(Bölüm 19 Aralık 2016/ 22:00 da yayımlanmıştır.)
Elvin DURU'dan
-Deniiiiiiizzz! Küpeleri nereye koydun güzelim yaaa?!"
-Beyaz komodinin üstündeee!" Sesi yakınlaştığında ben de tuvalet aynasının karşısında oturmuştum.
Kapıyı açtığında bakışlarını üzerimde gezdirdi. Saçım ve makyajım hazırdı. Üzerimde sabahlık vardı sadece.
Bugün Acar ve ailesi beni istemeye geleceklerdi.
Evde her şey hazırlanmış, 3 kere temizlenmişti. Ali ve Görkem şehrin en iyi Türk kahvesini bulup getireceklerini söyleyerek, hazırlanmak için çıkmışlardı.
Mert de sevgilisiyle beraber yetişeceğini söylemişti.
Amcam habere bayılmasa da benim için en güzelini istediğini anlatmıştı bana.
Ölen kızının eski sevgilisiyle evleniyormuşum gibi bir durum oluşmuştu. Gibisi fazlaydı hatta. Direk öyleydi.
Ama yine de nasıl mutlu oluyorsam onu yapmamı, buranın her zaman evim olduğunu unutmamamı söylemişti. Konuşurken gözyaşlarımı tutamamıştım.
Küpeleri geçirip kafamı Deniz'e çevirdim.
-İyi, hoş çok güzelsin de giyinsene kızıııım!" Kafamla onaylarken ona döndüm:
-Canözüm sen de çok güzel olmuşsun. " kıkırdayıp yanıma geldi. İkimiz de aynaya dönmüşken, sarıldı.
-Evleniyorsun demek Elvin, ha?" Gözlerim doldu. Yaşlar dökülmeden geri yolladım.
-Ne diyon sen dümbeleek! Sanki yarın evleniyorum, hem 1 yıl daha okulum var bi kere!" Onaylayıp oturduğum koltuğumsu taburenin yanına sıkıştı.
-Öyle, öyle de ne bileyim kızım çok mutlu oldum. Böyle annesi mutlu olunca mutlu olmuş kızlar gibi hissediyorum. Sen benim için annem gibisin." Elimle kafasını göğsüme yatırıp sıkıca sarıldım ona. Hemen ellerini sırtımda birleştirmişti.
-Oyy kurban olurum senu verene dâ! " güldüğünde ben de gülümsedim seslice.
-Sen benim hep kardeşimsin, evlenmeyi bırak Vegas'a kaçsam da öylesin." Bir süre daha öyle kalıp sırtını sıvazlayarak kalktım yerimden.
-Hadi, giyinip geleyim ben de."
***
3.GÖZ
Genç kız beyaz dizlerine kadar gelen, kalın askılı,az dekolteli ve arkasında kurdele detayı olan elbiseyi giydi.
Ayağına geçirdiği beyaz, topuğu normal platformlar vardı. Aynadan kendine tekrar baktığında, Asu'nun yaptırdığı kelebek küpelere dokundu.
-Bana şans dile, minik kelebek."
-Hadi kızım gelsene...Obaaa..." kapıyı direk açıp Elvinle gözgöze gelen Görkem'e gülümsedi. İçeri adımladı genç adam tereddüt edererek:
-Gel ya gel, ne çekiniyorsun?"
-Ne bileyim kızım, amcanın evi ya bir garibim...Çok güzel olmuşsun, şanslı herif!" Gülümseyerek ona sarıldı kız.
-Hadi gidelim, Acarlar 5 dakikaya geliyormuş. Asu, Deniz'i aradı." Hemen geri çekildi Elvin.
-Dişimde ruj kalmış mı dişimde ruj kalmış mı?" Tüm dişlerimi göstererek durdu.
Garip garip arkaşına bakıp dudak üstüyle altını iki parmağıyla sıkıştırdı genç adam. Bu kız onun kardeşiydi ve o kadar seviyordu ki.
Çok kötü içki içip bir arkadaşınıza söyleseniz size "ilaç al, yat uyu" derdi büyük ihtimalle. Ya da "az kendine dikkat et." derdi. Elvin ona bir hafta kızıp trip atmış, ama trip atmadan evvel onu, genelde pataklayarak, ayıltmıştı.
