(Bölüm 11 Ocak 2017/ 13.53'te yayımlanmıştır.)
Thinking Out Loud- Ed Sheeran"
Temsili bir düğün fotoğrafı multide. Bu bölümde bayağı görsel kullanmış bulundum 😂İyi okumalaar 😘😘
3.GÖZ
-Asu sanki kalbim ağzımdan fışkırıp seke seke gidecekmiş gibiiii!" Elvin'in bağırdığı zaman dilimi içindeydiler.
Her şey hazırdı, bütün misafirler gelmişti. Birazdan Acar, genç kızı almaya gelecekti.
Büyük bir kır düğünü yapılıyordu ve Kaya Devran ile Neris Devran misafirleri karşılıyorlardı.
Yiyeceklerde, içeceklerde hiçbir sorun yoktu.
Masaların hepsi düzenliydi, garsonlar ise güvenilir.
Yemyeşil çimlerin üzerindeki bembeyaz masaların, ahşap sandalyelerine beyaz tüller asılmış masanın üzerine mavi taşlar serpiştirilmişti. Aynı zamanda her masada da mavi sardunya buketleri vardı. Oturmak için bol yastıklı koltuklar da bahçede bir köşede mevcuttu. Bahçenin sınırlarında sarkan mavi obrizya çiçekleri insanın içini umutla dolduruyordu.
Herkes bu mutlu günlerinde onlar için buradaydı. Burada bulunan hiçkimsenin bu ikiliye karşı en ufak bir kıskançlığı yoktu.
Düğün sonrası için Acar, Ankara'dan gelenleri de düşünerek boğaz manzaralı otelde herkese yer ayırtmıştı.
(Arkadaşlar ben "Swissotel The Bosphorus" u düşündüm. Belki beğenirsiniz, benim çok hoşuma gitti. Beğenmezseniz istediğiniz gibi düşünebilirsiniz. Esma sultan yalısı veya başka bir şey de diyebilirsiniz sizin hayal gücünüz.)
Düğünden sonra gençler, yatla giderek sahilde kutlamalarına devam edeceklerdi. Aslında organizasyonun bu kısmı için daha çok uğraş vermişti Acar. Hemen bitiminde balayı için yola çıkmaları gerekiyordu çünkü.
O kadar heyecanlıydı ki Elvin. Aynadan saçlarının önleri bırakılarak yapılan dağınık topuzuna bakıp, dişlerinde kahve ruj kalmış mı diye tekrar kontrol etti.
Makyajında hiçbir sorun yoktu. Yüzüne kat kat makyajı yapsalar da pürüzsüz duruyordu. Kirpiklerini eliyle düzeltip, ıslak mendille sildi ellerini kız.
Gelinliğinin üzerinde ellerini gezdirdi boy aynasına bakarken. Filiz Devran kızı hayranlıkla izliyordu. Genç kızın yanına gelip ellerinden tuttu:
-Anneciğim, çok güzel olmuşsun. Prenses gibisin. Oğlum seninle evleneceği için mutluyum. İnşallah hep yüzünüz güler, güzel kızım." Genç kız heyecanını ve mide bulantısını bir kenara bırakıp gülümsedi kadına,
-İnşallah, inşallah... Anne." Diye seslendi kadına aynadan kendine bakmayı bırakarak "heyecandan ölmem değil mi?" Kadın kahkahayla gülüp kafasını sağa sola salladı.
-Ölmezsin kuzum, ölmezsin." Elvin kadının sıktığı elinden güç alırken aynada kendine tekrar baktı.
(!!!!!Gelinliği ve duvağı göstermek amaçlıdır. Elvin karakteri kesinlikle değildir!!!!!!!!)
Yüzüğüyle oynayıp duruyordu. Daha heyecanlı olamazdı.
Deniz, Asu ve Petek nedimeleriydi. Onlar da harika görünüyorlardı. Elvin heyecanını bastıran bir gülümseme sergiledi.
(Nedime kıyafeti)
Harika koyu mor çiçekli taçlar takmıştı kızlar ve ışıl ışıl duruyorlardı.
Cennet çiçeğinin etrafını güzelleştiren elmas taneleri gibiydiler.
