Mutlu Ailenin İlk Resmi"
5.3: "Bir Aşüfte Sorunsalı"
5.4: "Affet Kız, Yükün Azalır!"
5.5: "O Benim!"
5.6: "Eksik Resim"
5.7: "All Of Me"
5.8: "Büyüyen Minikler"
DUYURU
5.9: "Krallık"
6.0: "Elmalar"
6.1: "Yama"
6.2: "EN GÜZEL HEDİYEM-FİNAL"
ÖZEL BÖLÜM-1: "Afet-i Devran ve Devran Erkeği"
ÖZEL BÖLÜM-2: "Bayramlar"
ÖZEL BÖLÜM-3: "Nabız"
Acar&Elvin: "Başka Bir Dünyada"

4.9: "Gün Gelir Devran Döner!"

38.9K 1.9K 641
By redndyellow

(Bölüm 5 Şubat 2017/ 15.32'de yayımlanmıştır.)

3.GÖZ
Savaş arabasından inerek hızla kardeşinin yanına geldi. Savaş'ın arabasının yanında yer alan diğer araba, tabiki Acar'ın en sevdiği adamı Recep'e aitti.

Yerde kanlar içinde yatan kardeşini kucaklayan Savaş, Recep'in arabasına bindirdi. Bir ağabey olarak tam bu an gözleri doldu.

Çünkü Acar'ın gözleri uyku dışında, ilk kez bu kadar kan içinde kalmasının yanında, ilk defa kapalıydı.

Ağrıyla kıvranan ve ağlayan Elvin'i de kucaklayarak Recep'in arabasının arka koltuğuna koydu. Acar'ın başını Elvin'in dizine koymuşken, genç kız sürekli ağlıyordu.

Savaş kendini zorlayarak birkaç kelime edebildi:

-Recep sizi hastaneye götürecek. Bizimkiler oraya geliyor, merak etme tamam mı güzellik?" Elvin'in bakışları Savaş'ı buldu. Donuk ve duygudan yoksun konuştu:

-Tamam ağabey." Recep hızla arabaya binip gözden kaybolduğunda Savaş Ufuk'a döndü. Ufuk gülüyordu.

Savaş'ın yüzünde çok tehlikeli bir gülümseme belirdi:

-Ölmediğine sevindim küçüğüm.20.54 bu saati unutma." Bu çocuk bu saatten sonra, yaşadığına pişman olacaktı çünkü. Bundan sonra yaşayacağı hayat, gerçek bir hayattan çok uzak olacaktı çünkü.

Savaş Ufuk'u kendi arabasına alarak, gizli kliniğine doğru sürdü. Şuan Acar'ın yanında olamazdı. Kardeşini utandıramazdı.

Recep arabayı hızla kullanıyor, en yakın hastaneye yıllardır patronu olan ve hayatta en sevdiği adamı yetiştirmeye çalışıyordu. Hayatında annesinin ve babasının ölümü dışında hiç ağlamamıştı Recep.

Ama şuan gözyaşlarını durduramıyordu. Kendisi bu haldeyken, arkada ağlayan kadın için sadece sabır dileyebilmişti.

-Recep, daha hızlı kullanır mısın? O...ölüyor." Recep kafasını sallamak dışında hiçbir şey yapmadan, hızlandı. Sonunda hastaneye vardıklarında Elvin için yıl geçmiş gibiydi.

Arabadan inerek, hala Acar'ı taşımaya çalışan kızı Recep durdurdu.

-Elvin, sen hamilesin. Dur kardeşim." Acar'ı sırtlayarak acile getirdi Recep. Savaş'ın talimatıyla hazırlanan ekip sedyeye yerleştirdikleri iri bedeni hızla götürdüler.

-Nabız zayıf..."

-Bilinci kapalı.." laflarını duyan Elvin, arkadaşlarının çığlıklarını duysa da her yer karardı ve olduğu yere yığıldı.

***

Asu hastane koridorunda ileri geri yürürken gözyaşları nedeniyle önünü net göremiyordu.