Bir annenin evladına kızması gibiydi genelde ve bu yüzden Görkem Elvin'i alacak erkeğin hep dünya üzerindeki en şanslı erkeklerden biri olacağını düşünüyordu.
Bu arkadaşı olduğu için söyledği bir şey de değildi üstelik. Nesnel bir yargıydı.
-Sakin ol kız! Kalmamış bir şey cadı. Sen Elvin Durusun ya ne bu ergen haller? Yakışıyor mu kızım, tiki misin sen?" Anında yüzünü sertleştirdi genç hanım. Endişeden arındırdı kendisini.
-Ha şöyle. Vallahi ya. Bu kadar heyecanlı olduğun başka bir zaman yoktu..."
-Neyse ne Görkem. Hadi aslanım yürü." Dedi sırtına vurup yalandan burnunu çekerek.
-Vov, semt dayısı?" Gülümseyerek baktı. Arkadaşını yanıtladı genç kız ağır ağabey havasıyla:
-O çocuğu alıyor muyuz kardeşim?!"
-Alıyoruzz!"
-Yeeeeyy!" Duyduğu kapı ziliyle odanın çıkışına koşarlarken, zili çalan Acar da hükmetse de heyecanına yenik düşüyordu.
-Ulan vallahi içimden dışıma balyoz çakıyorlar."
-Kalbindir ağabeyciğim o kalbin." Açılan kapıdaki Elvin'e gülümsedi hepsi. Acar da kardeşinden, kapıya döndüğünde kilitlenmiş bir şekilde kaldı.
Bu kadın hep mi ışıldardı ?
-Hoşgeldiniiz." Dedi içeri giren kişilerin tek tek ölünü öpüp, sarılarak öperken. Acar'ın ailesi Elvin'in ailesiyle öpüşürken Elvin son olarak Acar'ı içeri geçirdi.
-Hoşgeldin." Dedi genç adamın elindeki koca buketi ve çikolataları alıp kocaman gülümseyerek.
Acar genç kıza hala sırıtarak baktığından transtan çıkması biraz zaman almıştı. Kızı baştan aşağı süzdüğünde kum gibi dökülen saçlarına bakarken derin nefes alıp cevapladı:
-Çok hoşbuldum." Acar içeri geçtiğinde Mert'i gördüğünde tepki vermeden geçmişti.
Lakin Elvin'e gülümseyecek veya ona gözünü değdirecek cürreti bulursa ne yapardı bir fikri yoktu.
***
Bu güzel günde arkadaşları da onlarla beraber olduğunda koca salonda her yer dolmuştu. Sonunda Elvin heyecanının gitmesi için tırtıkladığı çikolatalardan kalkıp, salona, yanlarına gitti.
-Kahvelerinizi nasıl alırsınız?" Hizmetliler çalışmayacaktı, bu yüzden 18 kişiye kahveyi yapacak kız Elvinden başkası değildi.
Mutfağa yöneldiğinde aklına tutuyordu:
6 şekerli 10 orta 2 sade! 6 şekerli 10 orta 2 sade!
-Elvin biz Denizle sana yardım edelim." Dedi Petek Deniz'i de alarak. Asu hafif alınmış duruyordu ama erkek tarafından kızı alıp kahve yardımı alamazdı ki!
Kızlar hep birlikte mutfağa doluşup kahveyle beraber fokurdamaya başladılar.
Bu arada içeride misafirler de konuşmaya devam ediyordu.
***
Elvin DURU
-Ay çin ordusuna kahve pişirdim resmen kızlar, bu bir yerlerde hamaratlık derecesine girmeli." Petekle Deniz yaptığım bol köpüklü kahvelere büyük beğeniyle baktılar.
Çok güzel bol köpüklü kahve yaparım.
Bu eve ilk geldiğimde babam benden kahve istemişti.
Sade içerdi.
Ama bulaşık suyu gibi yapmıştım. Götürdüğümde gülümseyerek kaç kere kahve yaptığımı sormuştu. Hiç yapmamıştım açıkçası. Yapılışını dahi bilmiyordum.
Her gün benimle birlikte kahve yaparak öğretmişti. Şimdi sevdiğim adam ve onun babası da sade içiyordu.