Asu kızın yanına yaklaştı:
-Elvin ay bak sakin ol tamam mı? Ben de burada delirirdim..Ah n'olur sağ salim geçsin yarabbim!" Asu'nun kendinden daha panik halini gördüğümde derin derin nefesler aldı kız.
Sonunda kapı çaldığında Asu ve Deniz kapıdan çıktılar. Petek genç kızın önüne geçip ellerini sıktı gülümseyerek.
-Darısı başına olsun kardeşim." Dedi Elvin en içten dileğiyle. Petek inci gibi dişlerini göstererek gülümserken Acar'ın sesini duydular:
-Soyguncusunuz siz, soyguncu." Kızların buzlu camdan silüetleri görünüyordu. Ve zarfları alıp bağırdılar:
-Gelini alabilirsin tabiki de!" Elvin arkasını dönerek derin bir nefes alıp ellerini yelpaze niyetine kullandığında kapı açıldı. Ayakkabıların zeminde çıkardığı tok ses odada duyulurken Petek :
-Hadi hayırlısı..." diyerek gitmişti. Elvin sonunda arkasına yavaşça döndüğünde Acarla gözgöze gelmişti.
Simsiyah, jilet gibi duran takım elbisesinin içinde o kravatla daraldığı belli olsa da fazla şey görünüyordu.. Harika?
Adam şanslı olduğunu kaç yüzbininci defa farkediyordu? Kızı baştan aşağı süzerken boğazına bir yumrunun oturduğunu farketmişti.
Kızın dibine girip eliyle yanağını okşadı. Sabahtan beri heyecandan kıpır kıpır olan Elvin, Acar'ın dokunuşuyla derin bir nefesi alıp yavaşça verdi.
-Hadi güzelim." Acar'ın uzattığı kola girerek odadan çıktı ikili.
Merdivenlerden yavaşça indikten sonra dışarı çıktılar.
Kalabalık onları hayranlıkla alkışlarken, kızlar arkadan gelerek çiçekleri atıyordu.
Elvin şu anlarda bayılsa garip olmazdı inşallah.
Sonunda ilerleyip ağaçlara asılı olan salıncaklara doğru yürüyerek, oturdular. Nikah memuru da gelmişti.
Sonunda "Nasılsın iyi misin? Daha daha nasılsın?" Başlıklı bol Niloyalı bir sıkıcı girişten, ad-soyad faslından sonra soru kısmına geldiklerinde Elvin kendini sakinleştirmeye çalışıyordu hala. Acar'ın da ondan aşağı kalır bir yanı yoktu ama o bastırıyordu.
-Siz sayın Elvin Duru, Acar Devran'ı hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında olmaksızın özgür iradenizle eş olarak kabul ediyor musunuz? " kız adamın gür sesiyle irkilmesini üzerinden atıp, Acar'a kısa bir bakış attı. Ve mikrofana uzanarak bağırdı.
-Tabikidee EVEETTT!!" Bol alkış alan yanıtla diğer yanıt beklenmeye başlandı.
-Siz sayın Acar Devran, Elvin Duru'yu hiç kimsenin etkisi ve baskısı olmaksızın özgür iradenizle kendinize eş olarak kabul ediyor musunuz?" Genç adam kızın gülen gözlerine bakıp yaklaştı mikrofana. Bu kızdan başkası olamazdı ömrünü geçireceği kadın.
-Sonuna kadar. EVET!!" Alkış kıyamet ile geçtikten sonra nikah memuru konuştu:
-Şahitler olarak sizler de duydunuz. Birbirilerini eş olarak kabul ettiler. Siz de şahitlik ediyor musunuz?
- EVET." Sesi Savaş'a, diğer
-EVET." Sesi ise kardeşi gibi gördüğü Deniz'e aitti.
-Bende medeni kanunun ve belediye başkanının bana vermiş olduğu yetki ile sizleri karı koca ilan ediyorum." Elvin ayakkabısıyla tabiri caizse Acar'ın ayağını ezse de adamın hiçbir tepki vermemesiyle şaşırmıştı.
-Lan..Elvin, benimkine basmayacaktın kızım." Savaş'a üzgün gözlerle baktı.