Ağabeyi, her zaman ona sataşan, ama sarıldığında başka kimseye ihtiyaç duymadığını gösteren ağabeyi, kahramanı ameliyata alınmıştı.

Doktor sonunda çıktığında hepsi ayaklandı.

Doktor Sinan, Acar'ın liseden arkadaşıydı. Bu yüzden gözleri Filiz Devran'ı hemen buldu.

-Filiz teyze..."

-Sinan, oğlum nasıl?" Dedi kadın gözleri yaşlı bir şekilde. Asu da bu sırada gelmişti.

-Acar'ın durumu iyi. Erkenden getirmeniz çok iyi olmuş. Bugün yoğun bakımda kalacak. Yarın normal odaya alacağız, bıçak karın boşluğuna gelmiş, organlarda bir hasar oluşmadı. Kanamayı durdurduk.

Kaburgada çatlak var.Aynı zamanda sol kolundaki kırık için kolunu alçıya aldık. Başına çok darbe aldığından dolayı beyin sarsıntısı da yaşamış..."

-Beyin sarsıntısı sonrası ne olur?" Dedi Sarp, koltuktan kalkıp adımlarını doktorun yanına yönlendirdiğinde.

-Uyandığında geçici bir hafıza kaybı söz konusu olabilir demek. Belki 24 saat ya da daha fazla...Vücudunda dikiş attığımız birsürü kesik, sayısız hematomlar yani morluklar bulunuyor.

Çok kan kaybetmiş. 0 RH negatif kana ihtiyaç var. Çok iyi bakılmalı uyandığında. Yine her zamanki gibi güçlü çıktı ama bizim şerefsiz..." Herkes ümit içinde birbirine sarılmıştı bu haberden sonra.

-Ben veririm. Kanım 0 RH negatif." Dedi Ali öne çıkarak. Asu kocaman gülümseyerek Ali'ye döndüğünde Sinan:

-Harika, beni takip edin." Diyerek ilerledi. Filiz minnettar bir şekilde Ali'ye bakarken, Kaya koridorun ucundan koluna tutunarak gelen Elvinle görüldüğünde, koşarak kızın yanına gitti:

-Kızım, nasıl oldun? Bebekler nasıl?" Elvin ister istemez elini karnına koydu. Jinekolog hemen yanında belirdi genç kızın:

-Bebeklerin 3'ü de iyi. Elvin Hanım çok güçlü bir anne. Ama kendine dikkat etmesi gerekiyor. Malum, çoğul gebelik..." Elvin doktora gülümsemeye çalışsa da yapamadı. Acısı her şeyin üstüne geliyordu.

Doktor da bunu anlayarak, kızın omzunu sıvazlayıp gitti. Kız cevabından korksa da merak ettiği soruyu Filiz'e sordu:

-Anne..Acar nasıl?" Filiz kıza hafıza kaybını söylemek istemedi.

-İyi kuzum, iyi. Doktor kan verilmeli dedi. Ali kan vermeye gitti. Durumu iyi." Elvin gözlerinden yaşlar akarken çok mutlu olmuştu. Galiba duaları kabul olacaktı.

-Ge..Gerçekten mi? Onu görebilir miyim peki?" Tam bu sırada yanlarına gelen Sinan,Elvin'e elini uzattı:

-Selam Elvin, ben Sinan. Acar'ın arkadaşıyım." Elvin adamın elini sıktı, biraz gülümsemeyi becererek.

-Hamileymişsin, Allah hepinizi korumuş. Acar iyi. Onu görmek ister misin? Ama sadece 5 dakika?" Elvin kafasını salladı hızla. Sinan gülümsedi kızı rahatlatacak şekilde.

-Güzel..Hadi gel bizim kızlar seni giydirsinler." Elvin gösterilen odaya giderken Filiz, Kaya'ya döndü:

-Elvin...Nasıl?" Kaya sıkıntılı bir şekilde ellerini saçlarından geçirdi.

