(Bölüm 12 Ocak 2017/ 22:35'te yayımlanmıştır.)
Bölüm Şarkısı:
Usher- Lemme See ft. Rick Ross
Dinleyinn mutlaka bölümlee! İyi okumalaar 😘😘
!!!!!!UYARI!!!!!!!!
!!!!!!!!Bölüm +18 . Rahatsız olanlar okumasın lütfen!!!!!!!!!!!
ACAR DEVRAN'dan
Belindeki elimi çekmemeye devam ederek yatağın önüne kadar yürüdüm. Ona benim soyadımı taşıdığını bilirken dokunmak apayrı olacaktı.
Hayatımda kadınlar olmayacaktı çünkü.
Elvin olacaktı.
Dokunduğum, dokunacağım tek kadın olarak.
Yatağın önüne geldiğimizde belindeki elimi çektiğimde aşağı kaymış ve boy farkımız kendini belli etmişti.
Daha demin ensesinde olan elimi hala oradayken, boynuna daha sonra işaret parmağımı kullanarak göğüslerine indirdim.
Derin derin nefes alırken, omzuna koyduğum elimle beraber onu yatağa dönecek şekilde çevirip elimi karnına koyup, sırtını göğsüme yasladım.
Sağ elimi saçlarının arasına geçirip kavrarken yatağa doğru yavaşça ittirdim.
Yatağın üzerinde dizleri ve elleri üzerinde duruyordu.
Onu fazla bekletmeden tişörtümü boynumdan çıkarıp odanın bir kenarına fırlattım. Kemerimi çözüp, pantalonumu ve ayakkabılarımı çıkardım.
Kalçalarına yerleştirdiğim ellerimle vücudunu okşamaya başlarken, erkekliğimi hayranı olduğum poposuna yasladım.
-Mmh..Acar...." kendimi tümüyle ona bastırıp, tamamen yatağa uzandırdım onu.
Ağırlığımın tamamını vermesem de vücudumun her bir karesini hissediyordu.
-Bebeğim..." saçlarını sol omzuna atıp boynunu ısırdığımda, dudaklarını ısırdığından boğuk bir inleme sesi çıkarmıştı. Sağ omzunda hiç saç kalmaması için çabalarken kulağına yaklaştım:
-Boynunu, bana sun.." kafasını benim omzuma doğru kaldırıp, boynunu tamamen açıkta bıraktığında dudaklarımla boynunu sömürmeye başladım.
Isırıp, emdiğimde onu biraz daha zorlamak adına kendimi ona doğru bastırarak sürtünmeye başladım.
Elleriyle çarşafı sıkmayı bırakıp, sağ eliyle saçlarımı kavrayarak boynuna daha çok bastırdı.
-Benim için ses çıkar güzelim..." dedikten sonra kulak memesini ısırıp, kalçasına elimle vurduğumda bastıramadığı inleme sesini duymuştum.
Boynundaki dudaklarımın yönünü değiştirip sırtına indirdiğimde iki elim de bu hizada aşağı kayıyordu.
Kendini yatakta havalandırıp, domaldığında kalçalarını aletime yasladı.
Yaptığı hareketten son derece intikam aldığı belli olarak, saçlarını savurup başını arkaya çevirerek gözlerimle gözlerini buluşturdu.
Kendini öne geriye iterek kalçalarını bana yaslayıp, geri çekiyordu.
Bu hatuna bayılıyordum.
Yasladığı kalçalarını tekrar çekecekken belinden tutarak sabitlediğimde bel gamzelerini dudaklarımla doldurmaya başladım.
Yatak başlığına tutunarak, derin nefesler almaya başladı.
Kalçasını öperek belinden tutup, sırt üstü yatırdığımda gözleri yarı aralıktı.
Bacaklarını iki yana ayırıp arasına yerleşerek, belime sardım. Ait olduğum yere, boynuna tekrar yönelip öpmeye başladığımda saçlarımı kavramış kolumu sıkıyordu.
Kaslarıma tırnaklarını geçirmesini de seviyordum.
Boynunu bırakıp aşağı, göğüs oluğuna indiğimde gözlerine baktım.
İkimiz de birbirimizden beterdik. Yanmaya hazırdık.