-Ah, yanlışlık oldu ağabey özür dilerim." Acar'ın ayağına daha güçlü basınca adam ters ters Elvin'e baktı:
-Kötürüm bıraksaydın Elvin."
İşte tepki veren bir Acar!
-Adettendir." Evlilik cüzdanını Elvin alıp, kızlar kıkırdadığında Acar Elvin'in duvağını açmıştı.
Alnına öpücük kondurduktan sonra herkes tekrar alkışlamıştı. O kadar güzel bir tablo oluşturmuşlardı ki. Rüya gibiydi. Bu kız ve bu adam ruhlarını, bedenlerini, hayatlarını birleştirmişlerdi.
Bu düğünde olacak bir diğer delilik de ilk dansı düğün sonunda yapacak olmalarıydı.
Yani aslında gelin ve damadın en başta yapması gereken dansı Elvin ve Acar sonda yapacaklardı. Çünkü Elvin'in gelinliği edecekleri dans için yeteri kadar rahat değildi.
Bu yüzden yavaş bir müzik çalmayacaktı şimdi. Çılgın ortamların baş kahramanı Sarp eline mikrofonu alıp seslendi:
-Sayın konuklar! Resmi olarak eğlenceyi başlatmış oluyorum.Evet, mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Halay ise her yere!" Diye bağırıp müziği açtırması, bütün düğün Mahmut Tuncerle çekilen halaylar demekti.
Elvin ve Acar'ın bu mutlu gününde herkes doğru düzgün yemek bile yemeden deli gibi dans ediyor ve tebrik ediyorlardı.
Takılar bir yere bırakılmıştı. Açıkçası Elvin takılarla rahat oynayamazdı. Ama şuan oynanan roman havasını bu şekilde gayet iyi beceriyordu.
Düğünde onu en mutlu kılan şey şüphesiz Acar'ın Devrim'in zoruyla Elvin'e zeybek oynamasıydı.
Hareketleri, çöküp ayağa kalkışı, bakışları ve yanından geçişleri kızın delirmesine neden bile olabilirdi.
Bir harmandalı bu kadar iyi oynanmamalıydı.
Elvin de hareketleri bildiği için bu duruma ayak uydurmuş ve büyük beğeni toplamıştı. Tabi Acarla beraber bütün o burgerleri götürüp, ara ara içki içtiklerini de sadece onlar ve çılgın arkadaş grubu bilecekti.
Getirilen pasta da herkes tarafından sevilmişti. Belki sevmeyen olur diye açık büfeye başka tatlılar da koyulmuştu ama. Bu düğünde memnuniyeti sağlamak için çok uğraşmışlardı.
Düğündeki herkes birbiriyle kaynaşmış, sohbet ediyordu. Elvin Nesrin teyzeyle konuşan Işıl teyzesini gördüğünde yüzü gülmüştü. Herkes birbiriyle iyi anlaşıyordu.
Neris Hanım, Acar'dan izin isteyerek Elvin'i kenara çektiğinde kıza elmas bir bilekliği vermişti.
-Tüm takılar, alınabilecek tüm takılar.." demişti kızın gözlerine dolu dolu bakarak "uğruna feda edilebilir güzel kızım. Sana yakışacağına eminim."
Elvin yaşlı kadına sarılıp onunla da dans etmişti ayrıca.
Roman havası güzel kafaydı doğrusu.
Etmedikleri dans çeşidi kalmış mıydı?
Bu sadece klasik müziklerin çaldığı bir düğün değildi.
Yarın gazeteler de bunu yazacaktı zaten.
"SIRADIŞI DÜĞÜNÜ YAPTILAR."
**
Sahile gidilmeden önce yapılan son, onlar için ilk dans Ed Sheeran'ın şarkısı ile olmuştu.
İkili kareografiyi birebir uygulamış, onca çalışılan haftayı ziyan kesinlikle etmemişlerdi. (Mutlaka izleyin.)
Elvin gelinliğini çıkardığı ve topuzunu bozup dalga dalga saçlarını açtığı için daha rahat hareket etmişti hem.