-Kötü Filiz. Ağzını bıçak açmadı. Ayağına cam battığı, kolu birkaç yerden kesildiği ve kaşı patladığı için dikiş atıldı. Ama hiç tepki vermedi şimdiye kadar." Filiz genç kıza çok üzüldü.

-Hamile bir de...Canım benim, iyi olacaklar inşallah."

-Olurlar güzelim." Dedi Kaya kolunu karısının omzuna atarak. "Benim oğlumdan bahsediyoruz...Diğeri nerede?" Filiz Savaş'ı kastettiğini anlayarak, kafasını sağa sola salladı.

-Bilmiyorum, Recep işleri var dedi." Kaya bunun anlamını biliyordu.

Ama Savaş'a ilk defa "Kötü bir şey yapma." Demeyecekti.

***

-Kurşunu çıkarttık. Durumu iyi Savaş. N'oldu kim bu? Sen kendin dışında kimseyi getirmezsin buraya." Savaş sıkıntıyla arkadaşı Ferhat'a döndü:

-Lazım olan biri işte. Ne zaman uyanır?" Ferhat sedyedeki adama baktı:

-Yarın uyanır. Ne yaptı sana? Başı belada mı?" Savaş cevaplayacağı sırada telefonuna gelen, Asu'nun mesajını okudu:

"Abim iyi, ameliyattan çıktı. Sen neredesin abi?" Hızla yüzündeki gülümsemesi genişlerken, cevapladı:

"İşlerim var. Geleceğim."

-İyi haber mi?" Diyen Ferhat'a döndü.

-Haberler güzel...Sevdiğim 5 canı öldürmeye çalıştı orada yatan it. Bela lafı, yapacaklarımın yanında az kalır." Ayaklanarak Ferhat'ın elini sıktı.

-Paranı yarın yatırırım."

Adam, Savaş'ı çok iyi tanıyordu.

Çoğu zaman ailesine yurtdışındayım dediği zamanlarda bile, aslında yediği kurşundan dolayı burada yattığına tanık olmuştu adamın.

Her ailenin bir muhafızı vardı.

Savaş bu görevi ailesi için, çok önceleri üstlenmişti.

Acar'ın lisede hoşlandığı bir kız için ettiği kavgayı anımsayarak güldü Savaş, Ufuk'un vücuduna bakarken.

Kardeşinin gözü morardı ve kaşı patladı diye, karşı okuldaki çocuğu da grubunu da hastanelik edecek kadar dövmüştü.

Şimdi kardeşine bu denli zarar veren birinin nefes alıyor olması, onun içindeki ateşi harlıyordu.

İntikam ateşini.

***

-Acar...Ne zaman uyanacaksın?" Dedi genç kız gözyaşlarını durduramazken.

Adamı böyle görmek içinde tarifsiz duygulara sebep oluyordu.

Boğazında bir yumru vardı. Yutkunamıyordu.

Tüm kötülüklerden, bu dağ adamın mağarasına saklanarak kurtuluyordu.

Şimdi o dağı böyle görmek, tavşanı çok üzmüştü.

-Ağlama demeni bekliyorum. O yüzden sen uyanana kadar ağlayacağım. Duydun mu beni?" Adam tepki vermeyince, alçıda olmayan sağ elini iki eliyle kavradı.

-Kocam olacaksın bir de. Hadi uyan da sapık sapık konuş tekrar. Lütfen...Gözlerini görmeye ihtiyacım var.. Sana ihtiyacımız var." Gözünden düşen yaş adamın eline damladığında, dudaklarını adamın eline bastırdı.

Kafasını eğerek geri çekildi.

Yüzüklü olan sol elini karnına yerleştirip kafasını kaldırdı, adama tekrar bakmak için.

-3'ü hala burada Acar. Bence üçüz olacaklar. Tabi daha kesinleşmesine var ama...Rüyan gerçek olmayacak, duyuyor musun? Senin gibi bir baba bu dünyaya bu kadar çabuk veda etmemeli. Ben 3 çocukla sensiz baş edemem...3 çocuk olmadan da sensiz baş edemem, lütfen beni yalnız bırakma... Anne olursam, bana yardım edeceğini söylemiştin." Doktorun kapıda görünmesiyle kendini toparlayıp, gözyaşlarını ellerinin tersiyle silerek ayağa kalktı.