Onlara bol köpüklü kahveler yapınca bu sade kahve anım zihnimin derin sularından su yüzüne çıkıvermişti.
-Pşştt Elvin?" Düşüncelerimden çıkıp kızlara döndüm.
-Ay dalmışım, ne ciyaklıyorsun Deniz ya?" Petek ikimize güldüğünde ona göz kırpıp, Deniz'e baktım numaradan tip tip.
-Hadi tuz atalıım!" Dedi Petek.
Elim hiç gitmiyordu aslında. Acar benim için bir çok şeye katlanırdı ve bunu tuzlu kahve kanıtlamazdı ki.
Yine de adet yerini bulsundu!!
-Sen oradan bana karabiberi de uzat!" Sonunda ikisini de boca edip, köpüğü çok bozmadan karıştırdım.
Kızlar kikirderken, altına "Yarasın oğlum." Yazan bir fincan altlığını yerleştirdim.
-Hadi bakalım."
Deniz konuştuğunda dikkatimi ona verdim:
-Bölüştürerek mi taşısan diyorum? Ne bileyim tepsi zaten gümüş ya ağır, bir de 18 tane kah..." tepsiyi elime aldım bir kuvvetle.
-Ben güçlü kuvvetli bir hanımım Deniz, taşı sıksam suyunu çıkarırım. Şimdi, ilk çıkın bakayım siz." İkisi önümden hızla çıktıktan az zaman sonra yavaş yavaş yürüyerek salona giriş yaptım.
Eteğime dikkat ederek tek tek eğilip kahveleri önce Neris Hanım'a vermek üzere dağıttıktan sonra, Acar'a eğildim.
Yüzüme bir süre baktığında ilkin bozuntuya vermesem de, böyle durmak çok da kolay değildi doğrusu.
-Böyle de rahatım ama alsan diyorum?" Dediğimde göz kırpıp fincanı aldı.
-Alırız, onu da alırız." Tepsiyi alıp salonda amcamın yanındaki köşeye geçtim. Mavi berjerin üzerine derin bir nefes alarak kendimi attım resmen.
Acar'ın hareketlerini izlerken, kahveyi sakin bir şekilde yudumlayışını izledim. Salondaki birçok kişi, hatta herkes, çaktırmadan ona bakıyordu. Suratında yavaştan bir çökelme görsem de bozuntuya vermemeye çalışıp hızlı yudumlarla kahveyi bitirdi.
Çaktırmadan gülüyordu bir çok kişi. Hele Sarplar ve Aliler birleşince tam holigan grup olmuşlardı.
-Ellerine sağlık." Dedi bana dik dik bakarken.
-Afiyet olsun." Diye mırıldandım ben de gülerek. Adetti canııım, molotof attım içine sanki!
5 dakika kadar sonra Kaya amca lafa girdi.
-Eh... Cihangir Bey, biz Elvin kızımızı tanıdık. Rahmetli Sabri Bey'in kızı da en az onun kadar çok yüce gönüllü bir kız." Lafını bitirip bana gülümsedi kocaman. Ben de aynı şekilde karşılık verdim. "Bizim oğlan, biraz delidir. Evlenceğim dediğinde akıl hastanesi sabıkası olmayan bir kız için dua etmiştik..." lafını bitirirken bir anda hıçkırık eşliğinde ard arda gülme sesi geldi.
Asu, resmen kahvenin de boğazına kaçmasıyla kıpkırmızı kesilmişti. Nefessiz kalmış hem hıçkırıp hem gülüp hem de öksürüyordu. Nasıl yapmıştı bilmiyorum ama ortaya çok komik bir an çıkmıştı. Hem elini kendine yelpaze gibi yapıp, hem de nefes almaya çalışıyordu.
-Dur ben sana da su getireyim." Diyerek ayaklandığım sırada Acar atladı:
-Gerek yok ya." Kızın sırtına resmen pat küt çat sesleri gelerek vurduğunda boğazda kalan kahvenin vücuttan atıldığına %100 emin olmuştuk.