Acar kendinden beklenmeyecek müthiş bir performans sergilemişti. Sonunda klibe uygun yere uzanmayı ve koşturma kısımlarını kabul etmediğinden birkaç figürle oynamak zorunda kalmışlardı tabi ki.
Ama o kadar kusur kadı kızında da olurdu.
(Elvin'in dans ettiği kıyafet. Benim aşırı hoşuma gitti desem?)
Sonunda düğün için tüm tebrikleri alıp, masa masa ilgilenmeleri bittiğinde gençler, yata binerek sahile doğru yola koyuldular. Saat 18.00 dı.
***
Elvin DURU
Ah şu merdivenlerden inip evlenme işini halletmiştim ya ölsem de gam yemezdim. Ve üzerimdeki heyecanı atmıştım az da olsa.
Zaman, kızlarla beraber sahilde yüzme zamanıydı.
Aslında kıyafeti çıkarmayı hiç istemiyordum ama yüzmek için çok ısrar ettiklerinde balayından ne zaman döneceğimiz belli olmadığından kabul etmiş ve aldıkları mayoyu giymiştim.
Hep birlikte takım oluşturduğumuz mayoyla resim çekilmek de boynumuzun borcuydu. Hele o bacak bandı ve duvak?
(Kızlar temsili 😂)
Denizde her türlü manyaklığı, ki buna değişik sörf denemeleri dahildi, yapmıştık. Jet skiye de binmiştik.
Muza da binmiştik.
Kazanan Acar olmuştu tabiki.
O cüsseye zavallı muz mu dayanırdı?
Çok hareket etmiş, bol bol yüzmüştük. Yüzme yarışı yapmıştık. Ben kazanmıştım.
-Şampiyonlar, demişti Acar şapkasını ters çevirip beni kolunun altına çekerek, evlenmeliler.
Gerçekten çok gülmüştük. Kızlarla beraber içki alırken, erkekler de köşede oturuyorlardı.
-Ee kızlar siz ne zaman evleniyorsunuz?" Dedim elimdeki biradan bir yudum alarak.
Her deliliğim ve Acarla olan gece seninle başladı minik şeytan bira.
Ama bizim kızlar biraz bozulmuştu. Tabiiki bozulurdu. İnsan ister istemez bir beklentiye giriyordu böyle zamanlarda. Oh olsundu onlara!
Balayı için çamaşır seçerken, gerdek gecesinde giyersin diyerek benimle az alay edip utandırmamışlardı.
-Sarp ederse bir dakika düşünmem vallahi!" Dedi Petek. Düşünmezdi.
Petek sevdi mi kendini katıyordu insana. Onun sizi sevdiğini aynı ortamda olduğunuz her an hissediyordunuz. Olmayınca da hissediyordunuz tabi.
-Görkem ederse ben bir düşünürüm." Dedi Deniz. Hayalleri vardı ve evliliğin biraz sonra yer alacağını düşünüyordum Deniz için. Gerçi bende de öyleydi güya..
-Ali etmez zaten." Asu'nun dediğine gülmüştüm. Bunu dirseğini masaya koyup elini çenesinin altına yerleştirmişken söylemişti.
-Gülme kızım, ciddiyim. İşin sonunda ben evlenme teklifi edeceğim galiba."
-Evimin direği, çocuklarımın babası olacaksın!" Diyerek güldüm. O da gülmüştü ama sonra yüzüme birkaç dakika bakarak ağzını açtığında diyeceklerini hissetmiştim.
-Başlıyoruz.." dedim mırıldanarak.
-Elvin başlıyoruz demişkeen, balayınız ne zaman bitiyor?"
-Bilmiyorum dedim ya Asu."
-Hiçbir şey mi?" Dedi Petek şaşırarak.
-İlk durağımızın Maldivler olduğunu biliyorum sadece. Nerelere gideceğimizi, ne kadar kalacağımızı bilmiyorum."
-Çok gizemli ve....romantik!" Dedi Deniz.
-Romantik demişkeeen...." dedi Asu işaret parmağını bardağın kenarlarında gezdirirken "Hani diyorum, bugün gideceksiniz ya...Hani hani..."
-Fan fin fon!" Dedi Petek koluma hafif vurarak.