-Döneceğim diye söz verdin...Bana gel sen de yiğidim." İstemeden güldü söylediğine.

İstanbul'a, Acar'ın evine ilk gittiğinde aynen böyle söylemişti. "Sana geldim yiğidiim!"

-Seni seviyoruz, bekliyoruz." Adamın tuttuğu elini bırakarak, kapıdan çıktı. Sinan kızın omzuna dokundu tek eliyle.

-O iyi olacak Elvin, öküz gücü vardır onda. Güven bana." Elvin kafasını sallayarak hastane giysilerinden kurtuldu ve Asu'nun yanına oturdu.

Asu hemen Elvin'e dönerek, elini kızın karnına koydu:

-Ay ay ay halasının güzelleri, ay!" Elvin istemsizce güldü kızın haline.

Asu bundan cesaret alarak, Elvin'in önüne diz çöktü, kızın tişörtünü hafifçe sıyırdı. Karnındaki hafif morluk onu çok incitse de, görmemiş gibi davrandı:

-Valla benden duymuş olmayın, bir ananız var çiyuv çiyuv! " Oturan herkes gülmeye başladığında, bozmadan devam etti:

-Babanız da ateş ediyor resmen! Siz de artık manken mi olursunuuuuz, dergilere poz mu verirsiniiiiz orasını bilemem. Sahi oraya 3 kişi nasıl sığdıysanız..." Sonrasında Elvin'in karnına minik bir öpücük kondurdu.

-Neyse sonra konuşuruz...Görüşürüz minnoşlar!" Filiz gözlerini silerek Asu'ya döndü:

-Çocuğum sen delirdin mi?" Elvin bile güldüğünde, Asu ayaklanarak saçını savurdu.

-Hıh! Onlar bizi duyuyorlar bir kere. Ne anlarsınız? Neyse...Ben vefakar sevgilimin yanına gidiyorum. " Elvin anlamayarak bakınca açıkladı:

-Ali, Acar'a kan veriyor." Elvin kafasını salladı aşağı yukarı.

Dostları kötü günde, orada, yanı başında duruyordu işte.

Neris Hanım'ın dizlerine başını koydu genç kız. Kadın Elvin için oda istemeyi teklif etse de kız Acar'ın yanından bir saniye ayrılmadı.

Neris Hanım kızın saçlarını okşarken ve 1 saat geçmişken Ali geldi kızın yanına.

-Hamilesin, sandviç ve meyve suyu aldık."

-Hiç iştahım yok." Ali ters ters baktı kıza.

-Sorduğumu hatırlamıyorum cadıı, hadi kalk." Elvin yerinde doğrulduğunda, Ali'ye sarıldı sıkıca.

-Teşekkür ederim Ali...Sağol kardeşim." Karşılık gecikmemişti.

-Elvin burada 0 RH negatif kanı olan, o 2 manyak insan biz olabilirdik zaten. Etme ayrıca, ben bunu yeğenlerim için yapıyorum." Elvin gülümsedi içtenlikle.

-Haa yani Asu'nun ağabeyi diye değil?" Ali kafasını salladı olumsuzca.

-Tı...Hem beni pek sevmiyor." Elvin sandviçi açarken itiraz etti:

-Seni seviyor Ali. Bundan eminim."

-O değil de..." dedi Karya. "Sağlam karın kasın varmış ha, bak bebekler turp gibi maşallah." Elvin ısırdığı lokmayı yutup cevapladı, ortamın havasını değiştirmek isteyen çocuğu:

-Bunu öğrenmek için tekme yemem mi gerekiyordu?" Hepsi gülümsedi.

Bu sırada Petek ayaklandı, tabi beraberinde Sarp da.

-Elvin biz sana ve Acar'a temiz giysi getirelim. Bir de basını gönderelim."