-Hıh...Evet ne diyordum? Sebebi ziyaretimiz malum, sizin de rızanız olursa Allah'ın emri peygamberin kavliyle Elvin kızınızı, oğluma istiyoruz." Asu tekrar öksürdüğünde Acar gözlerini kısıp ecel bakışı atmıştı. Bu durmasına yetmişti Asu'nun. O bakışa kahve mi kalırdı be!
Amcam lafa girdi:
-Elvin, benim için çok değerlidir Kaya Bey. Hem ağabeyimin bana emaneti, hem de benim tek kızım..." bu esnada gözlerim hafif dolduğundan ellerimle oynadım. Acar'ın bakışlarını üstümde hissetiğimden ona dönmedim.
Başka yöne baktığımda sağ tarafımdaki koltukta, hemen yanımda oturan Mert ile gözgöze geldim. Sıcak bir şekilde gülümseyip, parmaklarıyla gülümseme işareti yapmıştı.
Kardeşinin üzüntüsünü yaşadığını görüyordum. Ama bugün benim günüm olduğundan hala beni düşünüyordu.
İşin aslı hem Acar'dan çekindiğimden, Mert'in bana olan sevgisinden onunla konuşmayı kesmiştim. Ama onunla dertleşmeyi, konuşmayı, sohbet etmeyi o kadar özlemiştim ki.
Elini hafifçe koluma koyup sıktı ve önüne döndü. Amcam lafına kocaman gülümseyerek devam etti. Benim için yapıyordu biliyordum.
-Bu yüzden onun mutlu olması, benim mutlu olmam demek. Sana soruyorum." Dedi kucağımda olan elimi tutarak.
-Sen Acar'ı gerçekten ömür boyu hayatını birleştirecek kadar seviyor musun kızım?" Elini sıkıp gülümsedim. Bu ev senin evin, dedi. Biliyorum, dedim. Gülümsedi.
-Evet amca, çok seviyorum." Elimi okşadıktan sonra elini çekip, dizine vurdu.
-Eh o zaman, verdim gitti!" Sarplar Acar'ı erkekçe tebrik edip omzuna, sırtına vurduklarında kızlar da çığlık çığlığa olmuşlardı.
Acarla kalkıp tek tek el öptüğümüzde Neris babaanne:
-Hoşgeldin, kızım." Demişti. Filiz teyze de çok mutluydu. En azından kaynana sorunu çekmeyecektim hayatımda bu kadar sorunu çektikten sonra.
Son olarak Acarla karşı karşıya kaldığımızda, elini hemen elime uzattı. Çekip, avuç içimi öptükten sonra bileğimi de öpüp kolumdan çekti. Göğsüne çarptığımda boşta kalan elimi koala gibi gövdesine sardım.
Alnımı öptükten sonra yüzüme bakıp gülümsedi.
-Aldım kızım seni."
***
Bir süre daha ailemizle vakit geçirip restaurantta kutlama yemeği yedikten sonra gençler olarak kalmıştık.
Telefonum çaldığında tanıdık numarayı görüp açtım:
-Hıh, neredesin?"
-Geldim ben... Söylediğin mekanın önündeyim." Hemen o tarafa baktığımda el salladım.
-Arkana bak!" Döndüğünde telefonu kapatıp karşı kaldırımdan yanımıza yürüdü. Acar'a kim olduğunu söylemiştim ama bizimkiler tanımıyordu.
-Arkadaşlar kendisi Fatih. Zor bir anımda yanımdaydı, tanışın." Herkes el sıkıp tokalaşarak kendini sıcakkanlılıkla tanıttığında sıra Acar'a geldi. Kendinden beklenmeyecek bir soğuklukla dik dik bakıp elini sıktı Fatih'in.
-Acar."
-Fatih."
-Memnun olmadım." Acar'ın sessiz ge ters söylediğiyle, Fatih duyunca sinirlenip ağzını açtı. İkilinin birbirine pek ısınmadığını anladığımdan konuyu değiştirdim Fatih'in kolunu tutarak.
-Arkadaşlar kokoreç yiyelim mi? Çok canım çekti!"
***
-Şu Mert'i hala sevmiyorum." Acarın kolu altında sonunda başbaşa Devran yalısının bahçesindeydik.
-Deme şöyle. Sevgilisi de var bak."
-Bilmiyorum inandırıcı gelmiyor, bir anda sevmekten vaz mı geçti yani?"