Elvin DURU DEVRAN (😛)
Dudaklarını göğüs oluğuma bastırdığında sırtımı havalandırarak daha fazlası için davetiye çıkarmış oldum.
Sol elini, belimi havalandırdığımda fırsat bularak belime koyduktan sonra sağ eliyle göğsümü sıkmaya başladı.
Sert diyebilirdim, ama canımı yakmıyordu. Aksine, daha fazlasını isteyebilecek arzuyu kendimde bulmuştum.
Südyenden görünen göğüslerimi yaladığında çoktan eriyip bitmiştim bile. Şimdi yaptıkları daha fazlalarını vaat ediyordu.
İsteğimi hissetmiş gibi göğüslerimi ısırdığında kafamı yerinden doğrultup omzuna uzanarak sert sayılabilecek bir şekilde ısırdım. Hoşlandığını inleyen sesinden anladım.
Sağ elimi alıp, parmak uçlarımı ısırdığında gülerek kendimi ona sürttüm.
Göğüslerime geri dönüp bu sefer iki eliyle kavradı.
Kafasını göbek deliği hizama getirdiğinde dilini göbeğime daldırdı.
-Bazen piercing taktığın burası bile, çekici geliyor yavrum." Bunu dedikten sonra göğüslerimden hala çekmediği ellerini hissettirmek ister gibi, göğüslerimi birkaç kere daha sıkmış, yoğurmuştu.
Saçlarından tutup çektiğimde, inlememi durduramıyordum.
Kendi inlemesiyle karışan sesimi, evde başka birisinin olmama rahatlığıyla ayarlama zorunluğu hissetmiyordum.
Burnumun dibine kadar gelip, südyenimin bitiminde durdu.
Südyenime yavaşça bakıp gözlerini aşağıdan bana bakarak gözlerimle buluşturduğunda, gözümün içine baka baka ortasından dişlerini ve elini kullanarak yırtmış, parçalamıştı.
-Hiii..." diye bir şaşkınlık nidası savurduğumda gülümseyip ağzındaki kumaş parçasını kenara fırlatıp atmıştı. Avını yakalamış bir aslan gibi duruyordu.
Açıkta kalan göğüslerimi ister istemez refleks olarak elimle kapattığımda sahte bir sinirle yaklaşıp kendini bana sertçe ittirdi.
Oramda hissettiğim sertlik ve bir anda yakınlaşmasıyla nefesimi tuttum.
-Onları benden saklayamazsınız Elvin Hanım." Diyerek ellerimi acıtmadan, yavaşça çekmişti.
Dudaklarıyla göğüs ucuma bir anda asıldığında daha deminki inlemelerimden daha yüksek bir şekilde inlememek için dudaklarımı kanatacak kadar ısırdım.
Boşta kalan eliyle diğer göğüs ucuma bir fiske vurduğunda acıyla karışık zevki tattım.
Artık delirecek kadar yoğunlaştığım bir anda diğer göğsüme geçmişti.
Artık bitirmesi için çırpınsam da dev gibi cüssesinin altında kıpırdamam aşırı zordu.
-Hareket etme, işimi zorlaştırıyorsun."
-Lütfen.." dedim ara vermesinden fırsat bulup derin bir nefes alarak "dur artık..."
Bıraktığı etkiden memnun bir şekilde gülümsediğinde, az biraz sinirlenmiştim.
Ellerinin biri göğüslerimi tekrar kavradığında, elimle ensesini kavrayarak dudaklarına yapıştım.
Bir saniye kadar şaşırsa da üstünden atıp, karşılık vermeye başlamıştı bile. Ensesindeki elim hala dururken, diğer elimi baksırından içeri sokarak penisine dokundum.
Yaptığımı anlayıp, geri çekildiğinde gözlerini kısarak yüzüme baktı.
-Bir tarafların şişer, yapma demiştim..." dedim gülümserken.
-Oyun mu oynuyorsun?" Dedi sessizce konuşarak. Elimle sıktığımda inleyerek o da göğsümü sıkmıştı.
-Kısasa kısas...Belki...biraz." Dedim üstüne çıkmak için doğrularak. Bunu anlayarak ilk başta emin olamasa da kendini sırt üstü yan tarafa attığında yanına doğru yaklaştım.
-Kedicik geliyor..." dediğinde gülümseyerek üstüne tırmandım. Dudaklarını öpmeye başladığımda ellerimi omuzlarında gezdirerek ovmaya başladım.