-Teşekkür ederim." Dedi Elvin Petek'in elini tutarak. Petek de gözlerini yumdu rica eder gibi.

Bir anne olarak Elvin'in yaşadıklarını yaşasa büyük ihtimalle güçlü kalamazdı.

Bu yüzden elinden geldiğince yardım etmek istiyordu kıza.

11 haftalık hamileliği boyunca böyle bir olayın kıyısından bile geçmemişti... Elvin ve Acar için çok üzülüyordu.

Sarp ve Petek'in gidişiyle ortalık iyice sessizleşti. Saat sabah 08.00 i gösterdiğinde Savaş geldi.

Herkese başıyla selam verirken Bade'ye baktı bir süre. Araları bir türlü iyi olamıyordu ne yazık ki.

Ama aralarının iyi olması için hiçbir çabada da bulunmuyordu Savaş.

Bade'yi görmezden gelerek Elvin'in yanına gitti.

Kızın kolundan nazikçe tutarak kaldırdığında, konuşmak için biraz uzaklaştı.

-Elvin, bebekler nasıl?" Endişesi yüzünden okunuyordu.

Çok korkuyordu.

Eğer kardeşi uyandığında bebeklere bir şey olduğunu söylemek zorunda kalırsa, kendisini affedemezdi.

Aslında gitmesi gereken yol 2 buçuk saate yakın bir yoldu.

Ufuk bunu hesaplayarak rahatlamış olmalıydı, ama Savaş neredeyse 1 saatte gelmişti.

Geç kalmamıştı ama eğer bir şeyler için geç kalmışsa, normal süreden erken gelmesi bir boka yaramazdı.

-İyiler, hiçbir sorun yok." Diyen kızla sesli ve derin bir nefes aldı Savaş. Elvin sessizce sormak istediğini sordu:

-Ağabey, Ufuk...Öldü mü?" Savaş'ın yüzü gülümserken, gülümsemesi Elvin'in dediği şeyle daha da genişledi.

-Elvin, Ufuk'u unutun. Ben onu halledeceğim." Elvin şüpheyle baktı.

-Başına bela almayacaksın değil mi?" Savaş kafasını olumsuz anlamda sallayarak Elvin'e sıkıca sarıldı.

Yalan söylememişti.

Başına bela almakla, birinin başına bela olmak arasında fark vardı.

**

2 gün sonra, saat akşam 19.50 civarına geldiğinde Elvin, kızların zorlamasıyla yeni kıyafetleri giymesi yetmezmiş gibi duş da almış, saçlarını güzel bir şekle sokmuş hatta Asu'nun yaptığı makyaja bile katlanmıştı. Acar'ın uyanmasını bekliyordu.

Sonunda normal odaya alınan Acar'ın başında sessizce beklerken adam yavaşça gözlerini açtı.

Elvin pencereden dışarı bakıp, ara sıra Acar'ı kontrol ederken gözlerinin yanıldığını zannedip önüne döndü.

Ama sonra yanılmadığını tekrar bakınca anlayarak, güçlü bir çığlık attı.

Hızla kapıya koştu.

-Acar uyandııııı!" Diye bağırdığında herkes içeri doluşmuştu tabii. 2 gündür buradaki koltukta yatıp kalkıyordu Elvin, onsuz eve gitmeyi kabullenemiyordu çünkü.

Acar'ın başına toplandıklarında Sinan da içeri girmişti.

-Acar iyi misin?" Acar kafasını salladı onaylayarak.

-İyiyim.." Elvin hemen yanında duruyor bir şey demesini bekliyordu.

Acar, Elvin'e baştan aşağı bakarak Sinan'a döndü:

-Güzel kızmış, kim bu?" Herkesin yüzü düştü.

-Acar, Elvin ben..." dedi genç kız, gözlerinin dolmasını engelleyememişti.

Başını önüne eğdi.

Bu neydi şimdi?

Acar gözlerini kısarak kızı inceledi.

-Sanki bilmiyoruz, gel kız şuraya." Acar'ın dediğiyle herkes:

-Ödümüzü patlattın!"