-Aşna fişna..." Deniz'e ters ters baktım. Parmağımı hepsine sallayarak konuştum:
-Çok konuşmayın siz, gün gelir hepinizle tek tek alay ederim." Asu elini omzuma attı.
-Tabii edersin canııım daa...o zamana kadar biz de seninle edeceğiz n'apalım?"
-Yürü git işine." Acar yanıma geldiğinde susmaları için kaş göz yaptım.
Ayarsızlar sonuçta.
-Elvin, gidelim artık. Jet de hazırmış." Tam da muhabbetinin üstüne.
Ayarsız Acar.
-Olur, tamam." Dedim köşeden elbisemin olduğu torbayı alıp giyinme kabinine giderken.
-Uuuuuu! Sabırsız!!" Dediler kızlar arkamdan gülerek.
Onlara hareket çekerken yürüyordum ve hiç aldırmadan kabine girdim.
Ne arsız kızlardı bunlar yarabbi!
***
Kızların hepsine tek tek sarıldığımda duygusallaşmışlardı. Gözleri dolmuştu. Sanki askere gidiyorum!
Su da dökün bari jetin arkasından canım.
-Ağabey, çabuk gelin olur mu?" Dedi Acar'a sarılı olan Asu.
-Asu, daha gitmedik bile kızım ya. Yapıştın kaldın, Ali.." sonra kararının doğru olmadığına karar vermiş olmalı ki "Petek al şu manyağı." Dediğinde ve Petek Asu'yu çektiğinde beni kolunun altına aldı.
-Gençler kendinize iyi bakın, beyler planı yaparsak kızları da alın. NBA'de buluşup görüşelim." Sonunda elimizi kaldırıp salladığımızda jete girdik.
Yerimize yerleşip, hostes kıza tip tip bakma maddemi de uyguladığımda derin bir nefes verdim. Saat 22.00 olmuştu.
-Ne gündü be!" Acar'a sarılmıştım.
-Güzel evlendik." Dedi Acar.
-İyi evlendik Acar."
-Bayağı güzel evlendik Elvin."
-Hıhı."
-Sadece bana ne kadar süre dayanabileceksin bakalım yavrum?" Dedi sadece banayı vurgulayarak. Güldüm.
-Sonuna kadar." Gülümsedi.
-Yolculuk zaman alır. Sen uyu rahat rahat güzelim." Dedi kafamı göğsüne yatırıp, saçlarımı okşarken.
-Sen de uyu."
Gözlerimi kapattım ve hayatımın en hızlı uykuya dalışını yaşadım.
**
Yumuşak bir hisle uyandığımda elimi gezdirdim yoklamak amacıyla. Yatakta olduğumu anlayınca gözlerimi araladım.
Bulunduğum odayı gözlerimle taradım.
-Acaar?" Birkaç kere seslendikten sonra yataktan ayaklarımı sarkıttığımda komodindeki yazıyı gördüm.
"Yiyeceklerde sorun çıkmış, eve birkaç yiyecek getireceğim güzelim. Meraklanma."
Pencereye ilerleyip dışarı baktığımda bahçedeki havuzdan çok, az ilerdeki masmavi denizi görmek beni daha da mutlu etmişti.
Ev çok az eşyalı ve çok rahat döşenmişti. Tam sevdiğim gibi.
Yatağın yanında cam bölümle ayrılan bir jakuzi vardı, odanın içindeki diğer kapı da banyo kapısıydı. Yatak odası denizi görüyordu ve yatağın önünde balkon tarzında yapılan yerde de havuz bulunuyordu.
Etrafı yeşillik dolu bir havuzdu. Ve çok güzel tasarlanmıştı ev. Burayı çok sevmiştim.
(Bu açıdan jakuzi çıkmamış ama gerçekten var gençler 😂 sadece görüntü kalitesi düşük diye koymadım)
Acar'ın gelmesini beklerken biraz oyalanmaya çalışsam ve resim çekilsem de duşa girmeye karar verdim.
Duşa girip uzun süre boyunca yıkandıktan sonra kurulandım. Saçlarımı taradım, bavuldan çıkardığım kremlerle vücudumu kremledim.