Omuzlarına dokunduğumda hoşlandığımı biliyordum. "Minik" ellerimin ona dokunmasının hoşuna gittiğini söylemişti.
Dudaklarından ayrıldığımda yüzümü incelese de önüme düşen saçlarımı sırtıma attım.
Kalçalarımı ona birkaç kere bastırıp, üzerinde zıpladığımda sabit durmamı belimi sıkıca tutan ellerinden anladım.
-Hoplarsan, işleri hızlandırırsın."
Hareket etmekten vazgeçip, boynuna sokuldum. Kulağının hemen altında, sinirlendiği zaman hep damarının çıktığı yerden emmeye başladığımda ellerini kalçalarıma yerleştirerek beni kendine sürtmeye başlamıştı.
Onu daha da zorladığımı, altımda büyümeye devam eden şeyden anlıyordum.
Göğsünü öpmeye başladığımda saçlarımı tek eline sarmıştı. Baklavalarına indiğimde dilimi, belirgin kaslarının üzerinden geçirirken, elimle penisine dokunup ileri-geri hareket ettirmeye başladım.
Acar yerinde doğrulup, beni kucağından kaldırdığında mızmızlandım.
Beni yatağa oturtup yataktan kalktığında, nereye gideceğini merak etsem de 2 dakika sonra prezarvatif paketini komodine bıraktı.
Yatağa yanıma gelmeyip, kenarına çömeldi.
-Acar ne yapıyorsun?" Bacaklarımı tutup çekerek, yataktan aşağı sarkıttı. Hala anlamsızca baksam da bacaklarımı omzuna almasıyla yapacağını anlayıp çekilmeye çalıştım.
-Acar...bunu yapmasan..." hareket etmemi istemediğini belli ederek bacaklarımı daha sıkı tuttu. Yapacağını anladığımda sırtüstü uzandım.
Külodumun iplerinden aşağı çekerek çıkardı. Çok utanıyordum.
Şuan. Gerçekten. Utanmıştım. İşte.
Bacaklarımın iç kısımlarına, diliyle beraber öperek ilerlediğinde çarşafları elimde sıkmaktan bir hâl olmuştum.
Dudaklarını kadınlığıma bastırdığında şimdiye kadarki en şiddetli inlememi duymuştum.
Diliyle tamamen yaladığında gerçekten her hücrem kasılmış, şişmiş, patlamıştı.
Sıcak dudaklarını, tam oramda hissetmek bende tarifi imkansız duygular hissettiriyordu. Elleriyle kalçalarımı avuçlayarak dudaklarını daha sert bastırıp yalamaya başladı.
Diliyle, dudaklarıyla yaptığı işkence ve kıvranmalarım da yetmemiş olacak ki parmaklarını da devreye soktuğunda saçlarından çekmeye başladım.
-Dur...Lütfen..." parmaklarını daha sert bastırdığında kafasını çekmeden konuşmaya başladı.
Nefesini bu şekilde hissetmek delirtiyordu.
-Adımı söyle güzelim..."
-Acar..." yavaşça çekilip, hışırtı sesi duyduğumda parmaklarını yaladığını ve paketi açtığını gördüm. Gözlerimi tam olarak açık tutamıyordum bile.
Prezervatif paketini dişleriyle yırtıp, aletine taktı. Ama bunu izlememek için gözlerimi kapattım.
Alkolün verdiği cesaretle acıyı düşünmemiştim o zaman. Ama hayatımda ilk kez yaşadığım bir tecrübeydi.
Şimdi ayıktım ve biraz korkmuş, kasmıştım kendimi.
Yüzümün yakınında nefes hissettiğimde gözlerimi açtım. Acarla gözgöze geldiğimde, yanaklarımı ateş basmıştı.
Hem daha deminki anların yeni farkına varmış olduğumdan, hem de korktuğumdandı bu...
Elimi alıp yüzüne yaslayarak, avucumu öptü.
-Miniğim, korkma.. Güven bana canın yanmayacak..Tamam mı?" Dedi gözlerimde güveni görmek istercesine bakarak.
-Güveniyorum." Dedim yanağındaki elimi saçlarına çıkarıp okşayarak.
Gülümsedikten sonra, dudaklarıma bakışlarıyla gülümseme yavaşça yerini tutkuya bıraktı.