-Bu çocuk beni öldürecek!"

-Komik mi bu şimdi? Komik mi yani?" Gibi laflar etmeye başlasa da Elvin tekrar çığlık atarak, canını yakmadan Acar'a sarılmıştı.

Acar uykuyla uyanıklık arasında "beyin sarsıntısı" gibi laflar duyduğu için biraz eğlenmek istemişti. Ama Elvin'in dolan gözlerini gördüğü an bu fikirden vazgeçmiş oldu.

-Aşkım, uyandın. Geldin..." Sağ elini kaldırarak Elvin'in yanağına dokundu adam.

Kız anın yoğunluğuyla, gözlerini kapattı.

Bu hissi o kadar özlemişti ki! Yıllar geçmiş gibi geliyordu.

-Miniklerim nasıl? Onlara bir şey olmadı değil mi?" Elvin gözlerini açarak kafasını sağa sola salladı.

Adamın, yüzünde duran elini karnına indirdi.

-Buradalar miniklerimiz babası." Acar zorlansa da sesli güldü.

-Anneleri çok güçlü çünkü, misket köfte kadar değiller mi ya zaten ne olacak onlara?"

-Yani Acar, onlar bizi duyabiliyor. Misket ne ya?" Asu tam o an öne çıktı:

-Yaa duyuyorlar demiştim! N'olduuuuu? Al işte Elvin de biliyor." Acar sağ eliyle gel işareti yaptı Asu'ya.

Asu ağabeyinin yanına geldiğinde yapacağını tahmin ettiği şeye gözlerini devirse de, kafasını uzattı.

Saçlarını karıştıran ağabeyine güldü.

Bunu her zaman yapabilirdi. Yeter ki yanlarında olsundu.

-Ali senin için kan verdi aşkım." Dedi Elvin sesli bir şekilde. Acar'ın gözleri hızla odanın köşesindeki gence kaydı.

Ali övülmek istemiyordu ama.

Bunu Acar'ı, Elvin'i, Asu'yu ve yeğenlerini sevdiği için yapmıştı. Övülmek için değil.

-Ben kardeşimi verdim ona, birkaç torba kanla kurumaz o." Asu ofladı.

-Kıymet de bilmiyorsun ağabey!" Acar gülümseyerek Ali'ye baktı, onun anlayabileceği bir bakışla.

O an Ali anladı.

Elvin haklıydı. Acar, kendisini gerçekten seviyordu.

Hepsiyle bir süre daha konuştuğunda Sinan'a döndü:

-Dört göz, sen de adam oldun, beni kurtarıyorsun demek." Acar'ın sağ elini, sol eliyle güreşir gibi tuttu Sinan.

-Bir daha gelme sakın, halâ ayı gibi cüssen var! Dikiş ata ata bitiremedik! Neredeyse 3 gün olacak gece olunca, mal gibi yatıyorsun. Ama bugünlük bu kadar yeter...Dinlenmen lazım, bir süre daha buradasın zaten." Acar gülerek onayladı kafasıyla.

-Baba, annemle babaannemi götür eve uyusunlar. Şunlara bak zombie gibi duruyorlar.

Ali sen de Asu'yu Peteklere bırak. Onlar şimdi dedikodu yaparlar.

Buradan anlayacağınız üzere Sarp sen de Petek'i alıp evine bırakıyorsun. Hamile kızı süründürme buralarda." Annesi ve babaannesi başta olmak üzere hiçbiri kabul etmese de Acar biraz sert çıkarak onları ikna etmişti.

Sonunda herkesi bir bahaneyle postaladığında Elvin'e baktı.

Elvin şakadan saçını omzundan geriye savurdu:

-Ee ben de gideyim madem..." Acar kızın elini kavradı:

-Sen nereye yavrum, gel şuraya... Hazır hepsini sepetledim." Elvin hemen duruma uyum sağlayan adama bakarak, kahkaha atmaya başladı.

-Sen ne fenasın.." Acar zorlanarak doğrulmaya çalıştığında Elvin hemen gülmeyi kesip yardım etti.