-Belki takıntı yaptığını düşündü, belki ümidi 0 a düştü, belki gerçekten aşkı o kızda buldu? Neden şimdi böyle yapıyorsun ki?" Kafasını salladı onaylayıp sessizleşerek. Aklına bir şey gelmiş gibi hasır bahçe koltuğunda bana döndü:
-Fatih'i de sevmedim."
-Haydaaa sen de yani Acar!"
-Ne Elvin? Sana bir garip bakıyor." Gözlerimi devirdim.
-Zaten herkes bana aşık!"
-Öyle..." dedi bana daha ters bakarak. Sonra konuyu değiştirmek için sağ elimdeki yüzüğü gözüne soka soka çevirdim.
Bununla beraber gülümsedi yüzü.
-Gülümseyen halini seviyorum. Senden önce çok gülmezdim, seninle yeniden öğrendim sayılır. " koltukta ikimizi de sıkıştırıp uzanır pozisyon aldığında beni de koltukla kendi arasına sıkıştırmıştı. Başımı gövdesine yatırıp saçlarımı büyük elleriyle okşamaya başladı.
-Elvin...Sana bir şey soracağım."
-Sor tabii."
-Kaç çocuk doğurursun maksimum?" Elimle karnına vurdum. Allahım nimete vurdum nimete! Baklava vardı orada...
-Acar yani! Allah ne kadar nasip ederse o kadar bilmiyorum ki!" Kafasını salladı.
-En az 2."
-Hey yarabbim!"
-Balayına nereye gidelim?" Yerimden tek kolumla doğruldum her ne kadar yan bir şekilde uzanmış olsam da.
-Daha 1 yıl var okulum bitecek. "
-Hazırlıklar..Anca... Bunların ayarlanması..." yanağını öptüm. Bana çevirdi yüzünü:
-Kudurma bir şey düşünüyoruz burada!"
-Ben mi kuduruk oldum şimdi?" Koltuktaki beyaz mini yastıklardan birini alıp kafasına vurdum.
-Bir de amcam yaşındasın!"
-Çüş Elvin, yok mezara sok bir de. "
-Öylesin...Ben ise minicik bir kız!" Alaylı bir şekilde baktıktan sonra sinsi sinsi baktı. Belimden tutup kaldırarak dizine oturttu beni:
-Amca deme lazım olur güzelim. "
-Terbiyesizsin."
-Amca yaşındaysam sen çıtır yaşında ne geliyorsun yanıma?" Vücudumu eliyle göğsüne yatırıp boynuma kadar sokuldu. "Edepsiz bir kız mıyız biraz?"
-Defol git yaa." Dedim ters ters bakıp az ittirerek. Geriye yaslandı.
-Bazen cesurken, bazen böyle suratın kızarıyor yaa...
-Ee n'olmuş?
-Isırasım geliyor, yapma." Gülümseyip ben de gövdesine uzandım. Koltuktan daha rahattı.
-Atılgan Rus, dövüş çiçeğini almış oldu böylece."
Yaptığı birleştirmeye güldüm.
-Allah ayırmasın güzelim." Bunu benim söylememle belime kolunu sarıp bir anda dönerek beni altına almıştı. Sırtım koltukla buluştuğunda düşme paniğiyle bacaklarımı ona doladım. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp, eliyle yüzümü kavradı.
-Çabuk geçsin şu bir yıl."
Acar: Atılgan.
Elvin: Cennet çiçeği.
***
Evet, arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik.
Canlar ben tek yaşıyorum ve annem gidiyor. Yani moralim gerçekten pek iyi değil. Sorduğunuz ve merak ettiğiniz için bölüm paylaştım. İyi mi oldu kötü bir şey mi yaptım bilmiyorum elimden bu kadarı geldi.
Yorum bekliyorum mutlaka. Çok ama çok sevinirim. Yorumlardan bazılarına cevap gelmediyse birazdan hepsini kontrol edeceğim tek tek bazen bildirim gelmiyor.
Ama reklam veya hakaret içerikli olmazsa tabii ki.
Oy da verebilirsiniz eğer beğendiyseniz. Keyfinize kalmış.
Sevin, sevilin. ❤️❤️❤️