Ağırlığını üstüme vermeden, vücudunu vücuduma değdirdiğinde yüzümdeki her bir noktayı öpmeye başladı.
-Sakin ol..Gevşe, kendini bana bırak..." dedikten sonra yavaşça kadınlığımda hissettiğim sertliğin, içime girmesiyle gerilsem de dediği gibi ona güvenip sakin kaldım.
-Evet...Elvin'im" dedi daha da derinlerime biraz daha sert girerek.
İnledim. Ama sebebi sadece acı değildi.
-Kahretsin..Yavaş olmak zorundayım...O kadar zor ki.." içimde alışmam için biraz yavaş hareket ederken dudaklarımı öperek gerginliğimi aldı.
Dudaklarını bu sefer boynumda ve göğüslerimde hissettiğimde artık sıkmıyordum kendimi.
-O kadar dar ve ıslaksın ki..Çıldıracağım miniğim..." göğüslerimin arasında dediğiyle saçlarından çekerek yüzüme bakmasını sağladım.
-Daha sert olmalısın Devran." Bunu dememle beraber dudaklarıma asılması, dilini ağzımın derinliklerine itmesi, mümkünmüş gibi daha da sertleşmesi, dudaklarımı ısırması bir olmuştu.
Ve kopardığım kayışla beraber ileri- geri hareketleri artmıştı.
O kadar şiddetli ve sert bir tempo tutturmuştu ki kalbim ağzıma taşmıştı sanki.
Oda inlemelerimizle ve çığlıklarımla dolmuştu.
Sonunda içimde bir noktaya dokunarak kendini bana tüm gücüyle ittirip, yatak başlığını çatırdattığında ben patlamıştım.
Değişik sıcak bir hissin içime yayıldığını hissettiğimde nefes nefese kalmış, saçlarım yüzüme yapışmıştı.
Acar kendini geri çekmeden, ileri-geri hareketlerine devam ettikten bir süre sonra:
-Ah..Siktir..." diyerek o da patlamıştı. Bir süre derin derin soluyup, dudaklarımı öperek kendini yatağın soluna attığında ikimiz de bitmiştik.
Sabahın 10'unda neler yapıyorduk böyle yarabbim!
Beni göğsüne çektiğinde kolum ve bacağım onun üstünde, ikimiz de çırılçıplak bir şekilde uykusuzluktan değil de yorgunluktan uyuyakaldık.
****
3. GÖZ
Genç kız gözlerini açtığında üzerindeki ağırlıkla gerinemedi. Kafasını sola çevirdiğinde Acar'ın yarısı yastığa gömülmüş yakışıklı yüzüyle karşılaştı.
Yüzüne ister istemez kocaman bir tebessüm yerleştiğinde sağ elini kaldırıp adamın sakalsız yüzünü okşadı.
Ne güzel dokunmuştu bu adam hayatına. Hiçkimseyi sevemeyeceğini, kendisine verilen parçalanmış bir aileden başka bir ailesi olamayacağına inandırmıştı kendini. Başka bir evi olamayacağına.
Ama evi vardı işte. Acar vardı. Başka bir ailesi daha vardı. Üstelik onu deli gibi seven, gerçek bir aile. Acar vardı.
İyi ki onu uğraşmaya değer bulmuştu. Acar'ın kendisinde neyi uğraşmaya değer bulduğunu bilmese de iyi ki hayatıma girmiş diyordu.
Aynısını genç adamın kendisi için her gün dediğini ve sırf bir kere gamzeleriyle gülümsesin diye her gün çabalayabileceği ihtimalini düşünmeden.
Bir süre daha onu izledikten sonra adamın kendi beline koyduğu elini yavaşça kaldırıp yerine yastığını koydu.
Yataktan yavaşça kalktığında çırılçıplak bir şekilde banyoya ilerleyip duş aldı. (Şimdi abdesti söylemeye gerek yok bir zahmet Elvinciğim yani.)
Saçlarını kremleyip, kuruttu. Bukleleri daha belirgin şekilliydi. Maşalı gibi dursa da daha doğaldı.
Yüzüne ve morluklara kapatıcı, gözlerine rimel ve dudaklarına lip balm uyguladı. Beyaz bir iç çamaşırı takımı ve bir tişörtü üstüne geçirerek merdivenlere yöneldi.