Sağ tarafında biraz boşluk bırakarak elini vurdu yatağa:

-Gel uzan şuraya." Elvin şiddetle karşı çıktı bu duruma.

-Acar hayatta olmaz. Her yerin kırık, yara bere içinde." Acar gözlerini devirdi.

-Ya bana bir şey olmaz gel sen, uzan bir şuraya endamını görelim." Elvin kafasını tekrar sağa sola salladığında Acar, Elvin'i kolundan sertçe çekti.

-Ay..Bak ya! Az kalsın üstüne düşüyordum. Salak mısın sen? Ya dikişlerin patlarsa? Yapma şöyle tehlikeli şeyler..." Acar da umursamazca omzunu silkti:

-Yat şuraya." Sonunda Elvin yanına dikkatlice uzandığında, sağ elini kızın beline sararak elini kızın tam karnının üstüne yerleştirdi.

-Ölürüm size ben." Elvin gülümsedi.

-Bunu öğrenmemize gerek yok, inandık." Kafasını kaldırdı Acar'a bakmak için.

-Sana iyi bakmamız gerekiyormuş, ben bakacağım sana." Acar kafasını salladı onaylarcasına.

-Sinan mı söyledi?"

-Hıhı..."

-Sorsaydın o dört göze, sevişebiliyo muyuz?" Elvin hemen yerinden kalktı.

-Yani sana yuh ya, yuh!" Acar yine piç bir şekilde gülmekle meşguldü.

-Ne var kızım? Merak ettik, sorduk."

-Senin soracağın soru anca bu kadar olur zaten."

-Saçmalama Elvin tabiki ciddi değildim."

-Babanız tam bir komedyen çocuklar, sen önceki hayatında Cem Yılmaz dın herhalde?" Acar Elvin'in önce karnına sonra kendisine dönerek söylediği şeylere, ağrılarına rağmen güldü.

-Ben hızla bir iyileşeyim, sen bir toparlan. Sahalara geri döneriz güzelim." Elvin sabır dileyerek kapıya yöneldi.

-Çorba getiriyorum, sen de o sapıklığını üstünden ben gelene kadar at. Kolu kırılmış hala aşna fişna!" Arkasından bağırdı Acar:

-Gün gelir, Devran döner bebeğim!" Elvin çıktığında Acar hala gülüyordu. Devran gerçekten de dönmüştü.

Elvin yaşıyordu.

Minikleri yaşıyordu.

Kendisi yaşıyordu.

4'ü minik bireylerden oluşan, büyük ailesinin yanındaydı.

Kaybetmemişti. Kabusu gerçek olmayacaktı.

Sanırsa Elvin en başında haklıydı.

O gece, bir tarafları açık kalmıştı.

***

Savaş, Recep'in attığı konuma gelerek eski binaya girdi.

İple ellerinden tavana bağlanmış Ufuk'a gözleri direkt olarak bakarken, masanın üstündeki bıçaklardan birini masaya bakmadan alarak, çocuğun göğsünde yavaşça bir kesik açtı.

Çocuğun dişlerini sıksa da durduramadığı inleyişini gözlerini kapatarak dinleyip, büyük bir zevk aldı Savaş.

Gözlerini yavaşça açıp, bıçağı hızla çocuğu tavana bağlayan ipe savurdu.

İp saniyesinde kesilir, Ufuk yere düşerken Recep'e döndü yavaşça.

-5 kişi hazır mı?" Recep kafasını sallayarak, diğer kapının yanındaki adama işaret verdi.

Odaya giren 5 adama gülümsedi Savaş. Yerdeki Ufuk'a bir tekme atarak konuştu.

-Siz beyler, şununla biraz eğlenin." 3'ü iri vücutlu siyahiden oluşan, 5 adam Ufuk'u sürükleyerek odaya götürdü. Savaş, Recep'in yanındaki adamına döndü.