Evet sanırım şu iç çamaşırı ve garip dantelli üstü giymem gerekiyordu.
Saçlarımı düzleştirerek kuruttum.
Hala bornozlaydım.
Sonunda iç çamaşırlarını üzerime geçirdiğimde aynadan kendimi inceledim. Parfüm sıktıktan sonra, kızlara resim attım.
"Ablanız Victoria. Ablanız Secret. Maldivler dediiii."
ACAR DEVRAN'dan
Elimde aldığım yemeklerle otelden çıktım. Bir yiyecek işini halledememişlerdi. Birçok yiyeceğin evde ve yakınlarda bir aşçının bulunması gerekiyordu.
Ama sorun çıkmıştı ve benim buraya gelene kadar haberim olmamıştı.
Yine de şimdilik ev için bir şeyler almıştım. Kalan zamanlarda da akşam yemeğini dışarda yerdik, fena olmazdı aslında. Zaten burada çok uzun kalmayacaktık.
Sonunda eve geldiğimde anahtarla kapıyı açıp aldıklarımı bir kenara bıraktım.
-Elviiin." Seslenirken bir yandan merdivenleri çıkıyordum.
Uyanmış olmalıydı aslında.
Saat sabahın 10 uydu.
Odanın kapısını açıp içeri girdim. Telefonu bir kenara bıraktım.
-Elv..." koltukta oturan, beni muhtemelen duymayan kulaklık takmış bir Elvin görüyordum.
Bir Elvin görüyordum.
Bu Elvin sadece iç çamaşırlıydı. Ve üzerinde dantel sabahlık vardı.
-Fly me to the moon..." dedi oturduğu koltukta kalkıp yavaş hareketlerle ileri geri adımlayarak. Belini kıvırmasını da saymamaya çalışıyordum.
-Let me play among the stars.." sağ elindeki telefonu bir anda sol eline attı.
-Let me see what spring is likee...
On a, Jupiter and Mars....
In other words....hold my hand" kendi etrafında dönmeyi bırakıp mikrofon gibi tuttuğu telefonu havaya kaldırırken dibime gelmiş ve beni fark ederek gerilemişti.
-In other words...baby, kiss me..." dedi şarkının son sözlerini ağır çekimde, mırıldanarak söylerken.
Birkaç saniye bana bakarken telefonu yavaşça aşağı indi eliyle beraber. Kulaklıkları yavaşça kulağından çıkarıp, telefonu alarak masaya koydum.
Sağ elimin tersiyle sol yanağını okşadım. Kokusunu daha keskin alabilecek kadar yakınlaşıp, elimi beline yerleştirdim.
Şuan tüm vücudu bana yaslıydı. Zor bir durumdaydım. Ama canını yakmamam gerekiyordu. Bu yüzden kontrollü olmam lazımdı.
Beline koyduğum elimle, ayaklarının temasını yerle keserek vücudumun üzerinde yukarı doğru kaydırdım onu. Elleriyle omuzlarımı kavradığında burnumu boynunda gezdirdim.
-Sonunda...yalnızız cennet çiçeği."
Aralık kalmış dudaklarını bir davet olarak algılama haddini kendimde gördüm ve diğer elimle ensesini kavrayıp, kendime çekerek dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım. Yumuşacıktı.
Ne diyordu şarkı?
Başka, bir deyişle, bebeğim öp beni...
***
Bölüm Sonu 😘😘 hatalar varsa mutlaka belirtin, düzenleyeyim.
Yandı mı buralar? Niye mi duramıyom ayakta?
Gidişat ne olur sizce?
Gelecek bölüm belli tabiki de 😂 şşş ayıp
Evlendiler, sorun çıkacak diyen kızceler kına yaksın.
Son bölümün oyundan memnunum ama yorumlardan değil.
Yorum istiyoruuum ❤️❤️ yorumlar fazla olursa gerçekten yarın bölüm atacağım, hatta akşam da atabilirim😍 siz okurken yorumları cevaplayacağııım.
Mutluyum. Çok huzurluyum. Seviyorum sizi.
Siz dee:
Sevin, sevilin. ❤️❤️❤️