Mutfakta Acar'ın aldığı malzemelere göz gezdirip, atıştırmalık hazırlamaya başladı. Saat 12.30 olsa da.
Yaptığı omlet, jambonlu sandviçler, soğuk et ve peynir tabağının yanında çay ve meyve suyu da koyarak tezgaha baktı
(Elvin görünüş temsili, yoksa Elvin siyahi değil kuzumlar biliyorsunuz ki 😂)
Genç adam burnuna gelen Elvin kokusuyla gözlerini açtığında onun yastığına sarılı olduğunu farkederek yerinde doğruldu. Yüzünü ovuşturup gerinerek yataktan kalkıp 5 dakikada duşunu alarak çıktı.
Siyah bir pantolon, beyaz bir tişörtü giyip isim künyesini takarak çıktı odadan. Yavaşça aşağı havluyla saçlarını kurutmaya çalışarak merdivenlerden inip Elvin'e seslenecekken, mutfakta tezgahta hazırladıklarına bakan kızı gördü.
Baştan aşağı inceledikçe dünün anıları gözünün önüne geliyordu.
Her saniyesi ayrı yoğun, ayrı güzel, ayrı cennetti.
Kıza arkadan yanaşıp bir anda belini tuttuğunda kız irkilip nefesini tutsa da Acar'ın kokusuyla gülmüş, ellerini adamın kuzguni saçlarına götürmüştü. Islak tutamlarla beraber adama döndü.
Geniş omuzlarındaki havluyu saçlarını kurulamak için çekiştirirken, kendi boynunda olan izlere benzer izleri adamda gördü.
Sadece adam esmer olduğundan az belli oluyordu. Genç kız kapatıcıyla kapatmıştı tabii. Yoksa kendi teni en ufak kızarıklığı bile belli ederdi.
Adamın saçlarını kurutmak için ellerini uzatırken, adam kız yorulmasın diye dizlerinin üstüne çökerek boyları aynı hizaya getirmişti.
Kız güzelce kurularken adam kızın bacaklarına parmaklarıyla belli belirsiz dokundurarak huylandırdığından Elvin kıkırdayarak birkaç kere geri çekilmişti.
Sonunda işini bitirdiğinde adam kızın çenesini tutarak gamzelerine dokundu parmak uçlarıyla.
Gülüşünü parmak uçlarında hissetmek, buna sebep olduğunu bilmek en güzel şeydi Acar için. En mucizevi olaydı.
Sonunda ikisi de gözlerini birbirilerine kenetlemişti.
Adam genç kızın bacağını ve diğer eliyle de belinden tutarak kaldırdığında, kız adamın dudaklarına uzandı. Sıcak bir hisle birleşen dudaklarından dolayı, yemeğe 15 dakika kadar sonra başlamış oldular.
***
-Lady D. Oldun kuzu." Dedi Acar sandviçinden bir ısırık daha alıp Elvin'e göz kırparak.
-Seninle evlenmeden önce de Lady D. Ydim Acarcığım." Derken Elvin bir bardak daha çay almak için yerinden kalkmış ve göz kırpmıştı.
(Elvin Duru Devran)
Bu balayı onların bugüne kadar birleşen ruhlarının yanında bedenlerini de sürekli birleştirecekti.
Bu kaçınılmazdı.
Onlar da bir yere kaçmıyordu zaten.
Önlerinde uzun bir balayı olacağı kesindi.
***
Bölüm Sonu 💕💕
Yandı mı buralar? Sanırsam az birazzz. Evet belkiii.
Balayında neler olur sizce kuzumlar?
İkili ruhlarının yanında az biraz beden birleştirdiler de...
Ne düşünüyorsunuz?
Acar?
Elvin?
Bizim gençleri de yazacağım. Az biraz onlara da bakalım lım.
Yorum istiyorum. Ama lütfen art arda "yb yb yb" yorumları olmasın bunlar..
Teşekkür ediyorum şimdiden yorum atanlara.
Rahatsız olanlar okuyup bir de üstüne, şikayet etmemiştir umarım diyerekteeen..
Sizi seviyorum. Mutluyum hem de çok. Siz de olun, mutluluk bulaşıcıdır.
Sevin, sevilin. ❤️❤️❤️