-Her güne 5'er kişi bulun. Sayı 49 olana kadar devam etsinler. Hatta tam sayı yapalım şunu 50 olsun. Tecavüzü nasıl basite indirgeyecek kendisi yaşayınca, görelim. Acımayın." Adam aldığı emirle başını sallayarak hızla gittiğinde, Recep'e döndü bu sefer Ufuk'un içeriden gelen çığlıklarını duyup, gülümseyerek.

-Saldırıda bunun yanında olanların hangi piçler olduğunu bulacaksınız eğer, Ufuk'a yapılan işkencede Kemalle istediğinizi yapmakta özgürsünüz.

Bana 3 gün içinde, her türlü yardımı alarak, o 41 (8 kişiyi Acar silahla öldürmüştü.) orospu çocuğunu bulun." Recep kafasıyla onaylayarak, Savaş'a sorusunu yöneltti.

-Acar bilecek mi?" Savaş kardeşinin adıyla, gülümsedi.

-Bir baba olan Acar, bunu bilmese daha iyi olur. Bırakalım mutlu olsunlar... Ben kardeşim, yengem ve yeğenlerim için gereken her neyse yaparım."

Kemal tam bu sırada binaya girerek sırtı kendisine dönük olan Savaş'a yönelik konuştu:

-Ağabey...Ne yapıyoruz?" Savaş adımlarını kapıya yönlendirip, hastaneye gitmek için binayı terkederken:

-KIYIM!!!" diye bağırdı.

Savaş söz konusu ailesine gelince, tamamen acımasız biriydi.

Bunu herkes öğrenecekti.

O tecavüzü yaşayınca, işkencelerini tadınca belki kadınları anlarlar da ölmeden önce bir tövbe etme zamanı bulurlardı.

Tabi o kadar zamanları olacağını hiç sanmıyordu.

-Bir gün sikile sikile, öldürüle öldürüle de olsa biteceksiniz orospu çocukları..." dedi arabasını çalıştırırken. "Bir gün kadınlar rahat bir nefes alacak...Kıyımsa, kralını yaparız."

***
Bölüm Sonu 😘😘😘 2610 kelime!

Hata varsa mutlaka belirtin.

Geçen bölüm saat hatasını düzelttim. 20.50'de bıçaklanma, 20.52 de Savaş'ın gelmesi gerçekleşti. Düzenledim, görmeyenler olmuş.

Yorum ve oy bekliyorum. Okunmaya göre oldukça düşükler maalesef.

Ne düşünüyorsunuz?

Acar geri döndü tabiki. Size kıyar mı yavrumlar?

Goril sincabı bırakır mı be!

Bakalım neler olacak?

"Umarım güzel bir hamilelik." Dediğinizi duyar gibiyim.

Bu bölümü yazacak gücü nasıl kendimde buldum inanın bilmiyorum.

O yüzden gerçek yorum istiyorum "yb" yorumu kesinlikle değil. 1000. söyleyişim falan sanırım. Özelden sorabilirsiniz birkaç gün sonra.

Bitik durumdayım.

En azından mutlu,aşık ve sevgi dolu bir bitiğim yani. Vücut olarak o kadar yorgun ve uykusuzum ki hiç anlatmayayım.

Hadi sizi öpüyorum.

Kendinize iyi bakın. Ben başta atılacak birkaç yorumunuzu yanıtlayıp uyuyorum. Siz de bu sırada:

Sevin, sevilin.❤️❤️❤️

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 45.8K 14
Hansa Kozcu &Fatih Haznedar 🌹 BERDEL/AŞİRET KURGUSUDUR YALNIZ BİLDİĞİNİZ BERDEL HİKAYELERİNDEN DEĞİLDİR. ŞİDDET VE ZORLAMA TARZI ŞEYLER YOK [Başlama...
100K 5.7K 33
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
168K 4.9K 24
Ağzımı kapatmış güçlü eller baskısını biraz daha arttırırken Peyami bedenini benim ki ile bir bütün yapmak ister gibi sokuldu Göğüsüm hızla yükselip...
320K 1.5K 46
seks hayatın bir parçası...